i size 5 — VAKTI24 TMİDİYİZ 4014 EN BESLEME Sani ? Güs doğusu Gün batın Sabah namazı Öğle namaz 440 LR 4sü 2d Çarşam! 4 M Temmuz | 25 Temmuz (UR, Ahar | 128. Abar 440 15.33 448) 1450 AVRUPADA Harp Olacak Mı?, Amerikalı muhabir Knickerbocker'in ihtisasl a MER RAN Şarkın büyücek bir kazasında! dünyaya gelip daha pek genç de- necek bir yasta iken kimsesiz ka- lan Fatma, Münir zadelerin ora mümessili vasıtasiyle evlâtlık alı-. narak gönderilmiş ve evde, daha ilk günden gösterilmeğe başlan, şefkat ve sevgiye elinden geldiği kadar iyi mukabelede bulunmağa çalışmıştı. Fatmanın elinden her şey gelir, yahut, bu elden, çok kısa bir za- man sonra her şey gelmeğe başla- dı. On yedisini dolduran Fatma, yemeği mükemmel, dikiş ve ütüsü beğenilir, büyüklerine karşı say- gı ve terbiyesi söylenir bir şehirli kız olmuştu. , Fatma, yirmi ikisinden sonra yalnız bir işe tahsis edildi: Evin gocuklariyle uğraşacaktı. Fakat bu uğraşma, alelâde, bir besleme- nin çocukları alıp kırda gezdirme si şeklinde değil, çizilen bir prog- rara dahilinde ve onları terbiye et- mek suretiyle yetiştirilmesini lâ- zım kılıyordu. Yani, küçüklerin mürebbiyesi olmuştu. Üzerine almakta tereddüt et - mediği bu mürebbiyelik vazife - sinde seneler geçtikçe daha çok muvaffak oluyordu. Kız ve erkek! bunca evlâttan hemen (hepsini parmak ısırtacak derecede güzel yetiştirmişti. Fatma, artık, eskisinden daha fazlasi üstündeydi. - Evin hanım ve beyinin sevimli Fatması, kom-| şuların, bilenlerin gayretli kızları ve çocukların biricik Fatoş abla-- ları olmuştu. Fatma, yirmi sekiz yaşının or- talarına doğru, evin genç arabacı- st Selimle yüzgöz edildi. İyi dü-! ğün yapıldı, çok cihaz ( verildi. Büyük konağın alt katında kendi-! lerine ayrılan bir odada, kari ko- ca, tam üç sene şeker kadar tatlı! bir ömür sürdüler, Üçüncü sene sonunda Selim as- kere gitti, Ve bir daha dönmedi. Falma, otuz iki yaşında dul kal «| meştı, ! O seneler, Münir zadelerin ma- NM vaziyetlerinde husule (gelen! sarsıntı; işçilerden bir çoğuna yol! verilmesini icap ettirdi. Bu me - yanda Fatma, unutulmaz emek - lerine karşılık evin beyi tarafın - dan, boş zamanlarını gene © evde geçirmek üzere, o mekteplerden birine hademe yazdırılmıştı. Son mesleğinde de epey sene- ler geçirdi. “Çalışkanlığı, onu her- kese sevdiriyordu. Bu (müddet zarfında evini ve evindeki asıl va- zifesini hiç unutmadı. Mürebbili- gine devam etti. Fatma, neredeyse kırkına ayak basacaktı. Sekiz sene gibi pek u-! zun bir müddet dul kalmış, evlen- mesi için bir mani olmadığı hal- de, nedense evlenmemiş, evlene - memişti, Fakir değildi. Koca - sından ve beylerinden biriktirdi « ği paraya kaç senedenberi mek - tepten aldığı ücret te katılınca, ye- künlar; Fatmaya zengin dedirte - bilirdi, Bir gün, otuz dokuzunu doldu - lip gittiği o gence metres olmuş.. | ran bir nisan günü, ikindi vakti evin çocuk ve kuzularmı alarak, Müellifi”: Ali Enver çekli bahçeye gitti. Çocuklar, ku| zulara yaprak atmak üzere badem | ağaçlarına tırmanırken o da bü- İ yük bir kayaya