— Çingidi. 4 — VAKIT gündenberi mutfak esiri idim ben. | Her yemekte et bulunuyordu. , 18 yaşlarındaki ba çiftçilerden mürekkep misafii ler kalabalığı evi basıncaya kadar ikisi Vang Lung'un hasat zama- nında amele ve tohum değiş to. kuş yaptığı kasaba çiftçilerinden, yen, küçük yapılr, sakin tavırlı Misafirler sırf nezaket icabı, is- orta odada yerleştikten sonrta, Vang Lung kadına yemeği verme k. Belediye, Belediyeler bankasın: dan yaptığı 3 milyon liralık istik- razın 3 milyon lirasını Eminönü meydanına ve 1 milyon lirasını da gehirdeki vesaiti nakliye sıkıntısı- nin azaltılmasına sarfedecektir. Bu para ile otobüsler alımacak- tır. Belediye 927 senesinde neşre- dilmiş meniisrafat kanununun za. manımızın ihtiyaçlarına tekabül — etmediğini görerek kanunun ta- — dili için vekâlete milracaat etmiş tir. aya kadar famamlarmış olacaktır. Belediye bütçesinde — hastahane için 1 milyon 200 bin İra ayrılmış tır. İleride Jüzumm görülürse —da- — hada ayrılacaktır. Şehir etadının İnşa edileceği | tir. “ caktır. İki mimarımız bugünlerde “İtalyaya gidecek ve stadyom plü- — munı yapmakta olan İtalyan mima. rına yardım edeceklerdir. Belddiye yaptığı tetkiklerde a- gıkta akan Jâğımları kapatmak “için 30 milyon Jiraya ihtiyaç oldu" ğunu görmüştür. Şimdilik sıhhi noktadan —en mahzurlu olanlarının kapatılma - sına çalışılacaktır. muştu. Artık katf kararını verdiğini his. gettiğinden, içini tatlı bir saadet geniş- leyişi, ferahlı bir açıklık kaplıyordu. Tam bu sırada az kaldı kapaklanıyor du. Ayağı, bir şeye takılmıştı. Eğilip — bakımca, bunun, gelirken rastladığı sar. hoş olduğunu gördü. Kar, hemen he- men yüzünü örtüyordu. İvan tutup kal- dırdı. Herifi yüklendi. İlerdeki evlerden birinde ışık vardı. Gidip pencereye vu. rarak ev sahibine: — Eğer bu sarhoşu merkeze götür- mek için bana yardım — ederseniz, size füç ruble veririm! Dedi. İvanın bu sarhoşla nasıl gittiğini, na- #ıl bol vizite ile bir doktor getirterek baktırdığını — anlatmıyacağım. Yalnız şunu söyliyelim, ki bu iş ona aşağı yu. karı bir saate mal olmuştu. Fakat ada- mın içi de rahata kavuşmuştu. İçinden şöyle düşünüyordu: — Eğer, yarına dair bu kadar kati bir karar vermiş olmasaydım, şu sarhoş" la aslâ uğraşmaz, Üstümden atlar geçer. $ ÇARŞAMBA 1936 Kadın ona: | — Kiseleri sana uzatırım. Sen Vang Lung başını salladı, ay.| de masaya yerleştirirsin, ve obur, aç kurnaz ve neşeli mı? Zira erkeklere çıkmak istemi- küstah | yorum.. oğlu ve mahcübiyetten sırıtan ka-| hoşuna gitti. Vang Lung bu kadı. n kendi malt olduğunu, ve ken- sine çıkmaktan korkmadığını, da kadını görmedi. Misafirlerden | fakat diğer erkeklere de görün- mek istemediğini hissedince engin bir gurur, öğünme duydu. Mutfak ndan kadının uzattığı kâse. a) biri e kapı komşusu - olan, icbar leri alarak orta odadki msaya yer- edilmedikçe aslâ konuşmak istemi leştirdi, ve yüksek sesle seslendi: — Yeyiniz amcam ve kardeşle- rim, deli. Şakadan hoşlanan amcası güve. temiye istemiye — ve jitiraz ederek| ye karşı: — Gelini görmiyecek miyiz?.. Diye