4 — VAKIT 21 TEMMUZ 1939 * Bursa mektupları :i Sabahleyin Mal- tepe vapurunda Küçük bir gaflet ve yanlış- liğın cezası Bana; İstanb. Ca Mudanya a-; şimdi ne yapmalı? rasında işleyen (Trak) sınıfı Böyle müşkül anlarda, yapurların her sabah saat sekt-| defa, insanm etrafında falıri 5- zi kırk beş geçe G ibtimin-| larak iş görüyor, büreket ettiğini söylemiş-| müsteşarlar ve rehberler” beli- Ertesi günü biraz erkence| tavalye ettikleri harcket tarzla- Kkülkmak niyetiyle pazar günü| erkenden yatmışz, hafif dalgalı bir Zonizde âdeta sekerek koşan temiz bir vapurun, doyum olmı- yan ğu hülyalariyle u- yür uyanık bir halde sabahı bu- Jarak daha t beşte hemen yataktan fır ıştım. yole hakeme, yıllık bir dost « Buun biraz da sinir meselesi ol-| hitap ederler ki adamın fikrini duğu muhakkak ve benim her| istediktleri tarafa hemon çeliv yolculuğum aşağı, yükarı büyle | rirler. Bana da Öyle yaptıla dir ve az, çok © yo! a ta| Bir saat sonra yani dok kaddüm eden bir uykuma maul | rek Yaloyaya v oluür. Fakat bu halimden, etra- xu çey r miş, oraya da fımdakiler şikâyetçi olabilse de,| maralı Akay vapurları işleyor-| iyordu. benim şikâyetim yok. Çünkü ha-| muş, Yalova iskelesinde gü- yatımda hiç bir vapur, hiç bir| zel bir öğle yemeği tron kaçırmayışımı; hiç bir rans, İ $ olarak varma- yışımır bu tabiatime medyunum- dur. Bu defa da işte huzurst uykudun, yarım yamalak bir bah tuüvaletinden, ayak üstünde bir kahvaltıdan sonra yedi bus guk vapuruyla karşıya, köprüye geçmek için vaktinden hayli ev- yel Kadıköy iskelesine gelmiş, orada da bir yera ilişemiyerek ayakta dolaşmış, dürmuş, va- pür zamanını beklemiştim. Sabahın bu erken saatlerinde Kadiköyden küprüye giden va-| rinin bana (get, Kety'aryen eee pı'ır yolcuları muayyen meslek| zibLesi Küdar; 'sabahteyim erken ve iş adamları olarak hemen da-| gideceğim zanniyle bir gecenin ima aynı şahıslar oluyor. Bun- uykusuz ve onu takip eden sa- Jar her gün, dalima irmekte| bah saatlerimin de dirliksiz plmanın verdiği bir bıkkmlıkla| geçmesini büsbütün manasız- Aartık ne denize, ne de İstanbu-| laştırmamak gayreti ve nirmiş, tenezzüh Yalovadan Uludağa kadar altı ir Bâ- hangazi, Gemlik de görülecek yerlerdenmiş. lovaya gidecektim, Bu kararın maralı yeni vapurlarından — bi- 'fat etmek istemiyarek yolculuk-| mak hıncı vardı. Jarının devamı müddetince ga- ine kapanıyorlar, onları| bah seferi yapan Akayın haki- ancak vapurun pervane sosleri| katen lüks kamaralı yeni hafiflediği zaman bükerek cep-| purları geldi, gitti; ben iskele- Yerine yerleştiriyorlar, de ayakta dolaşırken — erkekli, İşte yedi buçuk seferini ya-| dişili; irili, ufaklı ve İspanyol pan bu vapurda da — benim gi« dilli birçok yurttaşlar - telâşlı bi şu veya bu maksatla bu sa- halleriyle ve her şeyin tâ içini âtte o gün için yolculuk yapan| gürmek İsteyen ve orada ken- mahdat bir zümre hariç olmak| dileri için bir tehlike olup olma- füzere — yolcular saat