7s4VAKT 3 MARP Dayı, Eliso ile annesinin ancak bağırışarak kucaklaştıklarını gör- dü. Fazla bakamadı. Hazırlanmış arkadaşları ile beraber evden çık- tılar, Hava kararmıştı. Marmara de- nizini yalayan ılık bir rüzgâr esi- yordu. Hançerleri ellerinde sekiz Kişi yerlere sürünerek ilerliyordu. Dayı, arkaldaşlarına ne yapacak- larını tenbih etmişlerdi. O, yeraltı sarayma girilen İki ağzı da bulup birer nöbetçi koyacak, altı kişi de üçer Üçer bu kapılardan içeri gi- receklerdi. İlk önce kendisi yalnız başına girecek, doğru İlia'nın huzuruna çıkıp konuşacaktı. Arkadaşları bir piştov sesi İle içerde ilerliyecek- lerdi, Piştov sesi duyulmazsa epey bekliyecekler, bir saat kadar za- maân geçtikten sonra ilerliyecek- Yerdi.* Dayr, yollardan kolayca geşti. Hiç kimseler yoktu. Fakat bir 2- ralık kulağına kalın bir kahkaha geldi. — Senin arkadaşlarının hepsi kafese girecek Dağların Kralı. Tlla'nın sesini tanıdı. Demek İ- Hiko ile konuşuyordu. Demek Iliko sağdr. Yavaş yavaş, ses çıkarmaktan korkuyor gibi ilerliyordu. Fakat müthiş bir heyecan içinde idi. Birden bir ses işitti: . — Sizi bekliyorduk, içeri buyu- run. Diyordu. Süratle geri dönerek hançerini saplamak üzere kaldırdı. Domuz, elinde piştovla karşısında idi. Boy “mu uzamış, başını kaldırmış, diş- İerini meydana çıkararak sırıtı- yor; — Bu sefer ben seni öldürürüm ba.. Hiç zahmet etmelen öbür dünyaya gidersin.. Halbuki sen be Bi hâlâ inletiyorsun.. Dayı dişlerini gıcırdatarak Do- muzun sözlerini duydu. Birkaç adım sonra kapının yanına gelmiş- #. İterek içeri girdi. Gördüğü manzara, ilk anda Da- yıyı dehşet içinde bırakmıştı. E- lindeki hançer düşecek gibi idi. İ- koyu bir karığa bağlamışlardı. İki tarafında ellerinde kızğın de- mirlerini sokmaya hazırlanan cel- Iâtlar durüyordu. İla her zaman- agar birini Haha fır — Bizi çok beklettiniz Dayr, dedi. Bak arkadaşını da senin için iye kadar yaşattık.. Gözünün inde ölmek istiyormuş. Dayı fazla beklemeden İia'nın Üzerine atılmak istedi, Fakat ko- mi kımıldatamadı. Bileklerine bir iple, sarsılmış ve yere tu. Bu ani hücum Domuz- Tv 7 g pe dan geliyordu. Maharetle kullan- dığı kemendi Dayınm hançerli ko luna geçirmiş ve bütün kuvveti #- le çekmişti, İlia söyleniyordu: — Dayı.. Benim sadık Domu- zumun karnını deştin.. Fakat 0: — Ben benim katilimi öldürme- den ölmem.. diye yaşadı. Senin ge İeceğini bildiğimiz için bekledik.. — Fâkat benimle beraber, ya- hut benden çok az sonra senin 'de öbür dünyayı boylayacağını dü- şünmüyorsun. İlia önünde şarap maşrabaşımı dolduruyordu. Bir yudumda içti; — Sen yeniçerilik yaptın ama, kurnaz olamadın. Senin arkan- dan gelen bütün adamların birakç dakika sonra senin gibi elleri kol Yarı bağlı buraya gelecekler.. Sen ne sanidın.. O yolları boş bıraka- cak kadar aklımız: kaybetmedik. Dayı, bütün