.Hik dokuz senelik evlilik bir türlü mesut olama- Gerçi hiç bir noksan; yok- *cek okadar kazançları 1, kendisini hoş tutu > Mer hususta tamamen anlaş Pakat bir türlü çocukla Bötürüyordu. #evinç ile keder arasın- bir mücadele geçirmek- epg iy yaşında evlenmişti. iki bu değişiklik onu bir il da,, * Z9nç kızlık arkadaşların- / ay mamş, fakat zamanla ai- SÜ icaplarına uymağa ve Yu Müyi, Söüdetini düşünmeğe baş- zengin bir adam değildi. bir kundura mağazası var- Yetle iyi kazanıyor, aile- ir bayat temin ediyor Yarı yakışıklı bir adamdı, İde denebilirdi. Gülsüm Yaşını henüz doldur. Daha gençti. Fakat dokuz evlilik hayatı onu fazla âdeta beş altı sene ih- La topu rinin ikinci senesinde Bia bir yavrusu dünya” Bİ. Gülsüm büyük bir Socuğuna bakıyordu... EE Ga, 7 EZ A p, Y Evlât sevgisi Yazan: Muzaffer Acar lüyor, doğduktan kısa bir) e her hareketini hattâ lartnı bile hoş görliyor- açığa büyümüş, beş aylik ol- gece ansızın bastalan- raber masum gözle- anlıyamadığı dünyaya Uzun müddet bu acının da alamadı. O genç Ti müstakbel yuva- Üyee ibtlmamla büyütece- ak unu tahâyyül ederdi. 1ş- ta, Mlindeki yandek ayağına ka fakat yıkıcı bir duktan sonra derin bir uzaklaşmıştı. Siyah © gözleri biraz i yle, Yaaklarının ren- i ayn acısın: bir tür- Wi. Bir buçuk se- a Yeniden bir oğlu dünya- Gülsüümün meşesi yavaş geliyordu... Oğluna koydu.. Pakat bu £ yda temin etmedi, ti Yerine BAYLAR A i H BE Eğ Eğ Yüre- Yeni Pp taşan evlât sevgisi, E acs ile karşılaşıyor. Ben, Gülyüye ora bir oğlu daha ol- Suna MOL ümitsizdi. Fa- Vi İki eri İsmini koydu. da ii kadar yaşadı.. Yanma gid #ekilde kardeş. $ bilebürin — annesinin inler dr. MAN fiz O See MUA AN EE e e Gülelim evltdenın ölü. » feryat edin her- toplamağı, fakat, * daha vahşileşti asa ğa örünmez Dir bal aldı, Kira oldu, Uzun müd- e garip bir Va mağ büyük bir karsla 5 Yüzündeki hat Eözleri” yanakları çukur. Bömüt, a. tik ke) Önemi siyah o- k biraz Ara sira ça Kin temİZ hava yordu. sabi Yatıştırma. Bün A arlara doğru u- âyve.. rı saklamak istiyordu, Bir şey söy liyecekmiş gibi oldu, sonra geri- ledi, vazgeçti. Gülsüm bu fakir kadma karş sebebini anlayamadığı bir şefkat duymuştu, “kimbilir belki de tır, diye düşündü. Yaklaştı. K nın kucağındaki çocuk oya gi ince bir kızdı.. Güzel giyinmiş bir kadının kendisini sevdiğini görün ce huysuzluk etmedi. Bilâkis an- nesinin kucağından Gülsümün kol larına atılmak istedi.. Kadm bir eliyle gözlerindeki yaşı siliyor, Gülsüme çekinerek bakıyordu, Sonra karar vermiş bir insan tav- tiyle yaklaştı, ağlamaktan kızar- mış gözlerini Gülsümün gözlerine dikerek: — Açız.. Yavrum da, ben de i- ki gündür açız.. Artık yavrumu doyuracak süte malik değilim. Babas: hevesini aldıktan sonra bi- zi sokakta bırakarak giti, Bu ha- limle beni kim kabul eder, Dedi sonra gözyaşlarını serbest bırakıp hiçkararak: — Biliyorum, ikimiz de ölüme mahkümüz,, Ben zaten kaybolmuş bir mahlükum, fakat bu masum yavruya acıyorum.. Diye inledi. wulsümün yüreği paralanmıştı.. Kabil olsa kadını da çocuğu da, derhal alakoyacaktı, , Hele çocuk daha şimdiden kucağına atılmış, küçük başını Gülsümün mantosu- nun altına saklamıştı.. Fakat Gülsüm kocasına dalma hürmet besler, onun