Konferans MM” (Baş karslı | acı se yaar | miş olan âzadan (teşekkül ediyordu. Bunlardan başka parlâmentolar grupu na mensup olmayan 23 kişiden mürek- kep Yugoslav meb'usan ve âyan #zası da bulunuyordu. z Eylâl başlangıcında Adanın mevsi- mi bitmiş olduğundan gerek Yat klüp, gerek Kâzım Paşa oteli misafirlere ka- palı bulunuyordu. Bununla beraber par dâientelar birliği azasmın Adayı Ziya- ret edeceklerini haber alan klüp ve ©* tel sahipleri büyük bir misafirperver” lik göstermişlerdir. Otellerini misafirler rin şerefine açarak, hariçten garson ve saire tedarik ederek yokluk içinde gür zel birer sofra hazırlamışlardır. Yat klübünde verilen ziyafette Da- hiliye vekili Şükrü Kaya Bey de bulun: muşlardır. Misafirler, gördükleri ikram- dan çok memnun kaldıklarını, bu hu- dutsuz misafirperverlik hatıralarını hiç unutamıyacaklarını konferans reisi He san Beye ve Türk grupu azalarır söy” lemişlerdir. se Paşa otelinde, parlâmentolar konferansına iştirak eden Yuzoslar Mu-|L ehistan murahhasları Polo- rahhasları ve 23 kişilik Yugoslav meb'- us kafilesi şerefine Büyük Millet Mec- Disi namına verilen ziyafette Büyük Mil- İet Meelisi Reisi namma Bursa meb'u- su Esat Bey bulunmuştur. Yugoslavya Meclisi reisin sözleri Ziyafet esnasında Yugoslav meb'u- san meclisi reisi M. Kosta Kumanudi çok alkışlanan bir nutuk söylemiş, Bur- sasa meb'usu Esat Bey ayni hararetle mukabelede bulunmuş ve şiddetle alkış- lanmıştır. Yugoslav meclisi meb'usan reisi M, : gr Kosta Kumanudi mutkunda — demiştir) eklerdir. Bu hususta kendisile görü) dan ayrıldığı söylenen ki; “Türkiyeyi iki mühim sebepten de layı ziyaret ediyoruz. Bunlardan birin: cisi, Yugoslâr milletinin dost Türk mil letine karşı beslediği derin saygıyı bil dirmek arzusile biz, iki memleket, biri" birimize beynelmilel muahedelerle de ğ ayni gayeyi takip etmek gibi daha sağlam bir bağla bağlıyız. Müşterek bugün son toplantısını yapıyor haberi bile onları hadden aşırı derece- de mahzuz edebilecektir. Ayni düşün. <e ve duyguları taşıyan reisimizle, arka- daşlarımın hislerine tercüman intihap edildiğimden gurur duyarak, haşmetlü| krul ve kraliçe hazeratile, asil Yugoslav) milleti şerefine kadehimi kaldirmaya müsaadenizi dilerim.” Alkışlar arasında biten her iki nutku müteakip, çok samimi konuşmalar ya- palmişter. Adadaki gezinti ve ziyafetten sonra hususi vapur tekrar misafirlerimizi al mış ve doğruca Boğaziçine yol almış tar. Rumeli sahili takip edilerek Kavak» lara kadar gidilmiştir. Boğazdaki gezintiden sonra Beyler- beyi sarayına gelinmiştir. Burada bü- tün ecnebi murahhaslara bir çay Ziya feti verilmiştir. Ziyafet esnasmda şehir bandosu bazı parçalar çalmış ve alkış- lanmıştır. Murahhaslar, saat sekize doğru tek- rar Tophane rıhtımına getirilmişler, kendileri için hazırlanan otomomillerle otellerine bırakılmışlardır. nez koylünü gezdiler Beynelmilel parlâmentolar birliği konferansına iştirak eden Lehistan mu rahasları bir gün evvel, Polonez köyü- ne giderek 1855 senesinde orada ölmüş olan Adam Mitskiyeviç isimli meşhur Leh şairinin öldüğü evi ziyaret etmiş- lerdir. Bugün Leh murahhasları Cümhuri- yet âbidesine bir çelenk