kuvvetini harcaya- rak son bir hamle ile İlfa'nın üs“ tüne atılmak istedi. Fakat kapı- dan arkadaşlarım elleri kolları bağlı içeri fırlatıldıklarını görün- ce, düştükleri uçurumun derinli- ğini tamamiyle anladı. Gözleri kan çanağına düşmüş, bit boğa gibi soluyan İlikoya baktı. Onun hali büsbütün acıklı idi, Zavallı İliko kim bilir ne ıstıraplar çekmişti. “ İla Domuza dördü: — Onu iyice bağla.. Emrinj verdi. Dışardan gelen- İere de; — Hepsi tamam mi?,, Diye sordu. — Tamam,. Beş kişi. — Fazla olmasın?.. — Gelenler altı idi.. Dayı derin bir nefâsaldı. De- mek”arkadaşlarmdan biri sağ ve serbestti. Gözleri ümitle parladı, Fakat bir tek insan ne yapabilirdi. İlia tekrar Domuza seslendi: — Dişlerini gıcırdatıyorsun, ga liba acele yola çıkmak istiyorsun, haydi işini Domuz kızın şişleri ikide bİr| gören, ateşe sokup çikaran yarı çıplak a-! damlara yaklaştı. İla bağırıyordu: — Haydi kızlar. gelsin. Şarap- iniz; ları çıkarın. Yeraltı sarayından sarsılır gibi kahkahalar çınlamıştı. Kafkas kız- Jar ellerinde maşrabalarla İliko- nun etrafını sarmışlardı. Dudak- Tarıma götürüp ıslat'yor, sonra 'dö nüyor, dönüyorlardı. Dopnuz sişlerden birini yavaş NİYAZİ DYAFKAŞ 2 İ) milan KIZLAR | ürer K yavaş İlikoya yaklaştırdı ve çıp- Jak vücuduna bastırdı. Hayret, İliko ses çıkarmamıştır. Fakat birbirine kenetlenmiş dişle- ri, bütün gözleri gerilmiş, damar- ları ıstırabının derecesini anlatı- maşrabalarını dudaklarına götür- müyorlardı. 'Başlârr, yüzlerce erkeğin sert avuçları içinde örselenmiş Üs- İerine düştü ve hepsinin gözleri birer damla yaşla tomurcuklandı. yordu. İlia bağrı 8 Domuzun dudakları da geril- (— Alçaklar. Ne duruyorsunuz, mişti, Fâkat o gülüyordu. Mem- haydi, dönün, şarap için. nundu. Fakat kimse kamıldamıyortlu. Yerinden fırladı, Elinde her za- manki ipek kamçı vardı. Kafkas #ızlarmın yarı çıplak vücutlarını cnunla parçalamak istiyordu. İsa söyleniyordu? — Nasilsm Dağların Kral? İlikonun gözleri açıldı ve ona doğrüldu, Dudakları kıpırdadı. — Çok rahat ve mesudum, de- di. Etrafımda memleketimin kızla- rı'dönüyor, onların tatli seslerini düyuyorum. Ben onları kurtar- mak için senelerce mücadele ct- tim, Onların uğurunda, Onların her şeyleri için can verdiğimi gö- rüyorlar, bir gün gelir anlarlar da.. İlikö b usözleri Gürücce söylü- yordu. İkinci defa kızğın şiş vü- cuduna saplanırken ; — Sen de Kafkasyalısın, sen de örânın ekmeği ile büyüdün. O- nun için yaptıklarmın cezasını gö- receksin., Sesler Minmişti, Kızlar şarkı söylemiyorlar, dönmüyorlar, şarap Eğelenceli köşe: #w ile yere yuvarlanması bir oldu. Bütün kızlar, bir ağızdan emir al mış gibi üzerine atıldılar, * » Sonunü mu merak ediyorsunuz? Kafkas kızlarına hepsi inuba- verdiler. Bu hançerlerden biri de ya kazara yahut bilerek İlianm göğsüne saplanmış, orada kalmış- t. o ile Domuz da başbaşa can verdiler, Dayı bu boğuşmadan kendini kurtarabildi mi? Onu da bilmiyoruz. SON YUKARDAN AŞAĞI; İ — Iştiyak duyma - neşeli, 2 — Dokuzdan büyük . fimit eder. Bir çorap markası, 3 — Gözün üstündeki çizgi halin. de kıllar « vücudun üst krsro. 