sırtını vererek de-| rin derin düşünmeğe başladı, Karşidan, geniş bahçenin alt, | tarafından bir erkek hayali görün- | dü. Etrafa bakınıyordu. Fatoşu ve çocukları gördü. Bir müddet; daha yanlarıma bakındıktan sonra yavaş yavaş kalktı ve onlara doğ- ru yürümeğe başladı. Fatma, kendilerine yaklaşan er- Veğe gelmemesini * söyliyecekti. Sonra lüzum görmedi. Bu, yaban- sı bir adamdı ve geçer (o giderdi. Çarşafının yanile sakındı. Fakat giyimi düzgün, genç efendi, inadı» na Fatoşun karşısında durdu ve sordu: — Burası sizin mi hanım? # — Evet.. — Kimseler yok burada? a Ve çömeldi. N — Siz kimsiniz? — Bir memur.. — Bir şey mi istediniz? — Hayır, gezmek istemiştim.. Bir yer tanımıyorum da... Fatma, yabancılığın acısını bi- lirdi. Kendisi de kazadan geldi- ği zamanlar hiç bir tarafı tanımaz dı, Tanımak için âz mı ev çekmişti? — Kim o, Fatma anne? Ve çocuklar, bu cevaptan sonra Xuzulara yaprak atmakta devam ettiler. Genç efendi çömeldiği yere yerleşti. Tabakasmı çıkar- dı. Bir sigara da Fatmaya verdi. Almıyacaktı.. Beis görmedi.. Yak vlar.. Birbirlerine alışmışlar, ni lardı. — Hiç bir tarafi tanımıyorum, Fatma hanım., Yalnız vakit te geç miyor. Ne olur, cuma günleri $i - zinle ben de bir bahçeye geleyim. Ne zarar vardı: — Olur, dedi. Ayrılırken şöyle konuştular: — Ben, sizi, cuma günü (öğle vakti Şu bahçenin altındaki büyük ağaç dibinde beklerim, Fakat, gelmemezlik yok ha! — Peki., O gece, uyuyamadı. Zihni kar- makarışıktı, Nasıl olduğunu hatır» lıyamıyordu. Sözleşilen gün, gel- mek üzereydi. Ne çabuk da geçer bu günler? Fatma, hâlâ bir karar vereme- mişti, Gitmeli miydi? Yalnız bir defa gördüğü ve bir hiçin tanıştır- dığı bu genç efendiyle yalnız ba- şina niçin bahçeye gidecekti? Gün, gelip çattı. Derin bir hö-| yecan içerisinde ne yapmak lâzım geldiğini kestiremiyordu. Nere - den cıkmıştı bu adam karşısma? Gitti ve akşama kadar, dolaşıp konuştular. a Duydum ki, Fatma, beylerinin! ve büyüklerinin iyi görmemelerine | rağmen, nikâhları sonradan kıyıl- mak üzere, bir müddet yanına ge- ... Gördüm ki, Fatma, on parasız i i bir işte: Dileniyordu.. daha! uzak bir bahçede yalnız başlarına ! İkindi ozman Akşam maraz Yatsı gömen İmsak İİ Yılı g'çen gömer Yılın Kalan sünleri RADYO Sugün ISTANBUL; 18,30 plâk neşriyatı, 19 Çocukları masal, 19,50 Türk müsiki seşriyatı, (Keman Reşat B, Tanbur Mes'ut Cemi) B. Kanun o Vecihe H. Musaffer B. Vedin Kiza HM.) 31,20 ajans ve borsu haberleri, 21,30: Stüdyo caz ve tan- go orkestrası, 225 Khz. VARŞOVA, 1345 m. 1448: Senfonik orkestra konseri, | 1915: Oda musikisi, 1945; İzci neşriyatı. 1965 Atvigâr - tayyare neşriyatı. 30: Muhtelit, 21,12: 4 dilberin 3 perdelik "La femme Con- tempornine,, opereti, 23,10: Musahabe, 23,30 Dans rmüslikisi. #18 Khz. BÜKREŞ, 564 m. 18$15 gündüz neşriyatı, 19: o Musahabe, 19403: Metol orkestrası, 20,30 Musahabe, 20. 45 pili. 31: Konferans, 21,16: Râdso orkies- İ trası tarafımdan senfonik konser 2218: Du. İ sahabe, 2,30: Senfonik konserin devan, 28: Hnberler, 28,30: PlâK. Khz. LUKSEMBURG, 1304 m. Belçika neşriyatı. 