Tarihten bir ya;ra ! A0 sene evvel buz Belediye şehirde kâfi miktar - da buz bulundurulması ve ucuza Batılması için şimdiden tedbirler © Umıştır. İ — Amerikada muhakemesi Büyük şehirlerin sıkıntısı, ha - rülmüş olan büyük casusl Yareti her zaman vardır. İnsan $ ,, Dü Mit SN medeni vasıtaların verdiği kolay- Nü nae :'“'"cc:ı':;i e liklar karşısında eski devirleri düşünmeğe bile lüzum görmez. m'hfm'" edilmiş olan dört Bir vesiza, eski devirlerin hara. |j Yan'ın çok — ehemmiyetatz retini bütün azametile canlandı -|i "Oleri - olduğu vo h""ll""! arkasında Almanları muvaf-; » Tiyor. Padişah, yeniçeri ağasıma şöyle ($ fak olamıyan mükemmel ca susluk teşkilâtmın — gizli bu- bir hüküm gönderiyor: “Edirno - lunduğu anlaşılmıştır.. de geçen yıl buza son derece İh. tiyaç hissedilmiş ve yüz yük buz Amerikadaki casusluk teş. tedarik edilmek için Bursa ka -|j kilâtı tahkikatını idare ve dısma hüküm gönderilmişti. Şim- ; casusları adaletin pençesine di buyuruyorum ki İstanbulda ber kimin firkateri (kayık) varsa (? numaralı hükümet polisi Le'. alıp kâfi miktarda kürekçi ile on G. Turron'un hayatından i İ İ $ İ ; İ : j j : İ ; | Bursaya gönderip yüz yük buz l geçen gün kısaca bahsetmiş. : ! İ $ ; j DK L AA z £ : İ x 5 F z aldır. Bunları Rodoscuk iskele -(| tik. sinden Edirneye gönder. Rodost . cukta mirf katıra yükleyiniz. Buz lari çok acele Edirneye getirme- ğe gayret göster.,, Aşağı yukarı dört yüz sene evvel yazılmış olan bu vesika gös teriyor ki o vakıt buz ihtiyacı belki bugünkünden fazlaydı. Fa. kat padişah, ancak kendi buzunu düşünüyor, bir an evvel kavuş - mak için mümkün olan her şeyin yapılmasını emrediyordu. Bursadan Edirneye buz gider- ken belki Bursalılar bile hararet. ten kavrulurlardı. Çünkü padi - ı gah için buz alman dağa başkası el süremezdi, Abdülhamit zama- nında İstanbulun en güzel suları * kilit altında değil miydi? N. A piğina şaşıyorum, Kendi- $İ, vaktiylie, Aydında iken ta- mamon aksi mefküre Tehine neşriyat yapıyordu, Yoksa, bu- gün; o mefküreden vazgeçtiği- ni güstermek için mi böyle ya- piyor. , — © halde, dedim, yağmur- dan kaçarken toluya tutulmuş. Ve gülüştük. Mihvereilerden Bteki hakkında da birisi — Ne olacak, dedi, “elveledi sınsu ebl” derler. Pederi âlileri boerlere muzatferiyetlerden do-| — Hiç kimso bizim nereye layı Ingilizleri tebrik ediyordu. | gittiğimizi bilemez.. Hatta siz oğlu da küçük milletlere taar-| bile Herr doktor.. Hiç kimse, ruzlarından dolayı totaliterleri | anlaşıldı mt.. Hitler ile bizim alkışlıyur. Acı, fakat doğru, azizim Sad- | leyin.. Amerikanın bir ajanımız ri, Bütün bunları cidden söyle| | bulunmayan hiç bir stratojik mek istemezdim. Lâkin, hâdise- | noktası, bir tek mühimmat fab- lerin, mantığın, aklı selimin, | rikası, bir inşaat tezgâhı tasanlığın bu şekilde tezahürü | cut değildir. karşısında, onları büsbütün in- Le'on G.Turrou hakiki