Türk-ingiliz ittifakı münasebetile Bir asırlık Türk-durmuş 17 doktorun jübites surette yaılqı İngiliz münasebeti| kru'ıi:y: ile Ingiltere arasında |bütün dünyaya gösterdi. Ancak deriz ve Boğazlar sahasında Tezfaat birliği yeni bir şey değil- . Bundan bir asır evvel Sultan Üülmecit devrinde Sadrazam Şit Paşanın sadrazamlığı zama- Uida yine iki memleket arasında biz İttifak aktedildi. Çarlık Rus. Yütına karşı aktedilen bu ittifaka TAnsa ile beraber o rzaman İtal. TAyı temsil eden Sardunya Kralhı İştirak etmişti. ittifakın neticesi olarak Kı. N muharebesinde Tür “Asız, İtalyan askerleri R İN karşı barbetmiştir iim — müuharebesinden 'it konleransı ile Devlet! Oz- Aniyenin temamiyeti mülkiyesi hti altına alındı. Fakat bu hedenin tanziminde gösteri- *0 muvaffakiyet tatbikatında te. & edilem irim müharehesine takaddüm > Türk — Ingiliz ak Çökiyedeki inkdâp hareketli in2 kuvvetli yalapçı İngiliz, sonra tesiri olmuştur. genç Osmanlılar İngilte. * efkârıumumiyesinden — daima | aheret — görmüştür. Bundan | I memleketi istipdat ile idare | 'N Abdülhamit siyaseten İngi. şettden ziyade Almanlara tema- h Ve İ gösterirdi. Bağdat şimendifer | * Ç öYazının Almanlara - vetilmesi köllterenin Osmanlı hükümetine N olan isumete çevirdi. ç “Skra Meşrutiyet inkılâbı üze- r-î' iktidar mevkline geçen genç Ükler ilk zamanlarda İngiltere Ü n pw“iunı kıymet vermişlerdi. Üsamahakâr vaziyeti- sy: t bu sırada Çarlık Rusyası|" sında — yakın bir| ğiltere —arar SN ve 1e1€a$ Ka KA wtak devleti ile İngiltere ara 1 ki dostluk münasehetinin te, m, *14 harbi sırasında Tttihat ve “akki hükümeti Kü gibi ikiye ayıran Kilttler zümresinden İngilt Ç'"l Ve Rusya tarafında mh'nıym:ı Almanya ve İle ittifak etti. T ;WLIİ harbe iştiraki bu e oldu. K, İtareke devrinde İstanbulu tlar ve İtalyanlarla birlikte a tden İngilizler / Türkiyenin| Mi harpte oynadığı rolü düşü- N:Boğnlınn bekçiliğini Yu- A, Hna vermek istediler; fakat İ kün kumandası altında baş- Avrupayı bu. | ittifakın '|Törk — Ingiliz münasebetl u gibi Türkler ile İngilizler müt- | bi at 'ı'z' Millt Mücadele bu plânın G u, 'î'—'kleuen, akıl ve mantığın “ale, ik ı_“mc:ı İki seni şiryordu. b Hak, * İnatla Nüggldi l'jzııyo Ganla, KA Türk TU Yırtan ,N"ibirini k, utan; a h '-tı,'l1 hi Var:: e hknulığı biz Xıi mümkün olamıyacağını Ü — Z Sörüp Düşündük Siyasi bir aydınlık & Pün gece, radyolarımız Türk Başvel kette sevinç, inan ve yürek huzuru doğurdu. edenberi, siyast ufuklar, sürekli bir karan. V.,.:lWYdL Bazan göklerin bir köşesinde küçük bir ümit ışığı m_”îihi oluyordu. Fakat kendimizi şimşek aydınlığında x,q.'“ bu parıltı, sönünce daha boter, daha kuşkulu bir ka- * âkıl, zekâ, tarih ve uzun geçmişin bütün dersleri, hep o aydınlık içinde gösterdiği halde, dünya, kör olduğu yerde sayıp düruyordu. 