YVAKIT i İKİNCİTEŞRİN 1939 M -f Diğer taralta iyi aileden Mthap”edeceğin bir kız erkek o. îl:vnu yalnızca seni ve ötekini ta. O meyacağı için kıymetleri mukaye. ge edemiyecektir. Seni boynuzlu vaziyete soka. — cak olan iyi âile kızı senin bu — halin ile eglenecektir. Çünkü bu vaziyet ona garip, tuhaf, şayamı tecessüs gelecektir. Halbuki ran. meşru karın ile değil de. sokak. tan elde edilmiş bir kadın ile yat, mı hissedeceksin.. Mükemimc: değil mi? Bir bâkirin emniyet kilitleriyle uğraşmak — zahmetin. de nkurtulmuş olacaksın.. Bu. fun ehemmiyetsiz olduğunu mu söylüyorsun? Fakat dostum emin ol, eğer muhakkak bir bâkir ile | evlenmek istivorsan, inan — bans devu evinden alacağın kadın nor. | buhu da ancak randevu evinder “ mmalı tabit ve mutad olduğunu bil. | alacağın bir kadında bulacaksın | diği için katiyen eğlenmiyecek. | Çünkü hakiki kızlar değil, yal tir. i—:vleucuim aile kızı seni, âşı. ' leri içinde bulundukları hissin ona | — ğına yardımda bulunmağa, para verimeğe, müşküllerine or. Odak olmağa mecbur - edecektir. Mandevu evinden alacağın kadar erkeklere bir şey vermemeğe, daima onlardan almağa —alışkın olduğu için seni de hiç bir yar. — İıma mecbur etmiyecektir. r Karin iyi bir sosyetede yer a. lamıyacak, çünkü birçok yeni ta. Aışmalar yapmağı, sık sık - ziya. — retlerde bulunmağı ve nihayet se. O hin kibar insanlar arasında kir. lenmeni arzu etmiyecektir. Evi. ne ancak sözü, sohbeti ve aklı ba. ge yerinde, doğru konuşur bir. kaç sempatik insan çağırabilecek. $in. Halbuki bir randevu evi ka. dmiyle konuşurken kelimelere su geçmez bir külot giydirmek mec. — gulan sözlerde hiç bir zaman ter. / biye hudutlarını aşıp âdileşmiye. tektir, çünkü ne olursa olsun bu randevu evi kadını senin karın olmuştur. — Sonra bu kadın hiç bir zaman / Ssenhİn arzularını reddetmiyecek. — Tito — Hiç bir sevce reddet. Mez.. Kim olduğu bilinmiyen adam — —- Sen ne diyortun.. Öyle kadın. lar var ki kocalarına: “Hayır — yavrum, bu gece olmaz” - diyor. Bşlar.. H Alacağın alle kızı uyuşukluğu. nu, keyilsizliğini, saklamak için hiç bir zahmete katlanmıyacaktır. Ve bütün asabi . hareketletinin syesini sana çektirecek, sevip — tiğinir zamanlarda da lâkaydisi. — Nİ saklayamıyacaktır. , Halbuki erkekleri daima müte. — bessim çehre ile karşılamağa alış. o mış olan randevu evi kadını se. ' Hinle de en iyi bir müşterisi ile — olduğu gibi faaliyete geçecek ve © gün anmesiyle babasını birlik. te gümmüş bile olsa, sana yine |de bütün zevki ile sevişiyormuş hissini verecektir. — Sonra ilerilemiş bir yaşa kadar güzelliğini muhafaza etmesini de ==ulş.lr: Çünkü güzellik sana. — tanim başlıca gartınr teşkil ettiği i bütün sırlarını öğrınmiıdş Nihayet belki de bir gün sah. mneden eçkilmiş eski artistler de Oyaşlar silerledikten sonra doğan yeniden sanat hayatına dönmek, — hiç değilse birkaç mükemmel tem. 4 Sil vermek hırsı gibi, bir kuduz. uk, böyle müthiş bir hâdisede vukuagelebilir.. Bu takdirde kim. /“SBe şaşmıyacak, seni ayıplamıya. Caktır. Çünkü ne de ğl:: eski p