çe —7 e < M DSN a SO SADA ei G0 M TU <-t İN EREREREEİRİEİİ AĞ 8 CÖŞ — AĞA 6 — YAKIT 4 MAYIS 1939 Müşterek menfaatlerin çarpıştığı yer TANCA Gelecek harbin bubeynelmilel noktadan patlak vermesi muhtemel Son günlerin siyast hâdiseleri nazarları iki mıntaka üzerinde top Lyor: Polonya ve Akdenir.. Akdenizde bir yandan İngiliz - Fransız müşterek tedbirleri alınır ken, diğer yandan da Alman do- nanması Akdeniz sularına geliyor. İtalyan donanması esasen seferber vaziyettedir!. Akdenizin en mühim noktaların dan biri muhakkak ki Cebelütta- tık boğazıdır. Sön ajans haberlerinden Alman filosunun Ispanya sularına geldi- ğini ve bir kısım gemilerinin Tan- ca limanıma gizdiklerini, sonra di. üer gemileriyle birlikte Tancadaki Alman gemilerinin de meçhul bir istikamete doğru seyirlerine de- vam ettiklerini öğreniyoruz. Akdenizde bilhassa Cebelütta. rık boğazı civarında büyük bir ha zırlık var, Bu mrntakanın en mü- him noktaları Cebelütarık, Cadise, Algesiras, Ceuta ve Tancadır. TANCANIN BUGÜNKÜ VAZIYETI Eğer Cebelüttarıkr Akdenizin anahtarı olarak kabul eder isek Tancanın kilit olduğunu teslim etmek lâzımdır, Tanca yalnızca Akdenizde de- Bil bütün dünyada İngiltere için Süveyş kanalr mesabesinde ehem- miyetli bir noktadır. Bir haritaya bakmak Tancanın ne büyük bir ehemmiyeti haiz olduğunu ve bu mıntakanın başka bir Avrupa dev leti tarafından işgaline İngiltere. nin niçin müsaadle edemiyeceğini anlamağa kâfidir. Tanca tahkim edilerek, ağır toplarla techiz olunduğu takdirde, limanında barıtacak filo, denizal- tı gemileri ve torpidolar ile, Cebe. lüttarık âyarında mükemmel bir üssübahri — olacak — vaziyettedir. Böylece hazırlanmış — olan 'Tanca boğazı Cebelüttarıkı da muhafaza edebilir.. Hattâ Tanca birçok cepheler. den Cebelüttarıka üstündür. Cebe lüttarık kayasında tayyare inecek yer yoktur. Bunun için hava hü- cumlarına yerden veya tayyare gemileri vasıtasiyle karşı koyma- ga mecburdur. Halbuki Tanca top rakları muühtelif tayyare Üsleri yapılabilecek vaziyettedir. Fasa giden tren hattının meb- dei olan Tanca büyük bir ticaret iskelesidir. Bu ihracat limanında daima otur dokuz nakliyat şirke. tinin gemileri demirlemiş bulunur lar, .. General Frankonun galibiye. tinden sonra Tancada vaziyet his sedilir bir şekilde değişmişti. Ts- panya dahilt harbi sıralarında am- laşamıyan Tancadaki İtalyanlar i- le İspanyollar, Madrit'in işgalin. den sonra birleştiler, her tarafta *“Yaşasın Franko,, “Yaşasın Du. çe,, sesleri yükselmeğe başladı. Bundan başka Tanca beynelmi- lel mıntakası civarına son gün- lerde birçok asker yollandığı da görülmüştür. 'Tetonan, Ceuta ve Melila'ya büyük mikyasta İtalyan askeri çı karılmış olduğu ve bu kuvyetle- rin Fransız Fası ile İtalyan Fası arasındaki hududa sevkolunduk. ları bildirilmektedir. Bir mutaar. rız her halde her şeyden evvel ken disine Fransız Fası cihetinden bir mukabil taarruz vukubulacağını düşünmelidir. İspanyollar tarafından istilâ e- dilmiş olan Rio dö Oro'da mükem melen tahkim edilmiş vaziyette- dir, Bu hale göre Rio dö Oro'nun İtalyan ve Fransız Faslıları karşı- sında şayant dikkat bir varlık ol. duğunu da teslim etmek lâzımdır. 