'seler, derin ve çarpıntılı irmaklar gibi aktığı için mi, Hİt u? Brasına bir köprü kurulamıyordu. Yoksa bu köprüle- Urulacağı tstinat kemerlerinin mi çimentosu bozuktu. | | Tüm, Fakat acı gerçek gu, ki berkesin istediği, her mil » başla beklediği bu uğurlu iş, bir türlü başarılamı. * İngiliz ittifakı, zamanımıza hâkim olan şüphe kar siyasi bir sabahtır, Bu sabahın aydmlığile mil- bulanık gölgeler gibi görmekten kurtuldular. » bu ittifaka daha başka eller de “uzanacak, kuvvet * Kundakçılık, artık millt kahramanlıklardan sayılmı. Hacak suçlar arasına girecek. Vicdanm emri dc| | k dıh:' bu ittifakta Insanlığın göğsünü kabartacak bir bü- Birleşen kuvvetlerimiz, ancak zorbaları ezmek için kullanılacak. Bu kuvvetin en kü- bundan sonra Türkiyenin tam ve kâmil istiklâli esası üzerine Lozan sulhu imza edildi, Böylelikle Bo. Kazların bekçisi olarak yine Türk. ler kaldı. Lozanda İngiltereyi temsil eden Lord Görzon Cumhuriyet Türk yesinin istiklâlini â. büyük müşkü- İât ile kabul etmişti. Hattâ Lo- zanda Türk başmurahhası olan İsmet İnönüne bir gün Türkiyede kapitülâsyonların tekrar tesis olu. aksi takdirde Türklerin sermayesi bulmalarına im. kân olamıyacağını söylemişti. Loran sonra Türkiye ile İngiltere arasında ce. reyan eden münasebetler malüm- dur. Atatürk — sulh tekarrür eder ez inkılâp hareketlerine başla- T Bu arada saltanat ile bera- ber hilâfet müesesezi de ilga ölun. Hilâfetin ilgası bilhassa rinin muahedesinden muştür. üne yardım etmiştir. Afrikada, Asyada büyük müz. gn kütl nden mürekkep te. beaları ve müstemlekeleri olan İngilizler Türkiyodeki hilâfet mü- inden dalma kuşkulan yor- Hilâfetin ilgası esasen mâ- olmıyan bu endişeyi İngiliz. lerin kafasından çıkardı. Son- Türkiyenin hudutları haricinde beslemediğine dair tatbik ettiği dü. le İngilizler hiç bir emel devamlı surette rüst siyaset Türkler arasındaki #yet Almanyanm Orta Av- sda, İtalyanım Akdeniz havza- a z i k Türk — Jİngiliz —dostluğuna y Kiketüş dd Ve Türkiye ile İngil en son ittifak le'bu istikametin en esaslı çizgisi tere arasında al tayin edilmiş oldu. Bugün yine bir asır evvel oldu- r. Bu ittifaka bugün, yarm Frarsanın da girmesi beklenir. Yalnız bir asır evvelki Türk — İngiliz —- Fransız ittifakı Çarlık Rutyasının aleyhine iken — bugün Rusyaya hâkim olan Sovyetler i- daresi bu ittifaka Hahil olmasa bi. le en yakın bir dösttür. Onun için inkü Türk — İngiliz ittifakı bir nevi Türk — İngiliz — Fran. sız — Rus ittifakı sayşlabilir. A, U, çe — nin nutkunu verdi. icabı gibi düşünülen bir şeydi. |hi ve müteşekkirim, Temelinin a- Dün çok samimî br * toplantıda bulu: Meslekte ellinci yılımı bitirmiş |doktorlar şerefine dün Tokatlı . İyanda bir jübile tertip edilmiştir. Jübilede İstanbul Vali ve Bele - diye eisi Doktor Lütfi Kırdarla muavini Hüdai Karataban, bü - tün doktorlar ajlelerile hazır bu- lunuyorlardı. Saat on yedide şehir orkestrası nm çaldığı İstiklâ! marşile mera. sime başlandı. Bundan sonra E- tıibba yardım cemiyeti reisi Ne- şet Osman jübileyi açtı. Sonra cemiyet umum! kâtibi Fethi söz alarak dedi ki: “Müuhterem valimiz, aziz mi « safrilerimiz, kıymetli meslek . daşlarım, bugün elli sene ve da. ha fazla tababet hayatını yaşa - miş