2 Ocak 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

TET İşin şakası, sözün doğrusu... Beş dakikada beş vak'a Yazan: Muzaffer Acar Günlerdenp erşembe, Saat sa. bahın dokuzu., Banliyö treni Kümkapı istasyonuna geldi. Trenden indim, baktım müthiş “Dir kalabalık, hemen kepal de Şık giyinmiş güzel güzel kadm. lâ, Kulak kabarttım, rumca konuşayorlar.. Bilmem merak, tan mı yoksa bu Jâtİf manzara. YA gözümü doyurmak için mi, bir müddet istasyonda beş aşa. ğlon yukarı dolaştım. Bir şey Öğrenezeşiim. Nihayet fevkajâ, de miş ve o derece gü- 26l'bir genç kıza yaklaştım: — Affedersiniz, bu kalabalık Medir, ne oluyor? Ürkmeği, beyaz dişlerinin a, Tasma li kırmızı dilini sr, kıştırara — Kurban., dedi... Bu sözden bir şey anlama - miştım.. Fakat o anda bu güzel kıza kurban olmağa hemen ha zırdım., Annesi meseleyi izah etti.. Me Zer bugün Yeşilköyde Aya Ste, fanor kilisesinin bayramı imiş, Balk. * harbi sonlarında Yeşil. köydeki kilise yıkılıp da yerine yenisi yapılınca hristiyanlar kurban kesmişler.. Şimdi de ber sene aynı günde hristiyan vatandaşlarımız Yeşilköye gi - derek bu dini merasimi tekrar #diyorlarmış.. İşin seremoni kısinına sözüm o Yok.. Fakat öğrendiğime göre ziyaretçilerin kurbanlarını ken dilerinin götürmeleri âdetmiş, *ben ortada değil koyun, küçük bir keçi bile göremedim.. İsta. p yonda küçük birçok süt kuzu. " “ğuardı; eğer bunlar kurban aksa, aman yazıktır kıy- miâyın derdim, Bu kurbanlık kurban olcak nice deli, ar bulunür.. Maamatih istasyonda kaybe. “decek vaktim yoktu. Biran ev . , Yel Beyazıd gelmeğe mecbur . "dum. Soğanağa tarikile yolu - ma devam etmek için yan 80. kaklardan birine saparak tırıs rıs giderken önümde orta yaş. irbir kadı ântosunun taras taras uzun eklerini çamurla- ra bulayan. köşe bükkalıma “gidiyordu. isk yüzünün haşmetinden, saçlarının kaşla, rına kadar inmiş olmasından “Ermeni olduğuna hiç ştiphe et, mediğim bakkal kapının eşiğin de çirağile büyük bir mücade. de içindeydi; — Nasıl olur da bu saato ka, dar içrağımı celep yağına karış. tırmadın.. Sana vermiş oldu - gum emekler bunun içindir? Diye bayıflanıyor, çırak bü. yük bir suç İşlemiş gibi boynu hükük duruyordu.. Ne yalan söyliyeyim o atida hangisinin suçlm olduğunu ben de kestire, 1. Yoluma devam eâip Arnavut kaldırımı yokuşa tır- manmağa biŞlayınca biribirin. den şık Kiyinmiş iki kadına Tâstladım.. Pıyıklarının yeni terlemiş olduğunu görünce bunların da iii. Ermeni nevcivan oldukları. ntanladım., Her halde çok zen ve kibar insanlardır, Diye "düşündüm.. Ayıp olmakla bera- ber sözlerine kulak kabarttım, biri: — Ka, yanaklara çikolata 'Kâğfi; sürmüşsün nedir? Yok sam bu İstavrit bolluğunda de ik satıma bir ruç almamış, tır? w Bu si kim olduklarını ân Jatmağa Kutydi., Hızlandım, çamurlu yoldan kurtulup, Soğanağaya çıkan parke yokuşa kavuştum, «ol koldaki evlerden birinde radyo da kalın b'. ses Kuşlar seğlesin bep sana şar kı Diye eki bir tango çalınıyor, cırtlak " bir kadın da aynı kuvvetle radyoya iştirak edi . yordu. Biran durdum, garkıyı dinledim, ne yalan söyliyeyim, hatuncağızın ağzından “kuj - Tar,, Kelimesi çıkarken bu Iâtif (1) ses kuş olarak bana ancak kargayı hatırlattı. Radyo gürültüsünden şikâ . yet edenler bu nefis konser kar şısında muhakkak ki radyoyu ebhvenişer bulurlar. Bereket duracak vaktim yok tu da bu bulunmaz Kopserden fazla