" iç Çirkin kız Cahide ince bir kızdı. On sekiz| ağına gelmişti. İpek gibi yumu- şak ve tatlı sarı saçları, Oo güneş vurduğu zaman yeşil görünen ma- vi gözleri vardı. Düz ve muntazam burnu Yunan heykellerini hatır - latırdı. Erguvan rengindeki du : daklariyle parlak dişleri tebessü- münün güzelliğini bir kat daha arttarıyordu. Cahide çirkindi. Ona hep “sen! i,, derlerdi. O bu kusurunu! ve üzülüyordu. Ufacık bir kız çocuğu olmak- tan kurtulduğu, tombul çocuk vü- cudu incelip (o manalaştığı, sari saçları ile mavi gözlerinin ahen - gi pazarı dikkatini celbetmeye Başladığı zamandanberi anası, ba Bas ve bütün akrabaları her gün şu sözleri tekrar etmeye başlamış- lardı: “Zavalir kızcağız, sen ne ka - darda çirkinsin?,, Fakat hemen hepsinin bü şekil- de söz söylemelerinin sebebi var- dı. Çünkü ihtiyar hala hanım bir gün evin büyüklerini başına top- lamış ve sesini alçaltarak onlara demişti ki: — Bir kız kendisinin güzel ol- doğu” kat'iyyen bilmemelidir. Eğer güzelliğinin farkına va- rırsa başını kaldırır ve ilk fır - dutta... Bu kuvvetli sözler kızın anasiy- le babasını haklı olarak düşün - dürüyordu. Annesi kızlarının yü-i zönden (mahallenin nazarında gölünç olmağı hiç de istemezdi. Çünkü mahallenin düşkün kızla- siyle alay edenlerin başında ken- disi Cahidenin babası Muhtar bey evde oturup cigara içmekten baş- ka hiçbir işi olmıyan, düşünmeği bile kendisi için büyük bir zah - met addeden, yaşını başını almış ihtiyar mütekaitti; Karısının bü - tün fikirlerini kabul ederek sulh içinde yaşamanın sırrını bulmuş - tu. Kızı için de karısının kabul et- tiği tabiyeyi kullanarak © ailenin şerefini muhafaza etmeğe çalışı- yordu. Hayriye hanım kızmı karşısı - na alır, her gün acı acı tekrarlar- dı: — Kızım sen kambursun, Kan- burluğunun her gün biraz daha fazlalaştığını görmüyorum. Hele şa ayağın yok mu?. Yürürken bu iğri bacaklar seni bir ördeğe ben- zetiyor. Saçların da bir başka gu- dubet.. Sanki hiç tarak yüzü gör- yaemiş.. Uzun örümlerinle bir bu- laşıkçı kadından farkın yok.. Bu al böyle devam ederse elâlemin maskarası olacaksın, sokakta par- makla gösterecekler. Öyle bir su- ratm var ki insanın midesini bu - landırıyor.. Doğduğun zaman hic de böyle değildin. Ne talihsiz kı” mışsın, Faltaşı gibi gözler, bon- cuk gibi ağız.. İnsan bu kada" çirkin olunca hiç olmazsa bun: terbiyesinin Oo mükemmelliği | ile örtmeğe 'çalışmalıdır. Yoksa öm - rünün sonuna kadar evde kalırsın Zaten bu suratla seni kim alır!.. Hayriye hanım için mütemadi: yen kızmın cirkinliğini söylemek zaruret halini almış bir (ihtiyaç bir âdet olmuştu. Muhtar bey de tenbihli idi. Ca. hideyi çirkinliğine inandırmak i- gla Çeviren : Iki yıldız “in 6 kadar gayret sarfediyorlardı ki buna evvelâ kendileri inanmış- lardı. Cahide de bu mütemadi telkii altında kendisine olan bütün iti - madını kaybetmişti. Korkak vw: vahşi olmuştu. Yüzünü kimseye göstermemek icin günlerini evin en kuytu yerlerinde : geçiriyordu. Bütün ömrünce ihtiyar bir kız © ialak kalmak fikri zihnine yerleş miş ve artık buha razı olmuştu. Ağaçlar altında dolaşan âşık lardan bahseden romanları tees - sürle okurdu. İlkbahar akşamlâ - unda, güneş batarken 'kol kola gezerek tenha köşeler — arıyan çiftlere gipta ile bakardı. Bir gün sokakta