— 6— VAKIT 4 EYLÜL 1934 Bu hikâyeyi, Zola'nm, Ni- non'a yeni hikâyeler ese- rinden tercüme ettim — Se- lâmi İzzet Bir Haziran sabahı, penceremi açtım, Yüzümü taze bir hava ok- şadr. Gece, şiddetli fırtma vardr., Gök yüzü, sanki yeni yapılmıştı.. O kadar masmaviydi. Her köşesi yağmurla yıkanmıştı. Damlar, a- ğaçlar ıslaktı. Ufkun bir köşesin. de sarı güneş gülümsiyordu. Aşa- ğı bahçelerden ıslak toprak ko- kusu yükseliyordu. Sevinçle haykırdım: — Haydi Ninet, şapkanı giy kızım... Seninle kırlara gidelim. Ellerini çırptı. On da üne düş- kün bir kız için bu meziyet sayılır. Saat dokuzda, Veryer ormanı- na gittik. Kuytu bir ormandır. Bin bir aşk | , macerası saklıdır. Hafta arasın da, intan yan yana, kol kola, du- dak dudağa gezebilir; çalı kuş - larından başka kimsenin görme - sine imkân yoktur. Ninon kolumdan çıktı, yollar - da koşmağa başladı. Sonra yorul- du, geldi, başını omuzuma daya- dı. İnsanı titreten sessizlik, gölge- İik başımıza vuruyordu. İlkbaharın öz suyu ile sarhoş olduk. İnsan, kırlarda çocuklaşı- yor. Ninon bir hendekten atladı: — Çilek var! Çilek var! diye koştu, Ne yazık ki çilek yoktu, yalnız tarlası kalmıştı. Ninon yüzünü ek- gitti: — Bizden evvel gelip kopar - mışlar.. Amma arıyalım, belki da- ha kalmıştır. * Eğildik, çömeldik, boynumuzu uzattık, gözlerimizi dört açtık, a- ramağa başladık. £ Öyle ihtiyatlı hareket ediyorduk, ki bir gören olsa, çilekler kelebektir de, uçma» | Vapurculuk Türk Anonim Şirketi Istanbul Acentalığı Liman han, Telefon: 22975 Izmir sür'at yolu Sakarya vapuru Her Perşembe günü saat 16 da Galata rıhtımındana kalkar Bu vapu her pazar günü saat 16'da İzmir - den kalkıp doğru İstanbul'a gelir. doğru İzmir'e gider. » Büyük bir müessese tarafından Elektrikçi Namzetleri ” Almacağından sanayi mekte * Binden mezun veya © derecede sil görmüş ve namzetlik çağın- bulunan taliplerin * tercümei #allerini ve ellerinde bulunan şe- hadetname ve vesaikin suretlerini “FE. M.” rumuzu ile İstanbul 176 posta kutusu adresine gönderme- İleri, (2274) Dr İHSAN SAMİ Tifo ve Paratifo Aşısı Tifo ve Paratito hastalıklarına tütul. | mamak İçin tesiri çok kavi muafiyeti pek emin bir aşıdır. Her eczane ve od4 bulüpur. (9: Müellifi : Emile Zola sın diye korkuyoruz sanırdı... Amma silek yoktu. Elimiz ya boşa gidiyor, yahut birbirine de- ğiyordu. Bir dönüm yer dolaştık. Tek çi- lek bulamadık. Ninonun dudak - ları büzüldü, gözleri yaşardı. Nihayet tarlanın sık ekilmiş bir yerine geldik. Ninon eğildi o ve haykırdı... Parmağiyle bir tek çi- | leği gösteriyordu. Tatlı, okşayıcı bir sesle; — Sen kopar, dedi. Yanına oturdum: — Hayır, dedim, sen gördün, sen kopar. — Kuzum sen kopar. Nihayet Ninonu razı ettim, Ko- pardı. Fakat yarım saattanberi a- radığımız bu çileği kim yiyesekti? Ninon ğzıma sokmak istiyordu.. Ben istemiyordum. Karar verdik. Çileği ikiye bölecektik, Dişlerimin arasına koydu: — Payını ısır, dedi. Payımı ısırdım. Acaba pay hakkı oldu mu? Bilmiyorum. Çileğin ta- dını da bilmiyorum. Ninonun du- dakları bal gibiydi. »... Tarlanın biraz daha ötesi çilek doluydu. Rahat, rahat, bol