ev. Vİİ Son “17 Teşrinisani 1138 Musiki inkılâbımız il Memleket Haberleri | Halkevlerinde temsil” King Kong'un edilecek operalar Istanbul Halkevinde dün bir toplantı yapıldı,dokuz kişilik bir komite seçildi Halkevleri, son musiki inkılâ - bımız üzerine kendisine düşen va- zifeyi yapmak üzere tertibat al » maktadır. Bu arada garp tekniği» | ne göre vücuda getirilmekte olan milli musiki eserlerimizi yaymak ve halkta musiki zevkini uyandır- mak üzere operalar oynanması ka» | rarlaştırılmıştır. Bu maksatla ya - | zılan birer perdelik üç opera, ilk olarak 27 birinci kânun günü An - kara halkevinde sahneye konula - caktır. Bu eserlerin (o birinin adı “Bay önder,, ötekisinin adı “Taş bebek,, üçüncüsünün ismi “bir ül- kü yolu,, dur. (Bunların üçüde Münür Hayri Bey tarafından ya - zılmıştır. “Bay önder,, in musikisi Necil Kâzım Bey tarafından, “Taş be - bek,, operasının musikisi Adnan Bey tarafından, “Bir ülkü yolu, Ulvi Cemal Bey tarafından yapıl- mıştır. Bu eserlerin gerek mizansen, gerekse müzik, dekor, ses ve tem- sil noktalarından mükemmelliğini temin için Ankara ve İstanbulda - ki elemanlardan istifade edilecek- tir, Ankara Halkevinde, halkevle - rinin kuruluşa yıldönümü olan 19 şubatı takip eden ilk cuma günü de (23 şubat) Karmen operasının tehisil"idilmesi kararlaştirılmıştır. “ Butun'iğin de hazırlıklar yapıl - maktadır. Cumhuriyet Halk Fırkası Umu- mi Kâtipliği, Ankarada bir gece- de temsil edilecek olan ve üçü bir seri teşkil eden birer perdelik Bay önder, Taşbebek, ve Bir ülkü yolu operalarının İstanbulda da tem « silini kararlaştırmış ve İstanbul Halkevine bu hususta tebligatta bulunmuştur. İstanbuldaki temsili temin etmek üzere teşkil edilen he vete dahil zevatın isimleri ve bu heyetin İstanbul halkevinde 16 i - kinci teşrin cuma günü saat on üç buçukta içtimaa çağrılması C. H. F. umumi kâtipliğinden İstanbul halkevi reisliğine bildirilmiştir. Bu heyet dün o saatte Halkevmizde toplanmıştır. Halkevi (o Reisi Ali Rıza Bey, Fırka umumi kâtipliği - a VAKIT'ın Mit Romanı: 14 Bana günlerden beri mezar azabı tattıran bu akraba çocuğu- nun yüzünü belliyecek kadar ilk « defa o gün gördüm. Bu görüşüm- de gözlerime çizilen renkler ve hatlar şunlar oldu: Geniş omuzlar. Kemiklice bir yüz ve çok tatlı kestane gözler.. Onu bir daha göremedim. (Ergin) in bu on beş gün mi- safirliği daha ziyade (Sevim) e yaradı. Onu her gün gezdirdi. i dirde vilâyet ve Bin tebliğini okumuş, Ankaradan bu iş için gelen Münür Hayri Bey sorulan suallere karşı lâzım gelen izahatı vermiştir. Fırka umumi kâtipliği, İstan - | buldaki temsillerin buraca tayin edilecek günde İstanbul halkevi temsil şubesi - gençleri ve onları takviye edecek ses, müzik ve sah- ne sanatkârlarımız tarafından Şe- hir Tiyatrosu binasında parasız o larak verilmesini bildirmektedir. Halkevi; bu temsillerin başarılma- sı için kendi gücü yetmediği tak - belediyeden de paraca yardım istiyebilecektir. Or- i kestra, konservatuvar yaylı sazlar orkestrasile (Şişli ve Kadıköy Gençler birliği orkestraları arasın- dan seçilecek unsurlarla vücuda getirilecektir. Koro, İstanbul kız ve erkek muallim mektepleri tale- besinden ayrılacak kırk gençten teşkil edilecektir. Dans've bale i - çin İstanbul Şehir tiyatrosu artist- lerinden stifade olunacaktır. De » kor isleri, güzel sanatlar akade > misini dekorasyon muallimi İsma- | il Hakkı Bey tarafından yapıla - caktır. İstanbul halkevindeki: dünkü toplantıda kız muallim (mektebi müdürü Tezer hanım ve mektebin musiki muallimi, erkek muallim mektebi müdürü © Hamdi Bey ve mektebin musiki muallimi ile Ni- met Vahit, Celile Kenan hanımlar, Şehir