atıdır.. — İlk ziffaf gecenizde belki Bü- Tip bir his duyacakam.. Kendi — Her sualin altında saklanan — gizli mâna Lö Mestriyeyi çileden çıkarıyor, cevap vereceğine tah- g ordu. Bereket yi- - ne Pol vaziyeti idare etti: — Bunlardan sana ne Danyel, dedi, Jan tamamen serbestir. Be. — nimle yapmış olduğu seyahat ni, /— hayete ermiştir. Mesele bundan i- — barettir. — — Peki Pol biz.. Biz kalıyor uyuz? — Tabii,.. — Çok güzel, haydi öyleyse uklar, eğer kabil olursa - çün" hepiniz de cenazeden dönmüş ibi bir hal var - bu son günümü- — 2ü hoş geçirelim.. Lidoya gideriz değil mi? Öyle susadım ki.. Ber- mak kadar hiç bir şey beni su- hasret etmiyor. Öyle değil mi- dir matmazel ? — Florika hafif bir sesle; —— Oh, dedi, Ben pek ender o- İarak bir yere giderim. — — İşte güzel saçlara malik a: dim Tahatlığı budur. Senin hemşirenin saçları böyleydi de - Bil mi Pol? Siyah, kıvrrcık.. Genç adam: — Hemşirem ite uğraşıp dür- D.ı © cevap verdi.. Fakat bu sleri öylç bir şekilde söylemiş- ğ Ö * Ki b Li mızca bu kadınlar bütün bekâret. verecek kabiliyettedir. Tito — Hakkın var dostum. Nocera — Yapılacak ilk iş, kendini bu iki kadından da kur. tarmak, onları bir daha görme. mektir. 'Tito — Bir daha onları görmi, yeceğim. — Yemin ediyor musun? — Yemin ediyorum.. Bu arrada telefon çaldı: — Mösyö Tito Arnodiyi ara yorlar? Tito derhal telefona koştu, ko. nuşürken görleri parıldayor, yü. zü gülüyordu. — Evet sevgilim benim.. di. yordu.. Nasıl, sizin evde mi? Ya. rım Baate kadar, gelmek — de uçuyorum.. Nocera: — Kimdir? Diye sordu. — Güzel Ermenim... Diye Tito cevap verdi ve bir | kelime ilâve etmeden çıktı. * ı + + 'Tito bir metro — istasyonunun kapısında tarihleri telefon numa. larını ezberleyen eski mektep arkadaşı, lokanta garsonuna te. sadüf etmiş olduğu için Madam Kalantanın villasına biraz teah. hürle gelmişti. Arkadaşı elinde valizleri göz. termiş, ve memnun bir şekilde: — Artık ttalyaya dönüyorum.. demişti.. Parlsten, şuna buna hiz. mer etmekten, hayatımı kuruş, kuruş kazanmaktan artık bıktim. Etrafımı çeviren ve beni her gün biraz daha boğan kancıklıklar. dan gına getirdim.. Kendimi Sen nehrine atıp hayatımı mek istedim, fakat düşündüm: bu nehrin suları da yarı yarıya tesmi veya gizli fahişelerin türlü pislikleri ile doludur. — İtalyaya temiz bir nehir a. ramak için mi gidiyorsun? Belki bulursun, çünkü İtalyada kadın. lar daha az yıkanırlar.. — Rabhip olacağım.. Torino, nun yanında bulunan bir manaz. tıra her kim müracaat ederse etsin kabul ediyorlar.. Burası bir nevi mistik ecnebi lejionu.. — Peki, rahip olabilecek vazi. yette misin ? — Bunun müşkül olmadığını zannediyorum.. — İtimadın var mı? — Hayır.. — Hiç değilse istidadın? — Hayır.. hi — Şu halde.., “Daha var) temizle. | ' RADSYO | 1- 11 .953 Çarşamba ! Progğram ve memleket eat ezan Ağjans ve meter haberleri. E2ğ0: Türk Müziği YA SO/LEMI Müzik — VKüçük İra —— Sefi Necip Aşkind, 1 — Bece | Sevenad. 