30 Nisan 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

30 Nisan 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'AĞAÇ ÜZERİNE | AFORiZMALAR Yazan : İsmail Hakkı Baltacıoğlu lar hakkındaki fiirleri -| acıklt bir hayatın canlı sembolle. YOk defa maddici ve en son | Tidir. Enfaatçi bir fikirdir. Sosye- | — Tefneler ve porsuklar (İ£) kü. ham ve asi tabiat kuvvet. | bik ağaçlardır. Hera mahrutlar- Medenileştirdikleri .|mak, hem de düzgün geome üçlar hakkında ne bir ş:î şekiller almak tabiatindedirler. Re de hi yüzlü bir fikre de-| — Elma, manolya, maltaeriği a. Tükat ağaç realitesini bütün ğaçları aşk ağaçlarıdır; İıillun içine alan eksiesiz ve fel- | yapıları, bütün oluşları ıev_ıımek. bir idrâke bir 20- | Bevmek ve sevişmek içindir, de- nilebilir. SA "e âlüm iraat mü- | — Aylandoz en gayri | GA çe ) mi;ılıidir. İstediği yerde biter, ' İistediği kadar büyür ve ölmedik. | çe olduğu yerden çıkmaz ve say. gısızca pis pis kokar. — Terbiye kanunları ıgıçlaxd_ıı n da caridir: ağaçlar gerçek bir Silabileceğine kandık. Türk muhitte, gerçek bir travayla ve Stinde ağaç sevgisini ve ağaç | gerçek bir randıman vererek te- Danı yaymak istiyenler için | şekklil ederler. — Alorizmaların oh;nmıyd de. | Çocuk terbiyesinde yanlış ne olsa gerektir. derece tehlikeli ise, ağaç terbiye. | daç fikri çok defa, şuursuz sinde de o derece. Ağaç tabil oL | odur. fikriyle birleşir. Bu | mıyan şekilleri alabilir; fakat Yiş ağaç anlayışının en ba- beslenmesinde ve havalanmasın. Ka'dir, en gayriinsanisidir. da yâpılıcı-ldu”b“;hk bir yanlış on. ç fikri veren bir fab | ları . ç tibi Wl:le:c:ble:::knlxym Ağaçları idare edebilmek için ?w“' çıkılır; fakat heniiz &. onları :ıiı:ns:yı ııı-ıı“ı'ıı:ı:ılıu[:: . i e. | dır. Ü ç a ü'.&ıç_ BNH 'veneîude!emluiz kanununa ta - bidir.. E nlomıçaega_cmdlbkph. Olarak tasavvur ettik. Bu. Ağaç realitesine daha çok 8ç ölü maddenin üstünüdür. | Hüphesiz; fakat ne hayvan -| LNS ei a el 70 do İnsandan aşağı bir re-| İki milyon Hralık yol 'müstakil görünmüyor: Günlerin Peşinden: Bir usul meselesi İzmit müddeiumumisinin çıplak resim hikâyesi dallandı; bucak- landı Dallar ve budaklar birlkaç gün içinde İstanbula kadar uzan- dı. Hor gün gazeteler bu mesele hakkında bir türlü mütalea yürü. tüyorlar. Bence bu meselede müddeiumu. milik vazifesine ait bir usul hata. $ var, İzmit müdelumumisi müs- tehcen retim telâkkisinde — kendi kanaatinden ziyade muhitinin te- mayülüne ehemmiyet veriyor. Fa. kat birkaç kişinin müracaati ve y.ııııvyiııi'ııloı.