Küçük Köy hocası ile Hikâye sığırtmaç YAZAN: Sait M"' tığırların başları gö. ” görülmez, köyün çocuklın Tin kalm, - yumuşak ve nem. laklar, Kları aç uzun uzün kö- ç. « M" *Smer kafasına “'mvıı kasketi e bu toprak ve inek ko. arın kafaları üstünde e. » kerpiç evlere ağır fa. e "Wh gürültülü girerlerdi. tej ası sıfatile, ço- uzağıları okşar du . ni kşam çekilir giderdi. üki ağa su, boyuna İtirler kırışık — alnı, vabşi gözlerile lik çalarak bileklerinden ya. isterse simai- elime geçerdi. Daha gözlerile karşı. Elimden kurtulur; 1 a kıçına kadar kaldıra- kafası, ga. Kü 9 kah Vesinin önünde oturan n Ular bu her akşamki sah. ldukları halde, her a ağızlarından ı_' kimi çobana, kim! bana ';'k gülüşürlerdi. Tn Mttele ği öksüz Ve yetimdi. larrdnl_ yattığını bili. “n. Benib yüzümden ay Işı- u.v_:lm altlarında yatıyordu. YIp, akşam — üstleri üde bir « k ona dera "_ı'"'k için bütün yaz uğraş. ».. — NCe jki gün kendi ken. "?ıxh İki gün vahşi gözleri- k , izüme dikmeden kafası '::"l dinledi, Üçüncü gün "'hd Onu beklerken camın ar. An gözlerini gördüm. Hiç H»—nğım bir şey vıp(ı Bit et sinirlendik ti nefiz meselesi öte bir haftadır akşam- kalın bileklerinden ya. Ve saçlarını kavrarken ayip bit kardeş muhab, ç dallanıp Ndığının farkına varma a Vddiım. Bütün köy de bu. ha kına varmış gibiydi. O. ç Ümeti yaklaşırken yerim- t olmuştur n çoktan — başlamıştı, 'er meydanlığa yığılmış, he sis ve yağmur çökmüş. Senlerine bazı öğle üstleri 1=nı alar yapışıyor; bazt verların tüfeğinden lir . ""”’l ah köylere çekilmiş * Yağlı kuşlar islak tüy - Va üş yaprakların için. T Bazı hasta ve niz Speklerin mektep kapı. Madıklarını görüyordum. | 'flıv j çocuklarım onları se - A“ı L Mubtarın oğlu bu Büng, ÖDeklere düşman olduğu İğn, Fberi bütün zekâsı ve temiz Tağmen gözümden düştü. köç, (ü Hasan yukarı ve u. âna vden dağarcığının içinde Kara gürcü ekmeği geti. ”v”' yeni yağmış ilk kar- kir Yür ne bırakıyordu. arla beraber bizde yağ. Sanın köyünde kar ola- Ve biraz sonra bizim kaplıyacak olan şe- '!.ı taşımı hastalığına har . lebe, sonbaharla be . #t Artık hiç bir ze. adar etmiyor, küçük Sığır kokulu sıntfın pen- Faik mak aklıma gemliyordu. Güzel havalarda, ağaçlar hakkında, ço. cuklara hiç bir şey öğretmiyor, onlardan evlerine, çlık ve kederlerine dair hiç bir şey öğrenmek İstemlyordum. Köy birdenbire hasta talebem. le beraber gömülmüştü. Üstüne bir avuç toprak atmıştım. Ben bu çocuğu çok severdim! Sislerin “Babasultan,, köyüne inişi çok garip olurdu. Uzakta ve yukarımızda, yarı yıldızları ka. payan, ayın doğmasını geciktiren “Katırdağ,, ın tepesinden bir ker van sökülür, Bir dev kervanı bi. ribirini İter; bu heyulâ, kıvrana kıvrana Sarı yaylâda yayılır, on- dan sonra bir müddet bir şey gö. zükmezdi. “Katırdağ,, bir ufuk, gibi uzaklaşırdı. Sonra, bir kaç dakika sonra biribirimizi ancak on ıdx'ndın seçebilir olurduk. İki i büyümüş olarak, Bu artık sis degıl hakikf bir buluttu. Ar, tık rahattık. Bütün kış biribiri . mizden bir çok şeyler saklaya - bilirdik . Bu bir çok şeylerin içinde ke. derler, zayıflamalar, açlıklar ve hergelelikler vardı. Kışla beraber her şey saklanır, kimse kımıcr.ın— halini bilmez, hemen hemen me-| rak etmezdi. Bazan ve çok nadi.