4 — VAKIT * EYLÜL 1934 Kotra seyahati . için Pavli adasını intihap edişimi- zin sebebi, denizin gittikçe sertleş- | ve buranın küçük, boş bir) Kimsesiz bir ada- Bağ tarafı 1 inci sayıfadaş mesi Yer olmasıydı. nın bir kenarında deniz üstünde bir gece geçirmeği düşünmüştük. | Sabah olunca, gene kimsesiz ada- | nın sularında kendi kendimize deniz sporları yapacaktık. Meğer bizim kimsesiz ada farz | ettiğimiz Pavli bomboş değilmiş. | Adanm kenarına kotramızı de - | mirledikten bir az sonra biraz i- leriden birisi peyda oldu. Hare- ket halinde bir gölge bize doğru Nihayet yanımıza ka- Bu, içinde bir jandar- ileriledi. dar geldi. ma ile bir sivil bulunan bir san- dal idi. Jandarma bize seslenerek sor- du: — Siz kimsiniz?. Dedi. Bu suale ben şu ceva -| erdim: — Deniz soruyorsunuz? b; yolcusuyuz. Niçin — Efendim, bu adada müste- şar Numan Bey oturuyor da ada- | ya çıkıp çıkmayacağınızı öğten - mek istiyoruz. — Hayır, çıkmıyacağız. Bura- da olduğumuz yerde geceliyece - öiz. Numan Beye bizim tarafı - mizdan selâm söyleyiniz. Bu ge - ce kerssilarınm icinde yakın ta- | mıdıkiszınızdan Mahmut ta var deyiniz, Jandarmanın müsteşar Numan Bey dediği zat, Hariciye Vekâleti | umumi kâtibi Numan Rifat Bey idi. Numan Rifat Bey bazı arka- | daşlariyle birlikte ailece Pavli a- | dasima' gelmişler, burada kamp kurmuslar. “Bizim düşündüğümüz | istirahzt şeklinin başka tarzını burada tatbik etmeğe karar ver - mişler ve hiç şüphesiz Pavli ada- sına gelirken onlar da bizim gi- bi, bu adanr duğunu düşünerek insanlık âle - minden biraz uzak bir köşede İendi kendilerine başlarını din - lendirmek istemişler. Galiba böyle bir karar ve düşünce ile burada kamp kurmuş oldukları için meç- © bul bir kotra akşamın karanlık - ları bastığı bir sırada gelip adaya yanaşınca rahatlarının kaçabile - ceğini düşünerek biraz telâş et - | mişler. Bununla beraber Pavli adası - nin tenhalığını ihlâl eden yalnız biz değilmişiz. Bunu sabahleyin erkenden balıkçıların gürültüle - riyle uykudan uyandığımız vakit | anladık. Buradaki balıkçılar ta- ze balık tutmuşlar, bunlardan mercan ve barbunya aldık. Biraz sonra Numan Rifat Bey yanına iki arkadaş almış, bir mo- törle bizim yanımıza çıkageldi. Numan Rifat Bey, gece jandar - manın benim tarafımdan kendi - sine selâm götürmesinden sonra sabah ta kotranm direğinde Fe- nerbahçe bayrağını görünce: — Bu Mahmut Bey olsa olsa bizim Bal Mahmuttur. n boş ve kimsesiz ol-| Demiş, fakat benim yanımda | İktısat Vekili Celâl Beyin de bulu- nabileceğini tabii biç hatırına ge- tirmemiş.. Onun için motörle bi- zim kotranm yanına yaklaşıp ta Celâl Beyi görünce hayret etti. Numan Rifat Bey ile arkadaş- İ bulunması dolayısiyle Randevuculardan rüşvet ahmâktan maznun Mücip Bey beraet etti i Polis memuru Remzi Efendi ise, başkasının suçuna iştirakten dolayı hapse mahküm oldu Beyoğlunda bazı randevu evle- ! rinden rüşvet aldığı zannile mu- hakeme edilmekte olan Beyoğlu Mücip, poliz Remzi Beylerle rüşvet vermekten birinci - komiseri suçlu kıvırcık Maryam, Gülizar, Sabahat, vermeğe delâlet etmekten hanımlar ve rüşvet alıp suçlu | güzel gözlü Maryam hanım ve To- dori efendi haklarında üçüncü ce- za mahkemesinde