“huyu da değişti. OCU O sene ada pek kalabalıktı. Onlarda caddede, denize yakım bir köşk bulamadılar. Tepede bir ev tuttular... Evin biraz ötesinde bir kulübe vardı. Bu kulübenin de bir oğlu vardı. Çocuk sabahtan akşama kadar sokakta oynüyor, çamaşırı- nı kendi yıkıyor, hattâ o yemeğini de kendi pişiriyordu. Ve günde; sekiz on defa, ya a- nasından, ya babasından azar işi- dip dayak yiyordu. Ahmet Beyle Ayse Hanım, o- ğulları Selimin, komşu kulübenin oğlu İhsanla oynamasını yasak et- tiler. — Mahalle çocuğu o, sakın o- nunla konuşma, dediler.. Çocuk bu, kaç gün dinler.. Ihsanla Selim, evvelâ uzaktan bakıştılar, Sonra biribirlerine s0- kuldular.. Pek çabuk dost, ahbap | oldular . Onları ilk defa gören Ayşe Hanım, Selimi çağırdı: — Oğlum, ben sana tenbih etme dim mi o mahalle çocuğiyle oyna- ma diye... İkinci günü Mehmet Bey gördü: — İhsan, ne oynüyorsun o ma - halle çocuğu ile... © Fakat bu dostluğun önüne ge- çemediler.. İki çocuk anlaşmışlar. dı. Artık her gün beraber gezi - yorlar,, beraber koşuyorlar, bera- ber oynüyorlardı.. Baba ile ana artık ses çıkaramaz oldular. Kulübede oturanlar fena insan - lar değillerdi. o İhsanda gürbüz, sıhhatli bir çocuktu.. Artık sabahları ve (akşamları, Selime kahvaltı ettirebilmek için, Ihsanı da çağrıyorlardı. e Bazan yemeğe de çocuğu alıkoyuyorlar - dı. Fakat günler geçtkiçe, Selimin O uslu; münis, söz dinliyen, ne denirse yapan Se- lim, aksiliğe, huysuzluğa başladı. Surat ediyor, sebepsiz yere ağlı - yor, hırçın, hırçın dolaşıyor, ye- mek istemiyor, süt bardağını iti - yor, yaramazlık yapıyordu. Babası telâşa düştü: — Acaba hastalanıyor mu?. "Annesini bir düşünce aldı: — Acaba buranm havası yara - madı'mı?. Döoktor çağırdılar. Muayene et- tirdiler Doktor bir şeş bulamadı. — Bir şeyi yok, dedi. — Peki amma çocuk neden böy“ Je hırçınlaşmıştı? Acaba o mahalle çocuğundan — aldığı fena ve kötü örnek neticesi miydi?. Halbuki İhsan (çok terbiyeli davranıyordu. Selimle güzel gü» zel oynüyordu. Yoksa iki yüzlü bir çocuk muydu? Selimi gizlice kışkırtıyor, onlarm önünde mi böyle sakin, sessiz duruyordu?. Yaz sona yaklaşıyordu... Bir gün Ayşe Hanım Mehmet Beye: i — Selimin hastalığını, diğini keşfettim, dedi. — Nedir?, -— Sırası gelince söylerim. sw O gün akşam üstü, Selimle İhsana seslendiler.. Kahvaltı za - manıydı.. Selim masaya oturmak isteme- di.. Uaztılan süt bardağını itti. Bunun üzerine (o Ayşe Hanım ne iste- KLAR Nakleden : Selâmi İzzet Selimi kolundan tuttu, zorla masa ya oturttu, bir tokat attı, kulağını çekti, yumurtasını tereyağını ye- dirdi, tekrar kulağını çekerek sü - tünü içirdi... İhsan bu hale şaşaladı ve çıkıp gitti. Selim annesinin gülüp ağla- yarak boynuna sarıldı . .. Biraz sonra Ayşe Hanım ko- casına: — Anladın mı? dedi. o Selim haftalardanberi azar işidip dayak yemek ve azar işidip dayak yedi- ğini Ihsana göstermek için huy - suzluk, terbiyesizlik, hırçınlık edis yor. İhsanı © anâsile babası öyle hırpalıyorlar, ki (onu