yürürken ar : kasindan bir erkeğin (geldiğini bissetti. Adımlarmı © sıklaştırdı. yaştı, Mağaza camekânlarnin ay- Erkek'de hızlı yürümeğe başla » ralarından gizlice arkasmdan ge- len adama dikkat edince bunun “ri yapılı ,güzel bir delikanlı oldur! ğunu gördü. Evvelâ canı sıkıldı. sonra hafifçe kalbi çarpmıya baş- ladı. Düşündü: “Mümkün değil her halde yüzümü görmemiş ola - cak. Zavallı adam.. Eğer bilsey- dis; Fakat delikanlının ısrar ettiği - ni görünce yanına yaklaştığı za - man, onun cesaretii kıracak bir sekilde: — Rica ederim, beni brakı - nız! dedi. © Fakat delikanlı aldırmadı. Ya- nında yürümeğe devam «ederek konuşmıya başladı. Cahide garip bir zevk duyuyor- du. Onunla şimdiye kadar hiç kimse böyle konuşmamıştı. — Rica ederim, küçük hanım, korkmayınız. Ben kaba bir adam değilim. Bana itimat edebilirsi - niz. Size ıstırap vermek istemem.. Bilâkis çok mahzun görünüyor - vruz, sizi teselli etmek İsterdim. Mes'ut değilsiniz zannederim. Ah Sizin bir güldüğünüzü — görsem. Sizin gibi güzel bir kadın daim: gülmelidir. Cahide kulağına fısıldanan be sıcak sözlerin içine girmiş (gibi “bir genç adamın seygilişi olmak! diye düşünüyor '- kendi kendine “Bazı kadınlar ne; ae güzel şey, kadar mes'utmuş,, diye söyleni * yordu. Elinde olmadan adımlarını ya vaşlattı, Birdenbire içinde bir fe- rahlık hissetti. Kendisine bü ka- dar kibar muamele eden delikanl" yı sertçe kovmak istemedi. Durdu Meçhul adamım'tâm karşısma ge sip yizüne baktı. Kendisinin ne kada; çirkin olduğunu göstermek istiyordu. Orun cesaretini kırmak için en emin şase Su idi, Fakat beriki ellerini uğuşturuyor, hay - ran hayran: — Ne güzelsiniz yarabbi! diye mırildanıyordu. Cahide bir şaşkmiık anı geşir - dikten sonra başını çevirdi, ser* sert: — Ne güzelsiniz diye benimle alşy etmek adiliktir, dedi. — Fakat sizin güzel olduğunu- £u benden başke Himse söyleme di mi? — Ben ne kadar çirkin olduğu- mu pek âlâ bilirim, Evde bunu TAKVIM-7 ş PAZAR 4 Ağustos İs Ağostos TR. Ahar | SOR. Ahır Gia doğuşu Gün batısı “5 “0 10.23 0 Sabah namazı 405 s0 Öğle namazı 1959 1240 lelndi. saman 1014 Akşam namaz f Yatsı namazı i Cumartesi 16.14 2.3 ru sıga lemsak 2.84 Yılın geçen günleri 10 Yılın kaban w#nleri 156 1.5 m e il — ———————— İ RADYO aamir Bugün ISTANBUL: 18.30 — Fransızca ders. 19 — Plâk neştiyatı, 19.30 — Türk musiki neşri. yatı; (Fahire hanım, Refik, Fikret bey- ler). 21 — Eşref Şefik bey tarafından konferans. 21.30 — Stüdyo caz ve tan- gö orkesttamiz tarafından dans musi- kisi, 723 Khz. VARŞOVA, 1845 ma. 1849: Taginnili caz musikisi: <İ850: pak, — Müsahabe. 20.15: Plâk. — Spor, 21 Chopinin eserlerinden © mürekkep © piyane 0 konseri, 21,$0: Bulgarca Konferans. 31,40:| Taganni, 22: Muhtelit, 2215: Tagannili or - kesti'n Konseri. — Musahabe, 3,10; Poznan dan naklen mülki ve sözlü neşriyat — Musahabe, 24.05: Dans mnsikisi; 823 Khz. BÜKREŞ, Söi m. 15 - 15 Gündür nesriyatı 19: Musahnbe, 19.05 radye orkestrası, 10:30: Salaburg mü-| samerelerinden birincisi; Brno Valterin ida resinde ve Richard Vaznerin eserlerinden Tristan ve İsolde,, oporasımı nakil, 23: Ma- berler. 23.30: Kahvehane musikisi. 230 Khr. GÜKSEMRURG. 1301 m. Fransir süvaresi, 20.35 plik, ?i: Haber - ler. 21,30: Fransız musikisi, 22: 2205: Viyolonsel konseri, 245: plâk konseri, 3.454 Dens plâkları, Kir. PRAG, 4710 m 18,45: Plak. Haberler. 