muvafakati olmadan hiç bir iş yapmazdı. Akşamı beklemek, kocasına da- nışmak icabediyordu. Kadına ve- ziyeti anlatarak içeri aldı. Faik akşamleyin dükkânın; ka Patıp eve geldiği zaman bu baber siz misafirleri şaşkınlıkla karşıla dı. Hafifçe rengi uçtu. Karısına belli etmeden uzun uzun düşündü, sonra Kararını vermiş bir tavırla; — Peki.. dedi. Çocuk kalsın. Fakat bu lekeli kadın derhal mem leketi terketmeli., Aksi halde ço cuğiyle beraber gidebilir. Bu karar herkesi düşündürdü.. Küçük kız Gülsümün kucağında uyuya kalmıştı. Annesi bir köşede sessizce göz (Devam 11 incide) lecek tedbirler karşısında boca zi grip salgmından koruyabilii hücumuna ve salgıtuna karşı m şâmdan yaparak yatmak, ufak sedilirse hararet derecesi 36,5 di sabah ve akşamları burnuna benzer temizliğe yarayan bir ağzı temiz tutabilmek ve anjinden korunmak için (shlamur, hatmi, papatya veya mürver) gibi mağ delerin kaynatılmasiyle elde edi i mâzsa günde üç, dört defa gar; zumundan fazla sıcak yerlerde kn olmıyanlar için böyle sıcak yerlerden dalgın rk ve Jâkaydi ile paltosuz ve başaçık çıkmamak, kırgınlık ve nezlesinden bahseden arkadaştan uzak durmak, mide bozan yiye Sağlık bilgiler Gripten nasıl koruna bilirsiniz? ayrıdır, Alınacak ciddi ve esaslı tedbirler de si- mek için fazla yorgunluktan kaçmak, bozuk ve soğuk havalarda hariçteki hamamlara gitmemek, evde yapılabilecek banyo ve hamamları da ak- kağa çıkmamak, istirahat etmek, batmi veya - lamuru kaynatarak çay gibi içmek, kahvehane, tiyatro ve sinema gibi kalabalık yerlere gitmek: ten kaçımmak, hasta abbapların ziyaretine git memek, aksıran ve tilsıranın yanından kaçmak, bardağa ya beş damla (tentürdiyot) veya bir bu- çuk çorba kaşığı (oksijenli su) koyarak hiç ol- Üçüncü bir sahte! doktor daha! Belçika İş Nezareti Fen Müşaviri Tevki' Edildi Bir müddet evvel Pariste bir sahte doktor yakalanmış, ondan az sonra da Yugoslavyada meş hut bir doktor olarak tanınan bir adamın bir sahtekârdan ibaret oj- duğu meydana çıkarılmıştır. Bugün, Belçikada da ayni şeki- de bir hâdise olmuştur ve bütün memleket bu hâdise ile meşgul dür. Sahtekârliğı meydana Çıkan, Belçika iş ve içtimai muavenet nezaretinde cn müşaviri “Dok tor,, İmyanitof'dür. Bugün anlaşıldığına göre İmya- aitof sahte bir Londra Üniversite- si diploması ile tıp sahasına atıl mış ve Belçikada, ayni zamânda İnag”iz bahriye nezarctinoe Çalişte ğını gösterecek yine sahte vesika- lar kullanarak kendisine büyük bir mevki elde etmiştir. Brükselin meşhur simalarından biri olan sahte döktor, Belçika tıp ve kadın hastalıkları birliğinin u- mümi kâtibi idi. “Döletor,, İmyanitof bundan beş sene kadar evvel “Tedbiri Tıp, isminde bir kitap neşretmiş ve bu- na eski bir Fransız sıhhiye nazırı mukaddeme yazmıştı. Bu da, sah“ te doktorun bütün tıp âleminde kendisine nasıl bir şöhret ve iti mat teminine muvaffak olduğunu gösteriyor. *myanitof'un bu eserine yazâr- ğı mukaddemede eski Fransız Sıb hiye nazırı “Doktor, hakkında şunları söylüyordu ; “Bu kitabı okuyucuya takdim benim için bir şereftir ve bu şere- &i bana verdiği için Doktor İmya nitofa teşekkür ederim. Kendisi, tp sahasındaki usullerini, tecrübe leri ile teyit etmiştir. Bu kitabın: da