sekizde| dığına kanat getirmok isteyen İstantul tarafrmdaki İşleri ba-| korkak, vehimli bakışlariyle bu şında bulunmak mecburiyetin-| vapurlara atladılar, gittiler. An- (de olan kimselerdi. çak bundan sanra, saat dokuz,| ) Vapurumüuz köprüye sularında idi ki Malu"pc vnxı'uru şirken yolcular arasında beliren| 81T bir eda ile geldi, fskeleye mutat kaynaşma hareketi üze-| Yanaştı; kaptan köprüsünün &l Tine ben de hemen, beni Mudan- ima'mhelasım astı. Bu mbe)'a— yaya götüreceği söylenen vapu-| d Kadıköy, Heybeli, Büyüka- Tu yerinde bir an evvel görebil-| da, Yalova yazılıydı. Demek bi mek için Galata rıhtımıma bak-| Zi Yalovaya gütürecek — vapyr; tın. Filtakika, baş tarafmda| bt Maltope vapuruydu. : İ #şte artık adı da güzelce seçile- Hiç şüphesiz bu; benim için bilmekte olan (Trak) vapuru| yeni bir inkisardı; fakat nihayet boyaz bir güvercin sevimliliğiy-| gelip, çatmış bir akıbetti de. Za. le rıltıma yanaşmış, yatıyordu. | ton sabahtanberi geçirdiğim Ü- Müsterih oldum. Fakat bu fe| züntülü saatler içinde ayaklarır kir ve sinir huzuru maattecsslim | taa — maruf tabiri İle — karasu pek az devam edebildi. Çünkü inmişti. O itibarla hevesimi daha hemen köprüden Mudan-| kaymak gibi asfalt yola saklıya- » glidecek vapurun ancak rak hamal ünde, ben arkada; sa- Va: yakla- e ”rbirde kalkacafını öğren-| kin ve mütevekkil Maltepeye dirm girdim, blir yere büzüldüm. iste (Trak), kargıda: Vapurumuz tam saatinde, do- diyecek oldum, O, dediler, Ban-| kuzu çeyrek geçe iskeleden pa- dırmaya hazırlanıyor. lamatrı almış, pürüzsüz serili Meğer, gerçi Mudanya vapu-| mavi bir denizi uskuru ile karış- ru haftanın her gününde sabah-| tırarak ve köpürterek — yollan- leyin sekizi kurk beş geçe hâre-| mıştı. Hayli yolcu vardı. ket edermiş ama, pazartesi gün- İlk iskelenin Kadıktiy Teri müstosna olarak dalma asat| benim sinirlerimi geno nyaklan: birde kalkarmış! Ru da pazar| dırzır, gibi oldu. Öyle ya! Ben göünleri iki geder yapılmakta ol | tekrar birkaç gaal cvonra buraya masrndan - dolayı imi oluşu biraz gecikmiş olarak, ben de| sabatırmn çok erken santinde ev-|(iyi kahvemiz yo - #ğTenmiş oluyordum. İyi, ama,! dekllere terslenerek, arahacr ile çok|limdedir ve bu da benimdir. zannedilcn latı riverir, Buntar, hakikat haldı |evde kalıp ölecek değillerdi. Gev- rından kendilerine bir çıkar beklerliz vücudunda yaşama — kararı |leyen kimselerdir. Fakat hiç çağlıyordu. Tama erkek gibi yaşa- beklenmeyen bir akıbetle karşılmanın kemaline karşıya kalınmış olmanın — mu-, böyle ahmak, abdal bir tali yü- urduran iİlk şaşkın-İzünden soyulmuş olmaya dayana” lığı içinde bunlar insana kırkl|mazdı. İçini ekseriya izhar, ifade imlyetiyle öy-Jedemediği öyle bir kızğınlık biü- lo sokulurlar ve o kadar cazipjrümüştü ki, bazan bu hiddet, bir var-|mavi bir halde patlayan göğe kol- eni ve lüks ka-j|larını uzatarak yumtuklarını sal yenir,|sen.. sen.. çok zalimsin, diye fü- sonra kaymak gibi bir asfalt