nlevel 1 Edirne trenlerinde Tenzilâtlı tarife kaldırılmamalıdır Edirne — Şark demiryollarm- da ilk defa olmak üzere bu sene - nin temmuz ayında ihdas edilen ve evvelâ haftada bir, sonra haf- tada ikiye çıkarılan tenzilâtlr te- nezzüh trenlerinin sonuncusu, ge- | çen cuma günü hıncahmç denecek kadar kalabalık bir halde şebri- mize geldi. Yirmi sekiz eylülde müddeti bi- ten bu tarifenin yerine (bu kere eski tarife üzerinden yalnız gitme biletlerinde yüzde 30, gidip gel- me biletlerinde de yüzde elli ten zilât yapan tarifenin © tatbikıma geçilmiştir. Bu, doğru bir hareket değildir ve Trakya halkı için (o olduğu ka- dar kumpanya içinde zararlı bir iştir, Bir kere, gidip (gelenler için yüzde elli tenzilât yapılırken yal- nız gidenlere yüzde otuz tenzilât yapılması üvey evlât muamelesi değildir 'de nedir? Bizce işin bu tarafı da sakattır. Yalnız gitmek ve tarifenin göster diği müddetten sonra o ayrıldığı yere dönmek mecburiyetinde olan bir adamın kabahati nedir ki di-| ğerlerine nisbeten böyle ağir bir tarifeye tabi tutuluyor. Kumpanya işin bu sakat taraf- larını düzeltir ve 28 eylülde müd- deti biten tenezzüh trenleri tarife- sini aynen tatbik ve her güne teş- mil ederse hem (kendi kazanır, Hem de Trakya halkını memnun etmiş olur. amm |. , Seferihisar'da Belediye reisi ve azalarına ait bir hadise Zimmetlerine para geçirmek - ten suçlu Seferihisar belediye rei » si Ali Mazhar ve muhasebeci Hüs- nü beylerle belediye encümeni a- zasından Akif ve Fehmi beylere ait evrak vilâyet idare (heyetine lüzumu muhakme kararı verilmiş ve-haklarmda 1609 numaralı ka - num mucibince muamele yapılmak üzere evrak (omüddeiumumiliğe gönderilmiştir. Bulgaristandan gelen muhacirler Edirne — Muhacir akmı gün geçtikçe artıyor. Son iki ay zar” fında Bulgaristandan şehrimize beş yüz hanede 2000 kadar muha- | cır ve mülteci gelmiştir. Evvelki gün de arabalariyle, pulluklariyle ve ev eşyalariyle şehrimize on ye- di hanelik hir muhacir (o kafilesi daha gelmiştir. Bunlar Rusçuğun Beyaâlan köyündendir. Yeni ge - len muhacirler kendileriyle görü - şen İbir muharririmize öz yurtla - rında hiç bir suretle hayat hakkı verilmediğini söylemişlerdir. Türklüğü tahkir İzmirde Türklüğü tahkir et- mekle suçlu Rasel ve kızı Sultana isminde iki Musevinin o muhake- melerine asliye cezada bakılmış- tr. Her ikisi de Türklüğü tahkir | etmediklerini ve söyledikleri söz- terin başka manada alındığını id- dim etmişlerdir... Müddetumumi muavini Kemal beyin talebi üze- | Bafrada Dil günü, tahviller, seçim ve sünnet düğünü minin ai Bafra Himayei Etfal Cemiyeti idare heyeti Bafra, (Hususi) — Yurdumur | zun her bucağında olduğu gibi 26 eylül dil bayramı Oo kazamızda da kutlulanmıştır. Halkevinde hususi merasim yapılmış ve cumhuriyet meydanma konulan radyo ile İs - tanbul ve Ankarada verilen nu - tuklar dinlenilmiştir. Ergani istikrazı Ergani istikrazmın C, tertibi evvelki tertipler gibi çok rağbet görmüş ve kazamıza gönderilen tahvillerin hepsi satılmıştır. Belediye intihabı Belediye intihabı hazırlıkları hararetle devam etmektedir. İnti - hap teşrinievvlin onunda başlıya - cak.ve