ııııııııldıımıhirplıA bisit neticesi gibi kıymetlendiri- | yor. Kendi fikrinde ve reyinde pek Son Macar Başveki Slovakyanın Berlin, 29 (A.A.) — Teleki ile' Csaky hususf trenle saat 14,30 da buraya gelmişlerdir. Kendileri öğleden sonra yekdiğerini müte- akip Fon Ribbentrop ve Georing ile görüşmüşlerdir. Bu akşam eski başvekâlet dal- resinde Hitler tarafından şerefle- rine bir ziyafet verilecektir. — Bana müstehcen resimler asılıyor, diye müracaat ettiler, Bu müracaati kalul ile takibat yap- mağa mecbur idim. Ehlivukuf teş. kil edildi. Bu heyetin kararıma gö. re hareket ettim.,, Yeni evliler Diyor. e lenidi züdüelünüüüki ver. Bılı'ylınnı Mazande- | le demese de: ran'da geçirecekler 'Tahran, 28 (A.A.) — Anadolu Ajansının husust muhabiri bildiri. yor: 'Tahran halkırın büyük düğün | münasebetile candan izhar ettiği sevincin son tezahürünü — teşkil eyliyen arnaval geçidinden son. ra şehir normal manzarasını alma. ğa başlamıştır. Bayraklar yavaş yavaş kaldırılmakta ve taklar in- — Sergide müstehcen resimler asıldığını haber aldım. Gittim. Gördüm. Hakikaten bu resimleri müstehcon gördüm. Dava açtım. Verilecek kararı mahkemeye bı- raktım.,, Bu takdirde vazifesini daha doğ ru anlamış olduğuna hükmeder- dik. Müddeiumuümiler her gün bir Belediye fen heyeti müdürlüğü İstanbul yolarıİndan bir kısmı - nn iki senede yapılması etrafında bir proje hazırlamaktadır. Bu yol lar için iki milyon lira gidecek - tir. Bu arada Şişliden Edirneka- piya kadar olan tramvay yolu da asfalta çevrilecektir. BŞ e aa geme eee b ğeelü Belgrat muhribi Yugos- lav sularında Belgrad, 29 (ALA.) — Yugos - EKiKEİ y ribi dün Split'e gelmştiri 1200 tonluktur. Uzunluğu 98 metre, sürati 38 mildir. 120 milimetre - lik 4 topu ve d0 milimetrelik 4 tayyare dafii topile mücehhez - dir. Mürettebatı sgabit ve ne- fer olmak üzere 150 kişidir. değildir. sevkitabit, zakâ ve ira- Vöktur, denilebilsin; fakat, cinsinden olmamakla bir. * Ağaç için bunlara muadil 0. Tebatf uyuşukluk, bir Soy hamlesi vardır. Süç sonsuz tekâmül enerji - ,' h'—yvın, insan ve Bosyete W&n ayrı olarak yarâttı . b aygttmetrik bir eserdir. D ağaç asosyal, lü- ,' bDir mevzudur; fakat ağaç Otyetesiz ağaçlar — tabiatte dir; fakat, ağaçsız sosyete 0. * olduğu zaman da bu so8. eksik kalır. Ağaç sosyeteye * Bösyete ağaca muhtaçtır. çların yabanisi, ehlisi, ar. * hazlısı olduğu gibi, ağaçla. İk, romantik ve kübik da vardır. / viler birinci derecede meta- Mülhak bütçeler k dır. Bi Ankara, 29 (Hususi) — Büt. & :::,.ı: ağaçlı * bB:nB:x çe enctimeni mülhak bütçeler. dlîşyüıı;ım t.e;neunden fden hudut ve sahiller t Köklere, sonsuzluklara li İstiyen sırlı bir irade ham y Bu bütçe meclisin çarşamba NW: her yerde To- toplantısı rüuznamesine ajınmış ni ağaçlardır; içli; coşkun, tr b i KRİZ Yazan: SAİT FAİK van —İ3— ha Yünu demek istiyorum: Sen bana dedin? ben sana birdenbire cevap * * farzunuhal bir misalle bu fikirlerin insani bu fikir insani, beşeri mi yermedim. Ve saa olmu. olduğunu anlatma üş 'Nlıhı:.l“- sandı. — -— — mekte olan Avrupa Grekoromen sıhhat |66 kiloda Ankaralı Yaşar kendi amum müdürlüğü bütçesini u, puvanlarında Avrupa birincici ol- mumi heyete takdim etı'ııi:!lr. müuşlardır. — Bafazla va dikkatle bi