tiyatrosunun ve diğer alâka- dar müesseselerin mümessilleri ha zır bulunmuşlardır. İşin en iyi şe- kilde başarılması için geçen ko - nuşmalardan sofra hazırlıkları i - dare etmek üzere İstanbul halkevi temsil şubesi” reisi Celâl Tahsin, Şehir tiyatrosu rejisörü Ertuğrul Muhsin, konservatuvar omüdürü Yusuf Ziya, güzel sanatlar aka - demisi dekorasyon muallimi İsma- il Hakkı, Şehir tiyatrosu bale şefi Celâl, konservatuvar muallimle - rinden Cemal Reşit, Muhittin Sa- dık, radyo spikeri Mesut Cemil, ve Şişli gençler birliği orkestrası şe- | fi Mühendisyan Beylerden mürek- kep dokuz kişilik bir komite inti- hap edilmiştir. Bu komite bugün » den itibaren faaliyete geçecek, İs- Yyarası Burhan Cahit Miire' onu adi a Kl lerken görmüş: — Güzel delikanlı. Üniforma Dedi. Cevap vermedim. Bunun bir - az da beni kontrol için söylen- miş olmasından şüphelenmiş - tim. da öyle yakışıyor ki: (Ergin) ikinci haftanın 80 - nunda İzmire, oradan İstanbula | gitti. Garip bir tesadüf. Babam bir başına gelenler! Mersin Halk sineması evvelce gayri sıhhi olduğu ve sinema bi İ nası dahilinde tadilât yapılması mütalâasiyle belediye encümeni tarafından kapatılmıştı. Sinema şirketi tarafından mümkün mer- tebe ıslahat yapılmış olduğundan belediye encümeni, fen heyeti ve i doktor raporuna dayanarak ka - panma kararını kaldırmıştı. Evvelki akşam sinemanın ça - lışması lâzım gelirken bu defa da yeni bir vaziyet hasıl olmuştur: 29 teşrinievvelden itibaren tat- bik mevki'ne geçen kanuna göre sinema filmleri, piyesler, radyo, umum müdürlüğünün Bu- na göre, Türkiyeye gelen ve şim- İğ diye kadar gelmiş bulunan film” lerin, Vekâletler mümessillerin - den mürekkep bir heyet tarafın - dan kontrol edildikten sonra ruh- sat üzerine oynamaları icap et - mektedir. Evvelki akşam oynayacak olan “King Kong., filminin, memleke- matbuat kontrolu oltına girmektedir. tin muhtelif yerlerinde oynanmış olmasına rağmen bu ruhsati bu - lunmadığından emniyet müdürlü- ğünce filmin halka gösterilmesine müânj olunmuştur. Diğer taraftan sinemacılar da bu mümanaata karşı: — Bu film daha evvel Adana” da oynuyordu. Oradan biz anga- je ettik. Şimdiye kadar bu ka- nunun tatbikat ve filmlerden ruh- sat isteneceğine dair bize bir teb- liğat yapılmadı.. Biz bunu birçok masraflar “yaparak getirdiğimiz filin reklâmını yapıp tam halka | göstereceğimiz zaman öğrendik.,, | demektedirler. Haber aldığımıza göre film sa- hibi bulunan İstanbulda Kemal filme vaziyeti bildirmekle bera - ber matbuat umum müdürlüğüne de müracaat edilerek daha evvel | kontrolden geçmiş olduğu ihtima- line binaen rubsatiyesi istenmiş - tir, i Sinemanın çalışmamasındaki hakiki sebep budur. Söylenildiği gibi sinema kapatılmamış, filmin oynatılması menedilmiştir. 0900 090U AE 0 AİRES İ tanbulda verilecek temsil günü - İ nü, icap ettireceği masrafı ve kim- leri çalıştırılacağını tespit edecek- tir. hafta sonra (Kasaba) ya tayin edildi. Pek sevdiğim (Foça) dan i- çim sızlıyarak ayrıldık. Denizden ayrılış bana acı gel- di. Fakat (Kasaba) yı gördü: güm zaman yadırgamadım. a z 5 # e ğ | i N: ai Bize bildiriniz! Selâm ve teşek için ne diyelin Aldığımız Karşılıkları yazıyo zan ve adını yazmıyan bir oku yucumuz diyor ki: Açılan soruşturmaya gelen karşılıklardan ( anlaşılıyor ki GÜNAYDIN sözünü selâm ola- rak beğenenler çokluktur. İleri sürülen başkaca (tekliflerden GÜNEY en güzeli olmakla be « 3 iç lanmış (istikrar bulmuş) özge bir anlamı (mânası) vardı; KU. ZEYin zıddı olup Farsların “şemsâbâd,, dediğidir. GÜN - AYDIN gerçekten güzel ve her 8 yandan BONJURa' denkdesdir. ğ Belki bir yönden üstündür de. Çünkü o Frenk selâmı doğrü « |! dan doğruya “iyi gün,, demek - # tir; halbuki “göz aydın,, veya “gözünüz aydın,, demelerinde hâyır gözeten bir mecazilik var» dir. Azerbaycanda bu sözün yay gönül verebiliriz. TEŞEKKÜRe gelince: Var - ol,, Sağol, duâsı birer dilek - şekkür etmeğe geldim, varolla- mağa geldim, mi olacak? Bir sözü kendi lehcemizde bulamayınca, başka Türkçelere bakmak sırası gelmiş olur. Ya - e e em e şekküre MAKTANI denilirmiş. Kısaltarak * dilimize MAKTI (örneği mantı) biçiminde ala - biliriz; fiili de “maktımak,, o - Tur. Lâkin beğenilmezse; yakış - tırmak gerektir. O yolda usuma (aklıma) doğan şu iki sözü se - çiye koyuyorum: İLGEN: İLGENMEK. SÜYENÇ: SÜYENMEK. Hiç birinin korumanlığını (mahamiliğini) edecek değilim. aten bu gibi yeni çıkma de - ğimlerin yaşaması vuruşlu veya değerli olmasından ziyade eş - Ss ref saata bakar; yani talih işi » ; dir. Kuvvetli bir kayırıcının be- Me meydana çıkardığı için Kavga Zeyrek caddesinde yol üzerin- de Cafer ve Miris isimlerinde iki kişi kavga etmişler, neticede, Mi- Caferi başından yaralayıp kaçmış fakat çok geçmeden ele geçirilmiştir. ris, bırakınca lâstik top gibi fırlatı - yor. Hamza Baba, . Kasabaya bir saat uzak. Oraya fayton ve çe - çen arabalariyle gidiyoruz. Güneşi yere indirmiyen Kasaba göz alabildiği kadar | uzanan bağlâr, bahçeler arasın - da hiç durmadan akan suları ile çocukluğumuzda ilâhilerle ha - yalimizi doldüran cennet bahçe- lerine benziyor. Hele yerleştikten o ve etrafa İ alıştıktan sonra (Foça) nm de - İ nizinden başka her şeyi unuttum. Burada bir (Hamza baba) | suyu var ki, Cuma günleri bütün | Kasaba halkını etrafına toplı - | yor. | Bu suya (Karpuz kaldıran) i diyorlar. Yerden o kadar kuvvet- le kaynıyor ki, karpuzu üzerine İ dan birinin altına uzanır, rıl buz gibi sular akıyor. Burada küçük bir de Bektaşi köyü var. Babam, bu yemyeşil çamlar a- rasmda, akan suların sesini din- leyip ardıç kokularını teneffüs ede ede zevkle, neşe ile yaşıyan bu Bektaşileri görünce: -— Herifler keyif ehlidir ves— selâm, dedi. Bu çamlık benim de pek hoşu- ma giderdi. Ne zaman gitsek, kalın göv - deli, göklere baş vermiş çamlâr- çam dallarını yalayıp geçerken tatlı hışırtı çıkaran rüzgârın sesini | Bize Yeniköyden mektup ya» || raber, kendine mahsus, durum- | gin olduğunu işittim. Boya - | sız; sıcak yüzlü bu tazeye biz de tir; teşekkür ise bu değildir. Te- || kutça — Vamberyye göre — te- | sık i çam ağaçları arasından şarıl şa - | sönüklükten 14109” | nice ünsalmış Yİ” Bulgaristands şehrindeki Türk sP | dare heyeti n& rgaii ve kâtip Ahmet imi gimız mektupta Öğ Biz bu meseleyi, vel kulübümüzde # | nebilerin selâmlâi! alarak nihayet bizi | lâmı kabul ettik. | eyi günler, eyi # Bu selâmlar mektebimizde *€ i dan kabul edilmişti Taği den | şunları yazıyor | Gazetenizin # i dan birinde, yem yapılacak değişi ; görüşlü yazılarını kadaşlarım okud uğraşmalarımızdi bir önder 'olduğu”” İ bunun için sizleri Yazılarınızı okul! ler, yürüyüşünüz€ İ timlağı bir ulus b9' Aşaki: yazdıkları" numuz arasında yi kullanılmış sözleri# eri?! de basılmasına iri re çarptırılmasın?. ben ve buradaki larım adına sizde | Tan aydın — 5 Gün aydın Tün aydın —yl Sağol — Teşe'ij Sağlıkla kal Sağlıkla var, la — Güle güle, letlr Sağlıkla kalı “ Yaşa, varol “ yy yg gg yy yg Ayak işle Çalıştırılmak ef aranıyor. Matba İ ne gelinmesi. 4 | dinlerdim. Bane öl bu çam kokular yor ve rüzgârı” rında bestelediği ini terbiye ediyo” Bu engin çan köşesini keşfe! rayıp bulmaların*” ti renklerin ke mak, unutulmak 5 # » Ergin gitti gil mektup gönderi” Birinde mekt* tıklarını, diplom”. nınm yeçiktiği ci mektubunu #* pif ba babam dairei”