18.55: Plâk. 19; A- mele neşriyatı, 19.10: Plâk, Amele neşri - yatı. 19.55: Almanca haberler. — Musaha » be. 20,10 Brüne, 7045: Musahnbe, 24: (A La Ste Anne İsimli Uç perdelik operet. 23.1ö: 'Piâk, 23,30: M - Ostrava. 545 Khz. BUDAPEŞTE, 560 m. 2130 Folidor - Brunavik plâkları, 22,15;; Haberler, 2240: Riço #lgan takımı, 2315: Tibor Polgar idaresinde sizan takımı. 191 Khz. Deatsohlandarnder 1371 m. 31,10; Orkestra konseri, 21,55: Musahabe, 33: Maberler, 28.45: Beniz bmberleri, 24: Dans musikisi, Senlanik Denizyolları İŞLETMESİ Acenteleri © Karaköy - Köprübaşı Vd.49362 — Sirkeci Mübürdarzade Han Teleton 22740 Ayvalık sür'at yolu MERSİN: » “ğer CUMARTESİ 17 de Sir: keci Rıhtımından kalkacak ve Ayvalık yo'unun mulat, iske- lelerine ujrayarak İzmire. gi- dip dönecektir. 44391) kâfi e tekrar ederler. Genç adam tatlılıkla elini Ca - hidenin kolu üzerine koydu. — Sizin çirkin olduğunuzu kim söylemiş, bilmek iğterdim, dedi. Cahide, ömründe ogörmediğ” bu kibar hareket karşısında ken- dinden germişti. Her şeyi anlat b, Sözünü bitirdiği zaman i.dam tatlı bir şefkatle: — Demek sizi sevebilecek bi kimsenin mevcut olmadığına e isisiniz, dedi. — Evet. Tamamiyle. — Size şimdi biri: “Siz cok gü- zelsiniz, sizi seviyorum. Her ar - zumuzu yerine gelirerek sizi mes uf etmek istiyorüm,, dese ne ce vap verirsiniz?. Cahide mr sözleri inliyordu. Önüne, belki ömrünür sonuna kadar tesadüf edemiye - ceği büyük bir fırsat çıktığını hir: setti. Hiçbir şey söylemeden gü - zo! gözleri ve “tebessümü ceva” verdi. Delikanlı: — İsterseniz sizi 102! İ | Muhtelif | İ ray Rosnanım, harbin “lokalize,. i edi'mesindeki iştirak hissesiydi. gen /— AVRUPADA Harp Olacak Mı?. Amerikalı muhabir Knickerbocker'in ihtisasla Neler olduğunu sonradan gör-| dünüz. Avusturyadan başka bi:| devletin harbi istemiş “olduğunu | zannetmem, Fakat ondan sonra İ Rusya, sonra Fransa, İngiltere ve bütün dünya da'harbe karıştı. Şayet cihan hakikati © öğrene- memişse allah yardımcımız olsun | Harp olursa, bütün milletler ona ! gireceklerdir!. Dört sene hapsin ne demek olduğunu ben kendim de teğrübe ettim. Arkadaşlarımır hepsi hapishanede çürüdüler, öl- düler, Yer altında, rütubette, s0- ğuktâ milyonlarca bitin içinde! Avrupada milletler iki sinif? İ ayrılmıştır. Bir kısmı istediklerin” kaçırayım! , almışlardır, ikinci kisim da iste diklerini alanlardan < aldıklarım geri istemektedir. Belki bu mil letlerden bazıları bir “Çeza sefe- ri,, bir kısım arazinin işgali gibi maceralara girişebileceklerin! zannediyorlardır. Böyle düşünen: | ler bizden ders alsmlar, vücutla- | rımızdaki yaralarımıza, “kırılan bel kemiklerimize baksınlar! Saray Bosna hadisesinin öyle bir muazzam harbe sebep olabi leceğini en müthiş korkulu rüys larimızda bile görmezdik. Fakat | şimdi cihan bir harbi . lokalize; etmenin ne demek oldüğunü bili: yor | Böyle birşey olamaz.,, Sokağa çikmıştık. Etrafımızda Saray Bosnayı çeviren (o dağlarm yükseldiğini görüyorduk. Bu te pelerin her birisinde bir kale var dr, Kaleler şehre . hâkimdiler. A: vusturyalılar o kaleleri yalnız ha: riçten gelecek bir tecavüze karşı müdafaa için değil, o.sabık isyan ocağını topa tutmak için