Kücük Çeviren: 6 Tahrir müdürü beni ç —Delikan! 3, çık . dedi Aslı astarı olacağ namıyor e bir lamak Jâzım medyum gel miş. Fona ruliların tesirinde bu- Iunan bir medyum... Dayanamadım, sordum: — İsmi ne — Eleonor yal bir krz.. 1 ğunu iddia lerde tü vak Zu nde un.. Roman. eytan old eden, bulunduğ ut i, garip garip ar olan bir çki himaş He öslermeğe getirmiş. Vasilko Ser ve burada nıyorsun değil mi?.. — Tabir, tabii lanıyorum, di. ye ce uyarı müdürü 63 üncü ı- CU sigarası örün mektubu Tahrir müdürü, inden, 441 yakarak, pr nu bana zünü yazı çi ruhların, iskemleleri devirdiğini, kapıları & ettiklerini bir srak çıktım. Tünelde Praysın mektubunu dikkatle okudum ve Eleonore'. win psişik ruhi macerasını İyi a yerleştir. 13 yaş larında bulunuyordu. — bahsim bundan 12 yıl evveline aittir — Bulunduğu köyde müthiş bir ü ve dedikodu mevzuu ok ştu. Öyle garip, hareketlerde bulunmuştu ki, kendisini bir müddet tımarka- kapamak mecburiyetinde kalmışlardı. m inanılmaz neya Zavalir, bakardı. Diz, birden acı bir feryât Kopa- Tarak yerinden $1ç Ayı, Ovot., bağırırdı. Cildiz larında nasıl olduğu bir Yandim.. diye yüzünde, kol türlü anlaşılamayan tırmıklar, kır. mızı lekeler b Gizli bir el onu çimdiklerdi Çimdik yerleri de syan beyan belli olurdu. Bazan da gene giz. M bir ağız'onu dişlerdi. £ kazın İçinde tan olduğuna kesenkes Imanmışlardı. fikirdeydi. Onun Için bu ş na Draku ini vermişti #.x Bir kım vü old hahe ruhiyat m geldiler, harekete Eleonore'u tım kardılar. Kontes Vasilko Adeta evlât edindi; Viy götürdü, Orada fen adami: gösterdi. Büyük bir merakli ka- filesi, işlerini güçlerini bıraka- rak bir kerecik olsun, bu hari Huda şoytan i etrafa yayılınca, tehassısları gayrete geçliler ve rhaneden onu naya ran m | nı yer | ap verdim, Şu, ruhi araş-| ip kapa- | 5 gis) Seytan ibrahim Hoyli 2t görmeğe çalıştılar. İlim lamları, genç kızm gösterdi. Ii ârazım, ruhi tezahürlerin aşın anlamaya uğraştılar, birlikte bir erin vınlaya vınla- » ya, genç kızla | bulunduğunuz bir odada Haşd bir ha a başınızın #etiinden uçtuğunu görürseniz, bu hâdiseyi nasıl 4 tirdiniz?., Bunlart düşüne düşüne, bil k bir apartımanın beşinci ka da bulunan ruhi tar lâb zah ve tefsir ed te araştırma. ratuvarınâ girdim. Mis celet ben!, yaşı geçkin, fa- hrabı daha hâlâ yerinde tanıştırdr. Bir Ta“ kip gazetenin muhbirini orada görünce biraz çarpılır gibi dum, ama, renk vermedim. Be- yaz iş elbisesinin içinde büsbü- tün sevimsizleşmiş olan gözlük” lü kâtibe İle da el srkıştım. Son- ndüm, biraz ne biçim heyecanlı hâdisele şahit olacağım Eleonöre Zuguha İ baktım her şeye bo- n oğmiş bir tavırla geniş bir | masanın bir kenarına oturmuş Dtakunun emrini bekleyor gibi (&. Biribirimize gülümsedik ve ik. | onore ablak suratlı, Şşiş- an bir kızdı. Vücudu yaşına e çok fazla gelişmişti. Fa- xat gözlerinden — nasıl anlata im — aptallik akıyordu, 'Taş simin yanlış da olmak ihtima- HU vardı. Genç kız önüne yığılan bir sürü oyuncaklardan bir makine li kediri aldı. K a ve oynama. ya başladı. Ben Mister Prays konuşmaya büşladım., Hepi- miz ne olacaksa olmasını, bir hâdizenin kopmasını bekliyor - duk, Aklımızdan bir iskemlenin durup dururken makineli kedinin tavana firla- yacağımı, hattâ, hattâ Draku- nun Eleonorey!i çimdikleyeceği ni umuyorduk. Epeyce zaman geçti. Kontes bir yere sözlü olduğunu baba. ne ederek çıktı, gitti, Eleonore ia oyuncaklariyle oynamaya de vam etti ve bizler ile konuşma- İ yı uzattıkça uzattı. Ben kendi payıma Üzülüp du- İruyor, tahrir müdürü, güzel bir yazı çıkar, hem çabuk gel, de- Şu dakikaya ok ra ine ienç kiz, devrileceğini, | mişti kadar da İbir seycikler olmadı. | r