— 8 — VAKİT 30 Teşrinievvel 1934 TE HABERLE Bir yol mektubu | Samsunda Bu sene tütünler çok nefis Samsun, (Hususi) — Samsun tütünile meşhur bir vilâyetimizdir. | Memleketimizin bu mıntakaşında yetişen tütün dünyanın hiç bir ye- rinde “yetişemez. Amerikada en çok rağbet bulan tütün Samsun ve mülhakatı tütünleridir. Tütünle - rimizin yaprakları küçük kıt'ada - dır, randımanları yüksektir, 1934 senesi mahsulü randıman ve cins itibarile çok yüksek yetişmiştir. 7 senedenberi Samsunda bu seneki gibi nefasette tütün görülmemiş - tir. Samsunun en nefis tütünleri sırasile Dere, Maden, Cinik, Hacr İsmail, Kara Samsun mıntakalarında yetişir. Bafra tü - tünleri de Samsun tütünleri nefa - setine yakmdır. Bu sene Samsun mıntakasında 2 milyon kiloya ya- | yakıntütün &yetiştirilmiştir. Ve hepsi de nefistir. Bafrada bu sene yetiştirilen tütün gibi nefaseti yük- sek tütün görülmemiştir. Yalnız bu mıntakanin bazı kısımlarında kurak vurmuş ve mahsul az olmuş olduğundan ancak iki buçuk mil - yon kiloya karip tütün elde'edile- bilmiştir. Bafrada yeni tütün mübayaa - sına başlandığı gibi Samsunda da | başlanmak üzeredir. Halen, piya“ sada tütün alıcı mevkiinde Tütün İnhisar Idaresi, ve yerli tüccarlar- dan maada, Di Amerikan Toba - ko, Giri Föbako, Ostro Türk, Po - Tisiyo namma Alko ve Sabuncu | ücarethaneleri vardır. Kuvvetli ü- mitlere göre 1933 senesi mahsulü gibi 1934 mahsulünün de tama - men satılacağı beklenilmektedir. İlk açılacak piyasanın yüksek ola” | cağı da kuvvetle memuldür. Sim» | Tobako kum «| diden zürra Geri panyasından. sargı çullarmı al » maktadırlar. M. Kâmil Afyonkarahisarda çaldı, Denizlide tutuldu Dönizli, — Vilâyetimiz zabıta- sı bugün o Afyonkarahisarından 250 lirayı çalarak Ookaçan hırsız Abdülkadiri yakalamağa muvaf - fak olmuştu. Abdülkadir İnebolu - Ju olup yirmi yaşlarındadır. Af - yonkarabisarında istasyon otelin - de yatmakta iken otel müşterile - rinden bir zatın odasına girerek beş tâne ellibeş liralık evrakı nak- diyeyi ceketi cebinden © aşırmış, kaçmıştır. Bu zat keyfiyeti zabı - taya haber verince bir taraftan vi- lâyet dahilinde taharriyat yapılır- ken diğer taraftan da civar vilâ - yetlere hırsızın eşkâli tamim edil. miştir. Denizli zabıtası şehre gire- cek karayonları nezaret altına al- mıştır. Gece Denizliye gelen bir kamyonda tarif edilen eşkâle uy gun bir şahıs yakalanmış, isticvap olunmuş ve üzeri taharri edilince 240 küsur lira bulunmuştur. Tah - kikat tamik edilince Abdülkadir cürmünü itiraf etmiş çaldığı para- nın beş lirasını yediğini söylemiş - tir. Abdülkadir jandarma muha - sazasmda Afyonkarahisarına gön- derilecektir. Hırsızı yakalıyan po- lis Ali efendi âmirleri tarafından takdir edilmiştir. ve Evkaf | Merzifondan Amasyaya Giderken .. Çorum, (Hususi) — Merzifon- dan Amasyaya gidiyoruz; baştan | başa yeşillikler, yamaçlar arasın « | ! dan geçe geçe, yurdun güzel yara- tılmış bucaklarımı doya doya gör- menin verdiği engin kıvanç için - deyiz. | Merzifonun bağları biterken, | Amasyanın