2 — 9. Stravar Xese İleri, B — Heinz Mor aa Ür men Polkasıı 4 Ziehirer Asık | 'Ramamıı. | . TRAN | Memleket xant a ve Mele Diş politika hüdli Müziği: Calanlar Fersan, Refik Fers: peşreri, 2 Kürdilihicazkâr : 10 yar bir gece geldir. 3 Bedtite Kühhtihle kâr yarkı (Mulriptaamı) 4 — Bodğos — Kürdi lihlcazkâr — sarkı: (Güller açmış! 5 -- Sodellin. Kaynak Hayatiara ban şarkı; (Dağları bhep kor aldı| B — Cevdet Çağla: Kemam taksimi 2 - Oku efharel Sağınak, Ai Rifat Suxinuk (Kür elmedi - ğa — Mien man gel) 3 — Cevriye — Muhayyer | şarkı: — (Bahi buk gönül xibi) |4 — Halk l madı mi). | pöslu kutusu) mhur ban t Konuşma (Haftatık 21.10: Müzik (Riyasele dosu — $ Künç Boeethaven: M Gillet: Loin du Bal (V Lemento © Ti Dicbung No, , Klose; İlelena — (Klurinel melodi) & — der Öperi Die Königin — v Tüss 22007 Memleket sant a | haberleri, zitsat, esham tahsilâr | kambiyo vüküt boörsesı (Fiyat! Serbest saal, SN0 Mürzik * Piyano için sabel Konser Yosu — PL) 22.50: Müzik (Caxbhanıd Pel) 28.25/20. Yarmki — program I ve kapı Konya köylerinde de- mircilik kursları Konya, (Hususi) — Vilâyeti- miz dahilinde açılacak seyyar gdeymiyrcilik ve doğramacılık kurs. Tarma ait talimatname ve mülre. dat poogramı-Maar'l /Vekâlesin. den vilâyetimize günderilmiştir. İlk seyyar kurs vilâyetçe mü. nasip görülecek bir köyde açıla. caktır. bağlı olacak ve teftişleri ilk ted. | risat müfettişleri tarâlından yapı- | Kurslar, bölge sanat okuluna | | lacaktır. Kurs açıları köy kurstan fay- dalandığı gibi, o köye civar olan | küyler de bundan müscefit ola, | saktır. Kursun gayesi köylünün kul. | landığı ev eşyaları, ziraat âletle- ri, makine ve inşaatâ müteallik eşyalar, köy arabası tamir ve in, şaxı dahildir, Kureslar üçten altı haftaya ka. dar devam edecektir, Dermircilik kısmında ise, sıcak demir ve tesviye işleri, el tesvi. yesi, el tesviyeciliği, soğuk de. mir, teneke ve doğramacılık işle- ti. köy doğramacılığı şubelerine ayrılmıştır. Köy doğramacılığı 18 hafta devam edecektir. | çuyorlardı. Ara sıra kocaman ka- Getasu bir an için yolun kena - | gaa koştu; demit silâh — sesinin iği ve düumanım — göründüğü yere ateş edecek oldu. Fakat bu se'er Ras Yatsu da ateş etm'şti. Bir kurşun Getasunun kulağı - | nn dibinden korkunç bir ıslik ça larak geçti. Getasu doğrudu ve uzakta zan- nettiği kovalayrerların, umduğun dar daka yakın olduklarımnı gör | dü. Brüno ise elli altmış adım yak- laşmıştı. Ras Yatsu: | — Artık kurtulamaz... | Diye kin ve sevinçle homur —| danıdı : Matanyo mirildandı : — Ah Mariya!.. Sana bir şey olmasaydı!.. | Getazu yöolün ilersine baktı; ©- | rada da dereden yukarı çıkmış olan iki Habeşliyi gördü. Artık bir adım bile atamazdı; dereye döğrü inmmek ve kestirme yoldan yaya olarak Adigrat taralına git mek hulyası pek boştu; orada bit kaz gibi avlanacaktı. Önü ve arkası da kapalı oldu- | üuna göre dağlara ve kayalıkla * ra giden taraftan başka açık yol kalmamıştı. | Yerdeki kadını bir bohça gibi | kaptı, omuzuna vurdu ve yalçın kavalıkların arasına daldı Bu kayalar, tuhaf tehaf biçim' lerde, girintiler, çıkıntılar, oyük- far va deliklerle doluydu. Silâh | & sleri den ü-ker bimlere- karsa hepsi birden havalanmış, kâra bir bulut gibi başlarızın üstünde « - | j eleş kafalı akbabalar da ülüyordu. Onlar uzaklaşmı * yorlar. gittikçe yükselerek bü - | yük halkalar çiziyorlardı. Her halde çok geçmeden oralara bir kaç ölünün serileceğini biliyor - lar, leşlere konmak üzere hazır bulunuyorlardı. Getasu, bazan beyaz, bazan kaza, bazzn da kırmızı, veya baş- ka reüklerin karışmasından do - gan başka renklerdeki kayaların | arasında kaybolmuştu. M2Yeş n,'x min herti bütüğ şimal tarafında olduğu gi: bi burası da sarp bir şekilde, en az kırk beş derscelik bir zaviye ile yükseliyor, iki Üç yüz metre | sonra dümdüz bit meydanlık o - tuyordu. Bürası, yalçın dağın or- ta yerinden ufki olarak kesilerek Üst tarafının atılmasile yapılmış gibiydi. Getasu, büyük kardeşinin düş- manlığını artık gözlerile görmüş- Artık dağların ötesine doğru giderek Aduva yoluna sapmak * tan başka çare yoktu; bu, güç bir il fakat arkadan gelenlerin de | atlarile bu kayalıklar: tırmanma- lârına imkâa buluyordu. Onlar da ister istemez onun gibi yaya elacaklardı, Bu itibarla atırır kay betmekle bir şey kaybetmiş ol - muyordu. Getasu tepeye çıktı. Düzlüğü geeti. Matanyo şiali bütün taliini kö- peğinin ePne bırakmıştı. Çünkü bu karmakarısık, çapraşık yollar- da ne bir iz bulunuyor, ne de| kovalanan adamın gçetiği yerler | TUNAKIZI ti ki, matmazel Leje artık ısrar edemedi. Bundan sonra birlikte geçir - dikleri saatler zarfında ne Domi- ! nika, ne de Taversko ailesi ef - radından herhangi biri mevzu - bahs olmadı. Ayrılmalarına birkaç dakika kala, hep birlikte warda bulun - dükları bir sırada Lö Mestriyc vicdan azabı. duymağa — başladı. Gerçi sırları söylememeğze vemin Fakat arkadaşını hem - şiresinin âkibeti hakkında malü- mattar edebilirdi. — Kardeşinin sıhhati yerinde- dir ve vasiyet'nden hiç de şikâ* yetri değil., dedi. Esasen bunları senin de yakın da öğreneceğini emniyetle bili - yorum, Genç Romen derin bir nefes aldı: — Teşekkür ederim Jan., Dedi ve ferhal iliys ettir — Domnikaytı rördün mü? O- unla kenuştun mu? | — Hayır, maalesel.. Fakat ba- | bana yazmış olduğu bir mektu - bu okudum. — Peki - genç Romen tered - düt ediyordu - bu Florikanın is- mi hakikaten Pavesko mu? Bu kız bizim aileden değil mi LB Mestriye arkadaşını temin ettir — İsmi hakikaten Florika Po- veskodur, Fakat Pavereskolarla Poveskolar arasında ne gibi bir tabtta verder? Kitab'lir bunları belki Morenonide öğrenirsin. Filhakika Lö Mestrivede, bil - hassa Florikavı sevmeğe basla - | ı şekild, mütalea ediyor, arkadası. tim babesina icinden kızıyor, fa. kat haki'-ati bütün - teferrülatiyle anlama't istiyordu. Tareket kampanası çalıyordu. Genç Tsveresko: — Âllsha 1çeentindrk Jan., de. 8.0 ANSS Villr bir 2558 ne va. , biribirimizi görürüz.. Ben | * | daha Kimbilir n2 kadar zaman | burada kalacağım.. Maamafih ba. na yapmış olduğun arkadaşlık i. Çin sana tekrar tekrar bütün kal. bimle teşekkür ederim. — Teşekkür etme Pol.. bunun mükâfatını gördüm. Daha evvel vagora