dirilmektedir ve bunların altından gene çok modern bir şehir meyda. na çıkmaktadır. şikâyet, yahut bir ihbar alabilir. ler. Şikâyetler şahsen bir hâdise. den mütcetsir ve mutazarrır olan kimselerin müracaatıdır. Bunları © noktadan takip etmek lâzımge. lir. Fakat bir sergide asılan her- | bangi bir resmin müstehcen oldu- | ğu hakkında efrattan birinin veya |birkaçının müddelumumiye yapa. cağı müracaat ancak bir ihbar ma. | Genç evliler bir iki güne kadar balaylarını geçirmek Üzere Hazer |Denizi kıyısında İranım Cenneti diye anılan Mazerklerana gidecek. tir. Tahran, 28 (A.A.) — Anadolu Ajansının husust muhabiri bildi- sinde Tahrandan hareketi pek muhtemeldir. Yabancı heyetler de yavaş yavaş dönmeğe habşlamış. | tır. 'Tahran, 29 (A.A.) — Anadolu Ajansının hususi muhabiri bildiri. yor: Buügün Tahrandan — ayrılması mukarrer bulunan Türk tayyare. lerinin hareketi Diyarbakır hava. lisindeki hava muhalefeti sebebile teahhür etmiştir, Ağır siklette Çoban Mehmet ve 'Türk heyeti Nisanın 30 uncu 72 kiloda Celâl Atik üçüncülük (pazar günü Tahrandan hareket için güreşeceklerdir. edecektir. Necmi bu çocuğa bir bohça aldı. Kendisi de bir başkasmı ısı. rarak yürüdü. Mabudesinden dönüyordu. — Amma da yaptın ha, şekerparem. Ben senin nikâhlı karın mıyım? Yok kardeşim kimseden nasihat ve emir telâkki edemem. Hürrüm, Benim gibi hür de Istanbulda fenerle aransa bulunmaz. Bu hürriyetimi de önüme gelene feda edemem. Bir saatlik, bir ge. celik satıldığım zamanlarda bile kendime lâzim olan hürriyetimden ancak dört baş dakikasını feda etmişimdir. Sana gelince şekerim. Bana kafa tutmaya hiç hakkım yok. Parayı veren düdüğü çalar, Ve- rirsir. bir görüşme parası daha., Bir saat daha kalırız. Bu böyle şe. kerim. Üzülme hayatım. Seni kırdım galiba ha!? Köprüde idi. Bir poyraz rüzgârı köprünün asfaltlarına birik- ııi,uılınümrüyvr,iıınlımınıiydwü&up#ırııhpı_ yor; koşmak istemiyenleri bile arkasından itiyordu. Necmi Üskü. dar iskelesine kadar böylece geldi. Şapkası çamurlu, üsü sır- sıklam, Bir bekleme odasına kendisini attığı zaman Mabudesinden ayrılış sahnesini bir daha hatırladı. Fakat artık ne kendisine, ne de Mabudeye karşı bir gayz duymadığını hissetti. Sanki köprü üstün. deki deli rüzgâr bu sarhoşluğa benziyen kızgınlıktan onu aydırmış- tı. Bekleme odası tıklım tıklımdı. Dökme soba harıl harıl yanıyor. du. Yukardan raylırın ek yerlerinden geçen tramvayların gürül. tüsü geliyor. Necmi sobanın yanındaki sıraya oturmuştur. Tam karşısında ekmekle peynir yiyen genç bir amele var. Yüzü biraz karışık ve mabcup bir çocuk. Bir gazete kâğıdmı yere koymaş, ve bir ucunu içhddâ&uıeknpıyıiîü—ıiı—hüyıhüınşVıH- ğiden içinde küçük Tokmalar koparıyor. Büyük parmaklarının ara. sında bu lokmalar kayboluyor. Ve ağıma gözükmez parçalar atı- yordu. Bu amelenin karşısında yüzünü kızıl yaralar kaplamış bir adam cigarasnı