#|Meraklı Tarih Sayfaları | dia göğüs veren araplar zlere mil çekiliyor, bar- lar deşiliyor başlar bir buruşta 'koparılıyordu İğ Sükümdarı Muzaffer Şah, / lisi değiştirmekle zevkini arttırı . | i Kölemen reisi Sultan yordu! iu, /27dığı bir mektupla yarl — Şu tarafta duranların bar - ordu, sakların: deşiniz. Gori, Emir Hüseyin ku-| — Şunlar da bir vuruşta baş Altında hazırladığı do -İları kesilsin.; Hind hükümdarının yar.| o —Şu esirlerin tirnakları sökü Bönderdi. lecek. gibi emirler veriyordu. & Hind denizinin ağzına! Emir Hüseyin, fethettiği Zü - ti vakıt erzakların bittiği- | beydede kamandan Bersebay'ı br - a Kamran İlmanında :akmıştı. Bu kumandan, Ali Tahir © ve çare aramıya baş hükümdarından Emirin intikamın: İ almak için bekliyordu. ia gelen Ali Tabir hü -| 1517 yılında Tane'da düşman: Amir Tbni Abdül Vah . ile şiddetli bir muharebeye tutuş. şmurmaktı. Öyle yaptılar. tu. Ali Tahir müthiş bir mağlâbi- » Vezirlerini topladı. İste -İyete uğramıştı. Emir ile kardeşi p in ne suretle mukabele; çarpışmada öldüler, Bersebay harp İk 2 geldiğini müzakere| te aldığı 8000 deve yükü ganaim. | Micede şu kararı verdi; le çöl yolunu tuttu, Fakat Bersebay, kumandanma muzafferiyet müjdesi ile beraber gözleri kamaştıracak hediyeleri getiremedi. Necran ös özüne Çı lâhlr Arap kabileleri, bu ç önlerine çıkan kısmeti kaçırmadı » ! » dedi, Kölemenlerin bu boyun eğersek, bitaraf-| olur, onların hükmü iş oluruz. İtibarımız| h beklerken yalnız kuru #lan Emir Hüseyin, fe hiddetlendi. Hind deni » |!3- i kten vazgeçerek Ali Bütün develerle beraber Berse- ilndarına haddini bil - bay ve kumandanlar da üste baş $ karar verdi. larını verdiler, a. Aki Tahir hükümdarı, kendisin. on evvelâ Zübeyde | den yardim istiyen orduya ekmek “rino yürüyerek burayı! vermemek yüzünden mahvolmuş - Sonra Adeni muhasara| tu. Fakat sarayında âlimlere, şa - “enliler, o vakte kadar to - irlere dalma en yüksek “payeyi Olduğunu bilmiyorlardı. | verdiği için ölümü, sonsuz bir ma- tem havası yatattı. Niyazi Ahmet İ bütün toplariyle dehşet başladı. Fakat Araplar, r j an icadından korkmadılar, İtslim olmakla da canları» Sâamıyacaklarını biliyor rbederek ölmek, dahi . a şerefli idi. İşte bu ina ln hükmünü hemen he. | e : indirdi, & zaptedemiyen Emir Hü. | iğı esirleri gemilere dol- Mekkenin meşhur iskelesi geldi. * Mind seferine devam e Bİ için müthiş bir gayza ka İM © Ali Tahir kükümdarna # * Ondan intikam almayı dü- da, #in, Adenden getirdiği öikence ile öldürüp hiddeti: | KA etmeyi düşündü, a Yİ e e amy e rma EE İN Me gebertiniz; onları e .I Fatih Ahırlarındaki tim, | Hâdise Nİ verdi, | Şehzadebaşında (o Anastasın İK “tee esir meydana getiri .