yol|turla bağıracak olur, üzerinde (ver elin! Bursa) de- |zada korkmuş gibi, keder otomobilleri| haykırırdı: liraya yolcu gölürüyormuş. Or-| gelecek değil ki.. Derhal kararımı verdim: Ya-| '©Prak mabedine gitti. Ve ilâhe- verilmesinde Akayın Jlüks ka-| (Slüm yüzüne, kuvvetle tük rinde güzel bir deniz yolculuğu-|lâr1 yoktu. Aylardanberi de ko- nun ve Yaloya ile Bursa arasın-|Pulmuş değildi. daki kaymak gibi asfalt şose ü-|Parçalanmış, — aralıkl: zerinde rahat bir otomobil sefe-|siktan vücutları görünüyordu. biraz| yataktan kalkıyorlardı. Kalkmaya Yun sabah manzarasına hiç ilti-| da gafletimden bir neyi ÜÇ al- Tüzüum kalmamıştı, bir müddet i- Fakat Adalara köprüden Bsa-| Ftdıkları gıdanın yerini — tuttu. — Toprağı elimden alamazlar. Bedenimin çalışması ve tarlala- Tiın Meyvası ile temin ettiğim bu topraklar gaspolunamaz. Gümüş param olsaydı, alacaklardlı. Top- rağı, toprak yerine gümüşleri sak- lasaydım, onların da hepsini ala- bilirlerdi. Halbuki toprak daha e- Vang Lung kapısının — eşiğine arak, kendi kendisine, “Artık dek bir şey yapılmalı . Bu boş şek kemerini gün geçtikçe sıktığı ereceği — sırada, çılgınlık derecesinde kaplayınca. çıplak, boş, harman yerinden dı- sarıya fırlıyor, başmın üzerinde bulutsuz, soğuk, berrak ve dalima — Gökte bulunan ihtiyar adam, Sonra lâh içinde — Başıma bundan daha fenası |* Yazan 938 Nobel mükdfetine kazanon Pearl Buck Krwvev bir. kuşa — veyahut hayvana rastlamazdı. Çocukların karnı gazlardan da- vul gibi şişmişti; böyle günlerde, köy sokaklarında tir çocuğun oay- nadığını gözen aslâ olmadı. Fazla fazla, Vang Lung'un evindeki iki etkek çocuk kapıya sürünerek vardılar, ve güneşte sonsuz parla- kerhatigi bir maszını aslâ terketmiyen zalim gü Bir keresinde, açlıktan doğan bir zafiyetle, ayaklarını sürüyerek siyle birlikte oturan küçük, hissiz dü. Bu çiftin önünde artık ödağaç- Kâğıt celbiseleri rından bal* Bakat ilâklar ormda hlş tir şey den. müteessir olmıyarak oturu" yorlardı. Vang Lung bunlara diş lerini gıcırlattı. İnleye inleye evi-| ne döndü ve yatağına yığıldı. Artık hepsi pek nadir olarak çin de ihtilâçir uykular malik ol- Kozalakları kurutmuş ve yemiş- neşin altında oturdular. Bir z&manlar tombul tombul - lân vücutları şimdi incelmiş, keş- kin küçük kemikleri, ince kuş ke- mikxleri gibi meydana çıkmıştı. Meydanda yalnız şiş karınları kal- muştı. Zamanı çoktan gelip geçmiş nî-ı masına rağmen, kız çocuk tek bar Şına aslâ oturamıyor. Eski bi Yorgana sarılr bir haldk Kaaktare, sikâyet etmeden pzanmış yatiyor du. İlk önce, hiddetli ve israrlı vi- yaklamaları evi idoldurmuştu. Sonraları, ağzına konan her -şe yi halsiz halsiz emerek susmuş, ve aslâ gesini çıkarmamıştı. Dişsiz | bir ihtiyar kadının dudaklarını an. diraâan küçücük yumuk dudakları, | ve bunlara denk düşen batık kara gözleriyle ufak pörsümüş )-üıü1 hepsini süzüyordu. lerdi. Ağaçlardan kabukları yol- müuş, onları ida yemişlerdi; ve bü- tün ahali, kışa bürünmüş tepeler-| taki ısrarı, ona her nas:lsa baba- | ( ae komşusu Çing, Vang Lung- | İzmir elektrik ve fi va kapısıza geldi, ve toprak kea- |keti, şehirdeki laşmış, kavrük dudakla:|ile santrol ve fabri |başlamıştır. de bulabildikleri otları yemekte idiler. Ortalıkta hayvanın nam ve nişanı kalmamıştı. İnsan günlerce yürürdü de, bir öküze, bir eşeğe didişerek buraya gelmiş; köprü- ye geçmek için yedi buçuk va- d purunu beklemiştim? İşte gene aynı yere gelmiştim, Hemen ga- zeteme kapanırım ye Kadıkü- yünde olduğumu unutmağa ça- lığırım, y Hoybeliye ve Büyükadaya bı- raktığımız yolcular mahdut ol- du, Çünkü oralara gidecek olaü- lar daha evvel bizim Maltepenin daba konforlu arkadaşlariyle hareket etmişlerdi. Yalovaya kadar yolculuğu - müz da iyi geçti ve içtiğlim, da- ha doğrusu içemediğim için pa- rasını vererek brraklığım — bir fincan kahveden başka bir şikâ- yetim olmadı. Garson kahyeyi bıraktığıma bayağı kahvenin kusurunu sor kerli dedinizdi, şekerli iyi pişmemiş mi, başka ye bana musallât olu- İyi pişmiş ama, dedim, içmeksizin içlenmiş. yor, şe- yaptım, yap yün BU, zer'u. kahveniz âdi ve galiba nohutlu, || başka kahveniz varsa, bana on- dan pişir, içeyim. Kabahatin' kendisinde ve Kahvenin pişirilişinde olmadığı nt anlamaktan mütevellit mem- nuniyetle garson, mütebessim, hem uzaklaşıyor, hem de miril- Bunu,| gelerek olduktan sonra ne diye| ?anır gibi kerdi kendine “daha! diyordu. Bu küçük yaratılışın yaşamak- sıtın sevgisini kazandırdı. Yoksa, © da Hiğer yaşıtları gibi neşeli ne- şeli —etrafta dolaşmış — olsaydı, Vang Lung, bu yavrı kızdır, diye ehemmiyet vetmiyecekti, Ba- zan ona bakarak, hafilçe fısıldar. u — Zavalk budala.. Zavallı kü | çük budala... | Bir keresinde de, kızı dişsiz| damaklarını göstererek — belirsiz bir gülümsemeye yeltendiği vakit, Vang Lung'un gözleri doldu, kü- Çücük elini, cılız, sert avucunun içine aldı, ve onun ufacık parmak- Jarının, kendi işaret parmağına çengellenmesini seyretti. Bu hâdiseden sonra da, onu çı- rıl çıplak bir halde yattığı yerden | kaldırarak, ceketinin cılız harare-| tinde saklar, vücuduna âdeta yar f i Ibrahim Hoyı | beniziyorum.. jleri kızının — gözlerine Çeviren pıştırır, ve dümdüz, kuru tarlala- va bakarak kıziyle birlikte evinin eşiğinde otururdu. İhtiyar adama gelince, © her- kesten daha iyi geçiniyordu. Zira yiyecek bir şey olsma, çocuklar dü- nülmeden ona veriliyordu. Vang uug kecdi kendisine, ölüm saa- inde hiç kimse bana, babasını u-| nuttu dememelidi Diye öğüne- tek söyleniyordu. Eğer kendi canını, etini bile! vermek lâzım gelse, ihtiyar ada" maâ yiyecek temin edilmeliydi. İh- tiyar atlam gece gündüz uyuyor, ne verilirse yiyor, ve öğle vakti güneşin sıcak — olduğr kapı önüne sürünerek çıkacak ka- dar kendisinde kuvvet buluyordu. Evdekilerin hepsinden daha neşe- Beidi? Bit 'eiik A“tltrrde Ben' ç bi ârâ, sında titreyen küçük bir Tüzgâra Bundari daha fena günler gördük, Daha fena