21: Dünya haberleri, 21,20 Kenser. 11,35 Musuhabe, 21,40 Hayva- nât bahçesi bmhisleri. 21,45: Konserin devn- mi İğ Onzbant, 2240: Belçika şarkıları. 23,133 Duns pllikları, bi5 Kir. BUDAFEŞTE, 650 m. 2040: Keman konseri. 21,20; Stüdyodan bir piyes, 28,104 Budapeşte kanser orkestrm- m, 2335: Hava raporu. 14.15: Mantis caz takımı. Khz. PRAG, 479 m. 19/16: Plâk. 19,20; Almanca neşriyat 19,55: Haberler, — Musahabe, 21,40: Musa» habe. 31,55 Masiki neşriyatı. 22: Musaha- be, 28,18 ecnebi dillerde haberler. Ehr. DEUTSOHLANDSENDER, 1571 m. 3145: Akşam musikisi, 2155: Neşeli sansi- ki (Yiesbadeğden). 28: Haberler. 23,59 Tek- nik neşriyat, 24: Hanovrdan akşam konseri, — 858 Kr, BRESLAU, SL. 70: Akşam konseri. 2145 şarkılar. 33,10 çan benli LA, te 2345: Dam 11K 1904 ŞB ik '.. 1.67 wi? en SL 14» '— 166 lee i İM kame. kuruşa kadar çıkar. Büyük, fazla, devami: ân veretlere alt ayrı tenzilât vardır » Kesimli Hâpların bir satırı 10 kuruştur KUÇUK ILANLAR: Bir detayı 30, ik! de'anı 50, hç defam 68, dört defam 75 ve öp defam 100 İruruştur. Uç aylık Hân verenlerin bir defam mececs- bendir. Dört satırı gecen Uânlarm (eza satırları beş kuruştan nesap edilir mmm Doktor Öperatör Ahmet Asım Doğum ve kadın bastalıkları möütehassısı Doktor - Operatör Iffet Naim H. Tertahi hastalıkları mütehassıs Muayene saatlari 10 12 Ortaköy Şifa yurdu 15.18 Beyoğ'u İstiklâl cad, 19 Telefon (4222) ve 41060 MEME, | ! Sultanahmette San'at Mektebi Sergisini Görünüz. 3 Ağustos Cuma Günü 17 ye kadar açıktır. (4082: > Demir külçesi Cenubi Avusturyanın Alp köy - lerinden birinde bir milyar ton demir külçesi vardır. Bu demir külçesi için bir gün Avrupada bir harp zuhur edebilir. Bir külçe dağında 300.000.000 ton külçe duruyor. Bu külçeden top, tank, tayyare motörleri ve sair askeri levazım imal ediliyor. İtalya ile Fransa ve mültefik leri, Avusturyanın Almanyaya il- thak ettiğini istemiyorlar. Bu küçük memleket, Avrupada en hararetli münakaşalara sebep o * lan bir noktadir. Bügün Avrupa” da harp zuhuruna vesile olabile - cek yegâne memleket Avusturya - dır. İtalyanın, e ve mütte- fiklerinin endişeleri bir çok sebep- lerden ileri geliyor. Bunları sira: siyle sayalım: 1 — Hitler Avusturyanın Brau- nau şehrinde doğmuştur. Ve vata- nı olan Avusturya, Almanyaya il- thak etmedikçe rahat durmiya - caktır. 2 — Avusturyalıların ekseriyeti ibtimal ki Almanya ile birleşmek arzusundadır. Bu birleşme vukua geldiği gün Almanyanın nüfusu altmış beş milyondan yetmiş iki milyona çıkacaktır. Alman ordu” sü da 12 fırka daha artacaktır. 3 — Almanya Avusturyayı alır ise Çekoslovakya kuşatılmı! ola - caktır. Almanya Adr) sahi linden yalnız 160 kilometre uzak! ta bulunacaktır. Macaristan ile hemhudut olan Almanya, Roman- yayı da tazyik edebilecektir. AL- manya devleti Karadenizde bir mahrece malik olacak ve bütün yakın şarkı eline geçirmeğe çalı -| şacaktır. 4 — Almanyanın Avusturya ile birleşmesi, Alman dahili piyasa - sını, genişletecek ve Almanyaya bir takım iktısadi menfaatler te - min edecektir. 