| | —d a a Yazan Abdülmecit devrinde Saray entrikaları Asim » Us ai Padişahım saltanat elden gidiyor! Ü zamanlarda Saray için bu sözden ziyade Padişahı harekete getirecek R c iğ Abdülmecit devrinde DÜNKÜ KISMIN HULASASI Abdülmecid devrinde Rusya Çarı Nikola İngilterenin Peters barg sefiri Sir Hamiltona İngiltere ile aralarında Osman, hı devletini paylaşmasını teklif ediyor, İngiltere bunu red es vabi veriyor. il Reşit Paşh Petersburgda Rus Çarı ile İngiliz sefiri arasında ce. reyan &den tarihi konuşmanın tafsilâtını pek az bir zaman son. ra öğrenmişti, Avrupa siyaseti hakkındaki tecrübeleri Osmanlı devletini parçalıyirak mirasya konmsk hirsi ile yanan devletle, ” Te kargro saman İngilterenin bir engel olabileceğini kendisine gös termişti, Londra selaretinde ge. girdiği memuriyet hayatı İngiliz devdet sdamları ile kendisine yö kından tanışmak fırsatı vermiş. ti. Vazifelerinde dikkati ve basi. reti sayesinde onlara itimat tel, kin etmisti. Onun için İngiliz dip lomat'arı Türkiye aleyhinde ha. tiçte dönen beynelmilel entrika . Jar hakkmda aldıkları malümeti İ Reşit Paşaya anlatmakta mah . - sur görmezlerdi. Rus Çartığnm Osmanlı devle. ti üzerindeki ihtirasları böyle a. Jevlenip dururken günlin birinde i Fransada da 1848 ihtilâli vukua geldi. Bu ihtilâl yalnız Fransa i. çin dahili bir mesele değildi. A. lemşümul bir ehemmiyeti haiz İbeynelmilel bir hâdise idi. Reşit Paşa Pransız ihtilâlinin bu ehem iyetini vaktinde takdir etti, HA dişenin siyaset âlemi üzerinde ya pacağı tesirleri ve Osmanlı dev . eti İçin açabileceği meseleleri et- rafı ile düşündü. Devletçe alın. ması Icap eden siyasi, askeri, ma. M tedbirleri kararlaştırdı. Fakat Reşit Pasa bir taraftan i böyle devleti harici tehlikeler , ider korumak çarelerini düşünür. ken şahsı aleyhinde Yapılan en - trikalarla da uğraşmağa mecbur #oluyordu. Henliz çocuk denecek "bir yaşta padişahlık tahtma o. ç turan Abdülmecit fezla olarak bir devlet reisi için lâzimgelen tahsil ve terbiyeden de mahrum bulunduğu için Reşit: Paşayı çe. kemiyen saray takımımın ve Ba- bitli entrikacılarinın kendisi a leybinde yaptıkları telkinatlara ie kolayca kapıliyor Osmanlı devletini gençleştir . imek içih ortay& atılan büyük devlet #damlarının hemen hepsi İaleyhinde bir silâh olarak kulla- lan dinşizlik ve frenkmeşreplik İsnadı bu entrikaların basında ge liyordu. Bunun için Resit Paşa Şleyhinde yapılan şu hiciv di. İde dolaşıyordu: bir tehlike olzmazdı Boğaziçi Zomanenin şe tabibi reşidini Babıdli onddlesindeki asfalt Hindi : “Türkiye tavuğu ,, Nosl o gecesinde Avrupalılar hindi yemeyi âdet edin mişlerdir. O gün ler yaklaştı mı, sokaklarda hindiden ve hindi se. sinden geçilmez, Londradan bildirildiğine göre, bu sene gehirde hindi satışı pek çok olmuş ve Noel gecesi için 500 tan hindi satılmış. Pek fazla parası olmıyanlar da kaz ve tavuk yerler. Bu sene bu iki hayvana pek rağbet görülme miş, Londralılar yalnız 110 ton kaz ve tavuk almıştır. İngilizler hindiye turkey (tör. gör kim İlki) yani “Türkiye, derler ve bu Revaç vermek için kendi kâr |kelime “Türkiye tavuğu, tabirin ve sanatine 'den kalmıştır. Biz de “hindi” de. Vücüdü naziki devlet rehini sıhhat iken Düşürdü re'yi sekimi frengi illetine Damatlardan Serasker Sait Pa #a bu suretle Reşit Paşanm aley. hinde çalışanların başında geli - yordu. Sait