günler yaşadık. Bir keresinde erkek ve kadınların çocuklarını yediklerini gördük, dedi, Vang Lutig erngin bir dekşet ve haşyetle: — Benim evimde böyle şeyler aslâ olmuyacak, diye cevap verdi. Bir gün, artık yaşadığına bin | şahit istiyen bir insan gölgesi har | dar siy tiyle fısıldadı? — Kasabada köpekler, ve her yerde de atlar ve her türlü kuşlar yeniyor. Biz de burada tarlaları- mızi süren hayvanları, otları ve ağaç kabukların: yedik. Başka ne Vang Lung ümitsizce başını salladı. Göğsünde, kızımın — ince, iskelet gibi vücudü uzanmış yatr yordu. Eğildi, onun narin kemik me ve yaslandığı göğsünden ırmadan kendisini seyreden kes- kin, kederli gözlerine baktı. Göz- takılınca, yavrusunun yüzünde, kalbini in citen, yaralayan bir gülümseme ürpertisi devamlıca dalgalandı. (Devamı var) mışlardar, Resimde sergiyi höâzırlayan ve v 1 SKİ ÇEŞMELİ görülmektedir. Eyüp Doğu 'Biki yurdda K K l iyüp Doğu biçki yurdu talebeleri yurlta gilzel bir sergi a>. yvay seferleri _v:ıpll” n öler talebeler | kVAK! zamanlar a ADBÜNE YAK Wemlektl içinde Aylık 95 3 aylık z60 B aylık (15 1 yallık yov Üğar 4 Farifeden — Helkiü Düi için ayda otuz. Kuf? Ç Posta birliğine girme! ayda yetmiş beşet * 'nedilir, ÜN b Abone kaydını bİl K Ne YUD ve 'telgrat Geretitiğitinsi, Parasının posla ve)ü yollama Gcretini VdA zerine alır. Türkiyenin her pol VAKİT'0 abone Adres değiştirimi 25 buruştür LÂAN — OCRE Ticaret- ilânların!? 1 sondan itibafef falarında 40; Iç kuruş; — dördüncü ikinci ve üçüncüde 4; başlık yanı ke dır. Büyük, çok devatlı renkli ilân verenlert indirmeler yapılır. cın sanlim * salırı TİCARI mııh'r;ı'l KÜÇÜK İLAÂ) Bir defa SÜ, iki d delası 5, dört deleti | defası TÜ0 kürüştür. ilân verenlerin bir. dÖ vadır, Dörl satırı ge' | farla satırları beş kuft sap edilir, Vakıl hem - doğrudafi İj ya kendi tdare yerindö ğj kara cadıdesinde — VW altında — KEMALEDDİ lön Bürosu eliyle —WP eder. (Rüronun telelof' | Alemdar sı Damgalı kadi! Tarzanın inti”)| izmirde ele işleri Mevcut fabı büyültüleci İzmir, (Hususi) — Ö *i kâletinin müsaade VE (f ü*f,: F Gün MH Bn Tha eleki Beycika di g) bti, malzeme Ün A Bik tar İti mikarda montörler ve müteha$? ğ trik santriyonlarınım İ , t | , KER t gÜr liyesine bulımıılzrdf' 2500 kliovatlık bir ni u Ve on tonlük tesi :ez elektrik l:ıbriknl, için hazırlıklara wk 4 ni tesisat, tam olara sinde ikmal edilmiş dj kit İzm : vap verilmiş olacaktıf ni santralı süratle !# fuar mevsimi için KJ miktarda elektrik c bilecektir. #) Bu seneki fuara, şehrine verilen elık““ derecesinde cereyan ”J ihtiyaç ancak bu Si edilebilecektir. 1940 senesinde bol elektrik istih: ca, kilovat ücretlerin! luk olacaklır. TRAMVAY S Vaki gikâyet ve Tp üzerine Nafıa Vekâlet gel liği şehir tramvay artırılması, gece B€ sı işini tetki ketmil leri seferler - fazlalas' ç Her gece saat bîrdtw’:;, kareket edecek, aö islemiyecektir. Fuâf Bi da gece saat ikiye Kö kotaylıkla — gidip temin edilecektir.