'YANCA TARİHİNE KISA BİR BAKIŞ 'Tnaeg 1662 senesinde Cathernle de Bragance'in İngiltere kralı Tanca ve clvarını Şarl'a verdiği drahoma meyanın. da idi. Bu tarihe kadar da Tanca birçok ellerden geçmiş, sırasiyle, Finikeliler, Romalılar, Vandallar, Bizanslılar, Vizigotlar, Müslüman lar, Portekizliler, İspanyollar ve yine Portekizliler Tancada hü- küm sürmüşlerdi. İkinci Şarl Tan- cada isyanlara karşı koymak için bir garnizon teşkil etmiş idi. Fa. kat İngiltere imparatorluğu baş. ka cihetlerden sarsıldığı için esa- sen yerlilerin de devamilı isyanla- rına dayanamıyarak 1684 sene- sinde Tancayı Fas sultanına ter. ketmişti. 1844 senesinde Cezair muharebesinden sonra Abdülka- dirin Fas sultanına iltica etmesi üzerine Joinville Premşi Pransız donanmasına Tancayı bombardı- man ettirmişti. Abdülkadir kaç- mış ve Tanca yine Fasa kalmış idi. 1860 senesinde İspanyol - Fas mu harebesi sırasında İngiltere Tan. canın İspanyollar tarafından işga. line muhalefet etmiş idi. 1902 se- nesinde Fransız ve İspanyollar a- rasında yapılan bir muahedede Tancanm beynelmilel bir şehir ol- masıma mümanaat edilmiyeceği ve Tanca havalisinin bitaraf mıntaka miş idi. 1905 senesinde ikinci Gi. yons Fransanm Fastaki hâkimiye- fini görünce Tancayı işgal ile Vas kralının hükümdarlığını ortadan kaldırmak istedi. Fas meselesine kat? bir şekil veren 1906 Algesiras konferansı sıralarında Almanlar — Tancaya, Fas sultanının idaresi altında as- ker yerleştirmeği teklif ettiler; fa kat İngiltere bu teklifi kabul et- medi ve o tarihten sonra da Tan. Jea Sultanın idaresinde beynelmi- lel bir şehir olarak tanındı. 1906 Algesiras anlaşmasını im- ralayan devletlerin salâhiyeti tam. Mesini haiz bir İsviçreli elçiye merkez olan Tanca çabucak bey- nelmilel bir mıntaka olamadı. Evvelce mevzuu bahsolan mese leler 1914 harbinden sonra taze- lendi; İspanya Tancayı kendi mın takası dahilinde kabul ediyordu. Fransa Fas sultanının Tancaya hükmetmesini istiyordu; İngiltere ise bıtaraflığına meylediyordu, Bu iddialarda İngiltere galip çıktı, 1923 senesimde Tanca ve ha walisinin bitaraf olması İspanya, Fransa ve İngiltere — tarafından kabul olundu. Bilümum askeri tah şidat ve tertibat yapılması bu an. laşma ile menedilmişti. 1924 senesinde mevkü fiile ko. nulmuş olan bu anlaşma on iki se- ne vadeli idi. Anlaşmaya dahil üç devletten berkangi birinin müda. halesi olmadıkça — mukavele oto- matik bir şekilde yenilecekti, Netekim 1936 senesinde yeni- den on iki sene için uzatıldı. Bu zaman zarfında İngilterenin yar. dimiyle İtalya, Belçika, Hollanda, Portekiz ve İsveç de"Tancanın ida AD . - Ki AA SUvzate M nvE, SARARA göslerir harila., resi işine karıştılar, Buğün Tanca muhtariyet mini tatbik eden yirmi yedi kişi- lik bir meclis tarafından idare o. lunan bitaraf bir mıntakadır. Bey- nelmilel meclisin Gzalarını Alge- siras konferansına iştirâk eden devletlerin mürakipleri kontrol et mektedir, İdare meclisinin reisi M. Le Fur isıninde bir Frangızdır. Sultanın |bir adamı yerliler ile meşgul ola. zak âsayişi temin eder. Hiçbir şehir Tanca kadar koz.- mopolit bir manzara arzedemez. Eğer kontrartlar neşe doğuruyor ise, dünyanın başka hiç bir köşesi bu zevki veremez. Şehtin meyda- mında her gün bütün milletlerden birçok kimselerin toplandıkları gö rülür, Nüfusun ekteriyetini Araplar teşkil etmektedir. (S0 bin kadar) Araplardan başka on iki bin Fran sız, on iki bin İspanyol, sekiz yüz Ingiliz ve sehiz yüz İtalyan şehrin nüfusunu teşkil eder, Şehirde İtalyanlar, Fransızlar ve İngilizler mektepler açmışlar. dır. Büyük bir faaliyet göze çar- par., Gazeteciler, bütün lisanlar- da bağırmaktadır. Kahvelerde a. yak üzeri ticaret yapılır. Tanca nın