koyacaklardır. Iran murahhalerı Anka- raya gidiyor Konferansa iştirak öden İran murah- â7) Geçen yılın son Şild maçı gol atan kazanacak!,, Dünkü Şild maçının uzatılmasına rağmen Galata- saray da, Istanbul spor da bir tek sayı çıkaramadılar Mina (Baş tarafı ? inci sayfada) Dünkü maçlan bir görünüş ar dıkları görülüyor. Galatasaraylı por takımlarının dünkü karşılaş - | Lütfi ile İstanbulsporlu Reşat faz- malarından çıkan belli başlı neti - | la hırpalananlar arasmda sayıla- ce bu! *. s Saha mühim maçlarda görülen bir seyirci kalabalığı ile çevril- mişti. İki takım karşı karşıya va» ziyet aldıkları vakit İstanbulspor has heyeti pazartesi günü Ankaraya gi şen bir muharririmize, İran meb'usları öslerdir ki “Anrakaya şitmezsek Türkiye seya- hatimizi tamamlamış sayılmaz.” Bugün parlâmntolar könferansı, be- şinci ve son toplantısı yapılacaktır. Esef verici bir kaza Dün parlâmentolar grupu azası A- Samihin eski yerinde olduğunu ve takımın şöyle bir kadro ile maça çıktığını gördük: Lütfi — Samih, Sabih, Nevzat, Hasan, Fahri — Tevfik, İsmail, Orhan, Orhan, Reşat. , Buna karşı Galatasaray takımı şöyle kurulmuştu: bilir. Meselâ Lütfi bir kolunu göğ- süne dayamış, bütün devreyi tek kolla oynamak mecburiyetine dü- şüyor. Umüumiyet itibariyle bu devrede İstanbulspor kalesi rakip kaleye nazaran daha fazlaca sı - kışıyor, İstanbulspor kalecisi ma- haretli görüşlerle iki sayıya mani oluyor. Maç tamam... Nizamname mucibince oyun, yarım saat dahâ uzatılıyor. Fakat bu sefer bütün oyuncularda nefes namına bir şey kalmadığı için u- zatılan dakikalar daha tatsız ge çiyor. Bir aralık Galatasaray hz”: siyasetimiz, buna istinat ediyor. Siz vel dada tur yaparlarken esef olunacak bir biz, sulh için yaşamak istiyoruz; sulb hâdise olmuştur. Arabalardan biri Dil için yaşıyoruz. Şu şartla ki, kimse hü-| den Lunapark'a giderken yolda devril- dutlarımıza , kimse top'İ miştir. Misafirlerden bir kadın ile bir rağımızdan bir karış istememelidir. Zi-| erkek düşmüştür. Fakat hamdolsun ya- Avni — Lütfi, Faruk — Bekir, Nihat, İbrahim — Necdet, Münev- ver, Rasih, Fazıl, Doğan.. Birinci devrede Galatasaray larından İbrahimin sıkışık bir va- ziyette topa vurmak isterken ayas ğının rakip oyunculardan birisi- nin başına gelmesi gibi tatsız bir ra her hangi mütecavize karşı milli ei raklarımızı müdafaa etmeğe kay'iyyen azmetmiş bulunuyoruz. “Dostluğumuz sarsılmak bilmez bir temel üzerine kuruludur. Milli gaye! mize daima sadık kalacağız. “Ziyaretimizin ikinci sebebi, Yeni| Türkiyenin dâhi yaratıcısı yüksek Ga-| siye karşı duyduğumuz hayranlığı bil. dirmek emelidir. Yeni Türkiyeyi ya- ratmakta gösterdiği mümtaziyet bütün dünyanın takdirini kazanmıştır. Bu ör. bekten ilham almağa geldik. Samimi ve derin hürmet duygularımızı Gazi Mus- tafa Kemal Hazretlerine iblâğ etmenizi rica ederim.” v “M. Kosta Kumanudi, sözlerini: “Türkiyenin yüksek ve uzun. ömürler dilediğimiz Reisicümhuru Gazi Mustfa Kemal Hazretlerinin ve asil ralanma gibi bir hal olmamıştır. Bu hâdiseyi görenler kabahatin ara- bacıda olduğunu, çünkü arabasını hen- dek kenarmdan sürdüğünü, evvelden yapılan, ihtarlara ehemmiyet vermediği. İ ni