| meyhanesinde tanıdığı Yusuf a- “imandan ikinci emrini) dında bir çocuğu Fatihteki ahr w İrma götürerek beraber yatan, taraftakilerin gözlerine fakat çocuğun kendisi uyurken 2 ceketini yokliyarık parasını Ce Arabın birden gökle -İ çalmak İstemesi üzerine başına | baykırışları, Emire za-|tahta ve taşla vurarak öldüren le alacak kadar huzur ve | arabacı Abdülvahit hakkında, A, İdün ağırceza mahkemesinde mü Or. sını söyliyen müddelumu- p< alıyordu. mi suçlunun öldürmek kasti ol ine mil çekilenleri sey -| mayarak öldürdüğünü ileri sür- ğer esirler, aym alıbete : nci korkusu ile ölü hale yel Daryö ş ağ EN müş, ceza kanununun 457 maddesiyle tecziyesini istemiş- #edi. Emir, işkencetin şek. tir. x 0 rene > Pevsiye ile İrünt velahti Şakpır nikâh günü Kahirede Deraber içiyorlar 7 — VAKIT 21 MART 1939 ilk Nohel mükâfatını alan şair Bundan Yüz Sene Evvel Doğmuştu Fransada, doğumunun 100 ncü yıldönümü münasebetile, şal Uy Prudkomme (Süli n ismi anılıyor. Bugün Sully Prudhommeden hatırda kemen hemen yalnız meş“ hur “kırık vâzo'su kalmıştır. Fa- kat onun 'ismi her halde ve her zaman için bütün dünya edebiyâ. | tında geçecektir. Çünkü 1901 de| ilk defa olarak Nobel edebiyat| mükâfatını bu Fransız “Şairi ka.| İ yeni topreklar ka zanmıştır. İzanırken ona nı Suliy Pudhomme 10 kânunev: | İ vandetliği — sml vel 1901 de ilk defa olarak veri" İsa aa »görülüyer len Nobel edebiyat mükâfatını | pi si yea kazarunca, 208 bin frank tutanjl,..; bargımsida bu parayı kendisi almış ve Fransız | | #ransizen “Le edebiyatına terk etmiştir. Bu pa-| İTemps” gürelesi- ra İle de onun namına Fransada) |nin Merlin muha bir edebiyat mükâfatı tesis edil, | |birinin © aşağıy» miş me Sily Prudhomme © #amanının| | kemmiyetlidir. raeşhur bir edibi idi, Zaman za. man bir fabrikada çalışmış, noter! kâtipliği etmiştir. Fakat sonrala- rı, amcasının kendisine bıraktığı ulak bir gelire kalemiyle kazandır l Almanyanın Orte Asrnpada yeni bi: zafer kazanması aynı zamanda gür leri İtalya üzeri” ne çevirmektedir İtalyanın Toma - Berlin mihverin deki bu arkadaş ğı parayı ekliyerek, köşesine çe - kil gibi pek kıymet vermiyen, ler de vardı. Meselâ Flanbert (Flober) onun için “sadece boş, luktan ibaret bir derinlik, demiş-İdüğü taleplerden 16 mart 1839 da doğmuş olan şair, 7 eylül 1907 de, yani 68 ya” şında olduğu halle ölmüştür. 1581 “kânunuevvelinih 8 inde, Pastcur'la beraber, Fransız Aka- demisine aza seçilmişti. İ © Sully Prudhemme'nin “boş sevgiler, , “Yalnızlıklar, gibi e - serleri vardır. Fakat meşhur olan Yalnız Roma - Derli br Alman gazetelerini Devamı 7 uda) veya General Nogues'nin Tunusa | söylemekle ikti soldan itibaren 1931, 1936 ve 1938 senelerinde SİNEMA değişen bir yıldız 1917 de Pariste doğan Danyel Daryö'nün anası babası onun bir gün artist olacağını belki aklından bile geçirmi- yorlardı, Danyel'in babası göz doktoru idi: Orta boylu, sişman. ca, ciddi tavırlı bir adam, Ona kalsa belki kızını da bir dok. tor yapardı. Fakat Danyel'in annesi sahne ve sinema hayatını seven bir kadındı, çünkü iyi ve oldukça meşhur bir şantözdü. Kı. zına sanal zevkimi küçük yaşındanberi veren Madam Daryö Onun istikbalini hazırlamış oluyordu. Danyel Daryö ilk defa olarak bir filmde rol aldığı za. man 14 yaşmda idi, “Balo,, ismindeki bu filmde Danyelin