suçluların uzaklarda çok u-: zaklarda Atlantiğin öte tara- fmdaki, büyük Alman devlet? adamları olduğunu söylemek ; tedir.. Bizzat Le'on G. Turrou ıı-i bu yazı casusluk - tahkikatı. nın çok heyecanlı ve meraklı; safhalarını bütün teferrilati. le canlandırmaktadır., î vakeraeseseeeeneeneeeereReeeeLeneSErSESESENEDAZ 23haziran 1937 gecesl, İki erkek ile genç ve güzel bir ka- din, Breme de, Astorla'nın ga - Tonunda şampanya kadehleri nin karşısında oturuyorlar.. Erkeklerden biri kuru, gurur dolu, asker tavırlı, İismi Erich Phelffer: Almanların Amerika- daki casus teşkilâtı şefi., Diğer şişman, kalın bir göz. lük taşryor, yanlarındaki kadın Bibi o da Amerikalı. Casusluk - şafi — Mononhl'ini düzcleti 30DTA Ap b y ZİNLA ZTA. ler” den sonra müsafirlerine döndü: $ İ $ ğ rafından hazırlanmış — olan! | istikbalimiz hudutsuzdur.. Din. mev- Memleketiniz bir | harp gemisi mi yaptırıyor, der- Haxiki vakalara Istinaden Amerikada Alman casusları İ|Frölayn Moog, siz. Führer ve || Vaterland'inize hizmet #|için tercih olundunuz.. Kadın başımı kaldırmış din- Uyordu.. Öteki devam etti: — Vaşington da güzel bir a. partman kiralıyacaksınız.. Ora Romanımıza ait hakiki resimlerden Alman casuslarının kurbamı olan Amerikan miralayı Eglir etmek | bul edip ajanlarımız.: edeceksiniz. Ordunun da yüksek müsüafirlerinizi ka- manın genç zabitlerini de vet etmeğe dikkat edeceksiniz. Onları size çekebilmek için hiç bir şey ealrgemeyin, anlaşılıyor duğunuz bombardıman relerinin plânlarınt da ruz., Anlaşıldr — değil Doktor.. a takdim ve donan- dâ. Bugün İ İPEK 1İ—ALTIN MABUD Bugün Güzel ve sevimli tibaha davet için yazıyorum. Malüm a, atalar sözüdür: “Dost, adama ne: söyler", Güzlerinden öperim. Bugün- lerde İstanbula gelmiyecek mi- FİKRET ADİL Diye tutturdu. harsmarladık. yöorsun?, ne dik dik bakarak: sen karışamazsın. Dedi. — Nasıl? nasıl? — Böyle işte! — Kim karışır öyle ise — Trifon Niktiç! — Kim, kim? sesle; Ben? medim. hal plânları bize geliyor, hepai, anlaşılıyor mu, biz hepsine mâ, lkiz Herr Doktor.. Muhatapla- rına cevap verecek vakıt birak- mıryor, sözüne devam ediyor: — Fakat bu kâfi de,; Yazan: DO — Öyle ise kendini tebrik et, azizim. Ama benim duracak vaktim yok Alla- — Hâlâ mı gevezelikten vargeçmi- Kolya, sert bir sesle ve karşısındaki. — Eğer gevezelik ediyorsam, buna Herif kızmıştı. Abdal bakışlarla ço. cuğu süzüyordu. Kolya da bu bakışları aynı şiddetle karşıladı ve âmirane bir — Oruç duasına gittin mi kiliseye Diye sordu. Adam, şaşkın bir halde: — Nereye? kiliseye mi?... Hayır git- meselesi, Si Karamazof Kardeşler i stoyevski, Çevirenmi Hakkı Süba Gezgin © 8e Dedi, Kolya, yine aynı azametle sor. du; — Ya Sabaneiyevi tanıyor musun? — Hatırlamryorum! Sağa dönerekr, hızla uzaklaşan Kol- ya, bu kadar sersem bir herifle konuş- mağa mecbur olduğu için: — Öyle ise hadi git kumda oyna! Cümlesini karşısındakinin — suratına