| ren beyaz ve masmavi bir gök &. çılıverirdi. O zaman biribirine| rastlaşanla; — Zayıflamışsın len! — Zayıfladık zahir., —N'içesiniz? İçgüveyisinden halllce, » H& he he Bulut bir muhavere müddeti zarfında dağdan inerdi. Sığırtmacı göremiyordum ama sis, ders ve dertle o kadar kar. makarışık bir halde idim ki ha. tırlayrp halırlayıp unutuyordum. Bir akşam üstü çıkageldi, Ders bitmişti. Hava o gün her neden. se açıktı. Bende ise adeta #isli günlerde Üzüntülerin yıpratığı yüzümü aynada gördüğüm za » manki sinirli ve abus çahre var. &t Canım sokağa çıkmak İstemi. yordu. Çıksam, —Bozulmuşsun be hoca... di . yeceklerdi. —— Ya sen, ya sen bozulmamış miam? diyecektim Yazın güneşten aldığımız &ıh. Hati kışm sis, sünger gibi emip giderdi. Sığırtmaç. — Okuyı — Neye? — Daha iyi, akşamları — Peki, dedim Okudu. Aylarca bir çok şeyle. re hayret etti. Bir çok şeyler öğ- rendi. Pasta.. çikol harrir... vapı balğı Nelerin, daha bunlara benze . mez nelerin manasızlığına birer mâba vermek için uğraşmadım. Muharrir yazı mı yazardı. muh tar muharrir miydi, ben muhar. rir miydim, bir a oda mu-| harrir olacak mıydı? Muharrir olunca, şehire indiğim bir gün n artık, dedi. canım — sıkiliyor. - Mecmüa.. mü güverte.. kılıç »| kendisine getirdiğim çikolatadan | her gün yiyebilecek miydi?.? Mecmua ile kitap imdaki farkı iki saatte anlatabildim. Bu çocuk beni yoruyordu! Pas.| tanın Çrekesköyünde yediğinin| aynt olmadığını, Tstanbulda da, Ankarada da büyük hıkwln—del yapılan bir nevi baklava olduğu- l hayatlarına, |* GÜ Taçlar, pırlantalar ve elmaslar arasın- da bir gece Büyük insanlar mutlaka bü . yüktürler, Zira bir insan kendi şahamda bir büyüklük yaratma. dan insanların mukaderatıma hük medemer, Zira cemiyetler, ken . di gatıhlarınm Üstüne çıkan ço. cuklarına karşı gayet hassas ve gayet kıskançtırlar. Zaman za « man birer koyun sürüsü yumu « şaklığiyle emirlere itaat ettikle. rini gördüğümüz insan yığınları. nn her şeye müsamahası olabi. lir, Fakat bir yiğitin sıradan ay« rılıp kumanda mevkiine geçme. si aslâ bir müsabahanın eseri de. ğildir. Böyle bir hâdise her te. kin zekâsı ve ihtirasları önünde Ayrı ayrı verilmiş imtihanların ve her vatandaşın vicdan muha. sebesinden alınmış müsbet neti « celerin eseri olabilir. Yanı başı. mızdaki İranda, milyonların Peh. levi tacı etrafında toplanışını ve bir büyük insanın yaktığı meşale ardında her gün derecesi artan bir müşterek heyecanla yer alı . şını böyle bir şuurun neticesi o. larak kabul etmelidir. Büyük insanlar cesarette, bil- İgide, sezişte, hidiselere takad. düm edişte, ince duygularda na. sıl muasırlarından her zaman Üs. tün olmuşlarsa bilmelidir ki şe. “İref ve onur haasasiyetinde de daima üstün olmuşlardır. Büyük insanlar bazan kendilerile omuz- daş gibi konuşulmasma müsa . maha etmek tevazuunu gösterir. ler, fakat bu asil tevazuun her. hangi bir yobar gurur lehine is. |tismarma 'aslâ müsamaha ede . mezler. Ben bu hakikatin olanca ih - tişamı ile bir daha canlanışına | sa şahit oldum, Ve bu Rıza Şah Pehlevinin, bazısınr İran ve Or.| ta Asya hâdişelerinden, bir kım. mınt da memleketimizi ınım ettiği günlerin intıbalarından al. | dığımız hatlarla beyinlerimize Tesmettiğimiz münevver şahsiye, tine bir kat daha vakur bir en. dam vermiş oldu sanırım, Gece, . 'Teşrifat nazırımın, ber hasebi emri alâhazreti hümayunu Şe - hinşeaht, bimünasebeti cüşeni fer. huünde arusli vâlâhazreti hümaz yunu vilâyetahd (1) Gülistan sa. rayıma davet ettiği mesut fani . ler arasında ben de varım. Davet iki kısımdan mürekkep. tir: 1 — Ziyafeti şahane, 2 — Suare, Ziyafete, Türk heyetinden da- vetli olanlar, reisimiz Rana Tar. ban, Örgeneral Kâzım Orbay ve birinci sınıf elçi Nebildir, Heyetin mütebaki azası, diğer memleketlerden gönderilmiş fev. kalâde heyetlerin amaları gibi yı nIz suareye dâvetlidirler, Tahranın, yıllardanberi methi . ni işittiğim bu tarihl sarayına aaat onda gitmem lâzım, Fakat merak ve tecesallsüm, diğer bir gök davetliler gibi beni de vak . tinden çok evvel saraya çekiyor. Sant dokuz. Aynalı salonun önünde, merdi- ven sahanlığında kasklı hassa neferlerinin pırıldayan süngüle . |ri arasında dolaşıyorum. Yanım. da zarif bir Fransız var: Havas ajansınm Kahire mu . habiri Benard... ıtı.