KIT in Tefrikası: 24 aammiiimmiiasin. GE rn) dÖlüme Susayan Gönül | Ops pi” iTemsiller “Vasfı Rıza,,sız! B Yazan . Selâmi İzzet iyi yürümüyor! Ayı, » bir a ü ii; < ralık gülümsedi: | Şehir Tiyatro- nan > 8 a © : © N a e J £ ve ri © <n ei Ş —. Arsen Lüpen, oğlunun düşmanı mı? ucunu göremiyecek kadar sarhoş il Dedi Ti bu balıkçı Mehmet de —p d iş izden daha enayi olacak! Ydut, geniş ve rahat bir lar, “Tilki,, kalktı, tes! y'“'üm gi SİL gazeteyi sahibine | geçti. Tilki göğüs kabarttı, Ayr İ ce w e kadın saşırdı: miz Sanavarca bir cinayet de- > : i Haydutça,, Yamyamca.. A - dızı adeta yemişler! ir” .R İsterseniz ben size daha da İ ce, kız bizim iki kafadara fıs - | Jadı: — Beni biraz ötede bekle... Bas | bam yatınca gelirim! Bu söz “Mavi boncuk kimdeyse » ondadır., sözünün yerine omuz gerdi. | -< « Saat ikiyi geçiyordu. Gök yüzünü kalın siyah bulutlar kap- Ortalık tenha ve 14sız - i lamıştı. | dı. ! Ayı Tilkiyi atlattı: | | — Sen istersen git yat, ben do- | ve rağbet de gö- rüyor. Çünkü şe- hir halkının gece- bir temsilde... leri biraz eğlenmek ve dinlemek ibti- yacına hemen hemen tek cevap veren bu bahçe ve bu temsiller olmaktadır. Bu itibarla artistler kooperatifini, her yıl temiz bir aile behçesi hasretini duyan İstanbul halkı namma tebrik edebiliriz. Bizim burada işaret etmek istedik- lerimiz sadece bu değildir. Ufak bazı İ noksanları da işaret etmek İstiyoruz. Bir kere orkestra için temsillere mu - vaffakiyetle refakat ediyor denemez. — | Vasfi. Riza Bey i mek hazır.. Bize neler yor. Ihtiyar, kapısında > e ei fake | otncuştu. su Artistler. Koo- pir. İ Kız: iti b a K peratifi Tepebaşı |! 4 ei ras ve uzar 0 (1) < Kubüs kirildi e Yazan: Maurice Leblanc A bak | | L0 v. m bamı pansiyona kadar götürünüz. | sillerine devam e- 1 —2— İS aşına iğilip fısladı: o; — Merak etmeyiniz. İ diyor. Tenkit edi- Arsen Lo DE gi v ir > pen bir bankadan bir ! rabe I : A İvi mükemmel!.. İ — Teşekkür ederim. İ ecek bazı cihetle milyon frank çıkaran bir ihtiyatın | ye, Ni AR gu bir onlona İş ; »» gazeteyi gözleriyle yer İ Küçük bir evin alt katında o - ri olmasına rağ - köşkünü, ihtiyarın parasından tediye- dj k vw N Gi iin ği umıya başladı ve o da gü-| teruyorlardı. Evin önüne gelin -| men, bu temsiller de bulunmak süretiyle ! satin almağa | “tan sonra Lüpen (ziyaretinin büyük bir alâkz ve bü köşkte istirahate karar veri . | sebeplerini anlattı. Filip Gaverel i şartlarını söyledi. Lüpen düşün - “Klematit | meğe başlamıştı. Fakat düşünür köşkü, levhası yazılı olan bir köş- gibi görünürken iki genç kız kar - kün kapısını vurdu. Arsen Lüpen, | deşi ve sonradan bunlara yakla - nazarı dikkati celbetmemek için uzaktan ve yavaş yavaş yoluna devam ediyordu. Kapı açıldı, iki genç kız ihtiyarı şen ve yaygara- hı sözlerle karşıladılar. Bunlardan biri: — Geç kaldın! amca, dedi, ye - getirdin bakalım?.. Genç kızların amcalarına kar- | şan genç bir delikanlıyı tetkik edi- yordu. Bu genç delikanlı iki | kızdan daha yaşlıcasının nişanlı - sı idi. Arsen Lüpen, köşkü pa - rasız, daha