içiyor. Sakin, sessiz, herkesin yüzüne ve yaralarına baktığını bildiği için yapma bir kayıtsızlık içinde. Yüzü zaten bir iç yara gibi kırmızı. Güzel, beyaz allari vaz. Kanıdan riren birine HASAN KUMÇAYI Oslodaki güreşler Oslo, 29 (A.A.) — Devam edil güreş — birinciliklerinin - bugünkü nihaf neticeleri şunlardır : 8? kiloda Mustafa Çakmak ve bağırmadan; $ — Kapıyı kapayınız, diyos, Ve sonra yine lâkayt, Sinirsiz dgarasını tüttürüyor. Kendisi. Ü himedip gok cevval gözlerini , a Nazırı Berline gittiler —| ilhakını istiyeceklermiş ! 8-V 30 NISAN 1939 Haberler Ö » ün0 ğ B li ile Hariciye (moiltere ile Romar- Bir itilâf aktedildi Londra, 29 (A.A,) — Finançal News gazetesinin öğrendiğine göre, İngiltere ile Romanya ara- sında bir itilâf akdedilmiştir. Bu itilâf mucibince İngiltere, Ro - manyaya beş milyon sterlinlik bir K kredi ak ve R: inden ayrılacaklardır. di ile ıxîa;m':dmom;:; b::::: Bratislava, 29 (A.A.) — İyi | Malzeme satm alacaktır. Fakat malümat almakta olan mahafil -| bu Romanyaya açılan İlk kredi - de bügün Berline vasıl olmuş o - | dir. !ngilm.—ınîn Raomanyaya ve" lan Macar devlet adamlarının | '*Seği mebaliğin yekünu henüz Slovakyanım Macaristana ilhakı tesbit edilmemiş ise de bunun maksadile bir teklifte bulunacak- | İdükea yüksek olduğu zannedil- ları ve bu teklifi Mussolininin tas mt,.—';f:;;“_, vip etmiş olduğu şeklinde musir- pnın' Macaristana Macar nazırı salı sabahı Ber- News, İngilterenin ya da kredi açması ihti- rane bir takım şayialar deveran | mali ;ılduğunıı İlüve eylemekte - dir, etmektedir, Görüp Düşündükgg Çocuklarımıza ne mutlu Belediye bütçesi, 1944 de yirmi milyonu bulacakmış. İstan. bulda yaşıyanları sevinçlerinden oynatacak bir haber. Fokat ogünlere daha kavuşmak için, beş senenin yalçın sırtından geç mek lâzım geldiğini düşününce, sevinç balonları, patlayıp vö- nüyor. Biz, bugünkü İstanbula bakalım, Eski Bâbsâli, yeni Ankara çaddesi köstebek yuvalarını da geride bıraktı. Herkesin kolları, canbaz terazileri gibi yanlara açık, çiftetelli oynryarak yürüme. ğe çalışıyorlar. Kaldırım taşları, kirpi dikenleri halinde kalkın. rmaşlar... Adım atabilene aşkolsun. Haftalar var, ki buralarını define meraklıları sardı. DClekâ. nınin Önünü eşen eşene!... Şuradan demir bir kolon, ötede kur- şun bir bağırsak beliriyar. Ziftler kaynıyor, izoleler sarılryor. Çanakkale siperleri bile, bu kadar derin ve bu derecede ka- rışık değildi. hiyetindedir. siyor: | Çiğnene çiğnene toprak nişasta, pudra gibi incelmiş. En kü. çet “müddelumumi | — Melike Nazlının Şahpur — şük bir rüzgârla bulat bulut bavalanıyorfar, Biraz fazlaca esin. hareketinde ve kararında müsta. |Ta körlezi — Kızildeniz yolu ile|| tili günlerde bu caddenin bir toz tünelinden hiç farkı kalmıyor. kil ve serbest olmak gerektir. Mısıra dönmek üzere Mayısın iki || Arada sırada bir saka kamyonu buraları sulamağa - çalışıyor. Ama, toprak galiba killi. Su ile birleşip yatışmıyor. Şıuhbıındııhırmlılıçı , kendimizi avutmak için? — Birkaç güne kadar burası parıl parıl asfalt olacak. O va. kit rahat ederiz. Diyoruz. Hem birkaç günün arkasında birkaç aylık günle- rir sıralandığını bilerek. Nı bo; “aldanmak - ereli bir gifadır!,, demomişler!... AM SA € Yenicami —meydanımın bir maketini görmüş semti tanıyamamıştım. Eğer gerçekten orası öyle olacaksa, har- unnınpırı_lıı.;*ilınııhııllı:dobıhld-noıhlı-ı ııw_ım değişecek. Bu pirifüninin yerinde körpe bir delikanlı doğacak. Bizim biricik suçumuz da galiha dünyaya gel. mekten başka bir şey değil. Çocuklarımıza ne mutlu! HAKKI SUHA GEZGİN LA ——— —e © tarafa çeviriyor. Hafif tebessüm ederok kendisine göz dikene ba. W.O?f_npdühhidühnmn“#' nız kendi.inin ıö:.'ı':si gazete kâğıdıa doğru eğiliyor, yahut da İ dukürtğarlan d aNi mura bakıyor. e a Necrmi de kedisine yamalı yüz tarafından tebessüm odilinceye kadar bu adama baktı. Sonra mahcup başka taraflara bakmaya baş- ladı. Fakat mütemadiyen gözü bu adamın yüzüne kaçıyordu. Yağ. mur biraz diner gibi olmuştu. Amele gazete kâğıdını bir tomar ya. PIp sobanın altına fırlattı, çıktı gitti. / Onun arkasından vapura gidenler acele acele kayboldular. Yü- zü yaralı ağır ağır kalktı. Açık kalan kapıyı kapamak ister gihi yü. vüdü. Fakat tam kapının önünde caymış gibi yaparak hızlı hrzlı merdivenlere doğru kayboldu. '" İşte o zaman Necmi sobanım arkasında iki küçük hamal çocu- kunu gördü. Bunların birisi on iki yaşlarında gözüken bir çocuktu. Muhacir olduğu evvelâ mintanından belli idi. Sonra poturundan. Sonra ne bileyim çillerinden. Süt gibi beyaz bir şeydi. Çirkindi. Sü. mükleri akıyordu. Onun yanımdaki soba borusunun arkasındaki kı. vırcık saçlı bir zenci kırması idi. Necmi onu Puşkine benzetti. Ge- çenlerde bu zenci yıldönümü münasebetiyle Puşkinin çocukluk res miai görmüştü. Ama ne kadar benziyordu. Bu çocuğun üstünde uzun bir ceket vardı. Pantalonu, gölf yapılabilmek için uğraşılmış. tu Kırnap bağlanmış yırlık ve büyük potinleri vardı ayağında, İlk bakışta fena giyinmemiş hissini veriyordu. Fakat biraz daha dikkatlice bakınca büyük, iğreti bir ihtiyar ceketinin altında hiç bir şeyi olmadığı anlaşılıyordu. Ceketinin ya- kalarını kaldırınış ve bir çengel iğne ile boynu hizasına iğnelemiş. tü, Ve tâ göbeğinde olan ilk düğme kopmuştu. İşte buradan tatlı, sıcak deriti gözüküyordu. Bu da on iki on üç yaşlarında idi. Arkadaşına bir şey anlatı. yar ve Necmi dinliyor mu, dinlemiyor mu diye hep ona bakıyordu. Dinlemesini istiyor gibi idi. Güldürecek şeyler söylüyordu ki ar- kadaşı yaşına göre ciddi, ağırbaşlı oğlancağız gülüyordu. Ve ken. disinin ağzından suları akarak onun gülmesine seviniyordu. Necmi biraz daha sokuldu. Şimdi hemen küçük melezin yanım- da idi. : (Davams var, SÖ Di e & biAe i K EERed Lakı

Bu sayıdan diğer sayfalar: