6 Kasım 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

6 Kasım 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m 3 — VAKİT 6 Teşrinlian! 1934 Kırk el Bekir — Allo, sen misin Ali?.. Sana Hemen şimdi.. evde bak- On gelmek istiyorum... Çok'mühimi... Hayır hayır değilim, sokağın başındaki kaldan telefon ediyorum... dakika sonra yanındayım... Ali telefonu kapadı. Jalenin se- si pek hoşuna gitmemişti. o Jale uzun yol yürümüş, koşmuş nefes nefese idi; hem ne diye o nunla konuşmak istiyordu? Ali bir müdet odasında dolaş» | açtı, Jale başi tı, sonra gidip kapıyı ağlıyarak içeri girdi. darma > dağınıktı, kaçmış, mantosunun önü açılmış» tı. Ali anladı Jale gene kocasın- dan şikâyet edecekti. Saçı Jale, Alinin ellerini tutmuş hıç- kırıyordu: «- Artık çekemiyeceğim.. Ha « yır, tahammül (edemiyeceğim... Kocam çapkın, onun çapkınlığına | alışmıştım ama, böyle alenen o ka» | dmla yaşaması beni çileden çıkar- | dr. Karar verdim. Ayrılacağım. Biraz sustu ve tane tane anlat tr. Ona haber Gi ve saat söylemişlerdi. O da koca- sını eliyle yakalamış, gözüyle gör- müştü, Başını Alinin göğsüne dayamış bıçkmıyordu. Ali onu bir müddet, beşikte çocuk sallar gibi salladı, tatlı sözlerle teselliye çalıştı. Jale istikbalden söz açtr. best kalmak, hür yaşamak için şalışacaklı. Göz yaşlariyle yıka» nan kirpiklerini Aliye doğru uzat- vermişlerdi. taz — Burada, yanında kalabilirim değil mi? Telâş etme, bir müddet | İlk zamanlar yüzünde bir başma yim.. Ali: — Elbette kalabilirsin, için... kendimi yer , burası kendi evindir. fik nerde? — Ondan ayrılıyorum... * — Çocuk.. Mahkeme © ayrılık kararı verinciye kadar © kocanın hükmü altındasın. Şefik evden kaçtığını, hatta kendis ihanet ettiğini, sana karşı bir silâh diye kullanabilir... 4 e — Ama ben öyle yorgun, öyle yorgunum ki.. Takatim kalmadı artık... Sendeliyordu Gözleri yumulu- yordu. Divana uzandı. Biraz son- ra, muttarit, İerle uyuyan mini mini bir kız ol- du. Ali, ayak ucuna uyuyuşunu seyrediyordu.. da uyuyan kadın, daha çocuk de- necek yaşta tanıdığı ve günün bi - rinde en iyi arkadaşı Şefiğe varan Jale miydi? Düşündü. Karı ko - cayı barıştırmak vazifesiydi. Şe - fiğin Jaleyi sevdiğine (emindi. Çapkınlık; bu sevgiye mani değil- di. Yalnız talii yoktu. İki yakayı Herhalde bundan sonra daha uslu oturacağı da muhakkaktı. Evvelâ onları ba» rıştırmak gerekti. nu açtı, Şefiğin Parise (gittiğini | söylediler. : Bu vaziyet karşısmda boyun büktü. Jelenin dediği ol « mrştu, Şimdi Jaleyi | silkmamaktı. ele vermişti.. vazifesi, Bir buçuk ay.. (Bu geçen Bir buçuk Ayr artık unutmasına imkân Msi gibi | şapkası yana | Ser-! hissetmiye» | dedi, | Yalnız Şe- | muntazam nefes « | oturmuş, | Bura - | sefer | Kalktı, telefo» ! Selâmi İzzet tılsımlı Yazan : İ yoktu. O geçen günler, günlerdi. , Bir iki bahar havası içinde ge çen günlerin ruhu (oJaleydi. Ali sokağı pek (sevmezdi. Jale ona ılık bir hava yarattı. Ge- celeri radyo, gramofon çalıyor - lardı. Uzun zamandır unuttuğu musiki zevki yeniden canlandı | İ © zamana (Okadar nefret etti danstan hazetmeğe ( başladı. İl üç kere sinemaya, tiyatroya gitti- Jalenin neşesi sariydi. Genç samimi, i ler. kadınm gözleri yaşarırcasına gül» | mesine bayılırdı.. Yavaş | eski huylarından vazgeçti. Şık - İ laştı. Artık hiç bir şeyi odü müyor, yalnız geçen günleti dü- şünüyordu.. Jalenin de düşüncesi buydu. Fakat (O biribirlerine bu | düşüncelerini (o söylemiyorlar ve İ garip bir korku kendilerine de itiraf etmiyorlardı. . yavaş ile, O sabah kapı açılıp da odaya | Şefik girince, pek çabuk yükse» İ len saadet abidesinin yıkılacağı nı anladı. Şefik kapının eşiğinde, İ yumruğunu sıkarak haykırdı: | o — Karımı çaldın! | Ali bir kelime, bir gülüşle bu | ithamr reddetmek istedi. o Şefik ! haykmıyordu: — Jaleyi çaldın. | masaydın benden ayrılmazdı. Her sefer ki gibi gene beni affederdi. | Ama buraya geldi, onu alıkoydun. | Ben seni tanırım, senin nelere ka- dir olduğunu ben bilirim. Ali, rüyadaymış gibi dinliyor- Şu karşısında dikilen yumruk diş gicırdatan Oaâdam iyi i dostu, yegâne arkadaşı idi. Ma - hallede beraber, mektepte (bera | ber, kışlada beraber, cephede be- İ vaber, işte beraber olmuşlardı. Cevaz vermiyordu. Safiye hiç bir zaman ispat edilmez. — Ya sana: Jale seni dersem? Şefik güldü: — Yalan. — Jale seni seviyor, balbuki sen bu sevgiye lâyık değilsin. Bu hususta fikrini sorma - İ du. sıkan, seviyor dım. — Merak etme, madetnki gel - | din, Jaleyi alip gidersin.. Senden İ ayrılmaz ©... Kısa bir sessizlik oldu. mırıldandı: — Yalan söylüyorsun Ali, beni aldatıyorsun... Yüzüme iyi bak... Ben biçare bir adamım. Beni ya- kaladığı gecenin acı hatırasını u- nutmak istedim, Yemin edeyim, ki yapayalnız gittim.. Diyorum ki, oda.. Amaneye yarar? Benim ! çektiklerimi onun hissetmesi im » İ kânsizdır. O senin yanındaydı.. i Kendini sevdiriverdi... Şefik - Bana mı? ) du. * den Aliyi şimdiye kadar iyi tanı - yamamıştı! Ali (o söylüyordu. Ne Jale onu sevmişti, ne oo Jaleyi., Onlar iki arkadaştılar.. Onu tes- | | kin etmiş, teselli etmişti. Bir gün Şefiğin elbette geleceğine emindi.. Nasıl olsa barışacaklardı.. İşte o buna yardım etmişti.. Jaleyi ya- payalnız bırakmak daha mi iyi o- i lurdu?.. Onu muhafaza (o etmiş, Eğer sen ol- İ i | lesinde Yaverbey sokağında 1 Nö, İ roteya hanımın alacak ve borçlu « 5 Sel Teşrin 17 RECEP Güa di Gis b Sabah a4mazı Yil değen gül Yıl Kalan şti Muhut at) e Loğla 7, | # Viyana yi # Neyyork. o (36, —-| *pfadri a Pari » Dillduc » Brükse 4 Atini * Cenevre » Sroktolm — — en Çekler (kap. sa. 16) | j» 1794 * İx Viyana 1206 Je Madrir 9.2045) 4 Berlin #4085) Varşova | 539929) Budapeşte 395 24415) « Bükn 79,45 | elondra iokhim © 41018 | « Newyork » Cetevre İ « Sofya s Armtsrdan * Prig Şir. Hayriye le Merkez Banka: iy | U. igor Şark m. ecza Telefon iistikrazlar tahviller m mm m 939Türk Bort 29,20) Elektrik Tramraj Istikedzıdakit & 90, o) | Ergani ts: TME A, Nİ , Bağdat .. . * Kadıköy İkinci Hukuk Hâkim. liğinden: Kadıköyünde Caferağa mahal- lu hanede mukim iken ahiren ve - fat eden Doreteya namı diğer Za- ların bir ay içinde ve mirasçıla « rının 3 ay zarfında mahkememize | müracaatları. Alacağını müddeti | kanuniyesi zarfmda yazdırmayan | alacaklı mirasçıyı ne şahsan ve ne de terekeye izafetli takip edemiye- cekleri ilân olunur. (3331) himaye etmi: Şefik iki elini uzattı, Alinin el- lerini sıktı, gitti. Ali br müddet, başını avuçları- na alıp durdu. Şimdi diyecekti! Ama Jaleyi bulamadı. Masanın üstünde mektup vardı... ale neden © ondan kaçmıştı? Çünkü konüştuklarinı - duymuştu. Jaleye ne odasında bir Mektubunda yazıyordu: “Beni seviyorsun © zannetmiş- tim. AAldanmışim.. Karşında Şe fiği görünce korktun, sindin. Mas demki onun dostluğunu kabul et - tüh, onun dostu kal. Bundan son - Şefik kulaklarına inanamıyor- ra yüzünü görecek değilim...,, Beyaz saçlı bir erkekle, genç | İ bir kadm arkadaşlığından bahse | Telefonu açtı. Hizmetçi çık - Hantmefendi ile beyefendinin biraz Paristen (beraber | | geldiklerini söyledi ve O sordu: “Kim diyeyim efendim?,, Ali tele- tr. evel fonu kapadı. Bir koltuğa çöktü ve kendi kendine söylendi: “Ağlama | kırk yıllık bekâr, ömründe iyi bir | şey yaptım..,, | bulunduğumuz vaziyetten dolayı | i balıklardan olmamız itibariyle bu- | va da beklemeğe hakkımız İ narak o ameliyatı yapmaktan geri İ yerine çikolatayı İ daha iyi olmaz mı?,, İ nüz azasından iken, o İ servet ve samanı hep maden -kö-| hareket etmeleri ve di | Kadınlar Adas Yazan: Gerhard b Gerhard Hauptmann 6 kısımla. | Hint denizinde batan Kor- moran vapurundan kurtulan! kadmlar bir adaya çıkıyorlar. | İçlerinden en; çirkini ressam Anni Brethel onlara reis oki- yor, Beş kadın, bir tepeye çi- karak, o bulundukları O mevkii keşfetmeğe memur ediliyor. | kadınlar oda muhtelif | Bü- | tün kadınlar aralarında muhte- | Diğer vazifelerle tavzif ediliyor. lif meseleleri kendi noktai na- zarından münakaşa ediyorlar. Bu münakaşa, tabii, daha ziya | de tabiatin cenneti - andıran manzaları ile ne şekilde yaşıya- cakları düşünceleri etrafında yapılmaktadır. | Mahlükatın ezeli korkusun- dan bahsettiniz, ben de buna inanırım. Şayet bu korku, içinde | kendini gösteriyor ve ekseriyetle | akşam olunca meydana çıkıyorsa, o zaman ayni vaziyetin yarın şa « bah felâketi de doğuracağmı ka - | tyetle kabul etmem lâzım geli - | Çünkü denizde yor, yüzen hür var dır.,, Bu kadar acıklı ahval ve şera - it içinde meydans gelen (kadın cümhüriyetinin ressamı ve reisi, cesaret vermek için yapacağı te - | şebbüslere takım oynaşılarının da iştirakini arzu ettikğinden Anni heyecan içinde olan yanına o onbaşılarla birlikte gitti. Ressam hanım hükümdarlığa isti- ladı olduğunu kadmlara karşı | yaptığı muamelelerle ispat ediyor- İ du. Bazılarının şaka ile, bazıları» | İ nr ciddi sözlerle avutuyor, bazıla | rma karşı samimi, bazılarına kar- | şı soğuk davranıyor, iyi, bazılarına | bazılarına sert muamele edi- | yor ve bir şeyi kesip atmak icap et- | tiği yerde en sert neşterini kulla « durmuyordu. Umumi görünüşüne ve tuvale- | öne bakılırsa muayyin bir meslek | erbabındân olduğu anlaşılan bir | kadın mütemadiyen bağırıyordu: — “Deli olacağım, aklımı ka- çıracağım ! Burası cehenneme ben ziyor. Yaşıyor (o muyuz, öldük (16 mü belli değil? Güneş cehenne » | mi bir soba deliğine benziyor. Şu maden kömürü köpüğüne bakmız, | deniz suyu halinde (olan maden | kömürü gibi simsiyah.,, Anni o kadına hitap ederek de- di ki: — “Azizem, neden öyle bağıs- rip duruyorsunuz? Maden kömürü | düşünüverşeniz Ondan sonra maiyetine döne - rek şu sözleri ilâve etti: — “Bu hanımın maden kömürü ve maden kömürü köpüğü ile mu- | kayese yapması o kadar gayri va- | | rit değildir. Berlinli / Lilienthal | kızı madam Lambert te ayni mu » | yeseye kapılırsa o zaman yeni » i | den feryada başlıyacağma şüphe | İ yoktur. Çünkü, kaybettiğimiz o i büyük medeniyet cemaatinin he » | hanımın | müründen ibaret bulunuyordu.., Ressam hanım maiyetiyle bir - kadınların | — İ hammen kıymetinin * e Dilimize çenli maların arkası kesildi. dımların büyük bir kısıt | emniyet ve selâmetinde"M şahsiyetin reisliği altın duğunu anlamışlardı. rek reis, gerekse onun? | art şikâyetlerden, iste” sorgulardan mürekkep © allere maruz kalmışlardı Bu hücumlara muka"” mek kolay değildi, bi” bir ağızdan birden çıksf suallere bir dereceye K#' muvafık surette cevap “© kânsızdı. Sorulan sual” dı: an kurtuldu sali — “Vapurda telsiz * mıydı?,, — “Kazanm hani vukua geldiğini biliyor ” - “Hongkongdan h delidenberi kaç gün se N bi “San Fransiskoya *€ varaciktikd; — “Kazanın hangi ileri geldiğini zannediy* - Nasıl oldu da koc# i denbire battı?,, Birçok suallerde ka3* raki vaziyete ailtr: — Acaba bizi arayiP” lar mı?,, i — “Acaba hangi ads” ve nerede bulunuyoru?!" “Bu ada ismi biline” mıdır?,, (D stanbul Dördüncü müurluğundan: Haliçte Tekirdağı bağlı Çakır nam gemi 1 sinde Egrileri kestane v&” imal edilmiş su içindeki ” kır kaplı güverteli tek an direkli yelkenleri yeni ** İ dallı üç demirli sekiz parçt”, | İstanbul limanma muks7? İ fal gayri safi tonelate İ beher gayri safi tonil liradan hey'eti umum) | İ bin 280) lira kıymet taki İ Çakır nam geminin nısfi trrmaya konulmuş olup tarihinde şartnamesi disi talik edilerek 3-12-9 müsadif pazartesi gü” ya kadar İstanbul a ra dairesinde satılacak ey maya karışmak için “4 akçesi alınır. e Nısıf hisseye isabet ia duğu takdirde ihalesi yor si halde en son artıran wi dü baki kalmak üzere © gün daha temdit edil 934 tarihine müsadif şalı ür” İ nı saatte en çok artır bırakılacaktır. (2004) icra kanununun 16 10€* tevfikan ipotek sahibi * ile diğer alâkadarlar” kul üzerindeki hakları". şol, sile faiz ve masarife dialarını evrakı m İ gün içindeicra dairesini” halde leri lâzımdır. Aksi b9 tapu sicillerile sabit olm? y* tış bedelinin paylaşma" g riç kalırlar. Alâkadar” gı maddei kanuniye e Ke ei er lâmat almak me | 1812 dosya numarasile ” a Fakat o zaman çok ihtiyarladı» | likte sahili boydan boya yürüdük « | timize müracaatlar! ii ğımı hissetti, ten sonra bağrışmaların ve konuş» y a ği m Sİ an alimi e

Bu sayıdan diğer sayfalar: