— 5—VAKIT “nik değilsem Gladis fevkalâde 30 TEMMUZ 1 Edgar Pip'in son maceraları Yazn : Arnold Galopen “Gladis benim mükemmel bir aktör olabileceğimi israrla temin ediyordu, —3 Ve kapıyı açmazdan evvel du- daklarından öptüm. Buna o da mu| kabele etti.. Otelci dün akşam kadın elbise-| si içinde gelen Gladisi erkek kılı- ğında görünce şaşalar gibi oldu.| Fakat bu gibi değişikliklere alış - mış olaaek ki, aldırış etmedi. Yal - niz akşam gene gelip gelmiyeceği -| mizi sordu. | - Evet, muhakkak geleceğiz.| dedim. | Bu cevabım hoşuna gitmişti. Fakat otelden çıkar çıkmaz Gla- dise: İ | — Beklesin dursun dedim, bu ak| şama kadar çok uzaklaşmış bulu- | yorsunuz. Hattâ, ondan çok daha! nacağız.. Bir taksiye atladık: — Gudvaya çek! Gladis bu ismi işitince hayret-| le: — Gudvay mı? Bu bir sinema! şehridir. Paristen Gudvaya gitmek | için ayrılmıştım. İ — Geç olsun, güç olmasın, mini| mini Gladisim ! Belki de istikbalin açılmak üzeredir. — Eğer dediğiniz doğru ise, Stanley, sâadetimi sana borçlu ©- lacağım.. Bana,ilk defa olmak üzere adım la hitap ediyordu. Gülümsiyerek| yüzüne bakıyordum, o ise kızarıp bozarıyordu. Elimi eline alarak muhabbetle sıktı. Bu andan itiba- ren mukadderatımın yeni bir şek- le girdiğini hissediyorum. Gladis beni seviyordu, bundan eminim. Belki artık hayatımın ce- reyanı saadet istikametini alacak- tır, Şoföre Gudvay'a çekmesini bir fikri mahsusla söylediğimi zannet- meyiniz. Bu, civarda başka bir şe- hir tanımadığımdan ileri geliyor- du. Eğer beni birkaç gün evel ka» bul eden zatın dediği gibi Fotoje- Fotojenik idi. Artist komisyoncu- larından birinin dikkat nazarını çekmemesi imkânsızdı. Gladis bir Sinema yıldızı olmak için lâzım olan bütün vasıfları ve meziyetle- ri hâiz bulunuyordu. Yakında sa- adet ve bahtiyarirk yoluna girece- ğine şüphe yok. Fakat ben ne ola» cağım?... — Neniz var Skatley? Çok en- dişeli görünüyorsunuz? — Evet sevgili küçük, dedim, hakikaten endişeliyim. İzahı uzun sürecek bazı hâdiseler yüzünden mahvolmuş bulunuyorum. Santa - Lucia Cumhuriyetinde Maliye Nazırı idim. İhtilâl yüzün- mahvoldum. Bütün setvetimi, adi bir soyguncudan başka bir şey ol- mayan bi? devlet reisi çaldı ve ben, kurşuna dizilmekten kurtul- mak için kaçmak mecburiyetinde kaldım. Bugün dünyanın en biça- re adamıyım. Cebimde bir tek do- lar yok. o Mersedes'in muhasebe memurluğunu kabul edişim bun- dan ileri geliyordu. Gladis bana acıyordu. | rada herhalde muvaffak olacağız. İ larını dinleye dinleye aldandım. * Merakı bir sergüzeşt romanı — — Fotojenik değilmişim. — Kim demiş bunu? Sizi yük- sek sosyeteye mensup bir şahsiyet! rolünde görür gibi oluyorum. Ki-| barsınız, evzamız (güzeldir, r kemmel bir aktör olabilirsiniz. — Bu iyi fikirlerinize teşekkür| ederim. Fakat beni dost gözile! gördüğünüze şüphe yok. Halbuki| maalesef, herkes sizin gibi düşün- mez. — Emin olunuz, düşündükle- rimden başka bir şey söylemiyo-| rum, Sözlerimde katiyyen meth yoktur. Morat namında bir sinema aktörü vardır. Siz ona çok benzi- iyi olduğunuzu temin ederim. Ü- mitsizlenmeyiniz..... İkimiz bir a- Pariste adımı tanıtmağa muvaf- fak olmuştum. Fakat Gudvay'dan oküdar çok Bakesitiler ki, “ bre ,Jara gelmek arzusuna mukavemet edemedim, Keşke Pariste kalay- dırm.... Fakat ümit işte... Gudvay- da artistlerin milyonlar kazandık) Çok haristim... Felâketimi tan bu oldu. yara» — Benim de saadetimi Gladis. Yüzüme baktı ve beni kucak- ladı ve kulağıma mırıldanarak: Müşterek saadetimizi Stan-| / cey! Gudvay'a gelmiştik. o Şoföre! borcumuzu ödedikten sonra, mu- ayyen bir istikametimiz olmadan, şehirde dolaşmağa başlatık. Sine- ma stüdyoları önünde figüran © larak bir iş bulabilmek ümidile! kapıların açılmasını bekleyen bir| sürü sefil insanlar vardı. Büyük ve zarif otomobiller fevkalâde yüksek tuvaletli kadınları, gözle rinde renkli gözlükler bulunan şık delikanlıları taşıyorlardı. Bun da film aktör ve aktrisleri idi. — Gladis, dedim, evvelâ bir o-| tel bulmalıyız. Ondan sonra da ne yapacağımızı düşünürüz. XXV Buraya geldiğimizden beri on! beş gün geçtiği halde henüz bir yenilik olmamıştı. Yani, vaziyeti- miz iyileşecek yerde daha ziyade vahimleşti, Figüranların yattıkla- ri âdi bir otelde yatıyor ve bekli- yorduk. İşler böyle gittiği takdir. de otel kirasını da veremiyeceği- miz muhakkaktır. Ah şu para de- nilen şey olmasaydı nekadar mes- ut bir hayat yaşayacaktık. Gladis'i şimdiye kadar bilmediğim bir aşk- la sevmeğe başlamıştım. Onun da İ beni sevdiğini hissediyordum. A. İ ramızda büyük bir aşk vardı. İ — Bir sabah Gladis dedi ki: — Zavallı Stanleyciğim, dedi, paramızın bitmek üzere olduğun- dan haberin var mı? İ — Evet, dedim, daha dröt gün- İ lüle paramız var. Bugün sinecma- lardan birinde figüran olarak iş — Yeniden zengin olmak çare- lerini bulabilirsiniz... Henüz genç siniz.. Hem niçin siz de sinema ar- bulmıya çalışacağım. Bu suretle günde yarım dolar kazanabili - rim, Altınova'da elektrik be süne , Belediye işleri — Bulgaristandan gelen muhacirler — iki Ahmet Bey Altınova, (Hususi) — Ayvalık- tan kâra yoluyla Dikiliye gitmeğe karar verdim ve bir otomobille yola çıktım. Yolümün üzerinde Altmova namiyle maruf bir nahi- ye vardır. Buraya kadar olan yo-| lun bir kısmı takır tukur kaldırım, bir kısmı âdi toprak ve son par - çası da şosedir. Bir müddet sonra kasabaya ka- vuştum ve doğruca hükümet ko - nağına giderek nahiye müdürü ile il görüştüm. Buranın suyu ile havası zarar -| | Suyu motörle küyudan çekilerek depoya ve oradan da mahallelere sevkolunmaktadır. sızdır. Burası sıtma mücadelesine da-) hil bulunduğundan bu sayede yüz de seksen sıtma azalmıştır. Civar- daki Karakoç ve Kanlıgöller de kurutulmak üzeredir. Nahiyenin on iki köyü ve 6000 nüfusu vardır. Merkezde nüfus sakin olduğundan belediye! teşkilâtı yapılmıştır. Kasabada 585 hane vardır. 12 köye de altı metre genişliğinde yollar yapıl - mıştır. Burada üç un değirmeni bir yağ fabrikası işlemektedir. Her nevi hububat yetişir. Çekir- deksiz üzüm, zeyin, zeytin yağı bakla, tütün ihraç olunur. Ka- bili ziraat 30 bin dönüm arazi vardır. Ahalisi yerlidir. Yalnız elli hane mübadil geltiiştir. 93 senesi Bulgarıstan muhacirlerin * den iki yüz hane vardır ki bunlar Selimiye namiyle ayrıca bir ma - halle teşkil eylemişlerdir. Dokuz köyde telefon yapılmıştır. Ve bu! köylerde köy kanunu tatbik olun-| maktadır. Nahiye dahilinde bir de ılıca vardır. Bunun suyu kükürtlüdür.| Civar köyler ahalisi burada yıka - nurlar ve çamaşırlarını yıkarlar. Suyu ilıktır. Bedava elektrik Buranın elektriğinde bir gara - bet vardır. Çünkü odunla işle- mekte ve kasabanın suyunu da bu motör çekmektedir. Ayrıca bir de yedek gaz motörü vardır. 70 tonluk su deposundan tabii taz yıkla her tarafa su verilmektedir. bu elektrik 927 senesinde tesis o- lunmuştur. Gecede 120 kuruşluk odun masrafı vardır. Halk elek - triği hemen hemen bedava kullan»! maktadır. Para veren olursa alı- yorlar. Vermiyenden de istemi - yorlar!. Belediye işleri Belediye reisi Macit Bey Bursa valisi merhum Ziver Beyin oğlu! imiş. Bu genç reis Amerikada iki! sene kalmış, İtalyada, Fransada,! Yunanistanda seyahatler yapmış - tır, Belediyenin varidatı 6300 lira kadardır. Varidatın 1500 li- rası çarşıdaki akaretlerden temin olunmaktadır. Belediyenin en çok meşgul ol - duğu işler; su, elektrik ve sıhhat meselelridir. Kasabada 480 ku- yunun ağızları kapanmış ve güb- relerin mahallelerde bulundurul « ması yasak edilmiştir. Macit Bey bir senedenberi belediye reisidir. Belediyenin 2700 lira borcunu ö - demiş yalnız 400 lirası kalmıştır. Kasabadan bir kilometre uzakta bulunan selimiye mahallesine de 3000 | | tel çektirerek orasını elektrikle! tenvire muvaffak olmuştur. Şim-| di de umumi bir halâ yaptırılmak- tadır. Yakında halk için bir oku- ma salonu da açılacaktır. Bura - da okumak yazmak bilmiyenlere öğretilecek Halk Fırkasının| toplantıları da burada yapılacak- tır. Mektebin önünde halini ve kışın göl| alan meydanlık bu sene Altınova nahiye müdürü Ali Fehmi Bey doldurularak kaldırımlanacak « tır. Mektebin avlusunda da bir! çocuk bahçesine başlanmıştır. Bu sene içinde harap hamam is- timlâk edilerek tamir ve ikya' 'o- Tün ca NÜ dret erer ae Me, lediye arsasında bir park yapıla caktır. Civardaki iki bataklık ku- rutulacak ve temmuzdan itibaren de parasız bir sıtma kliniği açıla” caktır. Selimiye mahallesi Fabrikatör Ahmet Beyin tek at- kr faytonu ile hep beraber Selimi- ye mahallesinin yolunu tuttuk. 93 senesinde Bulgaristandan gel - diğini yukarda yazdığım elli ha - nelik bir muhacir kafilesi buraya yerleşmiş ve şimdi çoğalarak bü - yücek bir mahalle halini almıştır.! Bu muhacirler buranın su ve ha- vasnı beğenmiş olduklarından di- ğer hısım ve akrabalarını da da- vet etmişlerdir. Bu mahalle be- lediye hududuna alınarak elektrik ile tenvir olunmuştur. Mahallenin önünden geniş bir cadde geçmek- tedir. Bu cadde gibi birbirine muvazi daha on sokak vardır. Büyük cad- de