bu?.. diye düşünüyor dum. Derken harikulâde bir vazi yet oldu. | Anide yokluktan, küçük be * yaz bir cisim belirdi, havada (- şildadı ve madeni bir 868 çikâ - rarak yere düştü Bu esnada Prays dolapların-! birini karış akla meş| şuldü. Ben onun arkasmda bu. lunuyordum, Öteki muhbir de solumda duruyordu. Eleonore oyuncak kedisini kurmakla oya” Devam #1 ucuda) Irkçılık hakkında * bir konferans Irkçılık ilim de- ğildir ve olamaz Paris muhabi, den: Tanırimış muharrir ve romancı M. Jean Rostand geçen akşam Debussy salonunda, “Veraset ve Irkçılık, mevzuu üzerinde mühim bir konferans verdi, “Varlığın teşekkülü" ve “İn.| sanlık macerası, gibi eserlerin muharriri olan M, J, Rostand bu konferansında irk meselesi hak. kındaki y bir tetkikinin neti. ni bildirdi. Konferansçı evvelâ insanlar a- rasında bir irk meselesi olup ol mıyacağını sormuş ve bunu $u gekilde izah etmiatir; “Nazart olarak, insanlar ara. sında, bir ırk farkı olması kabul eâilebilir. Meselâ biliyoruz ki kö. peklerin, ırk itibarile, daha zeki, ani olanları, terbiyeye da. ba müsait bulunanları, avda ma haret gösterenleri vardır. «Eğer bunun gibi, insanlarda da, bütün ırklara üstün bir irk: Bir “Büyük ırk,, varsa bunu öğ. renip bilmemiz şüphesiz ki elzem. dir, Eğer hakikaten böyle bir şey varsa buhu bir âlimin çıkıp söy. lemesi lâzımdır, hattâ bo, onu ilân edecek âlimin kendi mensup olduğu ırkın aleyhine bile olsa. “Fakat, bizi buna inandırmak için boş ve mahdut sözler değil, daha kat'i deliller göstermesi lâ. zımdır, “Ari ve gimal ırkınm diğer ırk- lardan üstün olduğuna bizi ikna etmek için diktatörlerin bu hu. susta kararname çıkarmaları kâ- fi değildir. Bizi yine buna ikna ©. decek olan, bir davaya hizmet 1. çin tarihi tahrif eden münevver- lerdir. ne de yeni barbar tasav . vufları uğruna o Gobinenu'n Vacher de Lapouge'un eski fikir. -İlerini tekrar canlandıran Alma profesörle Jean Rostand bu hususta ileri sürülen Gaha bir çok fikirleri de, ilmi esasa istinat etmedikçe, (Devamı 10 uncu sayfada) Yeni bir pudra kutusu büzan cepte de çantada da döl v Buna mani olmak istiyen bazı Avrupa kadmları hem pudrayı çoraplarının koncüna yapılan hu- susi bir kese İçinde Laşımağa baş lamışlardır, Bu kese bir susta ile açılıp kapanmaktadır. 1650 senesi teşrinisanisinin 2linel günü Boğaza girdik. Öğ- ileden sonra sant birda rüzgâr dindiğin sİ paazrtesi günü başlayan rüzgâr ie « rak Boğaz dan göçtik. Hiserları top atarak selâmiadık. Boğaz hisarlarının hor ikiside gsahli kenarındadır. Araları Aki mil kadardır. Rumeli yakasın daki, v mijlesi yardır. b e ala if rüseles toşkiMederler; Bu hisarları dürbin ile gizlice sey- rettim: Sale toplar dizilmiş. Bu toplar o kadar büyük Kİ, dür binde, tahminime göre ağızla. rından bir adam kolaylıkla gi- rebilir Anadolu yakasında ka- le düz bir ovada yapılmış. Bana murabba şeklinde götündü. he cephesinde üç Küle, ortasında da bir iç kalesi var, Bu hisarla- ri İstanbulu alan İkinci Mehmet yaptıttmış.. İstanbula gelen bü- tün gemiler bu Anadoluhisarı nm önünde üç gün durmağa neeburdur. Burada gemiler mu yens edilir, kaçakçüik eşyası ile kaçak esir aranır. Aym 23 ünde-demir aldık. Fakat akşamr, rüzgâr gene ke sildi, deniz sütliman, tekrar de- mir attık. 24 çarşamba gecesi, gece ya- rısından sonrâ yola çıkabildik, Gemiye üç çift kürek gemicilerimiz o kadar iyi kürek çektikler ki ertesi gün öğleden sonra saat birde Geliholuya gel. dik, Hizsarlardan Gelibolu 35 mildir. Geliboluda sekiz gün kaldık, Kasabayı iyice gezdik a- ma, zikredilerek çok şey yok- tur. en demir â ık, ayni Erte- saatte ir ala. hizarlarının arasın ç pare k Nüflsu az görünüyor, Halkı da hemen çarşısında toplanmış gibi. Rumu çok, hepsi meyha- necl, bilhassa rakı satıyorlardı Bu meyhanelerin kapıları çok alçak. Sebebi de, sarhoşların !- çeriye atları ile beraber girme meleri içinmiş, börle at İle gi- rTİnce meyhanönin içini »Ilak bullak ederlermiş. Geliboluda bir Bu tersanede ye ne gayet eski (kadırga görünüyordu Türkler bu gemilerin, Kıbrıs a- dasını aldıkları zaman Venedik. lilerden zaptadilmiş olduğunu söylediler, Hakikatte ise bu ka- dırgalar Türk donanmasının 1571 de İnebahtı bozgunundan kurtulan gemiler imiş. Türk donanması mahyolup da düş tersane var. takıldı, | 300 sene evel Türkiye ve İstanbul Yazan: Reşat Ekrem KoçuU Tarih kaynaklarımız ara-i is tanbula gelmiş ecnebileri yazıp bıraktıkları seyahat namelerin çok sında, geçmiş asırlarda büyük biri kıymeti vardır. Bu soyahat-i enkitleri ya-j pılarak ve notlar ilâve edi role ilimize çevrilmesi | zmdır, Ben bu işi, üniversi tenin değerli profesörlerine? bırakarak, sndeçe *Pürklyeğ seyahatnameleri üzerine da-i ba kesif bir halk nlâkasıj toplamak gayesiyle “Türkt-3 adı ali (mda, bu eserlerin en cazipi yiyant dikkat yerleri ii seçerek türkçeye çevirmek; istedim. Bu arada, 16 ye seyahatnameleri" ve « 1656 a rasında İstanbula gelmiş »i lan Mösyü de Thevenot'nun çok kıymetli Şark Seyahat-; namesinden bazı parçaları! nüşte . Va n muharriri, devi rinin değerli müşahit ve sey i yahlarından biri olmuştur.ğ Memleketimiz hakkında çok İ güzel hatıralar ve sahneler kaydetmiştir. başlıyo. i R. E. KOÇUİ İman deniz yolunu tutunca, mu- harebe esnasında Korint körle zine sığman bu kadırgalar Ko. rint berzahında karadan yürü- tüleerk Adalardenizine indiril. mişler. 4 Kânunuevvelin birinci günü yiraz rüzyür estiğini görerek li mandan çıztık. Ge mehtap İta güzel bir lodos b ı, BU Ün gece içinde Marmara adası. ni geçtik. Burada deniz geniştir. Ertesi gün öğleyin rüzzâr di 1. Hızlan'ı. salsa lar büyümüştü. Nihayet daha İ artesl sabah İstanbul göründü. çok Istanbul boğazma girdikten ze Saray Önünden geçtikten &0n- ra saat bir ile Iki arasında Ga- latada d rattık. 1“ işi. bir gece evvel bu bü- yük şehri büyük hir yengmın Şu haberi oldu. ti, harap etmiş old Yangın hâl& da sönmemi Karaya çıkar çıkmaz Fran M. de la Ha iret otlim. Beni çok nazik i kabul etli, Sonra Galatada bir İpansiyon işleten De la Roze a- dında bir Flamand'n yü gittim. kralının elçisi Pok'az sonra da Beyo güzel bir ev tuttum. vardı, Boğazı görüyor her meziyetinden evvel cuzdu. İstanbulu görenlerin bu gehrin, dünyanın -©8 rinde kurulmuş: 0 İstanbul iki boğaz . Rüzgür bir boğazd cök gemileri önlerken © den gelecek gemileri"İs doğra iter; Istanbula hf gürla gemi gelir. Şehrin Marmara ve hillerine gemiler yan karaya çıkmak için ki meğe hacet kalmaz, EN çemiler, hiç korkmada5 başlarını vererek de lar, Istanbul bir müselle$, dedir. İki drl'ını deniz dıbın arasında kalan saray vardir; ve şehir © surla sarılmıştır, Haliçten Marmar& uzanan sur ile surunun köşesinde * yardır. Bu kulelerin © şun örtülüdür. Uzun padlşahların hazinesi miş, mevki sahibi r mahsus bir hapishane © Kara surunun Haliç , ile olan köşesinde de * sarayının harabeleri VW Şehrin sahillerini im kat sur ile deni gshilin vaziyetine yukarı elli adımlık bir Bu kıyı boyunc& dır. ciyarma gidip gelen yanaştıkları ahşap vardır. Buğday ihracs” "Toprak Mahsulleri O* İ yaya iki milyon kilo ” rag etmiştir. Bu kedilmekle beraber evvel satılmıştır. 5 ve Mersinden de him miktarda arp& » | pülmaktadır. Susam İhrac3”' Son günlerde sus? 4 çok azalmıştır. Romani yet Rusyaya ihracat yolunda tezebbüslerd0 vi maktadır. Piyasanın ği ketlere ihracatı bi g canlanacağı Ümit edi