3 — VAKİT 17 Teşeinisani 1138 — : P ği ” ve z vi e — — ——— İ . ye Türkçe IVAKIT'ın Edebi Tefrikası No. 77 s5 > > ip A di e RE erer. ö Kanadı Yaralı Kuş amm m pm okutucularımıza TERA EE Gİ Nakletlen : Selâmi İzzet m Hayır, kendine karşı musammen Bal aylarını Polonez köyün - Zer ardi Boğzziçinden eeenek Suriyeye gidiyordu e, , ———— a iğ işti Salan meşhur kumandan (Megabizos) firar n ârâ, Arzamesi Babile çağırıyordu X vi Gi Perisilnden çok | kumandanlığını da değerli zabit a, İffet r kadın, haydut. lerden birine bırakmıştı. ii *derey Ve namusunu mu | Oo Arzames (Makedonya) sefe- İnen faz. Arza - | rinden döndüğü zaman ordunun il Seran (dağ perisi) - | büyük bir kısmını is etmişti. e affetmeği dü- | Şimdi bütün Suriye ve havalisin » deki İran ordusunun yekünu yüz bin kişiyi bulmuyordu. iraniler Makedonyalıların Su: riyeyi istilâ edecek kadar kuvvetli oldukları şanmıyorlatdı. Küçücük Makedonya hüküme - tinin büyük İran devleti üzerine | göndereceği ordunun miktarı ne olabilirdi? Iran zabitlerinden biri Arza mes'e: -— Makedonyalılar on bin kişi» den fazla asker gönderemeazler.. | Hiç merak etmeyiniz! Demişti. Arzames, hükümdarın Babil» den gönderdiği habere bayret et- mekle beraber, Suriyede icap eden tedbirleri almaktan da geri dur- mamıştı, Bütün cephelerde yeni ve cesur kumandanlar göndermiş, askerin zırh ve mızraklarını yeni- lemiş, erzak anbarlarını ağzına ka | mir irilelazmemman gan ikin ai Suriye ve havalisini istilâ ede- cek bir yabancı milletin çok mu- azzam ve yüz binlerce kişilik bir kuvvetle yola çıkması lâzımdı. (İskender)in (Boğaziçi) ni geç* tiği haberi yeni gelmişti. Fakat, Makedonyalıların ordusu hakkın: da hakki malümat elde etmek ka” d e arın şimdi değir- Zİ Sürk o ğlatarak öldürte- yz Balkı, eğ uzun zaman- ii, ları, irahatini kaçı- I Yağma eden kim- emip hiddetle atıldı: 7” Beni de onlar gi- dc misiniz? ” a9 “nm affedeceğim. Fa a, ** Hükümetimize i Biscekr” kamunlarımı- ! , ady e ii ça daşlarımdar ayrıla- | lü yi onlar gibi öldürü- / m, diye kadar onlarm : lerde benim de par “di , senekadın cesar&- . | hayran olmuştu. Ma, *r birer değirmen- 5 Ay Ve (dağ perisi)ni “eden birine esl Ni, 4 im yn ve, Sadin; e » Wu, (terbiye edeceksin!.. , Stefiyle mütenasip . sina gayret ede- in vin Saşaladı; Yİ, © Sak İSE Perisi) nin * e tar, Kumandanın ya: | yk Ye leri zaman bütün or. | bil olamamıştı, di » genç kadının ce. | o Arzames (Babil)e hareket et- e hayretle çarşamda bir. | meden evvel, ölüm cezasından af- di akışarak konu. | fettiği (dağ perisi) ni bu işi tabki» al Mü ke göndermişti. JA, ill Cesareti?(.. Ka.) O Genç ve cesur kadın on gün heyetine pençeleşti. Ar. | sonra Süriyeye döndü Arzames'e ni ölene gönderildiği | şu haberi getirdi: © den kurtuldu. | “İskender, üsYüZ bin kişilik bir ? Ydutla, em de güzel bir | ordu İle Suriye üzerine yürüyor. Matan sini kap- | istilâ ettiği memleketlerde yeni kabil de. | nizamlar ilân ve tatbik ediyor.. Ve kendi zabitlerini şehir muhafızı 0- larak bırakıyor!., Arzames bu haberi alınca Su- m) dağından su içmiş Y > » # — / * “8 biz riyede daha fazla Ee N Eski Fransız Tiyatros unda| gi. Etrafında erkeklerin dönme - mi, gi lama ile; » yolı Iki bin kişilik maiyetiyle ge Bu gece saat 20 de si hoşuna giderdi. Fakat tehlike - mı göze * . ş 3 ; a sene az sti