binmiş olan Florika, sevgilisini de yanına ça. Bırıyordu, tren kalkmak üzerey. Gi Lido'da yemiş olduğu mükem. mel yemek ve bu avdet hâdise. sinden çok memnun kalan Darn- yel Leje her tarala nese saçıyor- du. Filhakika bu da pek fera bir kız sayılmazdı.. Kendisinin ta. mamen mesut olması şartiyle et. rafındakilrrin de memnun olma, sını isterdi.. — Nasıl? dedi. Böyle öpüş. meden mi ayrılacağız.. Ve yanağını L öMestriyeye u- zatarak! — Heydi Jan güle güle., Güzel eğtenceler.. ğ Ben Diye ilâve etti.. Sonra üşığına | er hekver'|" görünüyordu. Faxat Brüno bu eksikliği sa dece burnu ile tamamlıyacaktı Öyle uldu. Bu köpeğin lüzumsuz yerlerde havlamaması — kovalamayı büs bütün kolaylaştırıyordu, böyle - likle kovalaran adama da kendi in geldiğini belli etmiyordu. Köpek de Getasunun ardından kayboldu. Atlardan indiler, tıfmanmağa başladılar. Bu hal akşama kadar sürdü Hepsi de bitkin, yorguüdular Elbiseleri parçalanıyor, elleri tır- | nakları kanıyor, t.rden sirsiklâam oluyorlardı. Ras Yatsu: — Allah belâsımi versin alca - ğın!.. Ay da yok.. Karanlıkta ne yapacağız? Senin Brünonun da hiç sesi çıkmiyor. Diye mırılda” Matanyo bül betmiş gibiydi. Bununla beraber kondisini zor- luyordu. — Btüno vakti gelince bağır- mamazlık etmez... Ortalığı her an dinliyelim... Ay da iki saat sönra doğar... İşte her şey bu iki saatin için * de olacaktı. Şimdi karanlığı fereat — bilen Getasu da dinlenecekti; çünkü o, hepsinden daha yorgundu; o sıra Brüno atısızın ve kolaylıkla herifin boğazına saldırabilirdi. Alfrikanın zifir gibi gecelerin - armml adım yürümek için hiç olmaz beş öen dakika uğdaşıyorlardı; mini minl elektrik feneri olmasa Bu kadarinı da beceremiyecek lerdi; bununla beraber Habeş prensinin ne tarafa gittiğini kes- tirmek de mümkün olmuyordu. Saliyanti dedi ki: — Büyük bir yanlışlık yaptık. — Noedir? — Brünonun - boynuna küçük bit çıngırak taksıydık, her an ümitlerini kay | onun gittiği yeri bilirdik... — Bunu vaktile söylemen ge- Kekti l... Mi a peğirle ve / Çürikü böy lelikle Getasu eğer yakınlarday - sa kendiletini haber vermiş ola - taktı; fakat bir zaman geldi ki, artık sabri kalmadı:' — Brüno.., Brüna... Diye bağırdı. Köpek havladı, uzaktan veya yakından cakal sesleri de geldi o varafa yürüdüler. Aradlan birkaç dakika geçme - mişti ki, tam onların gittikleri taraftan bir hırıltı. duyuldu, bu Brüno idi. Araya bir de insan hor murdanması karıştı. — Boğuşuyorlar... Getasu... Çabuk... Cecenin srssizliğinde bir ta - banca patladı. Bir inilti ve ağır bir şeyin ye- re düşmesinden doğan tok bir ses... Matanyo ileri atıldı, İniltinin geldiği yete vardığı zaman karanlıkta zavallı köpe - gin gözlerinin parıltısını gördü. — Yere bakın!.. Diye arkadaşlarına seslendi. Kendisi de yattı ve clektrik fe- TEPARGFİPRREEE dönetrek: — Haydi Pol, sen de bu gü- #el kızı öp.. İki genç maheubiyetle biribir. lerini öptüler, Pol Florikadan daha ziyade şaşkın bi rvaziyetteydi.. 