devam etmekte olan muhakeme dün neticelenmiş- miştir. Bundan evelki celsede kıvırcık madam Maryam, Gülizar, Saba- hat ve güzel gözlü Maryam hanım- larm vekilleri suçun af kanunun- ni iddia ile mü- ekkillerinin beraetini istemişti. Bu istek tetkik edilmiş, görülere' suçlu vekilinin iddiası varit rüşvet vermekten (suçlu hakkındaki amme davasının bü - tün metayiciyle-berabet ortadan komiser (o Mücip olanlar kaldırılmasına, ve polis Remzi Beylerin duruşma- larma devama karar vermiştir, Bundan sonra Mücip Bey hak- kında şehadette bulunmak üzere çağırılan ahlâki zabıta baş memu- ru Mazhar Bey dinlendi. Mazhar Bey, Mücip Beyi iyi, hakkiyle yapan bir memur olarak tanıdığını, onun hakkında hiç bir vazifesini İ şikâyet duymadığını, o vakit hak- olsaydı amiri kendisinin kmda bir şikâyet duyması, yahut emniyet müdür- lüğüne böyle bir şikâyet yapılma- sı lâzım geldiğini, halbuki böyle bir şikâyet yapılmamış olduğunu söylemiştir. Bakırköye Terkos Boruların döşenmesine yakında başlânacak Bakırköye terkos suyu verilme- si için faaliyete geçilmiştir. Bele- İ diye su mühendisleri Bakırköyde ana hatların geçecekleri yolları ölçmekte ve döşenecek boruların boyunu hesap etmektedir. Proje İ hazırlandıktan sonra döşenecek İ boruların taşınmasına (o başlana- caktır. İ ———————— İGmanımız - gelmişti. Celâl Beyle | | beraber soyunduk. Kötranın san- | ! dalını aldık, bir saat kadar kü- rek çektik, denize girdik. Son- | ra yerimize dönerek balıkçılar - dan aldığımız taze balıkları ye- i dik. Şezlonglarda biraz istirahat ettikten sonra Numan Rifat Beye | Mazhar Beyim dinlenmesinden sonra müddeijumumi muavini Ek- rem Bey iddianamesini söylemiş- tr. Ekrem Bey, uzun uzadıya teşrih etmiş, dava safahatını baş « langıç ve inkişafımı anlatmış, rüş - vel vermekten suçlu görülenlerin ifadelerini ayrı ayrı mukayese e - derek: -Ifadeler tathamiyle biribiri- ne mübaneyet arzetmektedir miş, sırasiyle muhtelif safhalarda alman ifadelerde görülen aykırı - lıkları saymıştır. İSG Müddeiumumi muavini Ekrem Bey biribirini tutmıyan bu ifade- * leri zikrettikten başka, güzel göz- | lü Maryam hanıma, Mücip Beye i verilmek üzere'para aldığı iddia | olunan kimselerin bunu ; katiyen İ inkâr ettiklerini, Mücip Beye rüş- İ vet olarak, bir altın yüzük veril - diği iddiasmın doğru olmadığımı, Bu yüzüğün Mücip Bey tarafın - dan yaptırıldığı sabit bulunduğu - nu söylemiş, Mücip Beyin berae- tini istemiştir. Ekrem Bey, polis Remzi efendi- İ ye isnat edilen suçu başkasının su- | çuna tavassut mahiyetinde telâkki etmek zaruri olduğunu söyliyerek İ Remzi efendinin ceza (görmesini istemiştir | Müddeiumumi muavini Ekrem Beyin iddianamesinden sonra Mü. cip Beyin vekili eski ağır ceza re- | isi Sabri Bey, müdafaanamesini İ yazılı olarak vermiş, ve iddiana menin çok yerinde olduğunu, yal- ! nız bir noktaya işaret (edeceğini söylemiştir. Sabri Bey: o Rüşvet Tepebaşında yazlık temsilleri bitti Şehir tiyatrosu sanatkârları ta- rafından Tepebaşı bahçesinde ve- rilen yazlık temsillere nihayet ve» | rilmiştir. Bahçede kışa kadar haf- caktır. Diğer akşamlarda da caz bulunacaktır. Şehir tiyatrosu sanatkârları teş- İ vinievel birden itibaren