teselli için bunu istiyordu . — Nereden anladım?. — Bir gün konuşurlarken din - ledim. İhsan sordu: o “Seni hiç dövmezler mi?,, Selim de, ne senden, ne benden ( bir gün bile dayak yemeyen Selim: “Çok de- di, sık sık dayak yerim..,, orani nee resmen en see BAN ven van emar 0 rampa ie sablan Memurlar için takibat usulü Mahkemeye ve idare heyetleri- ne verilen memurların ayni zaman da inzibat komisyonlarına malü- mat ve inzibati ceza ile tecziyele- ri icap eden memurlarm müdafa- anameleri alındıktan sonra hak- larında karar ittihaz edilmelerine dait maarif vekâletinden vilâyet- lere bir tamim gönderilmiştir, Ykm Elime tuz dördüncü maddesi mucibin- ce “bir memurun kanunen cezayı müstelzim bir cürüm tahakkuk et- tiği takdirde hakkında ahkâmı w» mumiye cari olmakla beraber ay- rıca inzibati cezalarla da tecziye- si icap eder,, denildiği halde bazı yerlerde evrakın idare heyetlerine veya adliyeye tevdii ile iktifa o » lunduğu ve inzibati bir karar itti - haz edilmemek suretiyle buna ri - ayet olunmadığı ve inzibati ceza için adli takibatın tekemmülü bek lendiği görüldüğü bildirilmiştir. Adli cezalardan büsbütün ayrı bir mahiyet gösteren inzibati mu- amelelerin tatbiki için mahkeme veya idare heyetleri kararını bek- lemeğe mahal yoktur. Bu gibi hal- lerde evrakın asılları müddeiumu- miliğe veya idare heyetlerine ve- rilerek bir taraftan adli takibata bulunmakla beraber bir taraftan da suçluların izleri kaybolmadan bu evrakın çıkarılacak suretleri üzerine vilâyet inzibat komisyon- larınca inzibati cezalarının tayini Tâzımdır. Memutin kanununun elli bs * şinci maddesi mucibince “ithamı mucip maddeler memura tebliğ €- dilerek heyetçe tayin edilen müd- dette cevap almmadan «inzibati komisyonlarınca bir karar veril « memesi ve aksi takdirde © kara - rm nakâı icap ettiği halde ( bazı yerlerde müdafaaname muhakkik tarafından alınmak veya hiç alın- mamak suretiyle buna riayet edil- mediği görülmüştür. İihamı mucip maddelerin ve bunlara karşı verilecek müdafaa için lâzım gelen müddetin inzibat meclisince tayini (o kanunun sarih hükümleri iktizasından olduğun - dan buna riayet edilmesi ve işle - rin uzamasına meydan verilme - mesi emredilmiştir. EEE 5 Peklivanköyünde panayır Edirne — Babaeski kazasına bağlı mühim bir ticaret merkezi o- lan Pehlivanköy nahiye merkezin- de her sene olduğu gib bu sene de 19 eylülden 22 eylül cumartesi ak- şamına kadar dört gün devam e »« den bir panayır kurulmuştur. Pa - nayır diğer senelere nisbetle daha kalabalrk olmuş, daha nezih bir şekilde devam etmiştir. Umumi müfettişlik tarafından panayırların kuruluşu için verilen son isabetli (Oemirler harfiyen tatbik edilmiştir. Panayırda köy- lümüzün ahlâkını, faziletini bozan kadınlar, garsonlar istihdamma, kadınlı saz takımlarının icrayı a - henk etmesine, o piyangoculuğa müsaade edilmemiştir. | Umumi müfettişlik makamının yüksek e- mirlerinin infaz ve tatbiki için bi- dayetten lâzım gelen inzibati, i - dart