) Soda ( plane bir kadına dir çalıyot açık mektup? ktepten çıktıktan ve haya-| kâtibelikle ve daktilolukla| 'ğikten sonra evlendiğinizi di dokuz aydanberi evli ol- Uzu yazıyorsunuz. Ev ka -| ait vazifeleri bilemedi- *0 ve kocanızın kazandığı | ir hizmetçi ve ahçı tutmıya İmediği için çok sıkıntı dilinizden Whuz olan ev kadınları bahsediyorsunuz. İunduğunuz müşkül mev- miyle takdir (ediyorum. sızı kadar anlayamazlar. Çün thlar ew hayatlarına ve ev ha- » vazifelerine okadar alış- dir ki bir kadınm ev vazi- bilmemesini ayıp telakkı - Onun için iyi ettinizde *tihizi bana bildirdiniz. ölü aklı liriydjı, #etiloluğa veda ederek iki, üç 1Y z 2m varla karşı karşıya getirir, taklit ai eni ill bir Hm, değildi, Aynı zamanda için- , nf 1 | Wi di mi i niye mesleği birdenbire terk Page bir meslek edindi- ateş st >. k vöfi al Ta, Püren ve tozlarını a- ei “', ki tahsilini yarım bıraka-| “e bahsr açılsa, Tramvayda, rda giderken Üniversite ta- İnin derslerinden filân bah- erini işitse derhal gözleri dr ve talebe arasında konu- N şeylere kulak misafiri. ol- "e bir başına kalır, akat sizin maruz kaldığınız Milerin sebebi daha derindir. b ağ edemez. Çünkü eski gg Miçe ettiğimiz şey olmuş- dan ) kalkmış gibi bir şey- : iza a! olan ih İstiraplarınız alışmamaz- doğurduğu ilk müşkülâttan #eliyor, Ben sizin gibi genç, Ve iyi, ev kadını anne tanı- kadın ezeli vazifesini kadınlığını ve anneliğini, €n tastik ettiği için Üniver-| 4 lenmişti, Fakat izdivacınm| manlarında, ne vakit Üni- n zevk alırdı İşte Üniversi- rakarak, isterse kâtibeliğe il apartımanın içinde bü- in büsbütün başka bir hayat ağa başlamak kolay bir şey ir, Çünkü o küçük apartr! kapanmadan evvel yaşa- Yat insanı hergün bir çok konuşturur, ( dertleştirir.| i kendi evinde insan bir- meden evvel (o tuttuğunuz mevcudiyetinizi sarmıştı. k sizin için yalnız para ğa mahsus olan bir faa- dığınız müessesenin yük- Vazifelerden birisini ifa et- mütevellit bir zevk de du-| «ihuz, müesseseyi yürüten! ili istirak ettiğinizi bik) Zevki size temin ediyor yeni mesleğinizin ne- olduğunu henüz anla- np 2. Bunu anlayamadığı-! dolayı size hiç bir kaba-| IğI son zamanlarda en bir tülbent bağlıyarak «ve bir göğüslük takarak yemek pişiren genç ka- ve kızlar nesli hemen he- âd ev idaresi öğre- “eta bir üveği çocuk gibi #dilmektedir. Fakat bu ih- seniz az zamanda te- için henüz zapdedil. Yepyeni bir arazidir. emen istilâ ediniz. 4 İ ve yanlış bir muhabbettir. sizl KR sp Bu yeni sahada sizin icat fikir- leriniz ve Kombinezon kabiliyet- leriniz bir çok imkânlarla karşi- laşıyordur. Vaktinizden ve eliniz- deki vasıtalardan isterseniz bu cat fikirleri sayesinde azami sw rette istifade edebilirsiniz. Müş külât. karşısmda çırpınacağınız yerde yenilikler icat etmeğe çalı şınız. Vaktinize iktidarmıza ve vasıtalarınıza göre kendinize mah sus bir ev idaresi kurunuz ve da- ima tecrübe ediniz. Bu tecrübele- rin size en doğru ev idaresi yolu- nu göstereceğine şüphe yoktur. Sonra siz iyi yazı yazarsınız, yap-! tığınız tecrübeleri ve vasıl olduğu| nuz neticeleri yazmak suretile de sizin gibi müşkül mevkilerde olan kardeşlerinize ve dolayısile mem- leketinize yardım ediniz. Memle- ket ve vatan nihayet bir çok ev idarelerinin bir araya gelmesin- den hasıl olan bir gül değil mi- dir? Mektubumun sonunda size şu- nu söylemeğe mecburum: Bu günkü halinize çok şükür etmeniz lâzımdır. Ev işlerinin a- ğır yükü altında inliyen ne kadar ev kadını vardır ki bunların baş larını kaşımağa bile vakitleri yok- tur. En küçüğü bir, en büyüğü on yaşında beş altı çocuğunuz da ok sa idi ne yapardınız? Çünkü böy- leleri de vardır. Fakat bunların hepsinden ev