başlıca ticareti ipekli, yü kumaşlar, meyya, balık, deri, yü- murta, yağ, büyük mikyasta pi- yanko biletleri satışı ve esbam a. lim satımı.. Bu meşru ticaretten başka kaçakçılık da Tancada birin ci plânda gelen işler arasındadır. Tanca bilhassa büyük mikyasta si- lâh kaçakçılığı merkezidir. Tancada resmi lisan Arapçadır. Fakat her lisanla konuşulur; ve herkes birbirini çok iyi anlar. Bu- ranm kendine has kozmopolit bir | lisanı vardır. | Yetmiş bin nüfusu olan şehrin | | yabıtası — İspanyol ve Fransızlar | |tarafından idare edilmek şartiy- le — yerlilerden müteşekkildir. Fransız gazetelerinden birine mülâkat veren Fas hükümeti na. zırlarından S. Eks, Kadur bin Gab rit, Tancanın beynelmilel vaziyeti hakkında şunları söylemiştir: — Tanca hakkında söylenecek birçok sözler vardır. Yanlış fikir. leri yıkmak 4 'Tancadan bahsederken beynelmilel şehir di- yor, İşte büyük hata.. Tanca bey. nelmilel bir şehir değildir. Demiş ve Tancanın yakın âkı- beti hakkında bir söz söylemenin| doğru olmıyacağını ilâve etmiştir.! Bundah sonra Tancanımi emni- | yeti hakkında düşünüşlerini şöyle izah etmiştir: — Tanca, Fas hükümdarının ka| nunlarının tatbik olunduğu bir yerdir. Fas Fransızların himaye-| kanunlarının Tancaya masını İstiyebilir. | m uî-l Madam Gafenko diyor ki: Kocam Siyasi Mülâkat Vermekten Beni Men'etmiştir. Romanya Hariciye Nazırı Möş- yö Gafenkonun bir müddettenberi, Avrupada seyahatte bulunduğu malümdur. Son günlerde Parise gelmiş olan Mösyö Gafenkoya karisı da refakat etmektedir. Fransız gazetecileri Madam Ga fenko ile mülâkat yapmak için fevkalâde uğraşmışlardır. Rüumen Hariciye nazırının karı. sile konuşmaya muvaffak olan Fransız gazeteci Madam Gafenko nun evvelâ kendisini mazur göz- termek istediğini söylüyor. Madam Gafenko gazetecinin 1s- rarı karşısında; — O kadar yorgunum, ki ne yaptığımı bilmiyorum, Bu son günlerde kendimden bahsedebile. Cek, düşünecek vaziyette deği- Bm..,, Madam Gafenko, yeşil gözleri- le bakıyor, yüzünde, gözlerinde, hattâ sesinde yorgunluğun izleri görülüyor, — Sonra.. diye devam ediyor.. Kocam mülâkat vermemi menet. miştir. Muharririn dudaklarında “aca- İ |ba?,, der gibi bir sual tebessümü görünce ilâve ediyor: — Hayır hakikati söylüyorum. Beni anlaymız. Son günlerin vazi. yeti öyle icabettiriyor. Sonra be- nim şahsi vaziyetim de oldukça le.. Rica ederim a: Aslen Fransız olan Madam Ga. fenko ancak hafif mevzular üze. rinde konuşahileceğini söylemiş ve Rumen kadınlarından bahset- miştir. — Bana Rumen kadınlarını, rol lerini sorunuz.. Fakat bu fevka- lâde geniş bir mevzudur. Bunun için bir kitap yazmak bile kâfli değildir. Size ancak şahsi intibah larımı söyliyebilirim. Bugün kadınlar rey vermek hak| kına maliktirler; yarın için Ru- men kadınları daha çok ileriye gi. decek ve Framsız kadınlarının ma- lik oklukları hakları kazanacaklar dır. Bugür için kadınlarımıza bir tehlike ânmda erkekler ile müsa- vi şerait içinde vatanın müdafaa- Bını telkin ediyoruz. Erkeklerimiz kudutlara gitmiştir. Kadınlarımız da tarihte görüldüğü gibi erkekle- rinin yerini almaktan geri kalmı. yacaklardır. Dikkat edin seferberlik zama- nacaklardır. Bugün kadınlarımız da erkek- ; |tecrübe çtti; takrar ayyarecili J k bir kadın mesleği değil midir? Göklerde kazandıkları muvaffakıyetleri Hayatları ile ödeyen kadnlar Kadın tayyarecilerden Lena Bernştayn ve Helen Brçer Kadınların daima kadın olarak | brakmadı. Bundan