atıverdi. Adamcağız, şaşkın bir halde: — Dur bakalım, canım hangi “Sata- nev,, miş bu? dedi. Sonra oradaki pazarcılara dönerek “Kimden bahsedi. yor bu maskara?,, diye sorlu. Kadınlar, kahkahadan kırılıyorlardı. İçlerinden biri; — Aldırma, dedi; bu çocuk, şen ya. ramazın biridir. — Söylediği Sabanciyev kimdir? Kadınlardan biri cevap verdi: — "Kozmiçev,, in yanındı çalışan a. dam olacak. Herif, kadına dik dik baktı. Başka bir kadın söze karıştı: , GEREEELK DFT SEN KAT GA 2 Büyük ve güzel film birden Başrollerde: MİREİLLE BALLİN 2 —- MOTO HATİLLER KULÜBÜNDE Fransızca sözlü büyük ser Buğün saat 11 ve 1 de tenzilâtlı matineler üzeşt filmi. UA YVONNE PRİNTEMPS MELEK v PİERRE FRESNAY tarafından temsll edilen | Atrist Aşkı Şahane bir aşk romanı Bugün saat 11 ve 1 de tenzilâtlı matineler, MACERA KADINI 'Ni Paris, Londra ve Monte Karlonun bülyük otellerinda cereyan eden Büyük aşk, lüks ve macera filminde güzelliği ve gelklığı De parladığını görünüz. Foks Jurnal: İngiltere mecburi askerlik Holanda silâhlanıyor. vesalre, Bugün saat 11 ve 1 de tenzilâtlr matineler Avrupa — siyaseli, — Onun aklı Kozmiçev değildir. Ona Kozma derler. Ama şu yaramaz “Tri- fon Niktiç,, demişti. Şu halde bu olmı- yacak. Bu sözleri dikkatle dinliyen bir ka- dın da fikrini şöyle söyledi: — Hayır, hayır. Kendisinden bahse. dilen adam, ne Sabanciyev, ne de TrL fondur. Bu olsa olsa “Çijov,, olacak, Dördüncü kadın atıldı; — Senin de aklın, fikrin hep bu “Çi. jov,, da! Serseme dönen adamcağız, başmı bi- rinden ötekine çevirerek dinliyordu. Çi- leden çıkmış gibi: — Hangisi olursa olsun bana ne!.. Niçin bu yumurcak bana onu sordu?. Ben, işte bunu anlamak istiyorum, Dedi. Sabrı tükenen bir hatun: -— Sen de amma kalın kafal imişsin yahu... Kırk kerede söylüyorlar, ki Sa- yev değil, Çijorovdur. — Madem ki, sen tarıyorsun, de ba. na bakayım, kimmiş bu Çijorov .. — Ak sgaçlı bir adam... Bu yaz, ona sık sık pazarda rastlardık. — Peki ama ondan bana ne?.; — Biz ne bilelim ayol... Çocuk sana söyle , Demek tanımıyorsun onu? — Kimi tanımıyorum? — Çijorowu! — Hay Allah Çijovun da xizin de be. Jânızı versin. Kopil galiba benimle alay SARAY Sinemasında ANNA BELLA'yı .çi Arasında SPOR BIRINCIYE Tayyare yükkolonya; 15 okuyucumuza birer şişe küçük kolonyao 25 diyeler. etti, Şuna bir rastlarsam, yuvasını ya. pardım.. — Ne?, Ne?.. Çijovyrun yuvasınır sen yapacaktın ha?.. Rastlasaydın o vakit Hanya ile Konyayı anlardın! — Sersem karılar, ben Çipovklar bah- setmiyorum... Şu mel'ün çocuğun yu- vasını yapacağım: söylüyorum. Kadımlar, tekrar kahkahalarla ortalı- ği çıngıt çıngır öttürdüler. Kolya çok- tan uzaklaşmıştı. Arada gırada dönüp pazarcı kadınlarla herifin gürültüsünü dinliyor ve kıs kıs gülüyordu. Smurov. un da bu eğlence, pek hoşuna gitmişti. Kolyaya cevap alacağını ummadığı halde: — Kuzum, hangi Sabaneiyevden bah. sediyordun? Diye sormaktan kendini alamadı. — Kim mi?.. Ne bileyim ben?.. Orta- kğa bir fişek goktum... Artık akşama b r oradan patırdı eksik olmryacak. Cemiyetin hangi sınıfma mensup olur- sa olsun, budalalarla eğlenmeye bayılı- rım... Dur, dur işte bir ahmak daha $ö. Alnında k liği yazılı değil mi?... — Sataşma ona Kolya, hadi uslu ust. lu yolumuza gidelim. — Kabil değil... Zihnime takıldı bir ' kere... Vazgeçemem. Bak dinle... Mer. haba babatk! Adamcağız, hiç acele etmeden? — Eğer alay etmiyorsan merhaba! j p mu?.. Masrafları biz ödeyece, tiz.. Ve sönra erkeğe dönlüyor: — BSize gelince Herr Doktor Grlebi, siz bize esasen Nevyork- ta büyük hizmetler de bulundu- nuz, fakat şimdi daha fazlasını yapacaksımız.. Benimla tayyare gemilerinin ve — Amerikanın Ş$ark aahillerinin seferberlik plânları bizim kendimize, garp İKİ FİLM sahillerinin seferberlik plânları (B <utup Yıldızı da Japonlara satılmak — üzere|ll (S Heni) bize Jâzım.. Aynı zamanda|Bl <. TALUNA CAĞ Moksika ve Kanada hudutların. çifte Avcılar daki tahkimatın ve Nevyork li. (Lorel Hardi) mahiyle yoni inşa otmokte ol. tayya- istiyo- mi Herr (Devamı var) LİVİA DE HAVİLLAND - GEORGE BRENT - MARGARET LİDSAY gibi üç büyük artistin yarattığı: Fransızca sözlü: Baştan başa renkli ALTIN HARBI Tabiatın güzeliğini, aşkın derinliğini, hareketin en heyecanlı- sınt toplayan en güzel filmdir. Bugün 1l ve 1 de ucuz Halk ma tineleri. Telefon: 43595 VAKIT SPOR MÜSABAKASI Futbol, Güreş, Yüzme ve Atletizm Amatörleri Yaıldızını seçiyoruz' siklet Şık ve kıymetli bir saat; üçüncüye: — bir — Bir şapka; beşinciyes: — Bir seni ; altıncıdan onuncuya kadar; Birer 4 kişiye birer çift ipekli çorap; 10 kişiye birer piyango bileti, onbeş okuyucumuza birer şişe bü şiye birer tuvalet sabunu; ayrıca 150 kişiye muhtelif cins b vave ee raren eee Grenesenenadane eee sAcAnEEERENENEKEAEERAcAE j Müsabakaya iştirak Koponu : —70__-_-__' bi P BUGÜN “ SAKARYA sinemasındı 2 film birden: Akdeniz Korsanları PİERRE FRENSNAY — NADİNE VOGEL Deli Gençlik ROBERT TAYLOR ZAYİ 1912 yılında Japyon kız lisesit” den aldığım diplomamı kaybettift| Yenisini çıkaracağlımdan — eskisin hükmü yoktur. — Artemis Vafiyade"" LALE de " Futbolei Rızâ Cevabını verli. Kolya, gülerek: — Ya, alay ediyorsam? Dedi. — Canın alay etmek istiyorsa Şaka fena bir şey Heğildir. — Atfedin beni öyle ise. Çünkü ziplik ediyordum. — Allah affetsin! — Ya sen?.. Sen de affetmiyof sun? — Benden yana helâl olsun, tosüf! — Akılsız bir adama benzemi babalık. ü — Evet senin kadar değil! Kolya, bu cevap üzerine birat larak: — Kimbilir, Dedi. — Ama söylediğim doğrudur! — Belki, — Ben, dediğimi bilirim. — Allahaısmarladık babalık! — Uğurlar olsun tosunum| Kolya, yol arkadaşına: — Basit adamlar arasında da * çok uyanık insanlara rastlanır. işte bu... Sataşmak hevesine dÜf7 töyle çetin bir cevize çatacağım? ma bile getirmemiştim. N, (Devamı var) |. ; gi