da artık pek âdileşmiş usulleri tenkit ederek mücadeleci bir cep he almış bulunuyor. Bundan dola- rede mucizeler gös yı da kendisini tebrik etmek lâ | (üçemiştir. Kampel adındaki vd bu adam bilhassa hastaları iyl edebileceğini ileri sürerek birçok kimseleri dolandırmış - zumdır.,, Kitap kapağ arkasında “Dek tor, — salininin neşredilmiş(1) eserleri diye bir alay kitap ismi sıralanmış, fakat yanlarına da “Mevcudu kalmamıştır,, kaydı ilâ- ve edilmiştir... Bu da, sahte dok- torun öyle hiç bir eseri olmadığını gösteren bir delildir. Yine ayni kitabın kabında mü ellitin 1923 te Londra Üniversite- (Devamt 11 sayfada) tar. Hastalık, bilbessa iyileşmesi süç hastalıklar, insanları bü - yük bir ümltsiziiğo düşürür. Münerker insanlar müstesna olmak üzere, birçok kulak vermeğe ve en umuma a8! Ma den kaçınmak, imkânı dairesinde Üşümemeğe gayret etmek, inkibaza meydan vermemek için hafif ve mülâyim yiyecekler yemek... İşte bu saydığımız tedbirleri aldıktan son ra hastalık gelse de ya hafif geçer veya ibtilâta meydan vermez, Nezledir, iki üç günde geçer diye ehemmi- yet vermezseniz işi uzatır ve hayatınız pahası- na sal edebilirsiniz. Zatütree, zatüccenp, bronşit, bronkopnö- mani, mide ve bağırsak iltihabı, karaciğer hasta: lıkları, böbrek iltihapları, kulak ilthapları başlı» ca ihtilâtlarından sayılabilir. Bunlar içinde daha ziyade zatürrec, zatüc- cenp, bronkopnömoni ve bronşit göze çarpar. İşin içine ihmal ve terahi girmiyen vakalarda ih- tilât korkusu biraz daha azalır, Bu arada bir de bünyenin mukavemet ve İs- tidadını gözönünde bulundurmalıdır. Hastalık tan önce İyi bir bakıma tâbi clan bünye mukâve- metinden bir şey kaybetmez, Uzun ve yorucu bir mukavemet bu gibi ihtilâtlara meydan vermiye- bilir. ; Binaenaleyh vakit ve zamanında bünyemi- zin mukavemetini arttırmağa gayret etmeği de unutmamalıdır, larsa hastalık da ir. Bu hastalığın ukavemet edehil- bir kırgınlık his- ahi olsa ogün 9*- Mitol veya buna ilâiç damlatmak, ilen mayiden bir gara yapmak, lü- oturmamak, alış- çek ve içecekler- Dr, Necaettin ATASUGUN Sy yy yg ddin eden bir adam kimselet artık saçma sapan Sözlere de 9 — VAKIT 23 IKINCİKANUN -Târk yerden temayil görünürler, İngilterenin ,merkesi bilhassa böyle ailelere nüfuz e, diyor, onların dertlerine alâka göstererek paralarını çekmeğe muvaffak oluyordu. Kampelin çalışma yolu bil - hassa şöyle idi: Hastası bulunan saf bir alle işitti mi, derhal ona bir mektup yazıp ve hastayı iyi etmek için her türlü teahhüdata girişebile ceğini bildiriyor. İ Bu cümleden olarak, Mançes iter şehrinde, çocuğu ölüm dere. celerinde bulunan bir kadma şöyle bir meklup göndermişti: “Ümitsizliğe düşme, 6y şef - katli ana!... Oğlun ölmiyecek! jonu ben iyi edeceğim... İ Bu mektubu alan Mançester. Ii kadıncağız, telâşla Kampeli İ çağırdı. Fakat Kampel Londra- İdan Mançestere giderek çocu - ğu tedavi için bizim paramızla (70 lira kadar bir para İstiyor- du. Kadmcağız, oğlu iyi olacak imidiyle bu parayı borç harç bir yerden bulacağını vaadetti. Ve Kampel gelince, kendisine ereçoğlu! yazdı. Kampel bunnu üzerine bir akşam saat sekiz sularında | Manoestere geliyor. Felâketze- İd kadının kapısını çalıyor. Ço. suğun yanma çıkıyor: Çocuk diğer bazı hastalıklar. la karışmış kızıl hummadan yatmaktaydı. Kampel kemali elddiyetle çocuğun önüne otu - rüyor ve yavrunun vücudunu baştan aşağı oğduktan sonra annesine şu tâvsiyede bulunu - yor: — Çocuğunuza bundan sonra sarımsaklı süt veriniz ve Yücu. dunu mavi ipekle sarmız! Kampel bundan başka, bir çok palavralar daha attıktan, İçocuğu ölmiyeceğini temin et - İtikten sonra 70 Jirayı cebe in - direrek evden ayrıliyor. Hastanm anresi, her zaman fa beklemeğe mü; olan| bir istikbal Londrada İcrayı sanat imkân;- nı bulmuş olan dolandırıcı da, 1939 Mucizeler gösteren Peygamber (!) Bir at cambazhanesinde tav- şanları uyuturken yakalandı “Ümitsizliğe düşme ey şefkatli ana! Oğlun ölmiyecek, onu ben iyi edeceğim, çocuğunu (muayeneye gelen, doktora da bu hâdiseden bir şey söylemiyor. Aradan on beş gün geçtikten sonra, çocuğunda hiçbir iyilik ölâmeti görmeyen kadın, Kam. bele mektup yazarak vaziyeti i. zah ediyor. Bunun Üzerine Kampel, bir değil, beş on mektup göndere . rek ölmekte olan çocuğun mu- bakkak surette iyi edileceğini ridatıcı bir lisanla tekrar edi « yor; ümitsizliğe düşmemesi lâ- sungeldiğini, birinci şart ola « rak ileri sürüyor. $ Ayrıca, evvelki ilâçlarına 1 , Wve olarak şu tavsiyelerde bu- lanuyor: “— Ona arada bir kadeh Konyak da veriniz. Ve &zizler « “on “Ayatereza,, ya dua ediniz, O Aziz, benim ruhumun en bü- k ve şifabahş kriavuzudur... Bon de bir taraftan bütün fev- kattabia kudretlerimi bira. ı getirerek çocuğunuzu kur tovmağa çalışıyorum. Selâm- Birkaç gün sonra şöyle bir woxtup daha gönderiyor: “— Ey şefkatli ana... Çocu - fununm yaşıyacağını öğrenmek- e, yüz sterlin kazanmış kadar ıemnunum.,. Karşımda parlak görüyotum, Sizinici yeniden buluşmak, bana hem şeref, hem de memnuniyet bah gedecek. Bu mektubu çocuğuna göster ve okurken de elin! onün kalbi üzerine koy! Ben diri ve- ya ölü (yan! kendi ölümümden bahsediyorum) onunla berabe. rim, Oğlunun alnından benim için üç defa öp... Bu mektubu yazarken gözyaşları düöküyo - KUM ya, Günlerden sonra çocuk ölün ce, kadıncağız, kendisine oy » nanan oyunu anlamış ve yalan. ci peygamberden parasını geri istemiştir, : Hilekârm cüretine Bakınız ki, basta çocuk öldüğü halde, o hâlâ ölmediğinden bahsediyor, kadına, cesaretini kırmamasını tavsiye ediyordu. Vakta kl cenaze evden çıktı. Kadın için oğlunun ölmeğiğine dalr bütün boş ümitler silindi, Kampel vaziyetin ehenimiyeti » ni idrak ederek kadıns, Man , çestere kadar gelip yardımda bulunacağını vaadetti. Yakat yardımından büyük bir şey beklenemiyordu. Zira Kampel diyordu ki: “— Ey felâketzede ana... Ger- çi şimdi halim vaktim yerinde değildir; fakat günün birinde gelip senin elinden tutacağım.,, Bunun üzerinden bir uzun mektup daha gönderdi: “— Dün gece senin oğlunu düşünüyordum. Oğlunun ruhu karşıma geldi, Gayet mesüttu, Ve sana da, artık keder etme- men İçin. tavsiyede bulundu. oğlun, cennetin çok yüksek bir mevkiinde oturuyor. Dünyevi ıstırap ve azaplardan tamamen kurtulmuş olduğuna çok mem - nundur, Senin ğe memnun ol. manı istiyor.,, Çocuğun annesi, içersine düş- tuğu tuzağın mahiyetini tama men öğrenmişti. Bütün lâflar, kendisine vız geliyordu. Verdiği (Devams 11 incide)