26 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

26 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Te; are Rumeli Mi, Gara / keli (Tr Miki 4spa) y, öldürttüğüne t inan p KL mü m EE YETER EY YY DAA RR A ve İSKENDER PRIKA Ne 66 VEN an, YAZAN: İSHAK FERDİ ye geçerek, Makedon- yalıları vurmak istiyordu! 0s yi : ee PA) Babiide kahramanlık timsaliydi.. Erkekler karılarına karşı (laspa) gibi sert ve heybetli görünmek isterlerdi! a babile dönüş İ ) ve dönmüştü. | kad Babilden ayrılış al altı ay geçmişti. sinin maiyet — zabiti | h üz BeNi nin hançerini “ SÖFL gün bile olma: | ayi, Side Babilde neler ol- ! “Uibya) hükümdara Verirken yakalanmış çi dar, <rar meydana çıkmış, Diye das... dairesine alınmıştı. | , abildeki genç karısı | OR i,, “ssirolarak sarayın iç, ; Sekilmisti, e » Büzel zevcesi (He- | Ya pay P soruyordu. ) : İ hin yerinde kalan mu- | bette aptallık olurdu. Günün birinde (o bunu Dârâya da söyliyeceklerdi. İş meydana çı- kınca şairin sevgilisi (oya tekrar İ (Ölüm dağı) na gönderilecek ve yahut saraya alınacaktı. r Şair, başına geleceği biliyor - Eline fırsat geçmişken bü - kümdarı harbe sevketmemek du. el- Dârâ (Taspn) yı hatırladıkça: “— Hayatımda ilkdefa bir yılan için bir aslanı feda ettim!,, Diyerek söyleniyordu. Dârâ harbe giderken (Taspa) İ kadar cesur, atılgan ve ölümden | yılmaz bir kumandan bulamıya - caktı. Hükümdarın © yanındaki kumandanlar korkak ve ölümden yılar kimseler © değildiğ Fakat, hiç birisi harpte (Taspa) Okadar muvaffak olmuş değildi. (Taspa) muvaffakiyetli-bir kumandandı. (Taspa) yı bütün İraniler se - verlerdi. Onun ölüm haberi Babi- le yayıldığı zaman, genç, ihtiyar, kadm, erkek bütün halk siyahla- ra bürünerek günlerce ağlamıştı. | Babil halkı hâlâ (Taspa) matemini tutuyordu. “— Demir bilekli, temiz yürek- li Taspa!... Sen nasıl öldün.. Seni kim öldürdü?..,, Diyerek sokak sokak dolaşıyor- lar, göğüslerini tel kamçılarla dö. vüyorlardı. (Taspa) Babilde kahramanlık timsaliydi.. Erkekler (o kadınlarına (karşi (Taspa) gibi sert ve heybetli gö - rünmek; çocuklar (Taspa) kadar kuvvetli olmak isterlerdi. nın Genç maiyet zabiti (Tan) aca- | ba onun yerini tutabilecek miydi? , (Devamı var) Zabitlerinden (Tan), “essseermarsrsnssssensasaranansnesarsesrasanrnsassasas0s 1000100003 s004na9UNENN vene haberi © gelir gel #rine tayin edilmişti. j ta mdarın muhafızı | i ağa #aberi (Libya) yı zin-| rmak için vesileler a- | My “o ma) Romalı sevgilisi: | yiye v b di, 0 iy, di Yar td, | we hap, kg ikyte getirmişti. UN e ak Ml ta hi a ve v I, tü “e li pr Yük ri lp | , #eçirmişti. de Babilde az irkı- a Mitinde hadiselerden | siyasi vakalar da tekrar isyan etmiş- i > Dardanel boğazın: | iy gemileri araştır» ile Yolcuları soyma- İNİ müsadere etme» kuşkulandırmıştı. "Yen bir takım kabi- illet akınlar yaparak Ye ea huzurunu kaçı» | Yizi ihlal ediyorlar- li 1 Eng, Da ir bu dn aliye kadar inme- umeliye — geçerek Yal, idi, "ları İedip etmek ni - ği ni bakaya ima kum üstün- emişi ğ hükümdara şu ” ordu ile yakında Birçok memle- 2 a, AYISIZ mil- tu, Yasına geçirecek: | Aşmızda dolaşı: | : i Şikanez değiştirneden İ 5 İ anların, topladı, Min ikmalini ün O Yakında Suri- Ya) #anbul) ine- tasa, > Bececekti. iy g, rlermı ordu *Vİp etmişler. Mai, r (Huma) Mağz - rma idi. Çiy.) abilden uzak. | ua * Ro da “malı kadının dolaşıyordu. | kani. | dıkların fiati kırk bir liraya çık il i de ham deridir. Yolda muayene | Yapılan tecrübeler iyi neticeler verdi | İzmir yolcularına kolaylık ol - mak üzere İskenderiye ve Pireye | seferini yapan vapurların Tiniire| gelmeden evvel muayene edil İ sini gümrük muhafaza başmü vü Hasan ve gümrük başmüdürü | Seyfi Beyler ileriye sürmüşlerdi. i başlanmıştı. Haber aldığımıza göre bu tec- rübe iyi neticeler verdiğinden bu usulün devamına karar verilmiş ve muayenenin (İzmirden evvel yapılması lâzım geldiği alâkadar- lara bildirilmiştir. Almanyaya ihracatımız gün geçtikçe artıyor Türkiyenin Almanyaya ihra -! calı gittikçe artmakta © ve ihraç edilen eşyanın fiatleri de yüksel - mektedir. Bundan iki ay kadar evvel ki- losu kırk kuruşu tutmıyan tiftiğin fiati Almanyaya sevkedildiğinden. beri mütemadiyen yükselmiş ve | i bugün yüz kuruşu bulmuştur. Yapağın kilosu ise doksan beş | kuruşa kadar çıkmıştır ki, bunun fiati evvelce ancak otuz beş ku - ruştu. Türk Ofisinden bildirildi - ğine göre bundan üçay kadar evvel bin dört yüz yumurtalı san- dıklar ancak on dört liraya satı - labiliyordu. Bugün ise bu san - mıştır. | Almanya Türkiyeden ( aldığı hububat miktarı da geçen seneler- le kıyas kabul etmiyecek bir mik- tardadır. | Türkiyenin Almanyaya gön - derdiği belli başlı bir maddemiz Başa çarpan sandik Dün sabah (Jak isminde bir! çocuk (OEminönünden geçerken | hammal Yaşarın taşıdığı sandık başına çarpmış ve yakalanmıştır. "Yaşar yakalanmıştır. i Çarlr Saranto Muhtelit mahke- melerde Evkaf bir buçuk milyon lira tazminat istiyor Türk - Yunan muhtelit hakem mahkemesinde dün dört davaya bakılmıştır. Bunlardan biri Evkaf idaresi tarafından Yunan hükü - meti aleyhine açılan tazminat da- vası idi. Evkaf idaresi Tsalyada Pertev Niyal vakfına ait çiftliklerin zap- tı yüzünden Yunan hükümetin - den bir buçuk milyon liralık taz- minat istemektedir, Bu dava müd- deiumumi tarafından bazı evra -| kın mahkemeye verilmesi için başka bir güne bırakılmıştır, Polis haber a A A Ev Motosikletle çarpmış. Dün Sultanahmette bisikletçi Kâzım efendiden kiraladığı moto- sikleti Mahmutpaşada oturan Mü- nire Hanıma çarptıran Nusret E- fendi yakalanmıştır. Bir şişe şarap çalarken. İki gün evvel Edirneden gel - diği söylenen Şükrü isminde biri Mahmudiye caddesinde bir bak - kaldan bir şişe şarap aşırırken ya- | kalanmış ve üzerinde ( beş tane kerpeten bulunmuştur. Tutuşan baca söndürüldü Dün öğleden sonra Büyükada- da Kaptan Nuri (o sokağında en dört numaralı İtalyan tebasından Efendinin evinin bacası tutuşmuş ise de büyümesi» pe meydan verilmeden söndürül- müştür. a | Gelenler, gidenler İ Cumhuriyet bayramı merasi - minde bulünmık üzere, Amerikan müstesarı Mister Şov dün Anka - râya gitmiştir. Amerika elrisi Mis- ter Skiner ile İng'ltere sefaret ata- şemiliteri Miralay Simson da bu akşamki ekispresle Ankaraya gi- | lerinden Bürhan Ümit Bey dün akşam decektir. IVAKTI ın Tefrikası: 89 | Celilin en iyi arkadaşı bizim | ! küçük hanıma abayı mı yaktı? Ba- na öyle geliyor.. bereket versin haber aldım. Eğer küçük İ hanımın izahalını kâfi görmezsem | onu ya gene çöle, yahut öbür | dünyaya gönderirim.,, Salonun koltuklarından birine | | oturdu. | Celil hasubadelmevte uğradık: tan sonra Feyyaz, yeni girişeceği | mücadele için lâzım gelen tertiba- tr almış, adamlar hazırlamış, onu | tarassut ettirmeğe başlamıştı. Her yaptığını biliyordu. İ Dilferip (o hanımın yanmdaki | hizmetçi onun adamıydı. Bu suret: | le Cehil ile karısının Pendiğe yer- İeştiklerini öğrendi. Başka bir a- dam Celili takip ediyordu. On » dan da Celilin Tuzlaya (gittiğini! haber aldı. İşte bu seyede dalave- | resini çeviriyordu. Şahendeyi im- zasız mektuplarla mahva sürükle- di. Şikita da ayni suretle tarassut ediliyordu. Feyyazın geldiğini duyunca genç | İ kadın şaşırdı. Bu fena bir tesa- düftü. Tam Cavitle beraber İs -| tanbula ineceği gün Feyyazın ge- İ lişinde bir uğursuzluk vardı. Hemen giyindi, aşağıya indi. Eşikte görürlünce Feyyaz kalk- İki elini uzatarak yürüdü: —— Seni çok özledim — kızım. Her zamandan daha © güzelsin. Sana kendini beğendirmek şeytan bile gayrete gelir. l Şikita gayet soğuktu. Elini u- zatmadı. Feyyaz güldü: — Buranm havası sana pek ya- ramış.. Yanaklarm bir zambak kadar beyaz.. Rıdvan Bey bunun farkında değil mi? Yoksa ben gel- | dim diye mi heyecanlandm? Şikita kanapeye, Feyyazın ya - nına oturduy — Heyecanlandım tabii. Benim İ de göreceğim gelmişti.. Meydan- | larda yoktun. Burada çok canım sıkılıyor. | Ve birdenbire, damdan düşer İ gibi: İ — Bana katil olduğunu söyle - İ memiştin? Feyyaz bir kahkaha savurdu: — Sahi.. Unutmuş olacağım.. Kanapeye biraz daha gömüldü, ayak ayak üstüne attı, bir cigara yaktı: — İnsan bazan unutur.. Maa- mafih istersen sana bu haydudun macerasını anlatayım.. Bu küstabça soğuk (o kanlılık, Şikitayı afallattı. O, bütün bütün | başka bir mukabele beklemişti... Fakat bozgunluğu çok sürmedi. — Hacet yok, ben bütün tefer- rualiyle biliyorum. — Vay?... demek senin evinde bir vakenevisi var, Yazmış oku - Neyse, için | yor. — Evet. — Alâ... Demek ben mühim bir adamım... — Ona şüphe etme... — Memnun oldum... Şöhret in- sanı her yere vardırır. — Dar ağacına bile. — Olabilir.. Şimdi bunları bı” rakalım da ciddi şeylerden bahse- l delim.. Buraya © gelmeden evel İ Rıdvan Beyle görüstüm.. o Daha İ bir hafta buraya (o gelemiyecek.. İ o Ş Masrif Vekâleti umumü müfettiş. | ! Ankaraya gitmiştir. 75 — VAKİT 26 1 Inci teşrin 1934 minin Ölüme Susayan Gönül Yazan: Selâmi İzzet Kayınpederim İstanbulda © keyif değil.. Alacaklılar etrafını sardı.. Hali fena... — Olabilir, — Onu kurtarmanın çaresini buldun mu? Herhalde çalışacağım. nu gene kendi muhitine O. vereces ğim. Şerefini iade edeceğim. Pek merak ettim, bunu nâ» sıl yapacaksın? Bir kere senin teşvikinle ba- na aldığı şeyleri iade edeceğim. — Elmasları mı? — Evet! — Apartmanı, otomobili? «“ Hepsini, hatta bankaya ya» tırdığım paraları bile, — Alâ.. Bu kaympederimi bir az kurtarır. Fakatona (şerefini jade edemezsin.. Bunu menede - rim, — Ya dinlemezsem? — Bu oyunu oynamadan kay | bedersin. — İmkânsız. Koz elimde. — Nedir bu koz! — Sen. Ben mi? — Sen ya... Anlamıyor musun? — Hayır. — Gayet basit.. Eğer Rıdvan Bey şerefini lekelediyse, müseb « | bip kimdir? — Bizzat kendisi, — Dün ben de dum, fakat bugün.. . — Vay, mesuliyeti yüklüyorsun.. Minnettarlık dünyada boş sözmüş... Feyyaz doğruldu, asabileşti: — Açık konuşalım, maksadın nedir? — Başımı alıp gideceğim, — Bu beni alâkadar etmez. — Seni alâkadar edecek başka bir şey var. Ya ölümü, ya orta- dan kaybolmağı tercih edeceksin. —- Yani? —: Kalkar uzak bir memlekete öyle sanıyor- bana mı bu | gidersin... Etrafa döktüğün şayia- ları bilirsin. Bu işlerde mahir ol- duğun muhakkak... — Anladım. Maksadın karımla Celili evlendirmek. — Evet, Feyyaz diş kıcırdattı: — Karımın müstakil kocasının ismini nasıl ve ne zaman öğren» din? Şikita ağzından o kazırdığı bu söz üzerine kıpkırmızı oldu. Cevap vermeyince Feyyaz de - vam etti: — Mademki Celilin ismini bili- yorsun, arkadaşı Cavidi de tanı - yorsun demektir. Neyse, bunu duyunca ehemmiyeti yok.. Fakat böyle bir teklifi bana nasıl yapı » yorsun ve reddedersem ne yapar - sın bunu bilmek istiyorum. — Bugün İstanbula ineceğim, Rıdvan Beyi bulacağım ve onunla konuşacağım... — Ona benim sahtekâr, bay” dut, cani olduğumu söyliyeceksin. — Evet. — Bundan ne çıkacak? — Seni köpek gibi öldürecek. — Alâ. Ve bu kazaen ölüme sebep olacak. Mesele ört bas e » dilecek. Ben öldüğümle kalaca » ğım.. Yahu sen oturup hırsız po lis romanları yazsana... Şikita kalktı: — Gevezeliği bırakalım. Neye karar veriyorsun? (Devam var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: