Bulgar başvekilinin seyahatî münasebetile Mihver devletleri- nin Balkan siyaseti Le Temps gazetesi mahiyetinde mühim Fransızca Le Temps gazete -| sinin hususi surette Balkanlara gönderdiği muhabiri Belgrad -| dan gazetesine yolladığı bîrl mektupta, Bulgar — Başvekili Müsyö Köseivanof'un Berlin seyahatinin Yugoslav efkârr u- mumiyesinde —yarattığı — tesiri şöyle anlatıyor: | Bulgar Başvekili ve hariciye | nazırı. Müsyö Köseivanof'un Almanya seyahati bütün Bal -i kan devletleri merkezlerinde büyük bir alâka ile takip olun- muştur. Belgradda, hâdiselerin Yu . göslav hükümetinde — yarattığı tesirleri gazetelerde neşrolunan | makalelerden takip mümkün - dür. | Bu gazeteler Bulgar Başve « kilinin seyahştini: “Ralkanlar Balkanlılarındır,, prensipinden mülhem siyasetten yeni bir his. | se olarak göstermek istiyorlar. Diğer taraftan bu seyahatin Balkanları sağlamlaştırması ba. ! kımından da Bulgaristan için faydalt olduğunu tezahür ettir meğe çalışıyorlar. Bu münasebetle de, yeni ce. nup komşularma karşı çok dos. tane hisler besleyen Rayş hü -| kürsetiyle, Yugoslavyanın dos. tane münasebetlere malik oldu ğunu da bütün kuvvetleriyle yazmaktan geri kalmıyorlar. Burada Balkanlara karşı Al . manyanın vaziyeti için şu cüm leler kullanılmaktadır: “Rayş hükümeti Balkanlar - da nizamı temin etmeğe ve böylece sulhü muhafazaya ça. lışmaktadır. Belgrat ile Safya. nn anlaşması da bu sulh ve ni. | zamım temini için yegâne çare. dir. Yugoslavya ile Bulgaris - tan Düyük devletlerin hareket - lerinin tamamen dışında kalma ğa kati surette”karar vermişler ! ve memleketlerinin istiklâli ve siyasetlerinin hürriyeti esasına tamamen bağlanmışlardır. Av . rupanın bu cihetinde sulhün | muhafazası için de esas şart bu dur..,, ROMEN KANAATİ Romen — muhafiline göre, Müsyö Köseivanof'un bu Ber - lin ziyareti Balkan Antantına | girmemiş olmasından daha bü. yük bir ehemmiyeti haizdir. Derhal şuna işaret etmek İâ. zımdır ki, Almanya Bulgaris .| tanın dış ticaretinin yüzde alt -| mışına hâkimdir.. Berlin konuş | malart neticesinde de bu nisbet | arttırılabilir. RESMİ BULGAR MAHAFİLİNE GÖRE Romen mahafilinin bu gibi| endişelerine Bulgar hariciye| Vekâleti naşiri efkârı “Dnea,, gazetesi şu açık cevabı ver - mektedir: “Beynelmilel münasebetlerin | kıymetlerini tekrar gözden geçi recek zaman gelmiştir. Herkes üzerinde yaşadığı toprakların | sağlamlığını, yakım veya uzak memleketlerle münasebetleri - nin kıymetini, ve memleke müdafaasile sulhü muhafaza | cin lâzım olan iş birliklerini hia | etmek vazifesile mükelleftir.,, mof'un fikir - 5 muhakkak 0- lan Dnes gazetesi makalesinde Bulgaristan siyasetinin kati bi . tarsflık siyaseti olduğunu ve vazifesini yerine getirmek için herkesle anlaşarak, sulh şartla- rına ve anlaşmalara riayet edi. leceğini bildirmektedir. Bunu bikdiren zazete derhal | ki itimatsızlık ve güphedir. Ha . bu siyaseti teşrih bir makale neşretti bitaraflığın, yalnızlık manasma alınamıyacağını ve sulh anlaş. malarının da kolları b; ola « rak hareket edileceğini ifade et mediğini ilâve etmekte ve şöy.