4 — Harp gemilerinden bir nevi, ,,$ — Yemek - ilgili, “5 —- Namus . kahve çıkan rieşhur r memleket, 7 — Fiil. uyandırma - bir nota, $ — Pekmezin arkadaşlığını ya Par , köpek. 9 — Jiamız, SOLDAN; SAĞA: 10 — Sema - yerlerinizin baş #di. 1 — İçine mürekkep konur — A. (o Dünkü bilmecenin hal şekli: rapça bir harf adı. 2“ Kendini feda ederek adam öl. —İ)ünkü Bilmecemizin 3 — Bir işaret zamiri — gözleri gü Rae, Şekli sel bir hayvan. SOLDAN SAĞA 4 — Yüz - açık, 2 5 —Neneller © ev MehiBİke verdi; ç 17 ie BE ArRALala yi 4 — Preveze - 18,5 — enin, 7 — Kami Çi v Yas, 9 — Fidan 6 — Kadar . vakit, 7 — İneğin erkeği, 8 — Bir vaparumuzun adı - Kitap sahibi bir peygamber. Şe alar denizi sahili mınfaka. ARIDAN AŞAĞI: 1 — Ekipler « (a, 2 — Va - revani, — Ekmek - Sadi, 4 — Ruzvelt “ar, E| - ele - eni, 6 — Serreniş. 7 — yn Kandaktaki çocuklara söyle. nen « kadar, Silik - sarı. 10 — Ulus « pisi, Fakat kolunun havaya kalkma»; fızların bançerleri arasında can| - da, $ — Bu - en - yer, 9 — | Halkevinde Konser | | / Eminönü Halkevindese VAKIf Evimiz orkestrası aylık bemserini 5 Mart 939 çarşamba akşamı saat ABONE TARİ (20,30) da Ceğaloğlundaki salonu. ket müzda yersedktir: Mem Bu konseri dinlemek arzu edeni yi, 077 yurddaşlarımızın davetiyelerini bü-|ğ 47 260 romuzdan elmaları rica olunur. Bayık 15 6 aylık 455 1 yıllık 000 Tarifeden Bulk” Yeni neşriyat ” Yeni Adam Dört sene munfazam bir şekilde çıkmış ölan “Yeni Adam,, ın, bir se- nelik bir tatilden sonra, tekrar meş- riyat hayatına girdiğini memnuni yetle haber aldık, Eski Darülfünun emini (İsmail Hakkı Baltacıoğlu tarafından çıkarıl. makta olan bu değerli kültür mecmu- ası 9 müorilan İtibaren yeniden inti. sara başlıyacaktır. Mecmua yeni pro gramında ilim, sanat bahislerine ol. duğu kadar mektep ve terbiye mev. gularına geni: a “cumhuriyet, de- | mokrasi, devletçilik, halkçılık, ik. lik ve inkılâpçılik wmdelerine göre teşkilâtlandırılması üzerine, yapa- cağt neşriyata büyük bir yer ayır. için ayda otuz kurüf 4 Posta birliğine girmili, ayda yetmiş beşer © medilir, Abone kaydını P tup ve telgraf eri parasının osla iL yollama Geretini idare“ zerine alır. Türkiyenin her posld” VAKIT a abone Adres değiştir€ 25 ku İLAN Ü Ticaret itti salırı sondan itibari. yl falarında 40; iç 80 kuruş; dördüncü # ikinci ve üçüneüde İ 45 başlık yanı kesa€ii dır. Büyük, çok devi renkli ilân verenler indirmeler yapılır. rın santim « satırı TİCARİ MAMİVETTE di KÜÇÜK İLAN Bir defa 90, iki defası 65, dört delifi defası 100 