kadınlığının nuru akar. Yavaş yavaş siz de o hale geleceksiniz. Çünkü sizde - hüsnü niyet ve istidat var. Olmasa idi nasihat almak için bana müraca- at etmezdiniz. Tabii hakkınız var: Sizden her iş birbenbire bek- lenmez. Yavaş yavaş ve mes'ut duygularla tecrübeler toplamanız ve nihayet kadınlık şahsiyetinizi evinizin idaresi üzerine dökerek onu nemalandırmanız, nemalan- dırabilmeniz lâzımdır. Bunda mu- vaffak olacağınıza hiç şüphem yo- ktur, Çünkü nekadar genç kız varki mektepten çıkar çıkmz evlilik hayatına girdiği için ev idaresini sonradan ve mükemmel #u- relte öğrenmiştir. Sizin de on- lar gibi ilk zamanlarda müşkülât çekmeniz sizi yetiştirenlere raci olan bir kabahattir. Kızınıon ya- şından itibaren ev işlerinde yor- mıyan annenin muhabbeti sahte | Dedikoducu m Musolini ve Almanyadaki © hadiseler “Peşter Lloyd,, gazetesi yazı- yor: “(Fuvre,, gazetesinin Roma mu habiri, mevsuk membaa atfen K talyan hükümetinin Almanyadaki hadiseleri Hitler için gayri müsait bir vaziyettelâkki ettiğini bildiri - yor. Musolini, bu kanlı hadisele- ri Hitisin zaafına delil addet - mekte ve İtalyanın harici siyase » tinde bir değişiklik hazırlamakta- tır. i Akdeniz paktı hakkındadaki müzakerelere devam edilmekte - dir. İtalya diplomatik bir muvaf- fakiyet elde etmek için kendi siya- setini İngilterenin siyaseti ile bir- leştirmek arzusundadır. 7 i a sim Darülâcezede tetkikler : 4 Yarım akıllılar koğuşunda.. 9 — VAKIT 14 TEMMUZ 1934 semam Darülücezedeki zavallı tiplerden bazıları : İstanbulun en garip tipleri mu-| hakkak ki Darülâcezededir, Muh- telif senelerde şuradan, buradan gelmiş olan bu garip tipleri yakın- dan tetkik ettim. Kendileriyle görüştüm. Garip tiplerden birincisi Hüsni- yedir. zayıf, orta boylu, hemen bütün azası mütenasip olmasına rağmen kafası sivri ve çok ufak... Saçları da temizlik (o için kesildi- ğinden büsbütün ufak görünüyor. Önde sivri dişleri ve daima sert bakışı ile Hüsniye insana hiç de muniş görünmüyor.. Yaklaştım: — Nasılsm Hüsniye hanım? | Kaşlarını çattr: — İyiyim, ne olacak, dedi, ya- nında oturanlar gülüştüler,.. Hüs- niye buna kızdı. Dudakları kıpır- danmıya başladı.. Gözlerini açıp kapıyor, sert sert fakat (o hafifçe söyleniyordu. Hüsniye 927 de Edirneden gel- miş. 40 yaşındadır. Bundan on sene evel evleneceği zaman koca- sı ölmüş.. Bu kendi rivayetidir.' Ekseri zaman bahçede oturur, iyi! zamanlarında öteki kadınlarla gö- rüşür, Cuma günleri de süslenir, Darülâcezenin kapısı önüne çıkar, gelip geçenleri seyredermiş. Ben| gördüğüm zaman Hüsniye Bakır- köy emrazı akliye hastahanesin- den gelen yirmi kadınla bir arada oturuyordu. o Hepsinin (o başları traş edilmiş olan bu yarım akıllı. lar bana garip, garip bakıyorlardı. Kimisinin boynunda zeytin çekir- değinden yapılmış kolyeler, par - maklarında yüzük niyetine takıl mış düğmeler, kollarında iplerden bilezikler vardı.. Birden beş altı tanesi kahkaha koyuverdiler, Ba- na bakıyorlar, gülüyorlardı?.. Memurlardan birisi sordu: — Kızlar ne gülüyorsunuz? Hiç biri cevap vermedi. İtişme- ler, kakışmalar oldu. — Şu başı öne eğik sert bakan haşin Mürüyvettir, Çok zalimdir. Hasistir. Geze uyurken uyanır, ö- tekini berikini ısırır. —..., Şu sivri çenelizi Ayşe... Karadenizlidir — Yanındaki Nazmiye daha us- lucadır. Yalnız çek güler. — Leman... İnatçıdır. Kendi- sine Hatice adını taktı. Leman di- yenlere kızar.... — Zülfiye kına meraklısıdır.. Süsüne de pek itina eder. Zaten İlerindeki ipten bileziklere n ! iii ie ere Uşte kadınlar kovuşunda bulunanlar dan altısı, altta Darülâceze bir kaç kimsesiz.. düğmelerden yapılmış yüzükler- den de bu anlaşılır ya!... Müdür Cemil Bey (o bu