rolü pek büyük değildi. Fakat bu ikinci derecedeki rolde o kadur muvaffak ve parlak oynuyordu ki, âdeta birinci dere- ce roldekileri ba: yordu. ” Danyel Daryö'yü, bu suretle, bir yıldız olarak keşfeden. ler ona daka büyük roller verdiler ve artist “Çekmece”, “De. de” ve “Tatlı Belâ” gibi, kendisine gittikçe gölret temin e. den filmler çevirdi. Fakat, onu bir filminde gören öbür filminde âdeta tanı. yamıyordu. Çünkü, rejisörler onu her filminde daha başka, gitikçe sün'iye kacan bir makyajla ortaya çıkarıyorlardı. 1975 te Berlinde.bir Alman stüdyosunda “Hulya şatosu,, is- mindeki filmi çevirdiği zaman tamamiyle bir “yıldız, olmuştu. 1936 da “Yeşil domino,, filminde Danyel Daryö “Balo,, daki genç kızdan tamamiyle baş ka bir çehre taşıyordu. On. dan sonra çevirdiği “Sulistimal,, filminde aldığı çehreyi de, Holivuda gittikten sonra büsbütün değiştirdiler. Bugün Dan. yel Daryö birinci smif bir yıldızdır ve Holivudun güzelleri arasmda sayılmaktadır. Malümdür ki Alman matbuatt İtalyanın Fransaya karşı ileri sür“ bahsederken tir, bunları pek fazla takdir eder ma. hiyette neşriyatta bulunmamıştır. mihveri ica İtalyanın bu taleplerini müzahir karşılamı- ya, Milâno ve Romada çıkan ga. getelerin neşriyatını iktibasa, Tu- nusta İtalyanın aleyhindeki yapı. lan nümâyişleri olduğundan bü - yük göstermiye, M. Daladier'nin Flimlerinde daima 4 İSvİSRE, amm Bu haritada Almanyanın 1919 danberi ne şekil aldığı gösterilmektedir. muahedesi ile çizilen Alman topraklarıdır. Çizgili veya noktalı kısımlar, yanlarındaki tariklerle gösterildiği gibi, Almanyanın sonradan ilhak ettiği yerlerdir. gidişini tehlikeli bir hareket di- ye karşılamıya mecbur etmiştir. Yine Alman matbuatında, Korsi kak olan Napolyonun Italyan ol. duğu yazılmıştır. Hattâ, bugün Berlinde bulunan Tino Rössinin yeti Korsikalı olarak gösteril- Şantöz hakkında yazılan yazı - larda Fransız olduğundan hiç bah- golünmuyor, sanki OAlmanyaya doğrudan doğruya Korsikadan ge- liyormuş gibi, onun doğduğu yeri a ediyorlar. rın pek fazla ehem. Bütün bur! viz meselesinin bütün müşkülütr. na rağmen gâzetelerin Tunusta aususi mubabir bulundurdukları öze çarpacak bir noktadır. Bu â- zada Börsen Zeitung'un 'Tunusta muhabiri var ki, bugüne ka - dar gazetesinde bir sıra makale eşretmiştir, Söylemiye hiç lüzum yok: Bu nuhabir İtalyan kaynaklarından istifade ediyor ve Tunusun müs . temleke edilişini İtalyan göri zöre anlatıyor, müstemlekeyi İtal yanm taleplerini hakir gösterecek şekilde ele alıyor. Fransanın Tu - nusta 94 bin İtalyana mukabil 108 bin Fransız olduğunu güste- zen son istatistiklere itiraz ediyor, hakikatte 100 bin Fransız, 130 bin İtalyan olduğunu yor ve, Fransiz polisinin tenkit e. dilecek bir hareketi olatak, “Ya - şasın İtalya! Kahrolsun Fransa!,, diye b bir genç kızı tevkif sttiğini söylüyor. Bundan netice çıkaran gazetecisi, şöyle bir hükme varı. yor; “Bu memlekette iki hasım o- lan Fransız ve İtalyan ailelerine yer vardır diyebilir miyiz?,, Fakat