kuruştur! ilân verenlerin bir © vadır. Dört satırı We fazla satırları beş #Ü sap edilir. Hizmet kaporü küçük ilân tarifesi indirilir. Adam,, a muvaffakiyetler İtemenni ederiz, ŞEHİR TİYATROSU $.3- 39 cuma akşamı 20.30 pda Tepebaşı Anna Karenin KOMEDİ KISMI: Bir muhasip araniyor HALK OPERETİ Cumartesi 16 da, akşam 9 da (Şirin Teyze) Çok yakında: Balkan yıldızı Zozo | Dalmas halk operetinde. p Ü TURAN TİYATROSU İğ Vakit hem doğru Bu akşam ya kendi idare yer” / Ertuğrul Sadi Tek ve İf kara caddesinde Ve arkadaşları altında KEMALEDİ İlin Bürosu eliyle eder. (Büronun telef Büyük muvuffakıyetle devam eden (İnsan Mabut) 8 P, 1 Tablo. Fiyat. larda zam yoklar. — | BUGUN - SAKARYA SİNEMA saril GARY COOPER" Markopolo'nun Müthiş Ma Fransızca Sözlü Süper film gra TAPA ME NEVROZİI Dış, Nezle, Romatizma Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı “ BAH ceser. İcabında günde 3 kaşe alın ez Baş, 4 SAİLE Karamazof Sözleri, bir hıçkırıkla o boğulmuştu. Pencere tekrar kapandı. Rakitin gülerek: — Tuhaf şey, dedi; hem zavallı “Mit ya., yı boğazlıyor, hem de bütün öm- rünce unutmamasını istiyor. Ne vahşi mahlükmüş bul... Aliyoşa, bu sözleri işitmişe benzemi- yor, yoldaşmın yanı sıra kızl hızlı yü- rüyordu. Rakitin, çok acıklı bir yarası- na İdokunuyormuş gibi bir acı duydu. O. Aliyoşayı büsbütün başka bir mak- Satla bu eve getirmişti. Halbuki niye- ti tamamiyle aksine çıkmıştı. İnkisarı büyüktü. Bu acıyı unutmak için işi lâfa beğ» du: — Zabitim, dediği adam, bir Lehli- dir. Çin hududunda bir garizonda idi. Askerlikten çekibli, Galiba istilaya mec bur edilmiş. Meteliksi? kalınca, bura- ya dönüyor. Anlaşılan Kızın parası ol- duğunu hâber alm'ş olacak. Mesele c kadar karanlık değil... Biraz düşünün- © bütün düğümler çözülüyor. Yazan: Dostoyevski Çeviren: Hakkı Süba Gezgin © # Yolun. ek Me iz 112 Aliyoşa, işitmemezlikten geldi, Fa- kat bu kere Rakitin kendini tutamıya- rak alay etti; — Sen, bir günahkârı uslandırdım, çileden çıkmış bir kadınr bak yoluna getirdim sanıyorsun, öyle mi?. İşte beklediğimiz mucizeler... Artık bir bir zuhura başlıyor. İçi sızlayan Aliyoşa yalvardı: — Birak Allahı seversen! — Aldığım şu yirmi beş rubleden ö- *ürü benden nefret ediyorsun... Evet bir dostumu sattım... Ama ne sen İsa: sın, ne ben “Yuda,, yım. — Seni temin ederim, ki Râkitin bu meseleyi unutmuştum bile, Sen hatır- latmasaydın aklıma getirecek Meğildim. Fakat Rakitin, kendini bir türlü zap- tedemiyordu. Birdenbire: — Töpunuzu şeytanlar alsın. Diye bağırdı... Sizlerle ne hâltetmeğe arka- daş oblum... Bugünden sonra artık se“ ni tanımıyorum... Canının İstediği yere - ama Bir köşede Aliyoşayı tek başına bı- rakarak kâranlığa daldı. O, kaybolun- ca, delikanir tarlalar içinden geçerek manastıra döndü. —i— CUNBUŞ Aliyoşa, manastıra vardığı