istifade edemedim. Önümde Iki kişi peydahlan , dı.. Körolası tecessüs... Yine kulağıma bazı şeyler çalındı; önümde gidenlerden biri arka - daşına: — (Nest . co jan M. David #'al raison) beş raya alır altı raya satarım, (c'ert mon af- faire) diye yarı türkçe yarı fransizca: “Hakkım yok mu Mösyö Da. vid, beş Uraya alır, altı Ilraya satarım bu benim bileceğim 1ş., Diye bir şeyler anlatıyordu. Derhal damgayı vurdum; bunlar Musevi vatandaşlardı.. Ne yalan söyliyeyim, lisanı . mıza acıdım. Bu düşlincelerle yokuşun 80. nuna geldiğim zaman tam beş dakike olmuştu,. Arkadan ka - dının sesi hAlâ: . “Kuşlar söylesin hep sana şarkı Mısraımı tekrar eğiyordu.. ATATÜRK Albümünün 3 üncü tabi - çıktı Müvezzilerden Isteyiniz "VAKIT ABONE TARİFESİ Memleket Memleket içinde dışında 9 155 Kr. 260 4 “”' 6 aylık 475 80 1 yıllık 900 1600 ,, Tarifeden Balkan Birliği için ayda otuz Kuraş düşülür. Posta birliğine girmeyen yerlere ayda yetmiş beşer kuruş zam- medilir, Abonç kaydını bildiren mek- tap ve telgraf ücretini, abone parasının posta veya banka ile yollama ücretini idare kendi ü zerine alır. Türkiyenin her posla merkezinde VAKIT'a abone yazılır. Adres değiştirme ücreti 25 kuruştur. ILAN ÜCRETLERİ Ticaret İlânlarının #antim - satırı sondan itibaren ilân say” falarında 40; iç sayfalarda 59 kuruş; dördüncü sayfada İ; ikinci ve üçüncüde 2; incide 4: başlık yanı kesmece 5 lira- dır. Büyük, çok devamlı, klişeli, renkli ilân verenlere ayrı ayrı indirmeler yapılır. Resmi ilânla- rın santim » satırı 80 kuruştur. TİCARİ MAHİYETTE OLMIYAN KÜÇÜK İLANLAR Bir defa 30, iki defası 50, üç defası 65, dört defası 75 ve ön defası 100 kuruştur. Üç aylık Aylık 3 aylık ” ilân verenlerin bir defası beda- vadır, Dört satırı geçen İlânların fazla salırları beş kuruştan. he sap edilir. Hizmet kuponu (getirenlere küçük ilân torifesi yüzde 25 indirilir. . Vakıt hem “doğrudan doğru- ya kendi idare yerinde, bem An- kara caddesinde oVakıt Yürdu alında KEMALEDDİN İREN İlân Büresu eliyle iin kabul POL yepyeni bir Polatlıda yeni Tasralol binası ve Polatlı, (Hususi) - denince Sakarya har. ” gelir. Sakarya harbinde bulunan lar Polatlıyı tanırlar; on, onbeş kerpiç evden ibaret olan Polat. Ni bügün tanınmıyacak kadar gü zel bir dereceye gelmiş, bine ya- kn ev iki yüzü mütecaviz ma. Zaza, dükkân'temiz otellerile şi. rin bir kasaba olmuştur. En temiz buğday yetiştiren Polatlıya Ziraat Vekâleti iki yıl öne hir silo yaptırmıştı. Bu si. Jodan da kasabanm elektriği te. min edileceği söylenmektedir. Bu suretle Poletlt yakmda elektri- Çay kaç yaşında? Kânunusaninin 10 unda İngi- Tizler çayın yüzüncü yıldönümü- nü kutlayacaklardır... Artık ogün her halde bol bol çay içerler. Fakat, İngiltereye çayın bun- dan yüz sene evvel değil, daha önce geldiğini iddia edenler de vardır, Onun işin, eğer bu doğ- ler çayın memleket- işinin yüzüncü yıldönü- münü, kutlamakta, biraz geç kal, mış olaçaklar. Lâkin, çay gibi alışılmış bir ş şe- yin henüz bu kadar kısa bir mâ- zisi olmas: da garip değil mi? Çinli şair Okakura Kakuro'nun “Çay kitabı, diye bir eseri var- dır, Burada çayın şarktan Avru- paya nasıl geçtiğini şöyle anlatır: “1610 da Şarki Hindistan Hol- landa adaları şirketimin vapurları ilk defa olarak Avrupaya çay gö- türmüşlerdir. Fransada çay 1636 senesinde tanmdı, 1638 de de Rus yaya ilk çay gitti. İngilizler ise çayı 1650 de içtiler. İngilterede çay o kadar hoşa gitmişti ki, ora” da bundan “bütün Çinli doktorla- Polatlı idilmesi ve hayv ATLI kasaba oldu istasyon karmemdaki manzara Ze de kavuşacaktır. Bu yıl kıymetli jandarma ku. mândanı Cemal Alkanın gay. retile jandarma kumandanlığı karakol binasi yapılmış, hükü . met binasının temeli atılmıştır. 