ikiye ayrı- larak temsillere başlıyacaklardır. Operet kismi Fransız tiyatrosun; - da, piyesler kısmı da Tepebaşı ti- yatrosunda temsil verecektir. Pro- valara başlanmıştır. incir çalarken Fatihte Dülgerzade mahalle - sinde cami odalarında oturan Ali İ iadeiğiyarete gittik. Onlar ço- İ cukları ve arkadaşları ile bera < | İ ber sekiz on kişi idiler, Sonra tekrar gemiye döndük. İ Tekrar yelkenleri açtık. Rüzgârm isminde bir çocuk Horhor cadde - sinde bir medresenin bahçesinden incir çalarken düşmüş, bacakları kırılmıştır. larma bisküvi, fundan, likör ve - | çok müsait bir zamanında deniZE | sanmam rerek izaz ettik, Bir müddet de- Seden tepeden konuştuk. Sonra misafirlerimiz kalktıle;, sabah denizini yapmak üzere adaya kendi yerlerine döndüler. de artık sabah sporu yapmak za- iy düzeli açıldık. , Rüzgâr o kadar müsait idi ki Pavli adasından Heybeliadanın ö- nüne bir saat zarfında gelmiş bu- ! sürat idi. Rüzgâr tamamen arka» | dan geliyor, yelkenlerimizi mü - kemmel surette şişiriyordu. O gece Çam limanında kaldık. Ba- zı eksiklerimiz vardı. Bunları ta- Bizim | lunuyorduk. Bu fevkalâde bir! mamladık, buz ve su aldık. (Devamı var) de- | tada üç akşam şehir bandosu açla- | vermekten suçlu bulunanların Mü- cip Beyin kendilerini şiddetle ta - kip ettirdiklerini iddia ettikleri ta- rihte Mücip Beyin Beyoğlunda bu- miş olduğunu, bu noktadan iddi- anın yarit olamıyacağını © söyle- miştir. Bundan sonra avukat Sadi Rı - za Bey kalkmış, Mücip Beye is- nat edilen suç etrafında fazla bir şey söylemiyeceğini, yalnız mü - ekkili hakkında “Haftada yüzler- ce lira para alıyordu. Apartman yaptıracaktı.,, şeklinde bazı sözler duyduğunu, halbuki Mücip Bey, vazifesinden alındıktan sonra sur haricinde bir yere sığınarak borç- la tedarik ettiği para ile geçin - mekte olduğunu, bugün on para - sız kalmış Ç bulunduğunu, onun böyle bir suç işlemesi katiyen va- rit olmadığını, fakat belki vazife- sinde biraz fazla ciddi ve sert bu- lunduğunu, bunun da devlet ote- ritesiri koruyan bütün memurla - ra — vazife icabı — has bir has - lat bulunduğunu kaydetmiş, bera. etini istemiştir, Bundan sonra mahkeme heyeti müzakereye çekilmiş, . neticede Mücip Beyin '- beraetine, — polis Remzi efendinin, başkasının su- çuna iştirakten dolayı bir sene hapsine, bu cezanın altı ay indi - rilmesine, bu müddet — zarfında mevkuf bülunduğundan tahliyesi» ne, mahkeme mâsarifi 1400 ku - ruşun kendisinden alınmasına ka - | rar verilmiştir. Dürrü Bey Artistler kooperatifinin | Zevcesinin ölümü hakkın da ne diyor? Dürrü Beyin zevcesi Fatma Ha- nım çocuk düşürmek için kullan- dığı nişadırdan zehirlenerek ve- fat etmiştir. Fatma Hanımın cesedi gösteri- len lüzum üzerine Gureba .hasta- hanesinden morğa kaldırılmıştır. Geride üç çocuk bırakan Fat- ma Hanrm yersiz ve zamansız veh minin kurbanı olmuştur. Dürrü Bey bâdiseyi şöyle an- latmaktadır: “Yirmi gün kadar oluyor: Zevs cem artık çocük doğurup bakma- ğa takati olmadığından bahsetti ve çocuğunu düşüreceğini söyledi. Kendisine nişadır tavsiye edilmiş. ! Bunu bir doktöra açtık. Kat'iyyen müsaade vermedi ve bu yüzden İ bir çok kimselerin öldüğünü söy- İ ledi. Zevceme bu ilâcı kat'iyyen kullanmamasını ihtar ettim. Bir diye? sordum. Nişadır dedi. Kul- i lanırsan kocalık hakkımı helâl et- İmem dedim. Kullanmıyacağına dair söz verdi. Bir kaç gün sonra eve gelince karımı bulamadım. Sancılandı, hastahaneye kaldırıl- dı cevabını aldım. Aldığım mald- mata göre ilâcı o gün almış, biraz lunmayıp birinci şube emrine alin- | | gün elinde bir paketle geldi, ne| Şehir meclisi a kimselere değil, hemen hemen İ bütün kasabalarla şehirler eks& riyetinin mümesşillerine namzet | ayırma fırsatı veren bir fırka ta limatının o demokrat maddeler! tatbik sahasma geçmiştir. Bütün bunlar şehir meclisi seçiminin | eylül faaliyetine gerçekten bir başkalık getirmelidir. (Başmakaleden devam) Belediye reisleri ister meclisin seçip tayin ettiği birer uzuv ol sun, ister — daha çok üstün gö” İ rülebilir — hükümetçe getirilmiş İ bulunsun, belediye ve şehir mec” İ lislerinin kasabalarımızla şehirle“ rimizin o mukadderatı üzerinde İ açık bir nüfuz ve tesir gösterirler» İ Bu itibarla İstanbul hemşehrileri" miz de şehir meclisinin yeni ku- ruluşuna başından sonuna kadar, hiç bir safhasında geri kalmak$sı” zın, alâka göstermelidirler | ve İ meclislerin, her kasabada her zümreyi temsil ile tatmin edecek bir manzara almasını temin eder” ken bir meclisin bulunduğu her şehir ve kasabanın yarınına verik mesi Zaruri tekemmül simasıü! çizebilecek temiz, liyakatli, va zifesever, cesaretli ellere düşmesi için de bütün gayretlerini esirg© memelidirler. Bir meclisi vücude getiren azanın tek tek hüsusiyet lerinden doğan çehresi, içinde ça” lışacağı devreden şehirin bekledi” ği iş ve ihtiyaç ile telif edilebilir halde olmazsa, © meclis sadece kanunların yalnız — kelimelerine cevap olur. Bizim yenilenecek şehir mec” lsimizin dördüncü yılı sonunda kuvvetlenmesine lüzum gördüğü” müz tarafı, sıhhat işlerinden baş- ka fen işlerinde de meclis salâ- hiyetiyle mücehhez olarak konu” şabilecek, uğraşacak belde işleri” nin mevzulariyle mütenazır mahi- yette bir fen encümeni kurabile* cek unsurlar katılmasıdır. Misallerle bahsin mecrasını ta* şırmak, istemeyiz; şehir meclisi nin-bir çok faydalı düşüncelerini çok zaman bir hendese, mihanik, bir kimya, fizik hançeri kesm $- tir: Öyle ki ya takrirde yanlış İ bir mübalâğa ile kolayca olabile” cek şeylerden mahrum kalmışız * dır; yahut bir maddeye tahs's et tiğimiz para o maddenin iki i lini vücude getirecek kadar çok İ olduğu iç'n bilmiyerek maksadı” İ mızda aşırı gitmişizdir. Bugün İstanbul teşkilâtının ba” şında bulunan Doktor Cemal Bey: müsbet düşünce ve mesaisi ile ta” nınmış bir zattir. Fırkalılarımı * im kendis'ni iyice arkalamasiyle bize mükemmel bir namzet İistes! hazırlayacağından, İstanbullu * ların ciddi alâkası ile de bu nam” zet İistesinin umumi bir tey'tten kuvvet alarak şehir meclisini” ikinci devresine el koyacağından emipiz. öz Türk MD e sonra da “#arıcılanmış, Koskads doktor Rıza Enver Beye götü” müşler, doktor hemen hastahan€” ye kaldırılmasını tavsiye etmi” Karrma bu ilâcı tavsiye eden Hay riye Hanım isminde bir kadın” dir.,, Hâdiseye (o Adliye el koymut Hayriye Hanımla ilk tedaviyi Y*” pan doktorun malümatına mürs” caat etmiştir. Tahkikat devam at mektedir,