meslekdaşlarım — jübilesini yapmak için toplanmış bulunu * yoruz. müna ifade eden ve gerefli bir ta- rih yaşamış bulunan bu kıyır meslekdaşlara sevgi ve saygıla . rımızı bildirmek için bu merasi - |i hazırladık. | Türkiyede en mühim bir branş jteşkil eden ve Türk irfanına ga- oande varıdamı do; metlerle tes'lt etmemek bir nok. sanlıktı. Bu noksanlığı duyan © miyetimiz bu toplu günde jye sa rını bildirmek ft |2t bulduğundan nihayetsiz ve öl- lcîısüı bir zevk duymaktadır. Ya. |rım asır ve daha fazla tababet yapmış memleketimizde ancak Y?T meslekdaşmmızı tesbit edebil- dik, Belki ötede beride ve haber" dar olamadığımız daha bazı meg- lekdaşlarımız mevcuttur. Bü! müracaatlarımıza ve anldığımız tedbirlere rağmen ihbar eden ol. madığı için o kıymetli meslek - daşların da isimlerini ve tercll - mel hallerini söyliyemiyeceğimi ze cidden müteessiriz. Günün bi. rinde onların mevcudiyetni, sıh- hat ve afiyet haberlerini öğren - mekle cidden bahtiyarlık duya - cağız. daşlarımızın hayatı birer âlem dir, Mektepten en eski bir tarih ile diploma alan meslekdaşları - mızın hayatımdan büşlıyarak ya- rıim asırlık tababet hayatımı dol. duran meslekdaşların — sırasile tercümcihallerini kısaca söyliye- ceğim.,, Fethi, on yedi doktorun tercü: meihallerini anlattı. Kendisi hak- kında söz söylenen yaşlı doktor. lar, arkadaşları ve talebelerinin alkışları arasında ayağa kalka -| rak selâm veriyorlardı. Fethiden sonra Vali ve Gene - ral Besim Ömer söz söylediler. Vali dedi ki: “Türk hekimleri döstluk ve |yardım cemiyeti 50 sene tababet | kabul ile teşrif edenlere ayrıca hayatmmı yaşamış 17 meslekdaşı gerefine tertip etmiş olduğu jü - bileye davetli bulunmakla müba. h%:' î:ll bile zulme, tecavüze, başka hakların çiğnenme.| | e Mtyacak, Dünyada bundi bulunur?.. lan güzel, bundan asil daha Hak'n Süha GEZGİN —H tıldığı 1826 danberi tibbiyemiz mezunlarınm, Türkün sıhhatine olduğu kadar ameli kültürüne de unutulmaz hizmetler yaptığını hekim olmıyanlar da bilirler ve tasdik ederler. Daba düne kadar I | gümüşletmiş olar Jübilesini yaptığımız meslek .| |mizi hatırlatmasından, e| 2 n anlardan bir grup ve Doktor N AW A ğ y . v YaĞZ| #> .e M F , Arkalarmda yarım asırlık bir ( Jübileleri yapılan doktorlarımız Cemil Topuzlu, Besim Ömer, Hü fettin, Örter Fuat, Hüseyin 8— VAK 'Meslek hayatında 50 yılı dol- f | Gg Yukardan ve soldan — ilibaren) seyin Suat, Salih Kunoralp, Esat Mazlıw ', Tahsin, Hacı Nuri, Ke. mal, Şükrü, Haasn Duran ve Hâzım. Tıbbiyemize bu şerefi kazan -|zım 1883 de yüzbaşılıkla mektep. Siran binlerne DOSSESAL AA Ve (duda, sivil hizmetlerde, tedris hayatında ve £ sahalarda çalışm n ş ve bu u yekimlerimi çin cemiyetin göstediği ka | olduğunu bir meslekdaş olmak i. | tibarile evvelâ kendi hesabıma, denlere kıymet veren Cumhu: hükümetimizi Tıbbiyemizin ku * rulmuş Ve yaşamış ve bu zatları | yetiştirmiş olduğu bu gehirde temsil etmek bahtiyarlığında bu- |lunmak dolayısile de onun yük . |sek adına huzurunuzda söyle - meği bir