bağları başlıyor. Ve bu, doyulmaz alan içinde hayran | hayran ilerilerken, bizi, yalnızca otomobilimiz rahatsız ediyor. Bo- | zuk bir yoldayız.. Çakırlaşmış, kü- me küme yığılmış taşlar, bir türlü perçirleşememiş; yıllardır, böyle bakımsız bekleşiyormuş.. Her sar- sıntıyı giderdikçe, bir birimize de- ğil, kafalarımıza geçmiş olsun di- yoruz. Amasya, yol bilgiçcilerini Ço- rumda, ağırlamak isterdim. Göre- ceklerdi ki, gelirleri biribirine uy- gun olan bu, iki kent, arasında Ço- rüm, yolları üstün, dayanıklı ve İ özençlidir. ... Yol boyunca gıcır gıcır kağnı « lar geçiyor.. Yiğit yapılı delikan - Mar, gözleri tahrirli “Fadik,, ler, Hacı Bayram istasyonuna şeker | pancarı iletiyorlar. Türlü türlü basmalara bezen - | miş, gönülden gönüle bakışan köy l kızları, ikide bir yaşmak tazele « dikçe, işlemeli © çevreyi yüzünde | dolaştıran delikanlı, yanık yamuk damak dağlar, Tan böyle mi a Misket elmaları mis gibi burcu burcu kokuyor.. Bir bağın önünde duralıyoruz; yığın yığın meyvala- rı değersiz fiyatlarla alryoruz. Niçin böyle, ucuz, diyorum? Saçları kırarmış, yağız bir a « dam: — “Alıcı nerede?,, diye firak - | lanıyor... Diyorlar ki, dünyanm en tatir, en ünlü meyvalarının kaynak yeri | olan Amasyada, meyvacılığı tanı - İ tacak bir toplantı bile yapılmıyor- muş. Verirai çok bir toprağa 1ssı olan bu, gün görmüş diyarda koopera- tif kurulsa, geçimleri sebzecilik - meyvacılık olan Amasyalılar bü « yük bir genlik duyacaklardır. # » » Han mı otel mi ne olduğunu bir | türlü kararlaştıramadığım, bir ya- | pıda konaklıyoruz. Bayullarımızı “maşallahir,, bir odaya koyduktan sonra aşağı kahvede, yorgunluk - tan pelteleşen vücutlarımızı din » lendirmeğe çalışıyoruz. Yeşil ırmağın yeşil sularında a- ğir ağır dönen dolapları seyre dal- mışım.. Buradada kulaklarımız aynı sesi, ayhı nağmeyi duyup gö nençelniyor, — Bu, yıl, diyorlar, pancar eki» mi tevâtür oldu. Ve bütün bunların tek bir ina - nı, tek bir söyüncü var: —GAZIYE BİTİMLEN- MEZ BİR SEVGİ VE SAYGI... La e Amasya yolları, bize, böyle ses, verdi.. Cevdet Yakup İ ğun kimseye haber Üç mir 00 yaşındaki kadını nasıl soydular İzmirde müddei umumiliğe te - lefonla vuku bulan bir ihbarda Bozyakada 14912 bir evde 90 yaş - larında bir kadının asılarak ölürüldüğü ve 13 yaşlarında bir çocuğun da kolları bağlanarak | bırakıldığı bildirilmiştir. Bunun üzerine zabıta faaliye - te geçmiş ve keyfiyeti tahkik eyle- miştir. Kadının öldürülmediği an- İ | laşılmıştır. Tahkikatm neticesine | göre hâdise şudur: Meçhul üç şahıs Bozyakada Ar- navut Fudo kâhyanın evine git » mişler ve kapıya çıkan Ali ismin - deki çocuğa hastalıklı"hayvan a - radıklarını söylemişler, su istiye - rek savuşup gitmişlerdir. Ertesi gün aynı eve üç kişi gel - miş, fakat içlerinden birisi değiş - miştir. Bu defa noksan arkadaşla - tını yerine kendilerine iltihak e- den şahıs elinde bir dişçi çantası taşımaktadır. Bunlar kapıda gör - dükleri evin evlâtlığı 13 yaşların - da Aliden gene su istemişler, Ali su vermek üzere kapıdan içeriye girerken bunlar üçü birden üzeri- ne çullanmışlar ve çocuğun elleri- ni bağlamışlar, yukarı çıkarak 90 | yaşlarında Fatma Hanımın da el- lerile ayaklarını bağlamışlar, mü - teakiben evi altüst ederek para a- ramışlardır. Bunlar bir aralık aşağıya ine » rek yukarıya: “— BİZ büradeyi? germ gr miyeceğiz. diyerek kadınla çocu « vermemesini temin eyledikten sonra sessizce savuşup kaçmışlardır. Aradan bir müddet geçtikten sonra çocuk yuvarlana yuvarlana Fatma hanımın yanma sokulmuş, onun iplerini ellerile çözmeğe mu- vaffak olmuştur. İpleri çözülen Fatma hanım da kücüğün elleri ve ayaklarındaki ipleri çözmüş ve etrafı keyfiyetten haberdar eylemişlerdir. Bilâhare kahveden eve gelen Fudo kâhya yatağının içinde bir muşamba içerisinde ve yünler ara- sında saklı bulunan iki ellilik ile beşer ve teker banknotlardan müs | rekkep 177 liradan ibaret parası - İ nın çalındığını anlamıştır. Zabıta hırsızlarm izleri üzerin- dedir. Hırsızlar, Fudo kâhyanın birkaç gün evvel satın aldığı bir Yunan gra tüfenğini de alip götür- müşlerdir. İzmirde tütün piyasası İnhisarlar umum müdürlüğün- den İzmir baş müdürlüğüne bu se- neki tütün mübayaası hakkında beklenen talimat gelmiştir. Alâkadarlar gelen talimat muh- teviyatı hakkinda .gayet ketum davranmakta ve harice hiç bir ha- berin sızmasına . ehemmiyet ver - mektedirler. Mamafih haber aldığımıza gö- re İnbisarlar idaresi İzmir Başmü- dürlüğü mübayeaya başlamak ü - zere icap eden bütün tertibatı al « mişve hertarafa mübayea me - murlarını göndermiş eksperlerini de bu vaziyetleri kontrola memur | yapılacak deniz kuvvetleri hare - Dünya Alevlenirs? Çeviren : A, Ç, ymm Yazı Nu. Si: #4 Şehir halkı ertesi sabah uyan » dığı zaman şamandıraların bom boş olduğunu ve donanmanm da gittiğini görmüştü. Yalnız eski iki ğini görmüştü. o Yalnız eski iki zırhlı ile torpil taharri gemileri ge- ri bırakılmıştı. Limân ve körfez tamamile metrük bir halde idi. Sokaklara yapıştırılan kâğıt - larda ehali için şiddetli talimat - nameler ilân ediliyordu. Süngüleri tüfeklerine takılı müfrezeler 80 - kakları dolaşarak şehirde asayi - şin muhafazasma © çalışıyorlardı. Bununla beraber gazetelerde harp hakkında hiç bir şey yazılı değil - di. Fakat aradan bir iki gün daha geçtikten sonra birden bire bütün dünya Japonya ile Amerika ara - sında harp çıktığını duydu! Büyük Okyanus etrafında Cihanın senelerdenberi bekle - diği muazzam hâdise nihayet zu- hur etmişti: Asyadan çıkan alev artık Amerikaya da sirayet etmiş- ti. Bir anda öyle bir harp sahnesi | hasıl olmuştu ki bunun hududunu, eb'adını ölçmeğe bile imkân yok - tu. Bu sahne Amerikanın Büyük Okyanus sahillerinden Şimali Af- | rikanın Atlas sahillerine kadar u- zanıp gidiyordu. Çünkü Hindis - tanda, Arabistanda ve Afrikada kıvılcım halinde bulunan ateş de o anda alevlenivermişti. Japonya, | Avrüpa ile kendi arasında öyle bir ateş seddi koymuştu ki o sed sa - yesinde yabancıların müvanarest ne meydan vermeden kendisile A- | merika arasındaki harbe devam e- debilirdi. Artık Rusyadan bir korku kal- mamıştı. Mongolistan cephesinde mesle halledilmişti. Şimdi, Rusya | mütebaki kuvvetlerile Türkistan « da harbediyordu. Japonya bu defa dahi harp ilâ- mna lüzum görmeden derhal ha- rekâtı harbiye ile işe başlamıştı. Bu münasebetle Manilaya karşı | ketleri hakkındaki müzakereyi ke- serek Filipin adalarının Japon ha- kimiyeti altına girdiğini ilân ey - lemişti. Aynı zamanda Japon kuv- vetlerinin Amerikaliların Guam adasını işgal etmişti. Amerika ile kablo münasebatı kesilmişti. Ar - tık harp çığının önüne geçmeğe imkân yoktu. Japonyanın bu hareketini ken- dişi için tehlikeli gören İngiltere, | Amerikadaki harp taraftarlarını teşci etmişti. Her ne kadar İngil - ternin müdahalesile karşı tarafın harp vasıtaları artmışsa da Japon- ya gene müsait bir vaziyette bu - lunuyordü. Çünkü Amerika, mu - azzam donanmasına ve müthiş ha- va filolarma rağmen Japonya ile getirilmiş. olan Milâsta Geri kum- panyası tarafından piyasa açılmış- tı. Milâsta piyasanın 79-82 kuruş- tan açıldığı bildirilmektedir. Bun- dan başka Seydiköy ve Cumaova- ! sında da piyasanın akşama saba - | ha açılmasına intizar olunmak - tadır. Birçok kumpanyaların müba - yea memurları bu havalide dolaş» makta ve denk vaziyetini tetkik eylemektedirler. İnhisarlar idare » | si de buraya icap eden memurları | eylemiştir. Tütünleri denk haline | talimatı hamilen göndermiştir. İ nu bermutat, hem ayar bir düşman seyi Amerika milletinde b97 yoktu, ari .saha seferberlik bile hile ceryan edememi Bir de Ammerikesesiii si ra kuvvetlerinden hir las Okyanusunda verkelii pi mecburiyet hasıl © j lehinde idi. Bars'ın'bütün Jaj sını o gece sn meleri, Havay, a dalarım” Japonların bir hareketi gd larından ileri geliyord” yi adalarınm yar nü : teşkil ediyorlardı. Have Kr Valisi bundan dolayr lanmiştı. Bir de Japo”, rian ve Marşal adalar”. telbahirlerini takviye © ber verildiğinden Havsf, daki Amerikan hava v9 vetlerinin takviyesin€ mişti, Bars harp tayyarelefi iştir i danlığını deruhte etm rübeli tayyare kuman* sin kumandasında t8Y755 de seyahat ediyordur Bu iki motorlu, tam made tayyare idi ve dört mücehhezdi. Jenkins bU” le iftihar etmekle bers” uçan bir kumanda mevkii te Bütün tayyareler lometre katediyorlard tün hava kuvvetleri rinden uçarak geçiy©i bozulmağa başlamıştı. * Si İlar ufku yavaş yava$ di Bir aralık büyük bir Gi puru görülmüştü. Kim nereden geldiği ei ğu zaman vapurun gelmekte olduğu ve ei kalan bazı (o Amerika” San Fransiskoya taşıdı mişti.. Tayyare filosu, öndeki deniz balonu ile mu w# du. Bir aralık Senki dan gelen bir şa / sa göstererk demisti #*” gi — Bakmız, okuyun : Boston namındâ velet yi bir vapurumuz Pan* ii dan geçerken sale sebepten dolavr bata zun müddet kulla! hale gelmiş.,, Jenkins bunun vk ei kastı olduğunu söY lara küfürleri e nada Amerika ta risi, motoru bozul ede yı denize düsmüşstü- za haric olmak üze gre haya filosu salime” 1 larına muvasalat am ların yere indikleri kopmuştu. i Yeni Ça | (Küçük ni? Haydar me Sİ 1c0 Koi