üzerinde çar ve telli kavak ağaçlarıyla gölgelenmiş üç kahve hane gördüm. Biz en güzel bir kahvenin önünde arabamızdan indik. Kahve içtik, gramofon din- ledik ve köylülerle konuşarak bir saat kadar vakit geçirdik. iki Ahmet Bey Bu rada şayanı dikkat simalar- dan iki Ahmet Bey vardır. Bun lardan birisi fabrikatördür. Ken - di mesaisiyle para kazanmış ve bir malikâne vücude getirmiştir. Yağ fabrikasının bir tarafında manifatura mağazası da açmış ve bir traftan da un fabrikası kur- muştur. Çocuğunun birisi kendi: siyle birlikte çalışmakta ve fabri- kayı idare etmektedir. Diğer ço- cuğunu da Bursa lisesinde okut - maktadır. Mesut ve müreffeh bir aile.... Bütün Türklerin büyle olmasını gönül arzu etmektedir. Doğruluk ve çalışkanlığın mükâ fatları işte böyle büyük olur. Diğer Ahmet Bey ise kalende! meşrep, hoş bir zattir. Müteşe? bis ve çalışkan bir tiptir. Burap” elektriği onun sayesinde işleme! tedir, Akşam makinesi” kurar, lokomobilinin karşısına #' çerek ve mak'nef işlemesinden zevk Bu # makine ilmindenanlar, makina # zulursa yapar, başından eksik 9ği maz, meraklı bir insandır, H€ tarafa cereyan verir, parayı VE renden alır, vermiyenlere ses *P üzeri tokurdatır alır. karmaz. Alicenap ve iyiliği s€ ven bir şahsiyettir. Nahiyenin şerefli mazisi İm Altmova ahalisi Bergama düşmandan kurtulmasma hep ? 1 den koşmuşlar ve düşmanın © mir fırkasını perişan etmişlerdi İ Muallim Hasan Bey başından bi! kaç biçak darbesiyle yerlere #€ rilmiş ve uzun müddet tedavi * dilmiştir. Altın ovada yoksnlluk #,, Galiba şu isim buraya yaniı; * rilmiştir. Çünkü yekün halkis Mi ransa yüz Jira çıkmaz! diyorl İ İşte ismi müsemmasına * uymı” bir memleket!, Ragıp Kemal Adam öldüren ana, oğul z mahküm oldular , “ N Sİ S « Bart dütlüce Köyünde”. bir cinayet olmuş, Hanife işm” deki bir kadın, Osman ismim genç oğlu ile beraber, Lâz AVİ -j balta ile, kendi evlerinde öldü Mi müşler, uzak” götürerek çalılar arasına mışlardır. — sonra cesedini < iy “ 4 Bartın ağır ceza ma Bu cinayetin muhakemesi miştir. > mesi sucu sabit görerek Hanif* Osmanın on beşer sene ağır se, ; cesedi saklamakta onlaff tirak eden Ismailin de 3 a hapse konulmasına karar tir. l Ancak, maktul Lâz Alinife. t celeyin habersizce Hanifenif vine girerek onu kolundan * çekmek istemesinde haksı” 1 tahrik görüldüğünden ana ? ğulun cezalarından yarısı w miştir. On sekiz yaşını vw | yen Osmanın cezasından dört buçuk senesi indirilmif di Bu suretle Hanife yedi Osman da üç sene ağır hap”, küm olmuşlardır. İsmaili şı küçük olduğundan ©“ yarısı indirilmiştir . Hem anasını, he : çocuğunu öldür” Somanın Kalemköyünd” ik tafa isminde bir deliş “İl yiğ'Me, hastahaneden çikmı$, gi. zaman sonra tekrar ii. iy, mıştır. Mustafa sokaks gi ken, cami önünde ri “ ia, cuğu ile giden “bir ge k rastlamış, elindeki s0P* hi, si i *b —* İİ Du e. cum ederek hem kadın”. çocuğunu sebepsiz yere gi tür, Mustafa yoldan 8“”-14" bir kadını da gene > yaraladıktan sonra g di kalanmıştır.