şekilde hepsi hakkında malümat verirken Leman kulak kabarttı, — Benim adım Leman değil, Haticedir. Neden yalan söylüyor-| sun? Lemanın bu sözü öteki (o yarım akıllıları kızdırdı. Kaşlarını ça « tanlar, göz ağartanlar, kol vu- ranlar oldu.. Neredeyse döğüşe kalkacaklardı. Hemşire Saadet hanım hemen yanlarına yaklaştı. Belli ki yarım akıllıları çok iyi ida- | re ediyordu. Hemen kestiler bu aralık Cemil Beyle er- kekler tarafıma geçtik... Daha kapıdan girmeden küçük kafalı bir insan burada Cemil Be- yin yanıma yaklaştı. Gülüyordu. — Şu üstüm başıma bak! Elbi- selerimi aldılar. Hiç bir şey br rakmadılar.... Cemil Bey susturdu dönerek dedi ki: — Efendim, bunun adı Süley-! mandır. On senedir burada.. Sü- leyman temiz giyinmesini sever. Futbola çok meraklıdır. Bezlerden yaptığı toplarla bahçede oynar. Cumaları Süleymanı yalnız ba- şına dışarı bırakırız. gider, bedava | tarafından Şişli sahasmdaki ço"; cukların maçlarını seyreder. Ya - hıma sokulmasının sebebi, çama - şır dolayısiyle elbiseleri arkasın - dan çıkarıldığı için şikâyetidir. Bir köşeden birden © yapılı bir genç peyda oldu. Gözlerini bü- yüte büyüte geliyordu: — Bunun adı horoz Mehmettir. Buraya geleli iki sene var. Daha evel Haydarpaşada fakülte bina - sında idi. Büyümemiş, böyle kal mıştır. 30 yaşındadır. Yegâne me- hareti hayvanların seslerini taklti etmektir. .s.. Horoz Mehmet yanımıza geldi, durdu: — Horoz gibi öt bakalım, dedi- ler. Kısaboynu biraz uzadı, kafas' öne doğru eğildi ve öltü: — Üüüürüüüüüü! — Kuzu gibi mele? -— Meeeee.... Ve daha birkaç! cins hayvanın taklidini yaptı, ağa” | cm dibindeki sıraya oturdu. Cemil! Bey: “- Bir noksan var. Hüsniye.. Onu getirtelim de beraberce res- mini çıkartın bari dedi.. Birkaç ve bana | seslerini| Futbolcu Süleyman - Kına meraklısı -Horoz Mehmet! bahçesinde lar tarafından erkekler geçiyordu?... Hüsniye geldi; (o resmini alan Âliye dik, dik bakıyordu, Meğer daha evel Âliden makineyi iste» miş, alamayınca kızmış.. Söyleni- yordu: — Ben seni hapse atarım, ben dişçiyim. Vurursam senin yüzüne, tarafma — Versene onu bana... — Ah ben sana bir dayak at - sam.. Ağzındaki dişleri dökerim, Cemil Bey Süleymanın yanına oturtmak istedi... Razı olmadı. bir kâğıt dolusu üzüm — verildi. Aldı. Cemil Beye yedirmek istedi. Bu $1- | rada Cemil Bey sırada oturunca o da yanına oturdu: — Ay baba... Ay... Ye... Ben yi- yorum. Onlara vermiyeceğim. Ben senin anan değil miyim,..... Ye bakayım.. Ye... Yoksa senede döverim ha!... Cemil Bey çanarnaçar üzümler- den yedi.. Hüsniye sonra yanma oturan Süleymana da ikram etti. Fakat bir aralık Süleyman yanına fazla sokulunca hemen dürttü: — Git bakayım, git, yanıma ne sokuluyorsun... Şimdi hepinizi dö- verim... Hani »opap, hani taş... Kızmıştı, yerinden fırladı, Be- yaz baş örtüsünü kaptığı gibi ka- dınlar tarafına geçti, gitti, Yekta Ragıp Bulgaristanda matbuat Bulgaristanda matbuat hayatı « nın yeniden tanzimi için Bulgar hükümetin'n ittihaz ettiği bir ka- rar ile gazete ve mecmuaların ve diğer mevkut matbuaların sahip ve naşirleri neşriyata devamları - na müsaade almak üzere propa - ganda dairesine müracaata mec - bur tutulmuşlardır. Utro gazetesinin yazdığına gö - re bu hususta üç yüzü mütecaviz müracaat vuku bulmuştur. Dikka- te şayandır ki bütün istidaların hemen 1/Si gizli ve aşikâr ko- münist gazete ve mecmuaların « dan gelmistir. Tabiidir ki bu ga zetelerin neşriyatına nihayet veris lecektir. Yevmi gazete olarak Sofyadr yalnız Zora, Utro, Zarya Swobudr na, Retsch, Nowo Wreme, Kam- bana, Mir, Drewnik, ve Make - dakika sonra Hüsniye başını ört - rdu!., Öyle ya., Kadm-' donya gazeteleri intişar edebile - DOLAR ai