Paşa sadrazamın Fransız inkilâbı Üzerine alma- cak tedbirleri konuşmak Üzere vükelâdan mürekkep bir içtima: haber alır almaz mabeyne koştu. Damatlık mevkiinin verdiği sali- hiyetle doğrudan doğruya hiddet içinde padişahım huzuruna çıktı. İlk söz olarak: — Padişahım, saltanat elden gidiyor!,, Dedi, O zamanlarda saray İçin salta. nat gidiyor sözünden ziyade pa - dişahı harekete getirecek bir teh. Hke olgmazdı. Onun için Abdül. mecit Serasker Salt Paşanm bu sözü Üzerine gözlerini dört açtı. Kulaklarını dikti: — Ne oluyor? Ne var?.. Acele söyle, Diye izahat istedi, Sait Paşa maksadını anlattı: — Pağişahim, Reşit Paşa deni. len bu sadrazamdan bahsetmek İstiyorum. Fransada Cümhuriyet diye bir rezalet çıktı. Zatı şaha, nenizce bu malümdur. Anladığı - ma göre Reşit Paşada ilk fır . satla memleketimizde cumhuri » yet ilân edecektir. Kendisi de cumhurrelsi mevkiine geçecek » tir. #Jer şimdiden tedbir alm mazsa zatı şahanenizin saltanatı bu suretle elden gidecektir. Ku - Junuzca almacak ilk tedbir bu Reşit Paşanın elinden mührü hü. ğ mayununuzu almaktır... Bu sözleri söyliyen adam hem Serasker, hem de damat olduğu icin Abâülmecidin kanaati bir - denbire sarsılmıştı. Fakat padişehm mührünü al. mak fein gönderilecek olan baş . kâtip Sefik Bey aklı basmda bir memurdu. Serasker Sait Paşa - nın fikir ve mütaleasını anlayın. ca: — Padişahım, Reşit Paşa kulu. nuzdan bövle bir hareket vukuu memül değildir. Bu isi bir kere tahkik buvurmanız münasip o . Tur, Ubudivetim hasebile bu kem. terâne mSta'eamı arzetmeği sa- daknt vazifesi addederim.,, Şefik Beyin bu eüretkârane mii talersi Üzerine serasker Sait Pa, şa künlere bindi: — Devletlü padişahım, sanı - rım ki kulunuzun zatı hilmayun. Isrına karşı sadakatinden şüphe. diğimize göre herhalde bu eti tatlı hayvan bize daha şarktan gelmiş, Avrupaya da bizden geç- mis, Bununla beraber, İngilizler ilk hindinin memleketlerine şarktan İdeğil, Amerikadan geldiğini söy lerler. Fakat, hindinin eski Türk sofralarmda ne büyük ağız tadr jteşkil ettiğini unutabilir miyiz? /Başkasına giden alkışlar Kış mevsimi PN sanat sahasında. ki faaliyetinin bir uyanma dev. resi oluyor. Av- rupanın bir çok büyük operala.. İri bu hafta açıldı. Komedi Fransez de bu“seneki İfantiyetina geçen cuma aksamı 'Pdman Rostan'ın “Siano de Ber- İrak,, piyesi Üe başladı, Milano. daki La Scala operası da ilk tem silini geçen pazartesi Verdi'nin “Wertes” operas ile verdi. “Komedi Fransez” in bu: ilk gecesinde garip bir tesadüf ol yol inşaatı hayli ii miz yolun son vaziyetini gösteriyor. Ne var, Ne yok? | muştur, Eserin birinel perdesin. | de: — A! Kardinal? — Kardinal burada mi? A! — Siz ne dersiniz buna? — Doğrusu, orijinal! Rodyove Tiyatro iştir. Resmi, Beyoğlu Halkevinde kitap sergisi nçılmıştır. On beş gün açık bulu nacak olan sergiden bir isöyeyi görüyorsunuz TIYATRO Asmode münasebefile Şehir Tiyatrosunda “Asmode,, diye bir kısım vardır. O gece oynuyor, tiyatroda bu cümleler söylendi. Zi anda herkesin başı bir locaya dönüyor ve oradaki zat, bu ba- kışlardan ürkmüş gibi, bir geri. leyor. Yarısı boş bir salonda bu ter. «ilme eseri seyrederken duydu- gum zevki, kendi tercüme ve a. dapte ettiğim eserler de dahil, şimdiye kadar gördüğüm piyes. hocada herkesin görüp te 50$- İlerde duymadım, tercüme, oyna- tığı ve piyesteki “A! orada ME |y;ş o kadar güzel ve heyeti umu. imiş! Doğrusu, çok oriji şeklindeki sözlerin sanki onun için söylendiği zannedilen gat, Fransiz Cümhürreisi M. Lebrön. den başkası değilmiş! Tiyatroya tanınmadan gelmek iseyen M. Lebrön orada kendi. sini yine herkesin nazarından saklayamamış ve eserde Kardi » nale tahsis edilmiş olan alkışla. rı o toplamıştır. —— 0 — Kokuların ağırlığı Ölçülüyor Şişe İle satılan “koku” larm elbette bir ağırlığı vardır. Fa . kat, havada hissettiğimiz bir ko. kurun da ağırlığı olucağı pek ak lımıza gelmezdi. Bir İngiliz âlimi kokularm a. Zırlığı olduğunu ve bu ağırlığın. kokusuna göre değiştiğini ileri sürmüş ve geçen cumartesi gü - nü Londrada, çiçek sevenler ce. miyetindeki bir heyet huzurunda yaptığı bir tecrübe İle bunu is. bat etmiştir. Mister Ceyms Saydton ismin deki âlim, çiçeklerin kokuları uç tukça ağırlıklarından kaybetti - ğini söylüyor. Binaenaleyh. ba- yaya uçan kokunun bir ağırlığı | vardır ve bu siklet, kokunun ke. | safetine göre çok veya azdır. “Ağır koku” dediklerimiz haki . katen, muayyen bir mikdarında miyesile o kadar mükemmeldi. Fakat bu mükemmellik neden salonu ancak yarı yarıya doldu. rabiliyordu? ... Asmode nedir? Evvelâ bunu izah etmem iâzım geldiğini hissediyorum, Asmode, kitabı mukaddeste ismi geçen ha yali bir şahsiyettir ve şeytanı temsil eder. Meşhur muharrir “Lesage,, o- nu, “Topal şeytan,, isimli eseri. nin kahramanı yapmıştı. Şehir Tiyatrosunda oynatılan ve Françols Maurlac'dan cidden İmuyaffakıyetle tercüme edilmiş olan eserde, Asmode, bize, Fran. sanın tenha bir köşesinde bulu- inan bir evin içini gösteriyor. Yal nız evin içi değil, orada yaşıyan. ların da içini, Eşhası, bize tamamile yaban, cı bir muhite mensup olmakla beraber. dünyanm-her tarafımda ayni olan beşeri hislerle biribir. lerine bağlanmış. Vâkıa piyeste, tiyatronun esası olan hareket yerine fazlaca tahliller varsa da, güzelliği, tokluğu ile bir noksan. lık hissettirmiyor, bilâkis “at. mosler,, İ artırıyor. Bu bakım - dan, son günlerde, bizde bu tarz. da piyesler yazmağa teşebbiis a. den buzı muharrirlere nümüne ©- lacak mahiyette, niz yoktur. Maksadımm da 530€-) koku zerrelerinin fazla bulundu. ! Asmode temsileden aktör. ce hilâfet ve saltanata âcizane bir hizmet olacağı açıktır. Şefik Bey gibi vazifesi sade zatı bilme. yunlarma sadakatle hizmet etme. leri icap eden bir başkâtibin hu.| zurlarmda kullarmı #deta yalan. gu kokulardır. ” Profesğre göre, bir gül yap . rağı yirmi dört santte bir kaç miligram eksilir. Bu eksiliş ko- kusunun bsvaya uçmasından > leri gelmektedir. Yasemin de a. lerin hemen hepsi birer “cröa - tion,. yapmışlardır. Nayyire Ney yir sanat bakımmdan olduğu ka- dar zarafet bakımından da mi kemmeldi. Hüseyin Kemal, ga. yet nankör bir rolü severek ya- cılıkla itham eder gibi mltaleâ- | zıığmdan günde 10 miligram İpıyor. Bütün marasile muvaffak Jara kıyam edişi hayret oluna - cak şeydir.,, Dedikten sonra Şefik beye dö nerek; — Bu bahiste söz söylemek #a- na düşmez. Bu türlü mühim dev. let işlerine karışmak haddiniz de. il GİT. Yollu bir tekdir savurdu. Bunun üzerine Sultan Abdül - mecidin bir işareti üzerine baş » kâtip Şefik Bey geri çekildi. Bun dan sonra Abdülmecidin hususi teveccühünü haiz olan mabeyn kötiplerinden şair Ziya Bey (Pe. şa) yi çağırmıştı. Mührü hüma- yunu Reşit