939 yılı içinde halk partisi! bina. sının â8 yapılacağı söylenmekte- dir. Ziraat Vekâleti biri kasabanın cenubunda. diğeri sarkında !ki büyük fidanlık vücude gelirmiş. tir, Buğdaymın nefusetile meş. hur olan Polatlım'z bir ntmune kazası olmaya n ettir. Bartında Odunla kömüre nark kondu Bartın, (Hususi) — Son ze- manlsrda burada odun ve kö. mür flzerinde ihtikâra sapılmış. tı. Belediye bunun önüne geç- mek için odun ve e azami fiyat koymaya kurar vermiştir. » Nârk şöyledir: Yaş odunun 100 Kilosu 40, kuru odunun 100 kilosu 50, mangal kömürünün kilosu 60 paradır. Belediye digi hayvan kesimi nin mevsim dolayısile yasak ©. fiyatlarmın Koyun eti 30, Esgil eti 25, sığır 20, manda 15 Furustur, diğer milletlerin (tay) dedikleri bu güzel içki,, diye bahsolunmuş- tu, Çinli şair Okakura Kakuro'nun dedikleri doğru ise Avrupa çayı yüz sene evvel değil, 300 sene ev rın tavsiye ettiği, Çinlilerin (ça), 60 Key Partisin altındaki otomobil, çalınan otomobili olduğ! vel içmiş oluyor, Bolvadinde k 2 IKINCIKANUN 1939 öy kalkınması Yeni kaymakam Feyzi Akkor ku işe çok ehemmiyet veriyor Afyon, (VAKIT) — Karaya bağlı Bolvadin kazası, tamamen değilse bile dörtte üç nisbetinde koyuncu bir memlekettir. Pek ya km zamana kadara ismi etrafın. da durulmayan Bolvadin gon iki sene İçinde ehemmiyet kesbet- miş; vilâyetin nazarlarını üstüne çekmiştir. Bunun âmili, kazanm iyi bir kaymakama kavuşmuş ol. masımdadır. Eski İzmir polis mü dürü Bay Feyzi Akkor, şimdi bu. rağa kaymakamdır. N Kazayı her yönden ileri götü. ren, muhite imar, temizlik, ha. reket ve sosya! davranış imkân- ları sokan Feyzi kAkorun en cid. ! di işlerinden biri de kazanm ko. yunculuğu idi, Mer'a kavgaları, nın nihayet bulmasında, koyun jeinsinin tamamen Istıfa görmüş hale sokulmasında Akkorun him İmeti büyüktür. Onu bu defa da, Kurban Bayramının yaklaşması münasebetile, Hava Kurumu ne. myna bir propagandacı olare” gö rüyoruz. Sayın kaymakam bu £7- hada hakikaten faydalı net'eeler alacak gayretler sarfetmektedir, Feyzi Akkorun bu hafta'vitâye. te geli i duyarak kendisini aradım. Bana şu sözleri söyle. di: — Mint Şef İnönü daha Baş. bukan iken hava tehlikesini işe- ret etmiş, bütün vatandaşları va zife başına davet eylemiş'i, Bu 885 o zaman her yurttaşın kalbi. ne kadar nüfuz etmiş ve davanın | büyüklüğü tamamen kavranıl - mıştır. Bolvadin gibi zengin bir muhitte bu işaretin gereken te. siri yapmış olması lâxtmdı. Nite. kim ben bunu müşahede ettim. Halkımıza faydalı olan her geyi işaret ederesek behemehal ya - pacak kabiliyettedir, Kazamtzda Hava Kurumuna faydalı olmağa matuf çalışmalar da kalkımızm bu meziyetine inanmaktan doğ « maktadır. Tekrar edeyim! Bolva. din zengin bir memlekettir, bil . hassa koyuncudur, Böyle yerler. jde Hava Kurumuna kargı hassa. İsiyetin bir misli daha artacağma şüphe edilemez. Bay Feyzi Akkor köy işleri & çin de dedi ki: — Kış içindeyiz. Köycülük iş. lerine bu sene daha fazla ehem. miyet vereceğiz. İlkbahara yep. yeni ve işlenmemiş tedbirlerle ve Bolvadin Kaymakamı Feyzi Akkor tan hükümetimizin isteğine ta, mamen uygun bir hal esokulabi, lecek vaziyettedir. LE e SA e Trakyada yeni bir ılk okul ; İpsala, (Hususi) — Trakyada modern bir şekilde yapılar İbrik tope ilkokulu kaymakam Behçet Tümsavaşım yorulmak bilmiyen yardımiyle ders başlangıcında Trakya köylüsünün minimini yavrularma açılmıştır, Okulun bir müzesi, muallim 0. 5 dası, zemini beton olmak üzere 500 talebe alacak bir şekilde sa, lonu vardır. Mektebe yakm bir yerde Trakya umumi müfettişi General Kâzım Dirik tarafından cins tavşan ve tavaklarla bir kaç kövan arı hediye edilmiştir. Talebe bunlar üzerinde tatbikat yapmaktadır. Dikkatsiz bir Baba — « Balıkesir, (Hususi) — Sındır © gının Kozlu köyünde çek feci Se 1 hâdise olmuştur. Bu Koy AH oğlu Etem ab. iğ dest almak için çıra yakmış, çıra. yı olduğu yerde unuttuğu için ateş ev! sarmıştır. Gittikçe büyü- yen yangın yatılmakta olan oda ya sirayet etmiştir. Odada uya makta olan Etem ve üç, sekiz, on iki yaşlarındaki çocuklar; feci bir. şekilde yanmışlardır. Etemin karısı Ayşe ve kızı Ka mineyi etraftan yetişen köylüler vi yeni bir enerji ile hazırlanıyo - ruz, Bolvadin köylüsü, köy kal kmması davasını, yurdun en ileri meselelerinden biri halinde tu - ateşin içinden güçlükle Küistazabılı mişlerdir. Yanan zavallı adamla çed rın ertesi gün kömür kaline gel miş iskeletleri bulunmuştur. > KURUNun kitap şeklinde roman tefrikası — KORKU GECESİ #endisinin una bakılırsa, Key Parris çalan adamın yerini öğrenmiş demekti, Yani Bray- sin #erelerde bulunduğunu biliyordu. Bu münasebetle, Felisitinin de yerini biliyor demekti. Fakat bunu niçin imdat kuvveti mal istiyez düşünüyordu?,. ekti? Polisten Jermi bu sırada birdenbire kendisinin vaziye- tini düşün Bu işe disi de parmağını gok* ü halde muyaffakıyetleri katanan Key yordu. Yola bekti.. Yuğmurdan ıslanmış toprağın üzerinde Key Parrisin otomobilinin izlerini arayordu. Sonra bu izleri taki Böylece Key Parrisin bulmak ve oraya ondan Jacaktı. otomobili iben yoluna devam etti. kaldırdığı yeri evvel varmak mümkün 0- Bir hayli müddet, izleri kaybetmiyerçk otomo- bilini sürdü. Karşıdan siyah bir şekil belirdiği sırada 1d1 ki yavaşladı, ilerledi. İlerledikçe, m Otomobilden indi. Siyah şekte doğra anzara daha aydınlanıyor” du. Nihayet küçük bir kulübe karsısında bulun- duğuzu anladı Burası... va Her sile aka Zira, otomobil izle. Mi KORKU GECESİ kenarına çekti, Zira aksi takdirde çarpışmak mu“ hakkaktı, Nitekim otom oblli yaklaştığı zaman onun vE nından adeti sliriintircesine geçti. Geçti. Vo ayni Tuna devam etti, Fakat burada vardı: hızla Porlok köyüne doğru ye şayan: hayret olan bir noki Jermi yanından süratle geçen otomobilin rTeksiyonundaki şa hsı görmüştü, Bu şahıs, bir kadındı ve gülümseyordu, Jermi gülümseyen kadınm Key Parris olduğunu derhal tanımıştı ve Key Perrisin ne zamanlar gülümsedi: ğini bilirdi O muzaffer olduğu vakitler böyleydi. Şimdi , de muzaffer olduğuna hiç şüphe yoktu. ig Çünkü altındaki otomobil, Terminin çalınan | otomobili idi. Lâkin, bu hizli ra — Allah saklasın — bir kazaya gündeki o güzel gti du. f 2 devam edecek olursa, az 80N- uğrayarak yü- hüşün slliinmesinden korkuyor Jermi, kendi Kendine: — Şeytan kız.. cava beni görmedi mezlikten geldi!7., dedi. Gene bir şey pesinde... mi?.. Yoksa mahsus mu görme