sonra tayya: kalmaları ve erkek sanatlarına el uzatmamaları lâzımdır. Aşağıda feci âkıbetlerini bulacağınız dört kadım, ber insan gibi normal bir hayat sürmek imkânlarına malik iken, sakin kadın hayatını bıraka. rak seçtikleri erkek sanatları ni- hayet hayatlarına mal olmuştur, Lena' Bernastein, fakir bir kız. dı, gözleri de bozuktu. Büyük at. zusu neticesinde bir mucize ola- rak tayyareci olmağa ve birçok rekorlar kazanmağa muvaffak ol- du. Fakat sıhlati sakin bir hayat yaşamasını icabettiriyordu. Bunu tayyarecilik ihtirasiyle sarsılınca, artık uçma. sınz imkân olmadığını görerek te- essüründen kendini öldürdü. Helan Boucher tayyareciliğe fevkalâde hevesli idi. Birçok sür. at rekorları yaptı. 1934 senesinde bir tecrübe uçu. : İşu yaparken düşerek öldü. Ailesi erkek mesleği uğruna hayatırı feda etmiş olan zavallı kızlarının yaptığı rekorlardan al- dığı imtiyazları bir hâtıra olarak saklamaktadırlar. Amelia Earhardt muhakkak ki, en büyük kadın tayyareci olacak- tı. Amerikalı olan Amelia evvelce muallime idi. Genç kızlara enerji örneği olmak için bu tehlikeli mes leği intihap etmişti. Amclia Ear. hard, bir zaman tayyareciliği bı- rakarak alelâde bir kadın gibi ya. şamağa karar verdi. Fakat tayya. iliğe karşı duyduğu ihtiras onu ler gibi hizmet etmeğe —mecbur. | dur. Rumen genç kızları diye bir| varlık yoktur. Erkek ve kızlardan müteşekkil bir Rumen gençliği vardır. Madam Gafenko düşünüşlerde hiç bir endişe bırakmamak için izah ediyor: — Her şeyin'yoluna gireceğini ümit ediyoruz. Bugün için mem. sindedir. Eğer bir gün Sultan Tan nımnda Rumen kadınlarının gözle- (leketimizi ve hürriyetlerimizi heş canın bir müdafaaya maruz kaldı.'rini kuru göreceksiniz.. Rumen*ukiıde müdafaaya hazırız. Rumen ğmt görürse, bu takdirde Fransız kadınları ağlamıyacak, teşkilâti- |kadınları icabettiği zaman şayanı hayret bir bağlılıkla yurdun daye- |di ile devriğlem seyahatine atıldı Son olarak Singapurda karayfi indi; bundan sonra da Büyük Ol"| yanusta kayboldu. Edme Jarlaud . tayyareciliğin bütün merhalelerini tecrübe et mek istemiş — evvelâ paraşlitçök sonra da pilot olmuş idi. Edme g€ çen hafta plânör ile bir tecrübe W çuşu yaparken Güşmüş., Ve kocar sının gözleri önünde can vermiş ür * Bu dört kadın da bir erkek mef leği intihap ettikleri için muvafe |fak olamamışlar, hayatlarını kay” betmişlerdir. Tayyareciliğin ilk devirlerinde bir kadının tayyareye binmesi bü” yük bir rezalet doğurmuştu. Hef” kes gülmüştü. Bu ilk kadın tayy#” reci Madam Roş düşerek - öldik Bundan sonra artık gülmediler? “Bu bir kadın mesleği değildir.e dediler, Bu söz bir hakikat olarak kaldk Tayyarecilik için bir erkek âsabk na, insiyaklarına, müvazene ve &f saretine ihtiyaç vardır. Bu iş içif kadınların ahlâki meziyetleri kâfi değildir. Buna rağmen tayyarecilik kö dınları cezbetmektedir. Birçok Kf dınlar iradeleri ve cesaretleri il€ havada erkekler kadar muvaffaki” | yet göstermişlerdir. Fakat ne y | zık! Bu muvaffakiyetlerini biri arkasına hayatlariyle ödemişlet” ir. —F 938 - 4550 İstanbul Dördüncü İcra Memurli" dundan: İ Bir borçtan dolayı paraya çevri” | Mmesine karar yerilen A. E. S. mark motörün Beyoğlunda Kumbaracı YÜ kuşunda 30 No, lu dükkânda 9.59 tarihine müsadif salı günü saal da ve 9675 şi bulmadığı takdird” 11-5.039 perşembe günü saat 160 salılacağından isteklilerin mahalli” de harır bulünacak memura mür4 * tine cevap verecektir. esatları ilân olunur.