doğrusu, tediyatı de » ri çantadaki milyondan yapmak suretiyle satın aldığı takdirde bu iki tazeyi ne kadar zarara soka - cağını düşünüyordu.. Nihayet kat'i kararını ver » m vi laşacağım.. Bunun içindir ki, artistler müzikle | — z ni ii, dedi. Tilkiyin atlamak canına min -| birlik temini için Lakin de gr şı samimi hareketleri, biraz eski- mek ei kırk sekiz sastlik bir m Vi dinliyelim. netti: kiyorlar. Bunu kulakla anlamak, hat. | ce olan köşkün sakin ve asude ba- mühlet intedi, ; Ty. atayım, anlatayım. — Olur, dedi.. tâ gözle görmek pekâlâ mümkündür. | İi Arsen Lüpenin çok hoşuna git- M. eee cevaben: la , — Pek âlâ, dedi, yalnız ben der- Ayrıldılar. Biraz sonra, yolda'| Bundan başka temsillerde tenevvü ve-| mişti. Bu güzel muhite girmek, bu li * Vaziyetten memnundu. Ma 4 yaklaşıp sırnaşacak vesile iki gölge peyda oldu.. İki kişi u -| biraz da dekorda değişiklik lâzımdır. Halkın rağbetinin karşılığı hiç bir za- mes'ut ailenin saadet havasını te- neffüs etmek Hakikaten hoş olur- bal Cenubi Fransaya hareket e » deceğim için lâzım gelen muame - Yordu. ç zaktan birbirlerini gördüler ve | k Ar zat; saklandılar... Biri ilerledi.. Öteki de ilerledi.. Yaklaşıyorlardı. Birbirlerine yaklaşınca haykır- | leyi noterimle yaparsınız. İhtiyar bundan sonra altı ay evel karısının öldüğünü, oğlu * nun Niste evlendiğini, bir kaç ay man içte kalan bir hoşnutsuzluk ol - mamalı ve yahat rağbet, halkın hoş- nut olduğuna şaşmaz bir delil sayıl - mamalıdır. de. Beş yüz metre ileride göl, ve ma müsaade ederseniz bu gölün ortasında, sahile | tahia ii, eğimi bitireyim, dedi, kah- Şzemla beraber bugün gez- sm buraya geldik. Tuzlada , kalkıp Tuzlaya gittik, mek gördünüz? 5 lan biteni her şeyi gördük. h, © kahvesini yudum yu iSevken, kızı, kâh — Tilkiye, ia diziyle, bacağiyle do - LR ; ta nen artık korkacak, çeki - ic bir şeyleri kalmamıştı. -> Hani gidip yatıyordun? de- | di. İİ — Hani sen gidip gezecektin. i randevüm var, — Benim de Vvar.,. — Ben paşanın kızını bekliyo- ! rum. — Ben de. ş — Yal, Tilki bir müddet düşündü, son- ra dedi ki: - Ayı, benim 'o kızda gözüm var... Onu bana bırak... Eğer mu- ” İçleri bütün bütün ' yatti. Artık kıza sırnaşa - aşi, in ihtiyara dalkavuklu Amıslardı. İN İ İçini çekti: İ b acıklı bir macera... Bi - | hg; NE Ama artık bu acıklı | Ni 'Patalım... Başka şeyler - | vaffak olursam, sana çok o para veririm, — Hayır, kızı istiyorum. — Kendini koru. — Kimden? Tam gırtlaşacıkları sırada, u - zakta bir piyade gölgesi peyda ok tayı da unutmamak gerektir. Görülüyor ki, bahçe mevsimi için “biraz daha hazırlık ve yeni pro- ihtiyaç vardır. Bu, biz - gramlara e dn Bir, hire ratifini tenkit etmek aklımdan geç - miyor, Bu satırları daha çok gelecek mev- sim için işaret ediyoruz. dokunmak istiyorum: Vasfinin tem- sillere iştirak etmeyişi. Bu iştirak etmemenin sebebi ma- kul olabilir veya olamaz, yanlış veya doğru. Bu; bizi alâkadar etmez, Hakikat; temsillerin Vasfisiz var- lığından çok şey kaybettiğidir. Bunu da Vasfinin bulunmadığı © temsilleri