ılduğunu gazetelerde beraber o. kuduk nu söyleyince inanmadı. İstanbulda mısırunundan bak. Java yapılırmış, diye bir gün kö. ye yaydı. Millet beni âalâaya aldı dağ rüzgiârma açtır , Kılıç balığının bu sene az tü . Kılıç balığının — sahiden kılıcı var mıydı? Muharebeye — gider İmiydi? Öyle ise ne yapardı?.. lıçbalığı yoksa zabit miydi ”. Bait Peik emasında yapılan büy YAZAN: Nizamettin Nazif Neşeliyiz. lan harikulâde zarif tuvaletli ka. dmlardan bir taze bahar buketi Kokusu alırken öteden beriden ko- nuşuyoruz. Birden, ziyafet veri. len salondan sürük! henkle konuşan, yüksek konu . gan bir erkek sesi geliyor: — Galiba imparator bir n söylüyor... Diyorum. — He—halck iyor Benard . Bu gece in bir al-| Tocutlon sıpıcıgı Söyleniyordu. İmparator cevap veriyor. — Fakat sesinde, hafif de ol gizlene L det v |değil mi? — Bana da öyle geliyor. Baat on bu Şimdi salonlar, elmaslı taçlar, |pırlanta gerdanlıklar, gık tuva |letler, parlak üniformalarla hım. (eahınç dolmuş: Örkestra İran Millf Marşının Vilk notlarımı ekzeküte ederken |taht salonunda karşılıklı iki ih. tiram sırası teşkil eden davetli. ler alâhazreti hümayunun, ener: Ü ile şefkati içiçe parlatan mert çuk... Gülistan sarayının S—-VAKIT 25 MAYIS 1839 ilistan saravnnda= kimuhteşsşem düği gece şenliklerinden gözleri önünde boyun kesiyor . Salonlar, her an sayılart çoğa. | lar. ' Benard, ben ve Mısırın gi |muharriri Abdülkadir sofrada söylenen nutukların metinlerini öğrenmeğe çalışıyoruz. Bir saat sonra :ı'dıgımıı müş. terek netice şu ol "Dük dö Spolet nutkunda gu hatayı yapmış: “1 — Ben asırlardanberi Şıar danın mümessiliyim.,, “2 — «0 Medenf milletler bu mesut veııleden istifade ederek fevkalâde heyetler izamı ile hu. susl bir şeref bahşetmiş oluyor. lar.,, Ertesi gün Pars ajansınım mat- buata tebliğ ettiği metinde bun. reti hümayun gibi bir büyük mü. nevverin huzurunda konuşmamış bir zatın, hatiplik gibi ilâhi bir sanaltta tam bir muvaffakıyet ıtu!lv'vm!m ssinl — tabif gurmck lâzımdı ama, dük dö Spolet'in söy liyeceği nutku herhalde hazırla . yanlar çok evvelden hazırlamış olacaklardı. Ve de tashih edilmiş ola rhalı içinden bir görünüş biribirinden garip olan iki büyük | vazife ve cesaret olan bir hane . ları göremedik, Ömründe alâhaz. | yine onlar | ün Bir manzara tashih etmek dikkatini göster mişlerdi. İşte reamf metin: — Majeste E runuzda majeste imparatoriçı majeste kraliçe N emperyal vettahdın İperyal prenses Ferv mür bulunmak nporyal, |runda | hitabede ük bir şerej izdivaç Müajeste emperyo Asırlarca —han “cedarect ve v Majesteleri tarafından 1 tirilmiş olan eser önünde hay ranlığımı layamıy: danımın İsife hizsinin doğmuşlur. Majeste Emperyal... Haşmetlü h Viktor Emanuelin kümetim namına 3 duyguları na bu derece yükse, göndermiş |Ranedanma ve derece canlı t hüdiseden kümd ar ederken, olan * İran r neşe İisten hissi; Vdi İjeste Empery ratorluğu ve M nedanlarının, hatine ve İran veliahd peryal ile alles empe ses Fevziyenin — stadetler asil İran mületinin Vüyüklüği şerefine kaldırmama — müsaadıe ünde bulu tene: ÜUNUZ e Alâhazreti hümayun tarafın. resmi met tarıda tebliğ etti: # Altes... Aziz oğlumun, Mı. sır ve İran hanedanlarını birleş tirerek Prenses Fevziy vacı vesilesile ve gerek hakkında ve saltanatım cs da tahakkuk ettirilen eserler Mak kında 3i ölerc nasın. “Asırlık aile |lan vazife vt cesaret, bilen ve mille yükselmesini - hed şefin imamı olması t | metlü hül reislerinin devletler hisse olmak leri ve fercüman mi hizsiyat Deni sı etm mütehassis sıhhatine, milleti efahına ve al haldırırım.,, Vazife ve cesaretin asalet bir iman arması değil, fak olduğunu tebarüz (Devamı 10 v