zaman va kit pek ilerlemişti. Kapıcı onu hususi bir yerden içeri aldı, Saat Hokuzu çal» mış ve çok heyecanlı: vakalarla delu bir günden sonra, İstirahat zamanı gelmiş- ti. Aliyoşa, usulca tokmağı çevirerek Stareçin tabutunun durduğu odaya gir di. İçerde İncil okuyan Paisyön Baba ile “Porfir,, den başka hiç kimse yok- tu, Porfir, iki gün iki gece gözünü kırp madığı için yere uzanmış, gerçlere mah sus o Merin uykulardan birine dalmıştı. Jiyozanın girdiğini "duyan Palyös Baba ise büşın: bile çevirmemişti. De- Tikanir, bir köşeye diz çöküp duaya baş Igdir, Ruhunda büyük bir taşkınlık vâr- dı. Fâkat şaşılacak şey şu, ki Aliyöoşa bu buhran içinde bir teraklık da duyu yat ve bu hal ona hiç haytet vermiyor- du. Kerilisi için o kadar sevgili olan bu ölünün tabutuna bakıyordu, ama sabah ki çılgın astıraptan gönlünde eser yok- Odaya girince, tabutun önünde diz ökmüşi Yaz ruhunda tatlı bir & delin in içağıldadığın! duyuyordu. Açık bir pencereden taze ve serin bir hava giriyordu. Delikank: — Koku çoğalmış olmalı ki, pencere açmak zorunda kalmışlar. Diye düşündü, Fakat artık Stareçin gürüyüşü karşısında elem ve yeis duy- muyordu. Duaya dalıyor, sewra başında düşünceler sıralanıyor, Bazan battâ du- alarmı da unutarak fikirden fikire atlı yordu, Bir aralik okunan İncile kulak verdi, Dinleye dinleye içi geçerken ku- ağına çarpan şu sözlerle silkindi: “.. Üç gün sonra düğünler yapıldı. İsanın anası da orada idi. İsa da Hav- varileriyle birlikte davet edilmişti... Düğün, cümbüş sözleri onu bir kasırga gibi sarsmıştı... O da demek mesuttu. Bir cümbüşe gitmişti, Tabii bıçak da al madı. Bunu Jâf olsun diye söylemişti. Böyle deyişi, kendi ruhunu avutmak i- çindi, Bunsuz © âzaba katlanılamazdı. Din, “İnsanları seven onların sevin» cine de ortak olur, busulüne çalışır, der. Dimitri bile; — Neşrsiz yaşanamaz! Dememiş miydi. Hıristiyanlığın ilk mucizesi, şarabı eksik olan bir fakir dü ğününde bilirdi. Tarihçilerin bildirdik. lerine göre dünyanın en fakir halkı, bir gölün kenarında yerleşmişlerdi. İsa on- lara: ie z ri .. Diye kekeledi. O vakit İsa: — Haydi, şimdi bunlari ei ne götürün, Buyurdu. Götürdüler. SX muştu, Meydancı düğün — Herkes, ilk davetlilere yisini sunar, kafaalr kızış' cinsi indirilir, Sen bu kadi” rap nereden buldun? 4 Dedi, herkes şaşmış, fakat " hibi masa başında ölmüş da hazır olduğunu görünce afallamıştı. Buruşuk yüzü ruhani bir tebessümle ayd” Aliyoşa, birden tantiıfi vr gibi oldu. Stareç Zoşimani” 2 Ni — Sen de yavrum davetis iii ye saklanıyorsun?.. 8 Diyordu. Onu elinden #5” dı: — Gel, bu davetlileri, $€ Tabalığı görüyor musun? Gi gi / rap içelim. İşte nişanlılar” yi ev sahibi... Taze şarabı t8 gördüğüne niçin aşıyor, i» bir soğan vererek buray$ 5 “ neşimizi görüyor usul Aliyoşa: gi — Korkuyor, bakam” 4 UN v