unda çıktı. Daranın Arzames< ihtiya su siR eyrbul deligi den korkardı. Bunun için Paru:- ye ma pei ür. ( bi Sün Dara di vardı, RÜYADIR ŞehirTiyat kla ondan sonra gelenin kovul * | yardır, Tavsiye ederiz. hi dp BU ei aldy, SE | ina YARIN | malarına ses çıkarmadı. ye / > ; | | e i “Et, Or Yal İsken ı a v üçüncü” kısmı ği) Opere üç perde. Fakat bu sefer Ferdinin pen VAKIT Şi abe ile g N derin hi. omanımızın Üç pa öv çesine düşmüştü. ısım in alan ye Pareket (i başlıyor: ve Ferdi ötekilerden daha kur - , ey Gok ey, l 1 beyinsiz İskender (Persepolis) sara- Yanıp nâz ve çok daha otorite — sahibi Babası giy temeldir. Ear iş- İğ yında.. Selma Muhtar idi. a vaitlerle ie ei re Sd h, İzo, * » Trakya» |ii Selma, ayaklarının — altırda bir | £ ır veri ) «Di : "> Ğ Kn N Z e k nde tirar ei iğim (1)-0 devirde Flistinde Beni SÜREYYA OPERETİ “e er hissediyordu. — YANI size yardım e . 0. © ba“ | #ergiki (Hab- | © Bakırköy Mültiyodi tiyatrosunda üheylâya: iyor: an Fdusu cok lay | İsrailin mukaddes tanıdığı Ge kn ği Bugün doğan çocuklara N iyor. Vaziy | ron) dağında esrarengiz bir kuyu Pazar akşamı 20,30 da Me emre A ör İĞ pu lardan Börüni verebilir. taa, SİMeni emen Bâbi- vardı. Bu Me va KIRK YILDA BİR yeli a ike yiyenin SEM e alemden ÜL ir İİ. lu Yarma mazhar olurlar vE Peren vi kâfi gelmiyordu. dan birini beğenebilirsiniz. k vee ine iki bin yüzlere yaşarlardı. İraniler Sah akşamı Şehzadebaşı Ferah Selma eski rolüne başladı... Erkek — Kurtaran, Türkay Müğg Diğ, bile gitmeğe Gü ys X eikteri sonra, halk tiyatyosusda Ferdi ile buluşmalarına fazla Kız — Anacak (hatıra) — aaa vetleri Su En 70 N ğa bağla KADINLARDAN BIKTIM sekte vermemek şartiyle kocası - Meral ÜL Ve müdafaa | yüistr, ee Operet 3 perde na sokuldu. Şe ie “iy a dseikenideiiğ ii edc : Bilgilerin obayırında bin sert kaya bin çalı, Güçlüklerin | balkanları, çamurları, batağı, Ünümüzün olmalı En yumuşak yatağı! .. Çiiklerden bileklerle girin bilim cengine, Yırtıverin bir tolukta yol kapıyan ” kör sisi; Yelkeni de parçalansa gene çıksın engine Ülkünüzün gemisi! “ * * Tekmeleyip yılgınlığı, atılırken ya- rına Korkuları yere sersin okunuz; En kılağlı bir bıçak da karanlığın bağrına Siz, durmadan sokunuz! ... bağlarından çeke çeke siz çözün Yurttaşların başını. Kırın yeri, yakın göğü, acı görmüş bir gözün Eskiliğin Silmek için yaşımı! .. Ancak siz yağı olsa küçücük bir karınca Sakın onu tanımamak istemesin içi- Biz. Dinç deniniz bilgilerin pınarına va: rınca Kana kana içiniz! ... Geçmişleri, geleceği usunuzda kat- layın, Paralasın bulutları gökyüzünde ba- şmiz; Dalgalara çelme vurun, denizleri at» layın, Irmak olup taşınız! (yasak!) desin işinizin tok sesi, Gönlünüze yalaz dolu bir süt verip Kasırgaya beslesin Ana yurdun memesi! FAZIL AHMET Den — Zekâ, dirayet Us — Akıl, Yağı — Düşman. TEPEBAŞI ŞEHİR TİYATROSU TEMĞiLLERİ Bu gece saat 20 de Madam ni San Jen ŞehirTiyafrosu Komedi 3 Perd: | ve 1 başlangıç. İ Yazanlar: Vik- İl toryen (o Sardu ve Emil Moro. Çeviren: Seniha Bedri H. bir suikast yoktu. Fakat bu üç ki- şi gayri ihtiyari anlaşmışlardı. O üç kişi ki, Şefik bütün samimiye- tini, şefkatini onlara vermişti. O da anlaşmak istemişti, Mu - vaffak olamamıştı. e Bu kabahat ta kendinindi. O iyi hir adam de- gil, hafif bir adamdı. Evini de, fabrikasını idare e » der