takılınca da Vang Lung — İsftanbulun imar işi etrafında Belediye bazı mü- him kararlar verdi Belediye Miesır çarşısını hâl gek linde sokmağa kat'i karar vermiş- tir. Gıda maddelerinin bozulma - ması için burada soğuk hava tesi- satı yapılacaktır. Ayrıca çarşının merkez ni de kolaylaştıracaktır. kü işini Üzerine alan yerli otelci çıkmamıştır. Şimdilik köşkün or- man ve bahçeleri umumil bir park haline konulacaktır. Buradan her kes serbestçe istifade edebilecek. 'Taksim — kışlasının bulunduğu yer belediyeye geçtikten sonra bu rada sergi salomu, şehir gazinosu, şehir klübü, ticaret klübü ve mat- but salonu gibi umumi mücssese leri ihtiva edecek çok büyük bir bina inşa edilecektir. Belediye exki Şişhane karakolu- nun bulunduğu arsaya bir çocuk bahçesi yaptıracaktır. — Atatür>» köprüsünün Azapkapı cihetinden Karaköye kadar rıltımlı bir sahil yolu açılacaktır. Karamazof Kardeşier Yazan: Dostoyevski — Hvang'ın evine gindiğim | sini emretmek için mutfağa gitti. | kati bir eda ile cevap verdi; — Daha' bir vücut olmadık, Düğün yapılmada: onu diğer erkeklerin görmesi doğ- Birleşmedik. olmaz ru değildir. Deyince Vang Lung'un da: mobilyeci, Bir kanun lâyihası hazırlanıp| gösterilecektir. ğ kendi kendizini : meclise verilecektir. Çubukluda — oötel Saline sokul. 'Şehir hastahanesi plânları Üç|masına karar verilen Hidiv köş ladı. ğ söndür. Çevirem Hakkı Süha Gezgin ©M »)ç dim. Vız gelitdi bana, onun dönup ge- bermesi... Bak, kendi kendimi ne güzel tahlil ediyorum.,.. Bir de bana Allahtan korkmadan; — Delireceksin! Diyorlar. Kapısının önüne gelince: — Acaba şimdiden gidip müddelu- mümiyi buülsam ve meseleyi anlatsam daha iyi olmaz mı? Diye düşündü, sonra: -- Hayır, hayır, her şey yarıma kal- sın! Dedi. Ama garibi şu, ki içinin bütün şenliği de bu kararla birlikte uçup gitti. Odaşsına girince, kendinden evvel buraya anlatılmaz, fakat duyulur soğuk, fzaplı bir ağırlığın çöktüğünü hissede. rek, buzlu bir ürperişle titredi. Divana kendini bıraktı. Ihtiyar hiz metçi semaveri getirerek çay yaptı. Fa- kât İvan elini sürmedi ve kadını gön. derdi. Başı dönüyor, içinde büyük bir yorgunluk duyuyordu. Nerede ise oldu- ğu yerde sızacaktı. Uykuyu dağıtmak, Sonra onlara yemeleri için teş- vik ve ısrar etti. Onlar da iştiha ile ve sessizlik içinde yediler, biri balığın salçasını, ötekisi iyi pişiril. miş domuzu methetti. Vang Lung — Yok canım, biç de iyi bişiril- memiş.. İyi olmamış, dedi durdu. Fakat içinden yemeklerden zi- yadesiyle memnun kalmıştı. Zira kadın etleri, şeker, sirke, bir par. ça şarap ve fasulye salçasiyle yap | * tığr bir salça ile karıştırarak etin bütün kuyvet ve lezzetini meyda:- | na çıkarmıştı. Öyle ki, Vang Lung bile, arkadaşlarının evinde böyle | bir yemeğe aslâ rstlamamıştı. | O gece misafitler çay içmeleri. ni epeyce uzattıktan ve şakalarını, alaylarını tükettikten uzun müd- | det sonra da bile kadın ocağın ar- kasından ayrılmadı. Vang Lung son misafirini uğur. | ©| layıp da içeri girince, kadını ökü- | zün yanınkla taman yığınının Üüs- tünde iki büklüm büzülmüş uyu. yor buldu. Onu uyandırdığı za- man saçlarında samanlar vardı. Seslenince de kadın sanki ken- disini bir darbeden korumak ister. miş gibi bemen kolunu kaklırdı. bir| Nihayet gözlerini açtı ve o dilsiz, yerde olması belediye kontrolleri-| garip bakışlariyle —erkeğe baktı. Vüg Lung, bir çoçukla karşılaş- Misir çarşısının etrafında — bur mıı gibi oldu. Onun elinden tuttu. lunan küçük dükkânlar 500 hn Ve o sabah #ırf onun için yıkan- lira sarfiyle yıktırılacaktır, Çar-| mış olduğu odaya götürdü. Masa. şıda bulunan 5 - 6 attar dükkânı yerinde bırakılacak, yorgancı gibi esnafa başka bir yer dâaki bir kırmızı kandili yaktı, Bu ışıkta, kendisini bir kadınla yapa- yalnız bulunca birden utanldı, ve — Bü Benim “karimdir! Vasite görükmelidir,, diye düşünmeğe zor. Ve arimle soyunmaya başlağdı. Kadma gelinçe, o, köşesine süründü ve hiç bir ses çıkarmadan yatağı yapmaya baş- Jadı. Vang Lung kabaca söylendi: — Yattığın zaman ilk önce ışı. Sonra yatağa girdi ve kalın yor- ganı omuzlarına çekerek uyur gi- bi yaptı. Fakat uyumayordu. Eti. nin her siniri uyanık, gergin bir halde yattığı yerde tir tir titriyor du, Uzun bir müddet sonra, oda karanlık kesilip de, yanmdaki ka- dınım, sessizce ve ağır ağır yanaş. ma hareketlerini hissedince, sanki bütün vücudü canlanacakmış gibi bir heyecan duydu. fr yakaldı. İşte bu; tantanalı dınlık bir çizgi perdenin - bir yükseldi. Vang Lung Aaynı sesle sordu; a dü. Karanlıkta işmMA, mak Üzere olduğunu hissediyordu. 'l'ık. rar yerine oturunca birini arar gibi et- rafına bakınmağa başlaklı. Nihayet göz- leri bir noktaya saplanıp kaldı. Gülüm, sedi, sonra ansızın hiddetle kıpkırmızı kesildi. Uzun zaman orada, öylece hiç kımıldamadan kaldı. Başı elleri içinde, gözlerihep karşı duvara yaslanan diva- nn ayrı noktasına saplı #di. Oradan kendisini kızdırrp endişelendiren bir şey çıkacağa benziyordu. — ŞEYTAN IVAN FİYODOROVİÇİN BİRSAMI Doktör değilim, ama İvan Fiyodoro- çivin hastalığına dair birkaç söz söyle. menin zamanı gelmiştir, sanıyorum. Önceden haber verelim ki, ogün sa- bahtanberi ateşi vardı. Hastalık, vücu- Bünü zayıflatıp yenmiş ve yerleşmişti. 'Tablatin hükümlerini bilememekle beraber, ben, diyeceğim ki, İvan, şim- diye kadar gırf İiradesi sayesinde bu krizleri durdurabilmişti. Gerçi, rahatsız olduğunu biliyordu. Fakat pek buhranlı günlerde yaşadığı, bütün küdretiyle mücakleleye mecbur olduğu, kendi vicdanıma karşı da suç. suzluğunu isbata mecbur bulunduğu için kendini hastalığın pençesine bırak. mamağa çabalıyordu. , Katerin İvanovnanın, Moskovadan getirttiği doktora görünmüştü. Doktor enu muayene ettikten ve söylediklerini Yazan Vang Lung ertesi sabah, yatağına uzanarak, şimdi büsbütün kenidi - sinin olan kadımı seyretti. Karısı kalkarak büzülmüş, buruşmuş o - lan entarisini çekti, düzeltti. Vücu duna göre kıvırarak, sıkıp büzerek beli ile boğazından iliştirdi. Sonra, kumaş terliklerini ayağına geçirdi, arkasındaki dilden çekerek de ök- çelerini kaldırdı. Delikten srzan ay halinde üzerinde nakışlanıyor, Vang Lung da, kazı- sınım yüzünü hâayal meyal görü » yordu, Kadaım yüzüade hiçbir değişiklik yoktu. Vang Lung bu- nu hayretle kargıladı. Gecenin ken disini değiştirmiş olacağını sanı - yordu. Halbuki, bu kadın ise ya « tağınllan, her günkü gibi kalkmış- tı. Dışarda Joş şafakta ihtiyar a -| damın öksürükleri hirçın hıtçin — Babama ciğerleri için ilkön. ce bir kâse sıcak su götür.. dedi.