5 — İlhak hadisesi, sulh mua - hedelerinin arazi üzerinde ilk ta- dili demek olacak ve müteakip ta- dillere vesileteşkil edecektir. 72 milyon Almanın bir araya gelme si, hariçte kalan diğer 8 milyon Almanı da ayaklandıracaktır. Bu suretle Alman ittihadı rüyası ha - kikate daha ziyade yaklaşmış o - lacâktır. Nihayet demir madeni de Almanya dahilinde kalacaktır. Almanyanın Avusturyayı istemesi en ziyade bu demir madeninden | kömürü almakta ve kömü!ğ -) at hasıl olacağı kolayca an İÜ dsmi görülüyor. Alman ileri geliyor. Çünkü Almanya muhtaç olduğu demir külçesinin| dörtte üçünü hariçten tedarik edi-| yor. Versay muahedesi Alzas * Loren, Lüksemburg ve Sârre min) takalarındaki demir madenlerini Almanyanın elinden almıştır. Almanya, sulh zamanında iste- diği kadar demir ithal ve ithar e- debilir. Fakat harp olunen deniz - lere bakim olmadığından kendi hududu dahilindeki demir ihraca- tına bağlıdır. Avıwturyadaki demir madenle' ri Alman celik ittibadınm malı - dır. Bu madenlerden günde 6000 ton demir külçesi ihraç edilmek - tedir. 1906 senesinde bu maden- den 2.260.000 ton külçe çıkarıl - mıştır. 1933 senesinde ise ancak ak 270.000 ton ihraç edilmişti ket bu sene 400.000 ton ç ğmı ümit etmektedir. Alpine Moutan şirketinin ettiği külçe Almanya içi b değildir. Şirket Almanyad ren vagonlara demir yü dir. Almanya ile Avustur?! için ne büyük iktisadi bir bilir. ettiği 300.000.000 ton küle manyanın harpte zayi ettiği mir madenlerinin ancak üf ridir. Madenin bir senede © ettiği azami miktar olan 2.2*£» tonu Almanya iki üç misli lâğ edebileceğinden külçe ihtiyacınm yüzde buradan temin etmiş ola Erzbergin haiz olduğu orası ziyaret edenlerin İ rinden anlaşılmaktadır. Şiğ mi ziyaretçi defterine yazılan ler arasında Saray Bosnad rülerek harbe sebep olan turya veliahtinin ismi ve * harpesnasında Alman harbi zaretine mensup bir çok Umumi harpten sonra ziyaret eden mühim bir İtalyalı Castiglionidir. Bu "(Xi bir zamanlar bu adamin # hal geçmişti. Ondan sonra Sti yasasına hakim olan meşi lerin ismi de defterde yazf'ft Voglerir çelik ittihadı Eisenerzin yegâne sahibidi hasıl demirle alâkadar bunlar arasında Skadanın çük çocuğu ve aileleri de ; rada Eisenerzi ziyaret etm Cephane aileleri de kadar bir seyahat yapmak “ tini ibtiyar edebilirler. (Devam al Polis haberleri den lmtentminnnizillnsiinndi k Atın ayağı karıld. N Istanbuldan Ortaköy? in vatman Yusufun — ida , tramvay arabasi balıkcı ". bindiği hayvana çarpmı$:” 4 nın ayağı kırılmıştır. 07 “ke Hafif yaralad' # ij Şoför Şükrünün | id3* di ; Edirne otobüsü Bayazıt! yk 5. da bir çocuğa çarpmı$” Ni yaralamıştır. » ti, Brşak yakalar Na Kumbaracı yokuşun" Yön yin Paşa apartımanın # da Madam Molamonun Y/ iş den 1700 lirasını çalan kalanmıştır. atl k; Yüzme bilmediği > Küçük çekmecede Y” > zere denize giren 2 Ulim, yüzme bilmediğ” ğulmuştur. ih Tramvaydan ati Eminönü — Fatih d yl yının sahanlığında” / 1 istiyen (o Hüseyin i pr” çocuk müvazenesini i Ya yere düşmüş ve sol aY*” vi tır. a ve il b eğ