on kisinde bitecektir, 4200 müntehip vardır. Bu sene belediyeye 40 aza seçilecektir. Yeni azalar arasında hanımlar da İ bulunacağı kuvvetle söylenmek - tedir. İntihap gününün çok canlı geç- mesi için fırka muhitinde hum- malı faaliyet vardır. Bilhassa ka- dım müntehiplerin fazla miktarda seçime iştirakleri hususunda terti- bat almmıştır. Dört yerde intihap sandığı bu- lunacaktır, Himayei etfal faaliyeti Kasabamız üç gündenberi bir bayram manzarası arzetmektedir. Davullar, zurnalar çalmakta © ve muhtelif eğlenceler yapılmakta » dır. Bu eğlencelere (sahne olan tiyatro binası milli bayraklarımız- la ve Himayeietfal bayraklariyle süslenmiştir. Bu eğlenceler Hima- yeietfalin sünnet ettirdiği (o yetim yavrulâr şerefinedir. Himayeietfal cemiyetinin faal şubesi, (yirmisi köylü, otuzu kasabalı olmak üezre elli fakir ve kimsesiz yavruyu sün net ettirmiş ve bunlara elbise, a- yakkabı, çorap, şapka tevzi etmiş» tir. “Geceleri saz ve tiyatro, yav- ruları eğlendirmekte, hamiyetli halkımız bu şeriliklere kadınlı, er- kekli iştirak etmek suretiyle ço- cukları sevindirmektedir, Cemiyet, fakir mektep talebe - lerinin ders levazımını'da tedarik için teşebbüslere girişmiştir. Ce - miyetin bu değerli mesaisi takdir- lerle karşılanmıştır, Noterimiz Memduh bey Hima- yeietfale yüz elli lira teberrü et- mek gibi çok büyük bir eseri ha- miyet göstermiştir. Mumaileyhin bu hareketinin zenginlerimize im- tisal nümunesi olmasını çok te- menni ederiz. Lisa rine mahkemece ( her ikisinin de tevkiflerine karar verilmiştir. Mu- hakemelerine mevkufen devam e- dilecektir, ölüm cezası Adliye binasında adam öldüren adam Bir müddet evel İzmirde adli- ye nezarethanesinde bir cinayet olmuş muhakeme edilmek üzere nezarethanede beklemekte olan - lardan Battal isminde birisi Os- man Pehlivanı bıçakla katletmiş» ti. Hadise şöyle olmuştur: Çeşme yolunda Battal, Osman Pehlivan ve Halil namında üç kişi İzmire gelen otomobillerin önüne çıkarak şoförlerin (ve yolcuların para ve eşyalarını gasbetmişlerdi. Muhakemeleri o sırasında Os- man pehlivan cürmü inkâr etmiş ve birkaç celse devam eden mu - İ hakemede daima: — Ben yapmadım Battalla Ha- İ lil yaptılar, demişti. Ayni günde muhakeme © edil- i mek üzere adliye nezarethanesin- de bulunmakta olan ve Cuma ova- smda Hüseyin isminde bir gencin vücudünü kurşunla delik deşik et- mek ve kulaklarını kesmekle maz- nun kürt Ahmedin tedarik ettiği bir bıçakla Battal, Osman pehli- vanı göğsünden yaralıyarak öl - dürmüş ve Halilde pehlivanın kollarını tutmuştu. Mahkemece bütün bu maznun ların davaları birleştirilmişti. Muhakeme © bitmiş ve Battal idama, Halil on sene ağır hapse İ ve kürt Ahmet idama bedel 29 se- ne ağır hapse mahküm olunmuş- lardır. Trakyada ziraat teşkilâti Edirne — Geçen sene” Edirne vilâyetini sekiz mıntakaya aym mak suretiyle genişletilen ziraat teşkilâtı iyi neticeler vermişti, bun dan dolayı geçenlerde — toplanan valiler kongresinde bu mesele de konuşulmuş ve bu teşkilâtın bütün umumi müfettişlik muıntakasına teşmile karar verilmiştir. Edirne Halkevinde Edirne — Edirne Halkevi ida” re heyeti arasındaki