| . Kadın, bir gün evvel konuştuğu ARAAMAAAAAAAMAAARAN: Çeviren 838 Nobel müküâfatını kazonan ç . Pearl Buck İbrahim Hoyl kahkaha fırlattı ve kıdx Pdemek lıtcn!ı. Kııiuu'ı bu evde gaydan başka bir şey kullarılma. dığını sanmasını dilerdi. Huvon- gun evinlde, her çanak suyun, çay yapraklarile yemyeşil olduğu mu- hakkaktı. Orada ihtimal ki, bir kö le bile sade su içmezdi. Fakat da- ha iik günden kadın, babsına su yerine çay verecek olursa, ihtiya - Üstelik zengin — değillerdi. Onun için ihmalci bir tavırla ce - yaşamaktı. rın kızacağını biliyordu. hakikaten de vâap vendi: sürüğünü azdırıyor. karısına: dlrl:dhııen soNri kanlıya: — Bizin vaziyetinizde - “Birsam,, a uğramak tabli bir netice sayılabilir. Fa- kat esaslıt bir hüküz verebilmekliğim i- gin, müşahede altına almmaklığım ge- rektir. Haştalığınız hayli mühimdir ve eğer çabuk davranıp tedbit almazsanız daha çok ilerliyebilir. Haberini verdi. Fakat İvan bu güzel nasihatleri tutmıyarak : — Henüz ayaktayım. Yarın derdim artar da yatağa düşersem, kim isterse bana baksın, umurumda değil, Dedi. *Birsam,, illetine uğradığının kendi de farkında idi. Hemen dalma divanın muayyen bir noktasına gözlerini diker, bakışları oradan ayrılmazdı. İşte şimdi de aynı dikkatle oraya bakıyordu. Bir- denbire oraya nereden, nasıl girdiğine akıl ermiyen bir adam belirdi. Şurâsı muhakkak, ki İvanın Smerdiyakovdan döndüğü vakit, bu adam odada yoktu. Bu, Rus azilzadeleri tipinde şakakla- rı azıcık ağarmış, sivri sakallı uzun ve sik saçlı birisi idi, Üstünde en aşağı Üç senelik, modası geçmiş, yıpramış fakat usta bir elle güzel biçilmiş kahverengi bir eibise vardı. Satrançlı pantalonu, ona pek yakış. ç de ııı.-uıdı. Deli- miş; fakat çok yıpranmıştı. Gömleği, boyunbağı caki, ama kibar ve güzeldi. Çamaşırları da öyle. Yalnız bunlara ya. kından bakanlar, pek temiz olmadığını — Çay mı?.. Hayır.. Hayır.. Ök Kadın mütfaktâ ateşi tütuştu- rur, yelpazeler, ve suyu kaynatır - ken, Vang Luüng memnun ve ısın- aış bir halde yatağında kaldı. Şimdi uyumuş bulunsaydı.. Bu anda buna muktedir iken, bu ka - dar yıldır erken kalkmaya alış - torldiğı vücudu, bir türlü yatmak bilmedi, onun için de kafasında ve vücudunda avareliğin haşmetini tadıp duyarak yatmaya devam et- Daha hâlâ bu kadının kendisine ait Olduğunu düşünmekten adeta — İçinde çay yaprakları olacak | yarr utanır gibi idi. Bir müddet tarlalarını, buğdaylarını, arpala - Bu basit sual, Vang Lungu üz-| rını, yağmur yağrsa hasadın nası! olacağını, ve fiyatta uyuşurlarsa — Eibette içine çay yaprakları| komşusu Çingden satın alacağı atılacak... Bizi dı!md mi undm? beyaz