seyredenler daha ilk geceden anla » mışlardır. a Vasfi Rıza, yeri bu veya şu aktör- le doldurulabilecek bir artist değildir. İnsan, Feriha ile Semihanm güzel ses. yedi. Yemekten sonra gölün et - rafını dolaşmağa başladı. Göl kenarında; çoğu mevsim kış oldu- ğu için kapalı duran, sevimli köşk- ler vardı. Bunlardan biri, güzel- liği ve bahçesindeki © tarhların düzgünlüğü dolayısiyle değil, ka- pısında satılık olduğunu göste - “ren bir levha bulunduğundan Ar- Nihayet mühim bir meseleye daha İ sen Lüpenin dikkat nazarını çek- İt. Bu köşkün adı “Kirlöji,, idi. Hattâ bu levhada satım şartlarr- nın öğrenilmesi için (o “Klematit, köşküne müracaat edilmesi yazılı idi. Bu köşk ise Paristen ge len amcanın şimdi öğle yemeğini yemekte olduğu köşktü. Doğru - su bu ya, tali de şeytanlık ediyor- du.. İnsan “Klerlöji,, ile içinde milyon bulunan der! çantavı bir - birine karıştırraz olur mu? Bahçe kapısının sağında ve s6 y i<en anlatırım. dılar: li 20 k ? : il R . İ bir köprü ile bağlı olan adacık ve “e Meselâ buçuk “ > ağa Darma. ği i — Tilki?... ve “Lüks yel ii deni NE eri bu adacıkta güzel bir lokanta var- geçirmek üzere genç evlilerin ya - ar sonra, dördü de bir| — Ayı! # söati güç dolduran bir ke Yak dır. “Arsen Lüpen lokantaya gi | "DA gideceğini anlattı ve ilâve a2 geçtiler. Şaşalamışlardı. Tilki: kı döyurmaş sayılabilir mi?. Bu nok- | derek büyük bir iştiha ile yemek 7 — Zaten burada biraderzade - lerimin yamda' oturmıyorum, be « nim köşküm şu komşu “Oranjeri,, köşküdür. İki köşkün — bahçeleri birdir. Köşk çok hoştur. Fakat böyle kapıları, pencereleri kapa - Lı iken güzelliği anlaşılmaz. Arsen Lüpen bir saat daha ka- lıp genç kızlarla şakalaştı; onlara, hoşlarma giden bir çok meraklı İ maceralar anlattı. e Bu hikâyeler kızları çok alâkadar ediyor ve eğ- lendiriyordu. Maamafih Lüpen yan gözle de ihtiyarı tetkike de- vam ediyordu. Hepsi bir arada Klematit ve Oo- ranjeri köşklerinin bahçelerinde gezdiler. Filip Gaverel deri çan- tası koltuğu altında olduğu halde dolaşıyor. oda hizmetçisine bazı emirler veriyordu. Hizmetçi yol bavul ve çantalarını kapı önünde duran bir keravona yerleştirdik - lunda birer kulüke vardı. Bahçı - elim... Her ne kadar | dü: van bunlardan sagdakinde oturu - İ Tilki: lerini” dinler, Hazmı alkışlar, Şevki: ten sonra von istasyonuna hare * 1 Ma çan yazın, böyle yükleri iç, ,ttikleriyle dost oluverir... İ uma gittmiz. Hoşlan - halde kızım da hoşlandı. m. Mısır tabiiyetinde - Ida büyüdüre. İsmim mudülbaki Paşa.. e Ayı, yerlerinden fır - önlerini iliklediler. ia ei > olmayınız, dedi... > sinirlidir.. Oz-n ha - ; *Yahat ediyorum... Her apıyorum.,.. Benim gi- olan | kızmın her istediği | (Devamı var) | Kadıköy tramvayları Üsküdar tramvayının Kadıkö- yüne zatılması faaliyetinin ilk kısmı bitirilmiştir. Kadıköy — Kurbağalı ve Haydarpaşa kısım- larının bu ay nihayetinde işleme- | ye açılması muhtemeldir. redde Yeni y Neşriyat: | Edebiyat i Edebiyat Fakültesi Talebe cemi - yeti tarafından çıkarılan bü mecmua- nın ikinci sayısını daha tekemmül