'Tren muntazam gürültüler çı. kararak rayların üzerinde kay. bolduğu zaman Danyel Leje: — Benim küçük Pclüm., Me. ğerse senin memlekette hiç tanı. madığfın bir hemşiren varmış.. Dedi.. Pol cevap vermeğe te- gebbüs etmedi. Brüna ile ... Nikola Taveresko, Domnika ile Lö Mestriyenin mektuplarını aytnı günde aldı. Bu şekilde De. metrin müuthiş taşebbüsünür fa. kat neticeye varamadığını da öğ- rTenmis oluyordu. Bakitatini söylemek lâzımge- Üirse, yeğeni bi arada bir netice. ve varmıştı: Lö Mestriyenin ta- kibe nihayet vermesi... Fakat genç Frensızın mektubundan zi. yade Domnikanın kullanmıkta olduğu eda onu haytetlere düşü. | rüvor, telâşlandırıyordu.: Taveresko, Yazan* Kadircan Kaflı * nerini yeniden yaktı. Brünonun boynundan kafi | yordu. Bir asker gömleğil VE Tak yarayı sardı. Başlarının üstür geçti. Brüno kursunun geldiği T fa doğru baktı; güçlükle el du ve yürüdü. Fener göndü ve önlar dü peğin ardına düştüler. — Gürültü etmeyinl.. yürüvün .. ) Köpek sekiz on adımda | düşüyor, bir dakika kadar kalıyor; güçlükle gene doğf” biliyordu. Pek yavaş gidiyorlardı. her halde bir yerde sapla mağtan daha iyi idi Bir saatten çok böylece düler. V Köpek gittikçe kuvvettefi —f üliyordu. Şimdi bir kayalığıfi . niyorlardı; köpek hep &$ bakıyordu;. otaya Diz an Ü varmak istediği anlaşılıyorGU; Birdenbire sendeledi ve beş metre aşağıya yür Orada, bütün acılarına avırır bulduğu zamanki bir bağırdı, Matanyo: — Yazık!... Diye mırıldandı; kayanıfi narından dolaşarak aşağıyı meğe çalıştı. Saliyanti köpeğin ne de! tediğini anlamıştı. — Getasu oradadır; onü dut... | Diye fısıldadı. — Fakat kendisi de öldÜl, Bünu da mülâzim Macyö lemişti. Asağı indiler. O zamana kadar ufuk biraf ? dınlanmıştı. Ayaklarının diVğ yiğit Brünonum ölüsü ve onült) adım kadar — ilerisinde bir mağaranıin ağeı — görü du İçeriden iniltiye ve horul maya benzeyen sesler geliy' Matanyo ileri atıldı; fenef karak keslerin geküği tar: virdi; orada Marivanın solt? liğa Getasuya saldırdığını, rukladığını, Habeş delikanli da onu belinden tutarak dığını gördü, Getasumun ddı korkunç bir gülüm:i I. Işığı görünce birden dof ve silâhını kaptı, Matanyo hemen feneri müş, yana çekilerek eğili Aynı zamanda iki silâh © Mağaranın içinde önce Bif| für, sonra bir homurdanmd: ha sonra da bir inilti duyul?” PUAKİITŞ ABOYE TARİFESİ Wemleket içinde va <e Aylık 3 aylık 6 aylık 475 1 yallık D0 aritedem Balkan — HerliRi, oluz kurus düsülür. birlidine girmiyen verlere İi Velmis beser kurus zarrmımı Abone kavdını bililiret (u0 ve telarat Öcretini; Derksinin pasla — veya bankö, vollama Ücretini 'dare ketid! rine alır, Setjyonta hrs nnsta pi 25 kurustur. İLAN ÜCRETLERİ Ficaret Hânlarının sentiffi Ve sayfakirda rus: dördüncü <avfada 17 ve Ücüncüde 22 vöclek vanı kestmece $ İi Rüvük, cok devamlh. H iliin verenlere — ayfi dirmeler vanılır. Resint vin sanlim . safırz 90 kurli” Ticarf Mahivette Küçük İlânlar Bir defa 90. iki defaci defası G3, dört delacı 75 lelast — 100 kürüstür. vadır. Dört satırı gecen İll fazla «htırtarı bes kürt! sap edilir. Vakıt hem dözrudan kendi idare verinde. kara enddesinde V altında