söylemektedirler. — mmm Lindbergin çocuğunu kaçıran Nevyork, 28 (A.A.) — Lind- bergin çocuğu işiyle uğraşan müd- deiumumiye yapılan şehadetlere göre, Hauptmanın arkadaşı, ken - disi tevkif edildiği gündenberi, ortadan yok olmuştur. Bu adam aranmaktadır. Amerikalı polis hafiyesi Jon - rüzgâr altına düşmüştü, Bunurla beraber rüzgâr topun gidiş gelişi- ! ne fazla derecede müessir olacak kadar kuvvetli esmiyordu. Daha birinci dakikadan itiba- ten İsatnbulsporlularm O kazan- mak için oynadıkları (anlaşıldı. İnişler, vuruşlar, hareketler" seri ve çevikti. e Takım baştan başa genç ve ateşli bir manzara göste“ riyordu. Buna mukabil Galata» saray defansını muvaffakiyetle oynadığı, fakat muhacim hattınm aksadığı görülüyordu. Danyalım olmaması, Doğanın yerini doldu- ramaması hattın sol tarafını bozu- yordu. Oyuna hâkim olan hava Türk milletinin terakki, inkişaf ve refa-| son, Paris yolu Me:Börline gel:* ustalık ve maharetten çok sürate hıma içiyorum.” diye kesmiştir. Esat Beyin cevabı mişlir. onson, Haüptman hak - Kında tahkikat yapacak çocul ve şiddete dayanan bir havaydı. Bütün devre ayni şiddette gelip Yuzoslavya meb'usan meelisi veisi| kaçırılmadan evvelki faaliyet ve geçti, oyün mütevazindi. Top ka- M. Kosta o Kumanudi'nin nutkundan| muhtemel suç artıkları üzerinde leden kâleye gidip geliyor; fakat | sonra, Bursa meb'usu Esat Bey ayağa kalıımış, Türkiye Büyük Millet meclisi reisi namma, fransızca olarak mukabele- de bulunmuştur: “Reis Bey, hanımlar ve aziz meslek- daşlar! İki asil millet arasında teessüs eden dostluğu tarsin etmek - ve Türk meslekdaşlarile temasta bulunmak üze-| yardım icin 100 bin yen vermiştir. | | stasaray müdafaa çalışacaktır. amam Sovyet Rusyanın yardımı Tokyo, 28 (A.A.) — Sovyet Rusya, tayfun kazazedelerine iki kale de sıkı tehlikelere uğra mıyordu. ,.. İkinci devre, rüzgâr altına İs- tanbulsyor düştü. Ve bu devre daba şiddetli ve sert oynandı. Ga- hatlarından e mesire. Yugoslav syan| Bu suretle toplanan para bir mik bir kısmı sert oynuyor, İstanbul - ve meb'asan meclislerinin yüksek azala- rını Büyük millet meclisi reisi namına selâmlamakla mübahiyim. Memleketimizi ziyaret ettiğinizden dolayı meserret ve büyük Şefimiz Gazi Mustafa Kemal Hazretlerile . milletimi- yon yenden fazla olmuştur. Kabine, tayfundan harap olan sehir ve mmntakaların imarı için bir program yapmak üzere diyet meclisini fevknlâde clarak toplan sporlular da bu sertliğe ayni sert - likle karşı koyuyor, sayı çıkma - dığı için heyecan vskia dakika - dan dakikaya artıyor. Fakat or « tada oyun namına da bir şev gö - ze karşı gösterilen hüsnü teveccühe! mağn davet etmeğe k»rar vermiş” | runmiyor. Oyuncular sık sık bir- şükran hislerile doluyuz. İntihap daire- lerine gitmiş bulunan arkadaşlarımızın, bu dostane toplantıda bulunamamala» nı dolayısile, müteessir olacakları tabii- dir. Fakat bu toplantıların yapılması! a lin yl tir. Bütün Ecnebi sefirler, M. Hi- rotaya, bizzat, hükümetlerinin ta» ziyetlerini bildirmişlerdir. Ni İsime birlerine çıkısıvorlar, o münakaşa ediyorlar, arada bir şidetli bir çar- pışma oluyor, ve bazı oyuncularm bu garpışmadan fazla hırpalan - | 2 hâdise olüyor, hakem İbrahimi dışarı çıkarıyor. Otralık iyiden iyiye karışmış” tır. Seyircilerden biri avaz avaz bağırıyor: — Bir gol atan kazanacak!.. Doğru; bir gol atan kazanacak ama, o golü atacak muhacim ner- M2. sö İşle dün yirmi iki genç geçen yıla ait şilt şampiyonluğunu ka - zanmak için böyle didişti, bu ka- dar zahmet çekti. Şunu da işaret edelim: İki ta- raftan birisinin gol çıkarmaması pek te fena olmadı.. Çünkü bu go- lün vereceği galibiyet vasfı iyi ve değerli bir oyunun değil, ancak bir tesadüfün eseri olacaktı. A. S. Şeref su topu turnuvasını GalataSaray kazandı Dün öğleden evvel Moda deniz havuzunda doktor Cemil Turgut Beyin idaresinde bu seneki Şeref sutopu turnuvası yapılmıştır. Ge- çen sene galip gelen İstanbul su sporları klübü bu defa genç ele- manlardan mürekkep bir takımla iştirak ederek tecrübeli Galatasa- raylılara mukavemet edememiş- tir. Galatasaray takımı evvelâ Beykoz ile karşılaşarak *6/1 ka - zanmış ve final vaziyetinde İstan- bul su sporları klübünü 15/1 ye- nerek bu seneki Seref turnuvasını kazanmıştır. XAAJ) | Atletizm Müsabakalar biti- rildi, birinciliği Istanbul kazandı Türkiye atletizm birincilikleri- ne dün de devam edilmiş ve biti- rilmiştir. Bu müsabakalar dola- yısiyle Fenerbahçe satdına giden- ler, atletlerle şahsen alâkadar o- lanlara münhasır gibiydi. Alman teknik neticeler şunlar: dır: 200 metre: İstanbuldan Mu fahham — 24 — birinci, İzmirder Hakkı ikinci, Bursadan Ahmet ü çüncü. 400 metre: Balıkesirden Niya- zi — 56 6/10 — birinci; Ankara- dan Selâhattin ikinci, İstanbuldan Firuzan üçüncü. 1500 metre: Ankaradan Şev ki — 4,35,4/10 — birinci, İzmir- den İbrahim ikinci, İstanbuldan Ruhi üçüncü, 5000 metre: İzmirden Ibrahim — 17,18 — birinci, o Ankaradan Galip ikinci, Bursadan Ahmet ü- 110 metre manialı koşu: İstan- buldan Sedat — 16,8/10 — birin- ci, Ankaradan Melih ikinci, İz- mirden Hüseyin üçüncü. Üç adım: İstanbuldan'Fulyos'* — 13,74 yeni Türkiye rekoru — “© birinci, İstanbuldan Selim ikinci, İzmirden Hüseyin üçüncü, Sırıkla irtifa: İstanbuldan Fet- hi — 3,20 — birinci, İzmirden Ta lât iknici. Gülle: İstanbuldan İbrahim — 12,33 — birinci, İzmirden Niyazi ikinci, İzmirden Selâhattin üçün- cü. Cirit: İstanbuldan Karakaş — 51,20 — birinci, İstanbuldan Mu- fahham ikinci, İzmirden Niyazi üçüncü. 4X100 bayrak: İstanbul — 46,6/10 — birinci, Ankara ikinci, Umumi tasnifte İstanbul Tür» kiye birinciliğini kazanmıştır. (AA) . . Bisiklet Ankara, 28 (A.A.) — Ankara mıntakası bisiklet teşvik müsaba- kalarının dördüncüsü bugün saat 4,30 da Emniyet abidesinden baş- yarak Keçiörene kadar gidip gelme (o Kavaklıderecde nihayet bulmuştur. Yirmi kilometre üzerinde icra edilen bu yarışa beş bisikletçi iş Yi trak etmiş, neticede İttifak spor *lübünden Talât bey 35,48,4/5 ile ve ikinciden bir kilometre farkla birinci, Çankayadan Osöf efendi. ikinci, Demir spordan Feyzi üçün cü gelmişlerdir. Ankara, 28 (A.A.) — Bisiklet heyetinden tebliğ edilmiştir. Türkiye birinciliği birinci teş- rin cuma sabahı saat dokuzda el- Ti kilometre mukavemet ve bir ki- Tometre sürat olarak yapılacaktır. Müsabıkların 830 da Meclis altında bulunmaları rica olunur. W