bol topladık. Ben mendilimi açtım. İçine dol - durdu. Sonra oturup yiyecek bir yer aradık, Bulduk.. Yeşilliğin içinde insan o otur- maktan ne büyük bir zevk duyu- yor! Ninon, nemli gözlerle yüzü- me bakıyordu. Güneş (boynunu yakmış, kızartmıştı.. Gözlerimden hissiyatımı anladı. İki elini uzat- tr. Güneş, daha ötelerde pırıldı - yordu. Çalı kuşları bile bize göz yummuşlardı, bakmıyorlardı... Canımız çilek yemek isteyince arandık.. Bir de ne görelim?.. Çi- leklerin üstüne uzanmamış mr yız hsöranensserusasansassas» İstanbul dördüncü iera memur- luğundan: İstanbulda Çenberlitaşta Cebe- ! ciler sokağında 17 No: lu hanede sakin iken (elyevm ikametgâhı meçhul Tahranlı Hacı (Mehmet efendi zevcesi Talât hanıma: Eviyen Adem ( efendiye kira bedelinden ezgayri faiz ve masa- rifi saire iki yüz küsür lira borcun temini istifası zımnında haczine kârâr verilen Çakmakçılarda Da- ya hatun mahallesinde Valde ha- nı orta kapı tahtanisinde eski 21 No: lu uhdei tasarrufunuzda bu- lunan gayri menkule ehli vukuf tarafından bin iki yüz (doksan dört lira kıymet takdir edilip 29 9/934 tarihine müsadif cumartesi günü saat İ4 ten 16 ya kadar İs - tanbul dördüncü icra dairesinde açık arttırma suretiyle satılacak - tr. Muhammen kıymetin yüzde yetmiş beşini bulmadığı takdirde arttırma on beş gün daha temdit edilerek 14/10/934 tarihine mi sadif pazar günü ayni (osaatleen çok arttırana ihale edileceği ika - metgâhmızm meçhuliyeti hasebi- le 934/2518 No: lu dosyasiyle sa- tış ilânı tebliğ makamına kaim ol- mak üzere ilân olunur. £ (2083) İkindi Bamazı İle Anadotu TTAKViM— 5 SA | Çarşamba 4 Eyiür | & Eyi 33. R. Abir | 34 R. Abir Gün doğuşu s0 sa Gin bat Sabah gamab 1aa) 1846 42 4m Öğle namizı tın 113 1492 1.52 tas 1836 O.K 1013 245 346 09 2 106 Akşam namaz Yarsı namazı Imsak Yılım geçen zünleri Yılın kalan göcleri İSTANBUL, 18,80 plâk neşriyatı, İH Mesut Cemil ber, tarafmdan çocuklara masal, 18.30: Türk mu #iki neşriyat. (Stüdyo sax heyeti, Yaşar B, Cemal Keşit, Laşinski, İzsat Nezih, Mes'ut Cemil beyler tarafından klâsik muslid, 228 Khz, VARŞOVA, 1345 m. 18.80: Şarkılar, 18.85: Muhtelir. 1945: Poz andan naklen piyano konseri, 29: Hdebiyat 20.20: Koro konseri, Aktüslite. 2040: Koro konserinin devamır. 20.50: o Mnsahaba 31: Spor. Plâk ila “GİOCONDA,, operası (Pon- ehieli) 24.05: Musahaba 2470: Reklümlar ve konser. 24.80: Ecnebi Usanile kenferana, 313 Khz. BÜKREŞ, 884 mm. 13-15 Gündüz neşriyat. 18: Karışık kon- ser, 19: Hinberler. 1920: Notozi takımı. 20: Üniversite, 20:20: Pil. 2045: Konferana 21: Senfonik konser, 22: Konferans, o 2213: Senfonik konserin devamı, 23: Haberler, 545 Khz. BUDAFEŞTE, 550 m. 10.45: Veres sign takımı. 21; 11,15: Budapeşte konser rler, 29.50: Cuzband, 597 Khz, VİYANA 507 m, 20.25: Temsil, 21.15: Hoirler takımı neşe M musiki, 22 en meşriyat, 2210: konserin devamı, 28.10: Aktünlite, 28.80: Haberler, 18.30: Org konseri Brockher, 2420: Plâk. BORSA | IHizalarında yıldız işareti olanlar üzer. | Terinde 3 Eylülde muamele görerler- | dir) Ratamlar kapanış fiatlarını gösterir. (Satış) İ | * Viyana » Madrir » Berlin * Varşova » Budapeşte * Bükreş 19, — # Belgrar © 86 —İ * Yokahımı 38, — » Albe 2, » Mecidiye o 86, 50| b m e Banknot, v0 — | | Çekler (kap. sa. 16) || mmm ekim nl | »Londra o 6(725 Je Stokhim * Nevyork 0807363 « Viyana |» Paris 1206 | Madrhı * Milâno *İ e Berlin | & Trükset | amele Varşova | * Aris. #96600) « Budapeşte » Cenevre » Sofya « Amsterdam * Prag Munahaha, orkestrası. 28: —— Nukut » Londra 8, 4 Nevyork * Paris » Milâze a Brükse # Atina * Cenevre 824, S0 * Sotva da, -- » Amsterdam 84, - » Prag 100, - * Stohhö'm ga ; Si, 12, 13, — 35, 30015 | Terkos msj» Çimento as, 2a5| OÜnyon Değ 15.80) Şark Değ İ Balya Şark va. eczs Telefon * İş Bankas 1213 —00 —,00 Reji | Sir. Hayriye | *# Merkez Bankası 95,25İ | U. Sikoru —.00 Bomozti 13,50| ————— —— istikrazlar o tahviller | İ41935Türk Bor.l 2840) « diez20) Tramvay |» - 11 67.50) Rubtim İstikrâzDasilt 1 9450 Anadolu Erzanl istlikrazı 97.00)» Anadolu li 1928 Mü A Anadal M —,0) Bağdar, Mümessil A 49,53 —o | -00 ji | Efektrik - 0) —.ool Yeni $i yat Holivut Holivut'un Eylül nüshası Silviya Sidney'in çok güzel renkli bir resmi ile en son sinema haberlerini havi o- larak intişar etmiştir. ————n TASHİH 298/934 tarihli o nüshamızda dördüncü icranın 34/2518 numa- ralı ilânının O 16ıncı satırında 29-9-934 yazılacak iken sehven 29-10-934 yazılmıştır. e Tashihen ilân olunur. Kanlı İntikam! Arsen Lüpen, oğlunun düşmanı mı? Yazan: Maurice Lebian& ap — İddianızı cerhetmek benim için kabil değildir. (e Felisiyen bu anda köşkte oturduğu pavyonda - dır. Raulün hâkim tavrı (o tahkikat hâkiminin kararını çabuklaştırdı: — M. Guso siz Felisiyeni tevkif edip tevkifhaneye sevkediniz ve emrime amade bulundurunuz. Raul akşam yemeğinden sonra hizmetçilerden Felisiyenin gürül- tüsüzce ve kimseinin haberi ol- madan tevkif edildiğini haber al- dı ve gencin oturduğu pavyona gitti. Bu pavyon düz ayak iki o - dadan ve bir banyodan mürek- kepti, Felisiyen bu iki odadan bi- rini yatak odası, diğerini atölye olarak kullanıyordu. Raul atölyede bir sandalyeye oturdu ve gerek oda ve gerek gi - riş kapılarını açık bıraktı, Gece - nin karanlıkları yavaş yavaş ko- yulaşıyordu. Aradan bir saat geçince Raul bahçe duvarının hiçbir zaman a- nahtarla kilitlenmiyen kapısının gıcırdadığını işitti, Biri, ihtiyatlı adımlarla yürü - yerek pavyona yaklaşıyordu. A- İ drm sesleri gittikçe yaklaştığın » dan Raul kapıda doğru yürü- dü ve Fostinle karşılaştı. Genç kadın Raulü ancak görebilmişti. Raul kadmı elinden tütup içeri soktu ve bir iskemleye oturttu. Ki- sa bir süküttan sonra Fostin, mı | rıldanma kabilinden: — Nerede 0?. — Felisiyen mi?. — Evet. O nerede?. — Hapishanede. Demek bilmi yordunuz?. Fostin dalgın dalgın: — Hapishanede.. dedi. — Evet. Yüzünüzde öyle kuv- vetli bir hınç alâmeti görmüştüm ki, tevkif edilmesine müsaade et- Gm. Ve iyi yaptım, değil mi? — Bilmiyorum.. Bilmiyorum.. Simon Loryanı vuranın kim oldu- ğunu araştırıyorum.. Ah, bir an - İryabilsem.. — Felisiyeni tanıyor musunuz? — Hayr. — Halbuki buraya gelişinize baklrsa.. — Buraya onu soruşturmak için geldim. Vuran o olup olmadığını kolaylıkla anlıyabilirdim.. Fostin o kadar bitkindi ve o kadar zayıf bir sesle konuşuyordu ki, Raul söylediklerini güçlükle anlıyabiliyordu. Raul dedi ki: — Sizin bazı hakikatleri bildi- ginize şüphe yok. Meselâ, polisçe hüviyeti bir türlü tesbit edilemi- yen Bartelemi ve ikametgâhı bu- lunamıyan Simon Loryan hakkın- da bildikleriniz olmalı. Polis Si- monun hüviyet ve ikametgâhını tesbit için Monmartr'da onun de- vam ettiği ve tanındığı artistler ) “hvelerinde takibat yaptı. Nerede yatıp kalkıyordu, hüviyetini göste ren evrakı neredeydi, Felisiyenle münasebetleri neden ibaretti? Bütün bunları anlamak kabil ola- madı. Rundan baska beni bu ha- diseye karıştırmalarının sebebi ne- İ yahut Savoada yapmak dir?. Simonun son sözlerini işitti” niz.. İhtizar sayıklamaları arasın” da “Gizli yer.. ihtiyar torbayı bul du.. Aradım!,, gibi sözlerle kendi kendini itham ediyordu, Buna gö” te Felisiyen ile Simon arasınd suç ortaklığı vardır. Öyle değil mi?. Suc ortağı idiler ve Falisi” h yen de suçludur.. Öyle değil mi? Genç kadın, Simonun hırsız ol madığını söylemek ister gibi ba” sını selladı. Raul sabırsızlanmı" ğa başlamıştı: — Söyleseniz a7. Simon beni takip ediyordu. Etrafımda dolaş” yordu. Cevap verseniz a Fostin'” Fakat bütün bu sualler çetif bir sükütla karşılaşıyoru. Fosti ağlamıya başlamıştı. Yanakları Ü mitsiz göz yaşlariyle ıslanıyordu Elemini gidermek icin elini sarf" yordu. t i — Hayatımda yalnız onu sev * dm, dedi.. Artık onu görmiyece * #im... Öldü.. Onu öldüren kim? Onün irtikamını almadan nesil yaşyabilirim? Onun intikamı. almıya yemin ettim, Genç kadın geceyi ağlıyarak v8 ölünün intikamını almak için ye" minler ederek geçirdi. Raul yani" na oturmuş onu seyrediyordu. Sabah olunca kiliseden duasına mahsus çan sesleri işitir meğe başlamıştı. Fostin: — Simonun istirahatı ruhi içit çanlar çalınıyor. o Dün bu saalt€ klinikte ahtedilmişti... Onun için dua edecek benden başka kims? yoktur... Şimdiye kadar intikam” nı almadığım için ondan af diliy€” ceğim. - Fostin gitti. Adımları ahenkli ve kuvvetliydi. Bacakları çalik ve kuvvetli, vücudu da çok kı” raktı, Paul bu tarihte heyecanlı (o ** macera dolu hayatının öyle bir devresine girmiş bulunuyordu Ki dinlenme ihtiyaç ve arzusu bu” nunda tütüyordu... Henüz ç9' genç ve maceralara susamış bi” halde bulunduğundan bu arzu 8” gici bir dinlenme arzusundan b3f ka bir şey değildi. Bu istirahati Normandiya v8” istiyor du. Vesinedeki köşkünde dinlen ” miye de razıydı. (Diğer bütü” malikânelerine ve köşklerine ol“ duğu gibi Vesinedeki köşküne 4 eski arkadaşlarından birini $0' ve hizmetçi, bir kadını ahçı “* bir diğer erkeği de kapıcı ve bsi” çıyan olarak getirmişti.. Bu suret le bunlara, mazideki hizmetleri" mükâfat olmak üzere asüde bir 1©“ idi. Halbuki kader, hiç uma diğ! kaütlük hayatı temin etmiş 0lU” bir anda kendisini, ne aradığ! ne de istediği korkunç bir çarp'$ maya atmıştı. (Meyan var) alm? ma gun ZAYI — İstiklâl harbinde olduğum kırmızı şeritli Harp yasını zayi ettim. Yenisini ala ilân ederim. Av Makineli tüfenk ihtiyat mülâzımı düllâtif oğlu Nurettin