gibi, dürüst ama sert ve ha - şin idare etmişti... Üç günlük bir seyahate çıktı. Biraz daha meyus döndü. Onu herkeş mesut sanıyordu. Hayatta nasibini almış telâkki e - diyordu. Halbuki (o hayatla mücadele | etmişti. Bu filvaki asabı yatıştırır, fakat gönlü ihtiyarlatmaz. n On sekiz (o yaşından o beri mücadele ediyordu. Babasının işleri bozulmağa Oyüz tutunca Tıbbiyede tahsilini yarı bırakmış ve işe koyulmuştu. On sene, ge - celi gündüzlü çalışmış ve kendi- ne en büyük yardımı olarak an- nesini bulmuştu. Kadına hürme- # ona annesi öğretmişti. Ondan İ sonra bu his eksilmemiş artmış- tı. Annesi daima söylerdi. Kadı- nı yalnız zevkte ve işsizlikte mu- hakeme etmemelidir. Kadını iş başında görmek lâzımdır. , Selma ile evlendikten sonra harp patlamış, orada da mücade * İe etmişti. Bütün (oömrünce dögüşmüştü. Harpte başından ya» ralanmıştı. Üçay hastahanede kalmıştı... Bu yara asabımı tahrik etmişti. Bazan bütün kanı beyni- güçlük çekerdi. O zaman da ken disiyle mücadele etmesi lâzım gelirdi. Nefsiyle döğüşürdü. Şefik annesine beslediği mu - habbeti Selmaya beslemeğe baş- “lamıştı. O da anne değil miydi? Ona karşı zafıy olmak istedi, onun muhabbetinde huzur, a radı. Onun muhabbetine il- tica etti. Onun için döğüştüğü, © . na karşı döğüştü, mütemadiyen mücadele etti. Karısı onu yarım aldatmıştı. Şefik hissediyordu. Eğer Sel- mayı himaye etmezse, kadın çok tuzağa düşecekti. Süheylânın, günahsız da olsa gece sokağa çıkmış olması onu çok üzmüştü. Bundan sonra kol - larını kavuşturacak, seyirci mi kalacaktı!. , Suratsız oldu, Konuşmaz ol - du. Selma telâşa düştü. O zama- »a kadar ihtiyatsız hareket et - mişti, kendini beğendirmek iste- de geçirmişlerdi, — Şefik, bu “Cuma Polonez köyüne gidelim, amma çocukla - rr almıyalım.. İki sevdalı gibi gi- delim. Gitğiler, Şefik: — Bir kaç gün kalalım, dedi. Halbuki Pazartesi günü eve Ferdi gelecekti... Kalamazdı. — Peki, dedi. Fakat ertesi (ogün başağrısı tuttu. Hemen dönmek istedi, dön düler, Pazartesi günü akşamı ev- lerine girdiler, Yemek odasında, sanki o an- da hatırlamış gibi: — Bir yer fazla... Ha, dedi, ben o çocuğu (o unutmuştum, bu gece Şakirin arkadaşı gelecek. Saat sekizde en yaraşan tu - valetini giydi... Alı al, moru mor sofraya oturdu. Şefik, karısı ona biraz sokul- du, biraz samimiyet gösterdi di - ye gene kör ve sağır olmuştu... ni Lekesiz, berrak bir gün.. Deniz pırıl pırıl ışıldıyor, Ha- va öyle güzel ki, Selma yalanla rı samimi gibi olarak sayıp döke- bilecek. titriyor. Ya çok iyi, ya çok fena bir şey olacak. O anda Şefiğe hak verdi. “Eğer isterse- niz siz de geliniz, ben artık is. tanbulda duramıyacağım.” Sel - ma razı oldu. Ferdi iş bahanesiy- le atlattı. & Selma bir kurnazlık düşündü: “Madem ki, gelmiyor- sun ben kocamla gidiyorum” ak- lında yalnız bu cevap kaldı: "Si. , zin işin her sey kolaydır”. © Arkasmdan bir gölğe.. Başını çevirip bakmağa ha cet yok. Gelen odur. — Ne iyi ettiniz. Kısa kesti: — Basma kalıp nezakete ha - cet yok. — Sizi çok göreceğim gelmiş- ti. Sizi düşünüyordum. — Yalnız mıyız? — Evet. — Kimse gelmez ya? — Bir saat kimse gelmez. — Yetişir. Yoldan uzak bir kıyıya indi « ler. Bir kayanın dibinde oturdu lar. (Devamı var) bağ İşi öneey Yeni Neşriyat Mimar Aylık Mimar mecmuasının 45 - 46 a sayıları çıkmıştır. Bu sayıların bir