anlaşma ve kaynaşmayı kuvvetlendirmek ve ayni zamanda kendilerine iyi. bir kaç saat geçirtmek üzere ayda bir iki defa Halkevi binasının büyük salonunda bir çay vermeğe karar vermiştir. Urlâda kır bekçileri Urla, (Hususi) — Kasabamız» da yeni yapılan kır bekçisi teşki - lâtının çok mühim faydaları gö“ rülmektedir. Kır bekçileri geceli gündüzlü vazifeleri (başında bu- lunmakta ve zirai asayişi muhafa- za eylemektedirler. Nitekim, zey- tin toplanmasına daha bir buçuk ay kadar bir müddet olduğu hak de; bazı yabancılar | gizli, gizli kendilerine ait olmıyan zeytinlik» lere girmekte ve demir tırmıklarla daha yeşil bulunan zeytinleri çal: makta ve bunlar yakalanarak ka» rakola getirilmektedirler. Dün, bu çeşit bir adam yakalar mış ve topladığı on dört çuval ye» şil zeytinle birlikte karakola geti» rilmiş ve tahkikata başlanmıştır. Zeytinler belediyeye teslim edil - mişlir. Belediye heyeti müteca - sirleve ceza tarhedecektir. Zonguldak Varidat Müdürlüğü Edirne vilâyeti varidat müdü - rü Ahmet Bey maaş zammiyle Zonguldak yilâyeti varidat mü - dürlüğüne tayin edilmiştir. Çeviren : A. Mongullar arasında birer çocuk gibi kalan Japon askerleri, Mons golların güzelliklerine kulak as - mıyarak çevik hareketlerle vazi - felerini ifa ediyorlar, ölüleri kal- dırıyorlar. Yaralıları sargı ma - hallerine taşıyorlardı. Rus yara" lıları dahi Japon doktorları tara- fından tedavi ediliyordu. Bir tarafta bu işler yapılırken, diğer tarafta zehirli gazları def'e mahsus olan âletler vasıtasile ge- çitlerde, yer altmdaki zeminlik- lerde kalan zehirli gazlar söndü - rülüyordu. Zehirli gazların bu - lunduğu mmtakalara kırmızı bay» raklarla işaretler konulmuştu; Bu tehlikeli mmtakalara girmemeleri askerlere bu suretle (evvelinden ihtar ediliyordu. Kumanda mevkiinde bulunan Japon zabitleri, haritalar üzerine 3 YARIN Dünya Alevlenirs&.. ür bei eğildikleri halde vaziyeti tetkik e- | diyorlardı, Zehirli gazlarla mu - hat olan mıntakalara girmekten çekinerek dağ eteklerine yerle - şen ve hayvanlarını otlatan mütte- fik Mongollarla hiç bir kimse alâ- kadar olmuyordu. Sema yavaş yavaş bulutlarla kaplanmıştı. Bulutlar gittikçe i- niyor ve biraz sonra yağmur ya» ğacak gibi görünüyordu. Akşa - ma doğru Boğazın garp tarafında sallana sallana gelmekte oln deve kervanların silluetleri görülmüş- tü. Bu kervanlar Mongol süvari- lerinin ağırlıklarını taşıyordu. Bu kervanm önünde, çok gü « —. almaktan. hir hayvan ima rinde rengârenk ipekli kumaşlara bürünmüş, başına kıymetli kürk- ten mamul bir kalpak geçirmiş, tabancasını altın bir köstekle om- zuna takmış olan bir Mongol Ha» nı, sağında ve solunda tepeden tırnağa kadar müsellâh iki Mon- gol prensi olduğu halde azametli bir tavırla yürüyordu. Handan sonra budist akâbir ve bir bölük müsellâh süvari geliyordu. Bu ne garip tezattı. Bir taraf- ta eski, ezeli, elvanlı Asya, di- ğer tarafta yirminci asrın budun- lar arası tekniği!. Gecenin karanlığından bilisti- fade Japon piyade alayları seri yollu — hususi kamyonlarla Gobi gölünden geçirilerek ileriye doğ » ru sevk ediliyordu. Piyade ile braber ağır toplar da geliyordu. Gayet