et- miş bulduk, Başında pek iyi söylen - diği iki mecmunda genç istidatlara hocaları sevinç görülecek bir arka - daşlık gösteriyor. Bu sayıda profesör- lerinin de yazıları var. Okuyucuları - İ mıza tavsiye ederiz. yenin sahneye, yakışan kıvraklığını be- ğenirken “göz sık sık o Vasfiyi arı yor ve o görünmediği vakit, gördüğü ve dinlediği bütün güzel şeylerin bir hayli eksik kaldığını duyuyor. Hattâ Hazımın bile, ara sıra belli olan, ne- şesizliğini bu, yokluğa hamlediyor. Bu | doğrudur da, Hazımla Vasfi sahnede çok defa birbirlerini tamam'ıyan oki kuvvetli unsurdur. Doğrusunu söylemek lâzım ge'ir. se, bir taraftan “Bedin” siz, bir taraf- tan “Vasfi” siz kalan Hüzemm kaç gecedir çektiği üzüntüyü ve #'kınlıyı gördük te kendisine acıdık. A. Sırrı Selânik panayırı ve Türkiye Dokuz Eylülde Selânikte açı- lacak olan beynelmilel sergiye Türkiyeden iştirak işlerine O bak- mak üzere teşekkül eden komite- İ mak çok kârle bir iş demek | Cüzdan çıkarmadan tediyatta bu- yordu. Arsen Lüpen kapıyı vurdu. Bahçıvan derhal köşkü gezdirdi ve Arsen Lüpen hemen köşke mef- tun olmakta (gecikmedi. Bazı yerleri adetâ harap bir halde bu - lunan bu körkte Lüpenin en ziya « de hoşuna giden cihet binanın tak- simatı ve derhal tamir ei'lekile * cek bir vaziyette bulunuşu © idi Lüpen kendi kendine: — Oy, oh ne âlâ, diverdu, ker de zaten böyle Parise yakın, sa - kin ve düz avak bir ver bulmak ve ara sıra gelip dinlenmek isti - yordum... Bundan baska bu köşkü »atn al lunmak kabil... Bir milyon frangı saklıyan deri çanta ne güne duru- yor?.. Her sev kenil'ğinden ye- luna giriyor, demekti, idi. | ket etti, Bir aralık genç kızlar * dan biri cantadan bahsederek: — Çantanı da, dedi, beraber götürecek misin? — Hayır, bunlar Paristen ge - tirdiğim bazı ehemmiyetsiz iş ev - sakıdır. Odama yerleştireceğim. Hakikaten ihtiyar köşke girdi.. Yirmi dakika kaldıktan sonra tek- rar çıkiı, Çanta artık (o koltuğu altında değildi. Paraları ceple- rine yerleştirdiği hissini verecek bir şişkinlik alâmeti de yoktu. Arsen Lüpen kendi kendine: — Paraları gizlemiş olacak! " dedi, Herif sakladığı yerden emin. Anlasılıyor... Bu zat karısmın mi- i rası için hükümete vergi vermek İ #stemiyen dubaracının biri.. Böyle- “lerine merhamet etmek (katiyen Aoöru değildir. Bundan sonra yüksek sesle ilâ- lik Ki ime ğe | yamağı, Gülkan çekek | Holivut lag ekten İ © Helivat'un 22 Ağustos o nüshası irkilme Baş dakika sonra Arsen Lüpen | ve etti: Paul d'Averni ismini taşıyan kar- — Kararımızda sabitiz, değil tını ihtiyara gönderdi. Bu zatın | mi efendim? ismi Filip Gzverel idi. Arsen Lü-| Tamamen.. pen hi en keneileizile le e ye ticaret odasından İzmir pana- ? him sah . | YİTİ İstanbul mümessili ve oda Sa yak rd. Munlerin mevzu ve en mii sa | aakikat müdürü Hakkı Nezihi ve Yeme; gıkarlarken o paşa| kayi olarak intişar etmiştir. ; Oo“ O|oda reislerinden Kara Mustafa Meie başlad. Burmumunl; zade Ahmet Boyler seçilmişlerdir. 7k Günl N Gi Melle L sonra şarap işmeğe e Artık oradan, bura - N ge . iy bis ağ lili dizdi