Paşadan slmak Vazi- fesi ona verilmişti. Şefik Bey de vazifesinden çi .! karılmıştı. Ertesi sübah sada l Teti mesnedi — o aman devlet şürasi yerinde olan— meclisi vâ. lâ reisi İbrahim Sörim Paşaya tevcit edildiği gibi Ali Paşa Ca hariciye nezaretinden azloluna - rak yerine maliye mazırı Rifat Pâşa tayin olunmuştu. İşte Re. şit Pasanm Mirgündeki yalısm - da teessürler içinde zihninden ge çen şeyler bunlardı. (Devamı var) kaybetmektedir. TALAN ALEMDAR SİNEMASI İKİ FİLM Aynaroz Kadısı VR ALIRLAR olabilmesi için daha ağır “forse” 'elmesi kâfi gelecek. Talâtm makiyajı o kadar iyi değil, Bu “Young man,, rolünü daha muvaffakryetle yanacak ak. törlerimiz vardı sanıyorum. Şaziye, silik rolünü, birinci plâ İna çıkarıyor. Cahide gittikçe ol, İgunlaşan bir şahsiyet sahibi ol. maki tas Eserin sahneye konuşu, ışık - lar bazı Avrupe sahnelerini kıs. — Bayanlar. Baylar! Şimdi siz e en ve güzel şair Bayan filânca okuyacak. şiirlerini kandıracak kadar iyi ve piyesin Tuhuna tamamen uygun. Fakat. Fakat perde açıldığı zaman, gahneden salona ve seyircilerin Üzerine soğuk bir hava esiyor, Sahnede muazzam bir vantilâtör işler gibi. Acaba neden? Sahne tertibatında bir eksiklik mi var? Öyle zannediyorum ki, salonun yarı yarıya boş oluşu, seyircile, rin daha ziyade, sıhhi ve hakit endişelerindendir. Çünkü ben, kendi payıma, sitr gün evvel sey rettiğim bu piyes hakkındaki notlarımı, ancak bügün yazabi . liyorum. Sahneden gelen rüzgâ. rın tesirile hastalandım. Bu noktaya, Sehir Tiyatrosu müdürünün nazarı dikkatini cek bederken. kendisinden verdiğim ilâç paraları için ayrıca zarar ve ziyan istiyecek değilim. Fikret ADİL Tepebaşı Şehir Tiyatras” KOMEDİ KISMI 21 — 030 Pazartesi günü akşamı saat 20,30 da MUM SÖNDÜ 5P, E. Sadi Tek Tiyatrosu Taksimde (Bu gece) (İTAAT İLAMI) Komedi 3 Perde Yakında: İNSAN MABUT TURAN TİYATROSU HALK GECESİ Sanatkâr Neşit ve Cemal Sahir, İM oyun birden SON ÖPÜŞ 3 P. Şeytan Külü 1 P. Localar 100 - Her yer 20 paradi 10 kuruş “BADYO Türkiye Radyo Difüzyon Postaları TÜRKİYE RADYOSU ANKARA o RADYOŞU Dalga uzunluğu: 1639 m. 183 Kes/ 120 Kwr.'T, A. ©. 19,74 m. 15195 Kex/ 20 Kw. T. A. P. 31,70 m. 6465 Kes/ v Kw, 2-1-1939 PAZARTESİ 12,30 Büyük bie virlüozun plikla m. 13 Saat, alans haberleri ve me teor - Ankara, 13,10.14 Türk müziği (Halk türküleri « Pİ). 18,30 Türk mü- ziği (İnce saz - Kar » cığar faslı). 19,15 Saat, ajans haberleri, ziraal bor sası ve meteoroloji, 19,30 Müzik (ke man soloları) çalan (Sedat Ediz). 19,59 Konuşma (Doktorun saati), 20,05 Türk müziği - klasik program « İdare eden (Mesut Cemil). Çalanlarş (Vecihe, Reşat Erer, Refik Fersan, Fahire Fersan, Ruşen Kam, Cevdet Kosan, Kemal Niyazi Seyhun): 1 — Merağah Abdülkadir. 2 — Tabi Mus» tafa. 3 — Tri, 4 » Dr. Suphi Etgi.8 — Hafık Rıfat, 6 — Kara İsmail, 7 — Hacı Arif bey. 8 — Şevki bey, 9 — Rehmi bey, 10 — Lemi. 21,05 Sasi, esham, tahvilit ve kambiyo - nukut (iyat), 21,15 Konuşma, 21,30 Müzik (Küçük orkestra): 1 — Japon süjt (Yoşitoma), 2 — Patetik sanatın a- docyosu (Beethova). 8 — Polonez (Drigo). 4 — Karmensita (Mand- fred), $ — Dinoe Mazur operetinden potpuri (Lehar). & — On birinei sens foninin menueltosu (Huyda). 7 — Nachklange von Ossian (Gade). 23,30 Müzik (Senfonik plüklar » takdim © den « (Cevat Memduh). 23,45 - * Son ajans haberleri ve yarınki prog- ram, 4