bunlara pek fazla bed - bin düşündüğünü kendisi de anla. mış olacak ki, daha sonraki bir yazısında Avrupakların Tunusta sun ancak yüzde onunu teşkil ettiğini, binsenaleyh, memleketin İidaresinde İtalyanların Fransız lârm müşterek çalışmaları lâzım - geldiğini söylüyor. Zira, filhakika, Alman gazete - cisi yerlilerle, hatti Destur par- tisi azalarile de konuşmuştur. O- nun dediğine bakıkrsa, Tun: lar Almanyanın Yalludi aleyhdarı siyasetini pek beğeniyorlurmiş ve Almanya ne kadar kuvvetlenirse, Fransa o kadar zayıflar, bu suretle ileri sürü « Alman larmış. r mantık! Bununla be. Alman gazele ne göre, Fe dart henüz çökmiye baslamış de sildir. D bile bunu k de Fransadan imtiyaz alırız diye & Orta Avrupadaki yeni hâdi- selerden sonraki vaziyet: İtalyanın Tunusu istemesi karşısında TI Siyah kısım Versay e“ Almanya ne düşünüyor ri, hareketlerini yavaş yavaş ge - nişletmek ve birkaç sene sonra Mısıra benzer bir istiklâl kazan » maktır. Desturcular, Fransanın müstemlekelere yaymak ihtiyatsız Liğını gösterdiği “hukuku beşer, umdelerine dayanıyorlar. Müstem İcke halkı, çöldeki kumlar gibi, üzerlerine basanları nihayet bir gün dört bir tarafından saracak. Jar ve atacaklar, Alman gazetecisi, bu suretle, dikkate şayan bir neticeye varmış oluyor; Demek ki, Fransanm Tu mus Üzerindeki İmuhabir idaresi, yerine İtalya geçerek değil, yerli halkın muhtariyet hareketi ile ni. hayete erecek, Tunus hakkında yazılanlar ara- sında “Berliner (oOMonatshejte, mecmuasındaki bir yazıyı da işa. ret edelim, Fransanın Tunusu na” gil işgal ettiğine dair olan bu ya. zıda bir mokta ohatırlatılıyor: 1868 deki Berlin konferansında Alman devlet nazır Ernst von Bülon Bismark namma Jtalyan murahhası Kont Kortiye, Tunusu işgali teklif etmiştir. İtalya bu teklifi kabul etmemiş, bunua Üze- rine “Bismark, Şimali Afrikadaki bu cazip topraklarla alâkadar bir devletin nazarı dikkatini celbet mek istemiş ve, gayet tabii olarak, Fransayı bulmuştur. Esasen kon“ grede daha evvel de Frapsız mu. rahhasr Vaddington'la bu mesele hakkında görüşmüştü, Altı ay son ra (5 küânunusani 1875) Fransız isi Kont Saint Vallier kendisi- ziyarete geldiği zaman meseleyi tekraz açmıştır.,, Almanların, vatandaşlarına, Bis- markın bu işteki rolünü bizzat kendileri hatırlattığımı görünce in sânın memnun olması lâzim gelir. Daha geçenlerde Hitler, Bismar- kın hatırasını arıyordu. Bugün, kendisinden evvelki bu büyük a » damın siyasetinin aksine harekete girişir mi acaba? Pek ihtimal ver- miyoruz. Diğer taraltan, geçen gün “Vestfalische Ladeszeitung,, ve “Hamburger Tageblatt,, gazetele. rinde Romadan gelen bir telgraf giktr. Bu telgrafa göre Musolini arazi talebinde bulunmuyacakmış. Bu haber bir İtalyan kaynağın * dan mı alınmış, yoksa sadece bir Alman tezi mi, bilmiyoruz. Fakat bu, Alman gâzetelerinde ilk defa çıkmıyor, Almanyada, sa - et sahibi kimse'erle görlşür- mı sözlerin geçtiği sik ak memleketin karşılık i ne gibâmillerin değişti »ğini anlamak meselesi ka *