tedbirler almarak © her nevi dolandırıcılık ve sefahat ifade e - den hareketlerin önüne geçilmiş - tir, . Umumi müfettiş İbrahim Tali Beyefendi, maiyetlerinde Emni » da iktisadi vaziyet etrafında tetki- yet müşaviri Osman Bey bulun » duğu halde panayırm üçüncü cu - ma günü Pehlivanköyüne gele - rek panayır vaziyeti ile yakından alâkadarlık göstermiştir. Kendi » lerinin panayırı şereflendirmeleri herkesi sevindirmiştir. Panayırda ihtikârın, *sefahe - tin olup olmadığını tetkik etmiş, sulü olup olmadığı etrafında araştırmalarını derinleştirmiştir. Hayvan pazarını da ayrıca ge- zerek alış verişin ne miktarda ok duğunu, ihtisap vergisinden an- lamak istemiştir. (Sırf panayır- kat yapmak üzere panayırı etraflı bir surette gezen İbrahim Tali Be- yefendi panayırın umumi vaziye- tinden memnun olarak dönmüş” tür, Kırklareli valisi Faik Bey de ayrıca umumi müfettişlik tarafın” dan verilen emirlerin yerine geti” rilip getirilmediğini bizzat gör” mek üzere panayıra gelmiştir. Tâ Anadolunun iç tarafların - dan müteaddit esnaflar geldiği gibi Trâkyanın her tarafından bir çok esnaf ta gelerek opanayırın kalabalık ve verimli olmasma hiz“ met etmiştir. emmi Şeria Emirinin aylığı Beyrut — Ammandan gelen haberlere göre, Şarkulerden E - miri Abdullah, Filistin fevkalâde komiserliğine müracaat ederek senelik tahsisatına iki bin altın i- lâvesini istemiştir. Komiser bunu İngiltere hariciye neztretine bil - dirmiştir. Emir Abdullahın el - yevm aldığı tahsisat on üç bni al- tındır. Bir yanlışlığın cezası İzmir — Yol borcundan dola- yı hakkında tevkif müzekkeresi kesilen İzmirli Hasan oğlu Süley- manin yerine Konyalı Hasan oğlu Süleymanı Cumhuriyet müddeiu - mum'liğine sevk ederek 11 gün mevkuf bulunmasına sebebiyet veren Alsancak polis merkezi ko- miser ve polislerinin yilâyet idare heyetince Tüzümu muhakemeleri - ne karar verilmiştir. — 8 MEML EK ET $ gis ev yi a BA Dresden piyasasınd Türk tütünleri Dresden'de ençok marmara ha tütünleri rağbet görüyor izmir, (Hususi) — Türkofis Berlin şubemizin bildirdiğine göre Dresden piyasasında Türk tütün - leri stokları şu vaziyette bulun - maktadır: Kile İzmir tütünleri 200.000 Samsun ,, 60.000 Taşova ,, 50.000 İzmir tütünlerinden bir çoğu eski mahsulden, diğer bir kısmı da 1932 rekoltesinden bulunmak» tadır. Son zamanlarda bu tütün: lerden kilosu 065 — 075 florin üzerinden 320.000 kilo mahsul ve 030 — 020 filorin üzerinden 50 bin kilo Gâvurköy mahsulü 1 - 111 nevilerinden satılmıştır. Samsun tütünlerinin mühim bir kısmı 1930 — 31 seneleri re - koltesinden bulunmaktadır. Son günlerde 1.40 filorin üzerinden takriben 10.000 kilo Canik, 2.50 filorin üzerinden 15.000 kilo Ma» den satılmıştır. Taşova tütünlerininkısmi aza « mı başıbağlı nevilerindendir. Ha- ber verildiğine göre, Tokat, Zile, ve Niksar havalisi mahsullerinden olan bu tütünlere halen az alâka gösterilmektedir. 