- le demektedir: “Biz, vaziyetimizi izah et - mek ve Ayvrupada yeni bir teş. kilât için yeni yollar ve metot. lar arayanlara bu vaziyetimizi anlatmak ve kabul - ettirmekle mükellefiz. Paris anlaşmaları sistemi umumi kanaate göre, bu anlaşmalar esaslarındaki hak sızlık dolayısile yıkılmağa mah kümdur. Tadil kelimesi hiç bir zaman tahrik manasını ifade etmeme. lidir ve bu kelim> bugün artık #ulh kelimesinin müteradifi va. ziyetindedir.,, Dnex gazetesi şöyle devam ediyor: Umumi harhi müteakip âki. betimizi paylaşmış olduğumuz Alman milleti - çünkü Nöyi muahodesi de Versay muahede sinin bir kopyesi idi - Bulgaris. tanın dert ve arzularını çok gü- zel anlamaktadır. Biz Berlinde olduğu gibi ber yerde iki dev . leti alâkadar eden bi mese- | leler mevzubahs olunca Alman ya ve Bulgaristanda tezahür e-| den bu mukabil itimat ve an - laşmayı görmek iste: Binnetice Dnes gazetesi ma. kalesinde şu sonuca varıyor: “Şu halde sulhün ayağında onu harckete:getiren bir. diken | yar, Bu diken umumi harpten miras kalan milletler arasında » reketimiz bu dikeni çıkarmağa Bugün haklarmın, Nöyi mu. ahedesi hükümlerinin — tadiline bağlı olarak kabul eden birçok | Bulgarların nazarları Almanya ya mütev-;cihtir.,, Bu vaziyete göre Bulgarista. | nm Balkan Antantından ayrıl. masının katileşmiş olduğunu | ve hesapları yoluna koymak gününde kendilerine büyük a -| vantajlar vaadedilerek gözleri boyanan Bulgarların mihver devletlerine — sürüklendiklerini kabul etmek mi lâzımdır? İ Bulgaristan bu vaziyetle yi. ne kati bitaraflığını muhalaza ettiğini iddia edehilecek midir? Sonra bu yeni yolu acaba ken. disine pek pahalıya malolmı - yacak mı? Gaston Casterau BUGÜNKÜ SOLDAN SAĞA: :oAü U N.L A R".'î’ SARI Amcası, hiddetten — tizleşmiş, başlak bir sesle bağındı: — Bütün bu sözlerini, köyler- dekilerin — hepsine anlatacağım, Dün evime tecavüz ettin, ve so- kakta bağıra bağtra kızımın bâki- re olmadığını elâleme yaydın, şim: di de baban ölse, yerine sana ba- ba olacak olan muhatabını azarlı yorsun. Kaızlarımın hiç biri bükire olmryabilir ama, yine hiç biri de böyle konuşmaz.. dedi, sonra mü- temadiye Köydekilere anlatacağım Anlatacağım köydekilere, diye tutturdu. Nihayet Vang Lun; is- temiye istemiye sordu: — Peki ne istiyorsun?. Bu hâdisenin köyde — mevzuu bahsedilecek — olması, haysiyetin: dokundu. Nö'de olsa, mevzuu bahsolanlar, kendi kanından * ler, Etle tırnak ayrılırmıydı ki... Amcası birden değişti. Hiddet eridi gitti. Gülümsedi ve Vang Lung'ün kolunu tutarak tatlı ve | mülâyim bir sesle konuştu; — Ben seni bilirim.. İyi çocuk. güzel çocuk.. ihtiyar amçan sen tanır., Sen benim oğlumsun.. O- ğul gu ihtiyar avucuma birarcık gümüş koysan.. Meselâ on parça. Hattâ dokuz da olur.. O zamar esirim için biz kılavuzla görüşe- bilirim.. Haklısın.. Haklısın canım tam zamanıklır. Tam zamanıdır evlendirmenin.. Amca, içini çekti ve dindarc: göğe bakarken başını salladı. Vang Lung çapasını aldı, yeni den yere attı. Kısaca: — Eve gel.. Ben bir prens gibi yarımda gümüş para taşımam.. dedi. Ve tarif edilemiyecek kadar bir köpürüşle öne düşerek yürür meğe başlatdı, Zira, daha başka ve tâzla toprak almayi kurduğu gümüş paraalrından bazıları am- casının evine girecek, oradan da | daha gece olmadan kumar masa- sının üstünde şakırdayacaktı. Sıcak güneşte, eşikte çrplak bir halde oynayan iki küçük oğlunu bir yana iterek eve doğruldu. Amr cas: tabil bir uysallık ile çocukla- ra seslendi. Buruşuk elbisesinin bir yerinden birer bakır mangıt çıkardı. Onlara verdi. Sonra, şiş- man, pırıl parıl yanan mahlükları göğsüne bastırdı ve bürnunu on- ların yummuşak boyunlarına sokar rak, bol bir sevgi tesahüriyle gü- neşten kararmuş vücutlarını kok- ladı. Arkasından da ikisini de ay- m ayrı kollarına alarak: — Sizi gidi küçük adamlar.. dedi. Fakat Vang Lung beklemnedi. Karısı ve sen çocuüğiyle birlikte yattığı odaya gindi. Dışardaki ay- dmlıktan, güneş ışığından sonra birdenbire içeriye girdiği için oda ona pek karanlık geldi. Delikten Bızan içık hüzmesinden başka bir BULMACAMIZ 1 — Fransız klösiklerinden biri, 2 — Müslümanların din mü. | meesili., Yemek, 3 — Bir Bulgar lim: Genişlik,, Bir Akdeniz memleketi, - Esmek fülinden emir, 4 — — Bir nevi şeker, 6 — Fır. kaya bağlı.. Anne, 7 — Oymak fillinden emr.. Temel, 8 — Bir ne. vı peynir.. Telefonda ilk söz, 9 — Bir hakliye vasıtası, YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 — Bir İngiliz limanı, 2 — Nida!.. Varım aksi, 3 — Büyük fener.. Fransızca fare, 4 — İki katlı otobüs, 5 — Kimyada bir kıy. met.. Kamer, 6 — Bir harf.. En kısa xaman, 7 — Arnavutlukta bir vilüâyet, 8 — Milli, 9 — Bir nebat, ı'2 a lrle zT Te he Te |onaz masaşının üzerine tasasızca, € < a (£ Aylık 95 Ş İ AKAMALAAMALAKIMARNARANMAIŞ ıyı:ııı we —G Ş 8 aylık 475 Yazan ğ Çeviren 1 yıllık 900 | — *EN Nobel mükâfelımı kazancn 4 Tarileden — Ralkan Pearl Buck Ibrahim Hoyı için ayda otür. kuruş Krrerevorrererevi cYi şey de göremedi. Fakat pek iyi' aatırladığı sıcak ve taze kan kor kusu burun deliklerini, genzini | doldurunca, tıkayınca, — şiddetle sordu; — Ne o, doğurdun mu? Karısı şimdiye kadar duydu- Bundan daha yavaş ve cansız bi İ sesle yatağından cevap, verdi > « daha lmrtııldı.mı.| | Fakat bu seferki bir esir.. Söyle- | meğe değmez. Vang Lung put gibi olduğu| yerde kaldı. Bir, şeamet hissi ken- | | disini kapladı. Bu seferki bir kız- |di hat, Amcasının evindeki hu-| surguzluğu, didirginliği vı'ıcudzı getiren hep bir kızdı. Şimdi kendi| evinde de bir kız doğmuştu. | Cevap vermeden duvara gitti, ve alâmet olarak koyduğu sert yeri aradı, ve çamür külçesini kal- dırdı. EHni soktu, gümüş para İs tifini karıştırarak bir avuç delusu dışarıya çıkardı. Dokuz tanesini sayarak ayırdı. irden loşluktan kazısınım sesi işitildi : — Noden gümüş paraları alı- yorsun?, | Vang Lung kısaca cevap verdi: | — Amcama borç para vermek | mecburiyetinde kaldım da.. Karışı ilk önce hiç bir şey söy- | |temsedi. Sonra o basit ve dobra ha Byle konuştu: | — Buna borç verdim, demeser | daha iyi edersin.. Zira o evde botç verme, alma, yoktur. Yalnız ver mek var. Vang Lung acma acına mukar bele etti. — Doğru.. Biliyorum ama. Ne yapayım. Ona para vermek, âde |ta etimi lokma Tokma doğramak |gibi bir şey.. Akraba diye veriyer eem, yoksa., Sonra eşiğe amcasına verdi, — Bir kere çıkarak — paraları Oradan da acele lasma döcndü, ve sanki yeri te- melinden sökecek imiş gibi, çalış- maya başladı. Hep gümüş parala- arı düşünüyordu. Onların bir ku- Xayıtsızca — saçıklığını sırf kendisinin daha fazla toprak almak için, tarlalarınıa meyvala- tıtıdan, — mahsuüllerinden, o kadar | yorularak, ıztırapla — topladığı öz| gümüş paralarının lâkayt bir d: tarafından süpürüldüğünü seyre-| der gibi oluyordu. İ Daha hiideti geçmeden akşam oldu. Vang Lung doğruldu ve yur | mış bulunan buğday (ilizleri, top- | 4 P VAKİI İf ABÖNE TARİFESİ Memleket W içinde — € Posta birliğine girmeyeti ayda yetmiş beşer kurüf | “wedlilye. | Abone kaydını bildire? "i vv ve lelgral ücretii varasının posta veya Di yollüma Geretini idare bEf| serike wlıt. Türkiyenin her posta m VAKİT'a aböne yazıti! Adres değiştirme 28 Kurüştür. İLAN — ÜCRETLER İK Ticaret ilântarının Süf salırı söndün itibaren İ falarında dü; iç sayfoli kuruş; dördüncü say ikinci ve üçüncüde Z; 1 şlik yanı kesmeci Büyük, çok devamlı, venkli ilân verenlere indirmeler yapılır. Resmtl vın gantire » kalırı SÜ Ki FİCARİ MAHİYETTE © KÜÇÜK İLANLAR Bır deln 30, ikt delasi delası B5, dürt defası 75 delası 100 kuruştur. —ÜĞ ilân verenlerin bir defssi vadır. Üört sabırı geçen fazia satırları beş kul sap edilir. Vakıl hem doğrudan va kendi idare yerinde, Bi kura caddesinde — Vakıf Öiğl, altında — KEMALEDDİN Hün Bürosa eliyle — ilân erber. (Büronun telefonu: * v mı, yemeğini hatırladı. Derken evine gelen yeni canı, ağızı di | şündü, ve engin bir sıkıntt ile a tık kız çocuklarının doğmaya ba; ladığı aklına geldi. Ve o kızlar ki ailenin mah sayılmazlar, ve bay- ka Bileler için doğar ve büyütülür- ler. Amcaam & alan ' kırgınlığından, Alemdar sıneil ’ Sinyarita, Racanın hazin bu, ayşah küçijk. mahlü- bile görmek hatırıma kun yüzü: gelmemişti, Çapasına dayanmış duruyordu. İ—————————— — Derin bir kedere bürünmüştü.| Sallanan ağır tahta kovi Tarlasının — bitişiğindeki küçük| Va günlerce su taşımışti toptak parçasını almak için bir|stinde yer yapmasına, V€ başka hasat mevsimi daha geçme-|Nak büyüklüğünde bir £ ydi. Fakat şimdi de eve yeni bir|lamasına tağmen bir can gelmişti. mur yağmadı. Semanin ötesinden simsiyah | Nihayet, havuzdaki İ bir karga sürüsü göründü, hay- |bitti, ve dibinde halçıktâf vatnlar başının — üzerinden gakla"'baka vücuda geldi. Ki ) yarak döndüler, Vang Lung or| yu l o kadar alçakiı ki, ların evinin civarındaki ağaçlıkla-| casına: cın arasında hi:_hulut gibi kaybor| — — Eğer çocuklar su luşlarını seyretti ve o tarala doğ- baba scak su istiyecel ra gapasımı sallayıp bağızarak koğ-| (Ünerih kuruması Tâzınt tu. Kargalar tekrar havalandılar.! Başınta üzerinde tekrar ve tekrar| Dedi, daireler çizip, bağırışlariyle ken| Vâng Luag, hıçkıcığa disiyle alay ederek nihayet ginik-:b" kızğınlık ile cevap 5e kararan göğe doğru yollarıdı.| — Ne yapayım.. Eğtf lar, ı |ler kuruyacaksa, yu hald€ Vang Lüng yüksek sesle hc-;;;hk çekmeli... murdandı. Bu fena bir alâmetti. Filhakika — hayatları d Ü yt Nâhlar bir kete birinden yüzi v0U Kd : çevizdiler miydi, bir daha onu dü-| Hendeğin şilamezler gibi görünüzlerdi, Yaz| tSetAk paccası mabsul y başlangıçlarında yağması lâzım -|da, yaz yağmursuz geçif l gelen yağmurlar gelmemiş ve Lung'un bütün diğer gönlerce gök, taze bir parlaklık-| bırakarak gayretini bü gij la ışıldamıştı. vermesi, her gün sabahtifi Kavruk ve aç toprak umurların"İma kadar hendekten sü da değildi. Şafaktan şalağa bir bur toprağa üııııni"" bulut görünmezdi. Geçeleyin ikıgcld-.. Bu sene, ilk d::, h yıldızlar güzellikleri içinde altıa-İmahsulü toplanır, topi iş e laşarak ve zalimce gökten sarkı'|tı, ve gümüş paraları &' yorlardı. görünce, ellerini meydâ? 4 Tarlalar, Vang Lüng'ün canını / şına sımsıkı sıkti. dişine takarak ekmesine, bakma- “Kuraklığa ve ilâhlarf sına rağmen, kurumuş, çıı!ıx;—uı. karar verdiğim şeyi Y* baharın gelmesiyle cesaretle İış> * z kırmış olan ve benüz hwklınmı:::z:xîu:::î :î:; f k veya gökten bir şey gclıudi-%"'* ö’d“'i”“"_““ 9"“:'. ni görünce büyümemişler, ilk. M'9. terler dökmüşt 4 önce güneşin altında hareketsiz arzusunu yerine ır"-*":.' ha kalmış, sonra da mahsulsüz - bir|doğru Hvang'in evine V | basat halinde kıvrılarak sararmış> da, toprak köhyaşmı lardı. Vang Lung ektiği pirinç ev- | fata girişmeden : lekleri, buzlaşmış toprakta kerpiç)| — Hertleğin kalıpları haline gelmişti. Buiüy—ludım bitişik oları dan ümidini kesince, omuzundan alacak varam var, geçirdiği bambu sırığın ucundan | “Devatit J lir İ Yalnız, u e l hiş b Ş '