borç bilir ve bu emek - dar meslekdaşları saygı ile se - lâmlar daha uzun müddet şerefli hizmetlerinde sıhhat ve üfiyetle devamlarını dilerim.., General Besim Ömer Akalm'ın ri: Türk hekimleri dostluk ve | | yardım cemiyeti, yarım asır ve| | daha fazla tababet hayatını ya - | Samış meslekdaşlar şerefine ter. |tip ettiği bu törenle etibba ara - |sında dostluğu bir kat daha pek |eştirmiş, ve elbette biz ihtiyarla- rt çok sevindirmiştir. Tertip he . | i arkadı ırtmiza derin teşek- kürler... Sevincilmz, cemiyetimi - zin meslek arkadaşlarımızı bi: |araya topliryarak bizlere gençliği- | mektep ve talebe hayatını yaşatarak a . deta canlı bir enerji vermesinden- dir. Burada da, ihtiyar meslek - daşlarını gürmeye gelen ve ken- dilerine enerji veren genc arka , daşlarımıza ve davetimizi lütfen teşekkürler.. Talebeliğimle altmısa varan hekimlik hayatımda bi arka- | daşların işta bu tesanüdü bana ihtiyarlığımı unutturmakta ve her an çalışmaya heves vermek - tedir. sonra yurda ve ulusa hizmet e - | ten diploma almıştır. İki sene eee BAUTUL NASLENCSİNE Meriur edilmiş, sonra kolağalığa terfi etmiş, Parise giderek staj gör - İstanbula dönüşünde Gü - müşsuyu hastanesinde operatör- |lük vezifesini gürürken hacıları naslığın çok yerinde bir hâreket | koleradan muhafaza için Hilâli . ahmer - tarafından gönderilmiştir. Geheral Hazım dönüşünde l1 . valığa kadar terfi etmiş, 326 da tekaüit olmuştur. Dr. SALİH KONURALP 1829 da İstanbulda doğmuş, Turisinaya diploma almıştır. Karadağ muharebesine iştirâk ettikten sonra Yıldız ikinci fırka tababetine tayin — olunmuştur. Meşrutiyet ilâönmr mütecakip Ye- mende, San'ada sertababet vazi - fesile iki sene çalışmış, sonra Dimltoka müstakil hastano ser . tabibi olmuştur. O sırada Balkan harbinde Yu- nanlılara esir düşmlüş, Harpten sonra miralay Trütbesile tekalit olmuş, Bergama ve İzmirde ser- best doktorluk yapmıştır. GENERAL BESİM ÖMER 1882 de İstanbulda doğan Ge- heral 1885 de diploma almıştır. Haydarpaşa hastanesine yüzbaşı Tütbesile devam ederken 'Tiıbbiye. de açılan müsabakaya girmiş, fen kıbale muallim muavinliğine in - tihap olunmuştur. Besim Ömer Askeri Twbbiye mektebinde ve Tr p Fakültesinde tamam yerim asır hocalık etmiştir. Şimdiye kadar 64 eser neşret- miştir. NURİ CANBAKAN 1822 de İstanbulda doğan Nuri| Canbakan 1885 de Askeri Tıbbi -! yeden diploma almıştır, Mektep. ten çıkmca hemen Yunan harbi- ne iştirâk etmiş, İştip, Bağdat topçu alayında bulunmuş, Ker - belâ, Necit, Medinede büyük ko - Sağ olun aziz meslekdaşlarım, var olun sevimli talebelerim ve arkadaşlarım.. mekteplerimizin müsbet ilimleri okutanların çoğu tıbbiyeliler de - ü miydi?. BELLİSAN leranım tedavisine memur edil .Iw miştir. Muharebeden — dönünce Harbiye mektebi baytar smıfla - GENERAL DORTOR HAZIMİrma müfredat tıp hocalığını mü- sabaka ile kazanmış, bu vazifede (Devamı 5 nolde) 1883 de mektepten yüzbaşılıkla| XT 4 MAYIS 1939 Bir dosta mektuplar: Mihverciler etrafında Azizim Sadri, Neşriyat kongresi münasebe tiyle Ankaraya geldiğim zaman buluşmuş. Hasretimi seninle Ş tatmin etmiştim. Bu sebepten denbe ri sana mektup yazmadım. Dün Başvekilin harict siya setimiz hakkında söylediği nu İstanbula döndüğüm gt akşam, tukta verdiği huberler, o daki kada yanında bulunup ! taktan müt N bir hasret doğurdu ve yazmağa karar verdim. Azizim Sadri, Bu mektubumu, sana, mülte- yazı “Vakıt,, ga sinin bir masasından yazıyorum. Malfım a, biz, bazı mihvercl muharrir- yaztlarrmızı, büyük ma- kamlardan alınmış ilhamlarla, veya resm! gazetemizin musala- rıtdan yazıldıkları lüdiasında bulunanlardan değilir. Öyle u- zun boylu, siyasi mazimiz, tec- rübe lddialarımız da yok. Bski rejimlerin büyük şahsiyetleri yanlarında da bulunmadık ve hiç bir kimseye kapı çuhadarlı- Bt etmedik, herhangi bir mille- tin bir başka millet tarafından yutulmasını ve düşüncelerimizden dönmeğe lü- zum görmedik. Çünkü ne zebunküştiz, ne de mihvere bağlıyız. Bununla be- raber, müsaade et de, totaliter zihniyetten uzak bulunduğu muzu ve hattâ bunun fena bir şey olduğunu resmi bir şekilde de teyit ettiğimiz böyle bir gün- te, mihverci mubarrirlerin va- ziyotin! bir an olsun hatırlaya- yım. Bu kadarcığı da hakkımız- dır zannediyorum. Birkaç gündür bunlarım yazı- larınt okuyorum da hayret edi- yorum, Sanki, Çekosloyakya ve AvHavutluRUnN işkalleri arifesin- de milete rahat uyku tavsiy den onlar değilmiş, sanki müte- madiyen mevhum bir sllâh ar kadaşlığı İleri sürerek şehna- meler kaleme alanlar onlar de- Bilmiş, sanki mütemadiyen mll- leti siper ederek “milliyetçilik İle sosyalizm” In birleşmesinden başka kurtuluş yolu olmadığını tâdia edenler başkaları İmiş gi- bi, Ostatları kaplan — kosildiler ve kalemlerinden âdeta kan damlıyor, eski silâh, ve dünkü İmefküre arkadaşlarma galdırı- yorlar. nuna yeni arılm €© alkışlamadık, Daha doğrusu saldırıyormuş Bibi görünüyorlar, Dikkat et- tim, hücum şeklinde gösterdik- leri yazıları altında saklı öyle yapmayın, şöyle haroket edin, biz gene sizin dellâllığınızı ya: parız,, tarzında tavsiyeler var. Eh, ne yapalım, bu kadarı da bi- ze XÂN. Dalma emperyalist koz- lara kâğıt çekmiş olanlardan |Gaha fazla bir şey berlenemez, |Bununla beraber, bu zavallıla- ra acıyorum, Körükörüne taraf- tarr eldukları zihnlyetin resmi gazeteleri açıkça âaleyhimize makaleler, haritalarla neşriyat yaptıkları, rejimlerine hizmet edan değll kenti ayarlarında, fakat Şaht, Henlelin ve Seis İn- guart gibi adamları suyu alın- mış İlmon posaları gibi fırlat- tıkları halde, hâlâ mihvercilik- te temerrüd ediyorlar, Bu hal, bana, vaktiylo — 2annedersem ,Cem” tarafından yapılmış bir karikatürü hatırlattı. Resmin altında: “Hüdayı nabit olanlar Bebil olurlar" diyordu. Evet Doğru. Bunların sebatlarına ba- kınca, artık hüdayı nabit olduk- larından çşüphe etmemek farz oluüyor. Geçen gün, mihvercilerden birisi hakkında, senin ve benim tanıdığımız yüksek makamlar işgel etmiş bir zat Nle görüşü- yorduk: — Evet, dedi, bu tarsda noçri- (LAtfon sayfayı çovirimle)