0.40 — 0.80 filorin arasında tak- ribn 12.000 kilo satılmıştır. Buna mukabil halis Erbaa tütünleri da- ha tutunup Kilosu 0.40 filorin üze“ rinden muamele görmüştür, Dresdende Marmara havzası tütünlerine fazla alâka vardır. Sıtma mücadelesi | Eskişehir — Sıhhiye ve İçtimat Muavenet Vekâleti, sıtma müca - dele mühendislerinden Abdullah Bey, hafta içinde şehrimize gel » miş, . Eskişhirin aylardanberi en mühim ve özlü bir derdi halini a- lan Sarı su mecrası ile Sazova ba- taklığının kurutulması için lâzım Trabzon tütünlerine ise bu! nisbeten daha azdir. v Umumi bir görünüşe M8 Dresdende bulunan bu mali zm vaziyeti pek te müsait dir. Bunun en mühim seb tütünlerin eski sene mahsü ması ve fabrikalarca en te aranmasıdır. Eski tütütnlerimize bö) heves mevcut iken yeni Türk tütünlrine ve bi mallarına talep hayli him bir müessese bundan memleketimizden her hald lit mal gönderilmesini ta mektedir. Zira aşağı ve düşük kıymetli tütünler yıp beklemeğe mahküm 8609. yor. Bu esas, Samsun mm” tütünleri için de hükmünü faza elyemektedir. b Hamburg piyasasına 4“ gene eski İzmir li 100 balya adi kalıp nevi tüfÜ losu 0.20 filorin üzerinden mıştır. Şu kadarki but uzun zamandanberi ard lunduklarından kaliteleri muştur. o Hamburg piyasa 'Türk tütünlerinden zikre © miktarda stok bulunm 4 yle YT, Son'zamanlarda Türki eylediği işitilen bazı mühif | man firmalarının bu mübafi na önümüzdeki haftalar dahi devam edeceği mektedir. İzmirde yang İzmir — Alsancakta kereste fabrikasında yang! mışsa da derhal söndürü Yangın, lokomebil temizletilmemiş olmafından le gelmistir. * J Fabrika elli bin lira; z 2 İd gelen projeyi hazırlamağa başla» | talı bulunmakta idi. mıştır, mumi muavini Şevki ve kıs Abdullah Bey, bu işleri bitir » | reisi Hulâsi Beyler hadise dikten sonra ıslaha muhtaç diğer su İşleri süzerinde de çalışmağa başlıyacaktır. Bu yıl Eskişehir her nedense, müthiş bir sivrisinek yatağı oldu. Sivrisineklerin hü - cumundan sabahlara kadar uyku» suz kalanlar da pek çoktur. — e — Eskişehirde lise binası meselesi Eskişehir — Eskişehirde Hise binası meselesi halledilemmiştir. Evvelce mektep yapılması düşü - nülen hükümet konağının maarife verilmesine mani sebepler çıktığı söylenmektedir. Bu yüzden Eski- şehir lisesinde henüz dersler baş- lanamamıştır. Daha mektep açıl- madan talebe adedi dokuz yüz el- liyi geçmiştir. Yakında bu sayı- nın bine varacağı anlaşılıyor. Eğer hükümet konağı liseye ve- rilmezse bütün bu talebelerin a - çıkta kalacağı söyleniyor. line giderek tahkikata b lardır. Makinist ile yağcınm i rinden dolayı muhakemey& i lerine karar verilmiştir. © Erdekte talebe boll Erdek — Verilen karar * sından olarak erkek lisesi ki# allim mektebine, kız kisesi © lisesine ve orta mektep te K” sesine kaldırılacaktır. d İşittiğimize göre bu hafts ” de bu işlerin bitirilmesine 69” lacağı ve her mektebin yeni > dığı binalarda derslerini oku” ğı öğrenilmiştir. Hatta ©! sesinin şimdiki binası m lebeyi alamıyacak bir 4 bulunduğu ve taşınma iş!€”” meşgul olunacağından cum#*” ye kadar tatil edilmiştir.