de , inşa etmişlerdi. Kilise çanları ve mü - ezzin sedaları arasına radyo mi * z'kaları da karışıyordu. Saray Bosna kalelerinin harekete geçip geçmediklerini Şuşiçe sorduğum zaman sabık ihtilâlci “Hiçbir za: man!,, cevabını verdi. Saray Bosnada ordular har - betmedi. Umumi harbin dört se mesi zarfında tek bir silâh bile a: ulmadı. Yalnız iki revolver kur- sunu endaht edildi ki buda Sa: — 14 Belgrat Umumi harpte en çok işe yarır| > a | dedi, Cahide bu harikulâde macer? ya karşı nefsini müdafaa o etmek- ten âcizdi. Derhal aklına geldi: — Ya annem, babam.. Ts: postahanenin önüde idi - ler. Delikanlı; — Girelim! dedi. Cahidenin eline bir kart tutuş» turdu: — Yazınız. Genç kız itaat etti. Sarı saçlı başını önüne iğerek © sevgilisinin söylediklerini yazmıya başladı: “Sevgili anneciğim, babacığım Size çok sevineli bir haber veri - yorum. “Benim evde kaldığım görmekten çok müteessir oluyor» İ Cunuz. İnanılmaz bir tesadüf kar- heyecani şıam beni istiyen bir adam çikar) dr. Çirkin olduğumu © kadar iyi İ briyordum ki beti kazırmak isti- yen bir adama rasgelince ömrü - mün sonuna kadar böyle bir fır -| &nt bulamıyacağıma emin oldum Sizi bir ıstırantan kurtaran Gebi kızınız: Cahide.,, Ü arzusu a beslemiyeceği | zafer hakkında ei yan, en güzel harp eden Yugoslav ordusu olmuştur. askeri çok'metindir. Bunu zabitleri bile itirafa mecbur mışlardır. Bugün Yugosla' dört milyon nufusu a 2.284.714 asker çıkabilir. için Yugoslavya Balkanlard# mühim âmil sayılır, A harp olacak mı meselesinde vereceği cevabın büyük bir # ti vardır. Yugoslavya hariciye nazif" tiç küçük, esmerimsi, ku' pılı bir zattır.“ Söz söyl susunda çok hasistir. O be” milel projektörün karşısın dınlanmaktan hoşlan pek az mülâkat verir. Beneş en mahir natıkap tülesko küçük itilâfın en Fası diye tanılır. M. Yeftiç de en büyük olarak taHılmakla kanaat © M. Yeftiç önümüzdeki zarfında Avrupada sulh ve metin muhafaza edilip edi ceğini sorduğum zamâh uzuf vir düşündükten sonra dedi! — Zannederim, ümit ki daha uzun müddet om edilebilecektir. . Avrupada: harbe başlamak için mesul zerine alabilecek bir devlet” mı, bir lider yoktur. Yani demek istiyorum ki bilerek iltizam eden bir devlet adı lider yoktur. Hiç bir kimse harbi iste Tehlike çok büyüktür. Ha sil bir mettce vereceğini Kir İemez,. Tabii her hangi bil zaferinden katiyen emin kadar kuvvetlenirse veyaP' f vetleidiğini zannederse va” gişir.,, “. Almanyayı mı kast Se j; “ — Tabit Almanya, A' bütün sulh ve harp mü: nın fnevzuunu teşkil ediy kat zannetmem ki Hitler ” tesin? O bir kere bütün nm idaresi mesuliyetini aldı, böyle bir mesuliyet insanı uyusturur, Bir hi li /| i mek olduğunu Hitler pili Yi İ için harp istemesine ihti mem, Fakat Hitlerin harp tememesi mevzuu bahi$ kendisine kalsa onun bil tamamen teslih edilse gibidir. Caisual olan sy sosyalizm cerayanmıl Bi | te olduğudur. Liderler, nın dizginlerini ellerin? cekler midir?,, “ Buna vii bir” talyada da yök mu? şistlerinin harpcuyan* rın; teskine nasıl yorti; — Evet, fakat var bütün başkadır” nala hareketi ber şeyden * d teşkilâtı istihdaf yereli i dan sonra milli bir h ai kat Almanyadaki m ei cereyanı her #e” Un giti bir cereyandır. Mi si ir © el den kuvvetli bi Turlarsa, güçlükle ni tarih bize İPE anti