turp tohuınlınnı düşündü. ABONE TARİFESİ Memleket Memleket M içinde — dışında l Aylıke 95 155 Kr. t 3 aylık 260 025 . | 6 âylık 475 820 , | © yillik 900 — 1600 ,, Tarifeden — Rolkan — Birliği için ayda otüz kurüş — düşülür Paosta birliğine girmeyen yerleri ayda yelmiş beşer kuruş — sam- medilir. Abone kayılını bildiren mek- tüp Ve telgraf Geretini, abönel parasının posla veya bonka İle| yollama ücretin! idare kendi 0 serine ahır. Türkiyenin her posta merkeztnde| VAKIT' a abone yazılır. Adres değiştirme Ücreti 25 kuruştur. İLAN — ÜCRETLERİ Ticaret iHânlarının santim - satırı sondan ilibaren ilân say- falarında 40; iç saylalarda 80 kuruş; dördüncü sayfada 1, ikinci ve üçüncüde 2; birincide| €: başlık yanı kesmece $ lirs- dir. Büyük, çok devamlı, — klişeh , renkli lân verenlere ayrı ayrı| iadirmeler yapılır. Resro! ilânla- rın santim » satırı 30 kuruştur, TİCARİ MAHİYETTE OLMİYAN KÜÇÜK İLANLAR ; Bir defa 30, iki defası SÖ, üç Ş delası G5ö, dört defamı 75 ve on defası 100 kuruştur. Üç aylık Hlân verenlerin bir delaşı beda- vadır, Dört satırı geçen ilânların fazla salırları beş kuruşlan - be sap edilir. Bizmet kuponu — gelirenleri küçük Hân tarilesi yürde V indirilir. Vakıt hem doğrudan — döğrü- ya kendi idare yerinde, hem An kara caddesinde — Vakıt Yürdi altında KEMALEDDİN İREN hân Bürosu eliyle Hlâün kabu — v eder. (Büronun telefonu;: 20335 Ş ememeramır n Âlemdar sınemas Kontes Valaska Üç ahbap çavuşlar: “Haydutlar pesinde' — L düşüncelerin arasından biribir dolanıp, griftlenerek yeni bir nesi koşuşüyordu: Bu da yeni yati nasıl şeydi? Nasıl olac Hikriydi. Birden gece aklına gı acaba kadım kendisinden hoşli , t $ YFakat kafasında her gün evvel * , muş mıydı?. Bu yeni bir hayrt fadesiydi. O sadece, kadını bı nip beyenmeyeceğini, ve karrt da evinde ve yatağında kerki! (Devamı var görürlerdi. Şıpkm da kış içinde b nulmasına rağmen beyaz fötrdü. Halinden de asaleti seziliyor, ya' bu asaletle beraber biraz mahcup g nüyordu. Bu adam, mutlaka memle ten esaretin kaldırılmâdığı zamı zecginlerinden biri olacaktı. Vakti zengin ve bol yaşamış, sonra Rusy yeni idare bşlayınca, devlet düşkünl muş, gittikçe yoksulluğu artrak 1zt çekmiş ve anck terbiyesi, efeniliği bar konuşması sayesinde eski tanıdı rından şunun bunun sofrsma, salor davet edilmek sayesinde cemiyet h tından ayağını kesmemişti. Bu tipteki adamların bhemen ht ya dul, yahut da tohuma kaçmış be lardır. Hoş konuşurlar, şen hikâye fıkralar anlatırlar, ustaca kâğıt oyr lar; fakat çalışmağı aslâ sevmei — Bunlardan bazılarının çocukları da * dır. Fakat aslâ birlikte otuzmazlar, * rular, bilmem nerede, hangi hala v teyzenin yanındadırlar, Ama, sanki * lıkları bir ayıpmış gibi meclisle bunların adları bile geçmez. Bu çocuklar, uzun fasılalarla, ya başı, yahut herhangi bir bayram ves siyle seyrek mektuplar yazarlar, ba da cevap alırlar... Baba, artık evlâtl nn yokluğuna alışmıştır. İşte İvanın ummadık misafiri bun. — dan biriydi. Mültefit yüzlü ve çok ) muşak başlı görünüyordu. Saati yok (Devamı var)