ince bir rüzgâr ovalar ve dağlar üzerine serpilirken tufan- dan evvel yaşıyan ejderhalar gibi projektör gözlerini önlere doğru diken nakliye vasıtaları, dağla - rın teşkil ettikleri düz boğazdan geçerek piyade alaylarını, ağır toplarını ovaya yığıyorlardı. Gelen alaylar sessiz o sedasız karanlıkta kaybolup gidiyorlardı. En önde köprücü kıt'aları yürü - yordu. Bunlar Tola nehri üzerine kuvvetli bir köprü kuracaklardı. Efrat suyun buz gibi soğuk olma” sma ehemmiyet vermeden göğüs - lerine kadar akar su içine giriyor- lardı. Japon köprücülerinden biri- sini su alıp götürürse, sanki hiçbir fevkalâdelik olmamış gibi derhal onun yerine başka bir köprücü ge çerek ayni vazifeye devam edi » yordu. Bu suretle pek az zaman zarfın da köprünün kazıkları nehir yata- ğına kazılmıştı. Şimdi kalın lâta - da köprü kurulmuş o Bu esnada sonu bitmiyfi yordu. O gece Navan - der seyyar bir istihkâm tesis © yordu. Bu istihkâm Urg& : garp tarafımdan fena halde ediyordu. . Telli telefonlar büsbütün Mig rıldığından muhabere siz telefonlarla temin edi den telsiz muhabere de İl uğradığından Tola ovasınd kua gelen emsalsiz muhâr€ iv Urgadaki Rus karargâhı akşama doğru haberdar © Bu haber umumi bir h dırmıştı. Onun için Ruslar bil bir taarruz için derhal lik yapmıya başlamış! İ taarrüz, Japonlarm bir di e i i İ bir harekette bulunmalı kânsız bir hale getirecekti. # mandanlık dairesinde bir fi dır kopmuştu. Tayyare nr Bars hiddetinden köpür” du. O sabah Japon rakibi çirmiş ve yakalıyamamıştı. van Zeren mevzilerinin 7 ların tank taşıyan tayyarelef rafından tahrip edilmesinin | kamını derhal alamıaycaktı deki vasıtaları azlığını » 808” 1 kanlılıkla hesaba katan : dan Bars'ın atılganlığını t€ çalışıyordu. Bir de artık gece 'ar muştu. Alçaklara inen bulu” an kımtılı bir yağmur yağıyor&gan Yerinde rahat edefiiY c odasında bir aşağı, bir yukari n laşıyordu. Emrinde buluna” mü ba tayyarelerinin büyük bir o sabah tahrip edilmişti. One yerine yeniden tayyare gölled Tinceye kadar haftalar geçe? ka Rus tayyarelerinin Türki Amur cephelerine gönderiln fil ne büyük bir hata işlendiği # anlaşılmıştı. Şimdi Bars Vigi, tayyarelerden mahrum kaldi bi tank taşıyan Rus tayyare henüz gelememişti. Bars bunları düşünerek halde kızıyor ve elindeki avcı tayyaresiyle bir şey Y. yacağını düşünüyordu. Bu vaziyette cephenin sına imkân yoktu. Ertesi #5 mütemadiyen yağmur ve mıştı. Eylâl sonu olduğu içif, kapıya dayanmıştı. Kış bas” müşkülât bir kat daha art Sıfırdan aşağı 40 derecede Pi mek kolay bir iş değildi. Hele , yarelerin havadaki V büsbütün berbattı. Cihanın bütün askeri mü” sıları müstakbel bir harbi” kısa bir zaman devam ©d* söylemişlerdi. Tayyare filoli fazlalığı büyük bomba tay? 14 rinin uzun mesafeler kat'©Ö". meleri, velhasıl hava ta nın mukavemet edilemiyec* ef silâh teşkil etmesi nazar! © almacak olursa harbin ilk de bütün mühim sanayi " lerinin, bütün büyük şehi bütün hayati sahaların birks$ zarfında tahrip edilmiş “ iddia edilmişti. Bundan çe tank filolarının ve motör!' yea miş askeri kıt'aların kat'i beyi bir iki gün zarfında lendirecekleri » ileri Deri a