v F nesini sene edebilecek mi?. Orası Kapıyı açan li kız Nai- e Ne dedin?. daha belli değildi.. leye ilk sogusu Şu ol EK vini izzet Beyin bir çok müş-| . Bir taraftan een iş- — Bugün bana telefo eden ol- l iie eki Bi i eni düm, k w 29 Böyle malla bera- | lediği zamana eski (borçlar, du mu, Naile? 2 e eyer ai — in - li me Mek Mar bir taraftan ii her gün biraz Kız, Mal İri Beyin melon şap- sr ln My el Bir O Amma a T I £ EB I S 9 mz MU m e e e un yy e e on a n c cin e s) m ut Bey, zarar ettiğinden, | dale alıştıktan sonra, eline| du?.. Bir türlü anlıyamadım!... kepçe de alamazdı, süpürge de!.. — Olur mu ya!.. Peki, sen ne "Bir gün, gene ödünç para bul- dedin?.. Hiç bir şey töreni ar | mi? Mahmi amda çoktan kapatmıştı. Bununla beraber, ele bitme» mişti. Hazırdan yemek imkânı da g Si kalkınca, şundan bundan artık kendisinden yüz çevi eş Herhalde alacaklılardan bi- iseD en inç para alarak (gününü gün, dost peşinde dolaşan delil risidir; ire ne olur ne olmaz, $i- tell, hafta, © ayını ay etmek) ortalık kararırken yorgun, argımn| zin her zaman söylediğiniz gibi yolunu tutmuştu.. Bu vaziyette se- | eve döndü. söyledim!,. o Oğlu Gibi.. ' a e- | daha artan yeni borçlar... Ve tabii | kasile gümü; saplı bast tonunu a - Ee bu izahı | bir çok alacaklı!.. Ne yapsın? Ti- lırken, şu ai Dy pr paranız muhakkak Bine İyi kapatmak hususun - — Evet, bn İkindi da karar sahibi kendisi idi. Lâkin, | vakti ği çaldı!... masrafını kısmak (hususunda | (— Kimdi telefon eden?. karısı!... Ragıbe Hanım, ne aşçı si a u açtım, “Alo, alo!,, omuzuna koyarak: dedim. Bir ses geldi, bir şeyler söy- — Aferin sana! dedi, sen bizim ledi. Ama sesi pek uzaktan (geli- | hanımdan daha arifsin bu husus- yordu, kimi arıyordu, ne istiyor- ta! hazır!,, dedi. y, kızmadı. Bilâki yüzü ii e nizi Vi ke Adamcağıza elbezi ısmarlıyan- 5, senet hazırlanırken, umumi- | kadına yol vermeğe razı oluyor- Yetle şöyle derlerdi: du, ne de hizmetçi kıza... O, bun- — Senet Himerez ağ Pa ca sene ev işini başkalarına gör - min #€ borcuma sai ğlam bir um ii ny t ny me alamıyacığını, hic değilse Beğ aberi, en önce Şişlide duyuldu le almakta güçlük çekeceğini bun- ramvay durak yerinde" - iki r) “a senelik tecrübesiyle bildiği için şöyle konuşuyorlar: d — Çarpışma nasıl olmi Ben, bugüne b ği Ne liyi eli; lâkırdısın- Yolcuda! hoşlanmazlar, İzzet Bey ise w ti beş liralık kâğıt para şek- N inde değil, tıkır tıkır sayılan bo- uk para halinde bile günü günü: Maslak yolunda bir otomobille bir otobüs sese ikisi de de- rece dere: zedelenmişti. Kaza er yüzle kefili, küs lâfı da nereden — senet imzalatırtı. tatlı dille, , Sü uiş?. rekli... —Bu — Basbayağı!.. Otobüs, otomo- çi | bile, bi: indirmi ie? ei l — Önündeki simli görme | , im Li m a bal sane? is miş mi otobüsün $. mağ amcağız, terzilikle Sene ni ir ası gri ez zamanı- li abe m e | ee kapılarda Dr Irk yolun çel erine | ii matı * | çarpışma “Gayri kabili içtinap ex HİM 2 hükmü, a elbise si“ bir in almış.. Kaza vukua gel e iye ka, erdi. Ondan iş hr ilki, enin vereceği ii “Bak hele! vi ni” yahut icranın haciz ka- | . < Yaaa!, Eğer ieldü birdenbire İşte, kenıra çekilmeyip de yoluna de- Yette gi işlerinin gidi işatı bu vazi" | vam etseymiş, otobüs otomobile an te erzi İzzet Beyin mağa- | çarpmıyacakmış!, i — “Bana pek güzelsin, pek <azipsinl,, diyorsun, ama düşündüğün gibi e e emin değilim Böyle düşünmesen de h ç şüphesiz böyle der sin! — Ve ben böyle alelade de sen hiç güphenisi böyle düşünürsün! yyl m > Terzi İzzet Bey siz iz misiniz? “> Benim oğlum Şadan.. şi derhal (o bu Şadan Beyin tari emme ve Uzun boylu e ne h si ik. sene- | m Şişeden Samda? ; apk 1. diktirme, m. Hem de ye Atıfet Hanım, kocasının sarhoşlu- | şeci dükkânına dönüyor . Kapıdan Mi. neler.. , Diktirdiği İ ap bra v da PE ğundan bıkmış, usanmıştı. Hanım | geçen yahu di, sepet sepet şişe ala Takta,. ? hanımcık bir ev hanmir olasi ka) ve ya kırmağa başladı. Şimdi Ai Ah, oi iğ ter- için pek fıraklı bir bahisti!.. — Evet, beyefendi! —Aşkolsun sanz”.. Xime dıncağız, l almak istiyor. Evi- -ahrını çekmeğe razı idi. Fakat i lele bu kadar şşe ne işe yarıya- bu Gölmlli kahrına (tahammül | cak ya —. | rastgeldinse, nişanımın meleri, en sizin em baliset- etmek iy kendisini. çile - Ko ze e bozmadı: ör a beye mİ mişsin! den çıkarıyordu! — ru, bu da tasa mı? dedi, buçuk, ii yetendi. ı —Ben mi?.. Katiyen an Mütekait bir memur olan ko-| diz iz m: Sakla samanı, er ir şey me Yalnız | <ası Şevki Efendi, içki içmeden o zamanı, demişler. Günün bi- Tie ir hayli şey diktirmiş.. Siyeri ir şey" işitip işit- şevke gelemiyen bir adamdı. Ka- inde gaz bulamazsak, ağızlarına ödenmek üzere, veresiye | mediklerini sorarak ağız- | TIsının gece gündüz takaza ismi mum sokup şamdan yerine kulla- İni 5 larını aradim! doktorun sık sık bilhassa yaş iler- | nırız! çini çekti: yyl Jedikten sonra içkinin ne kadar za yy yy yy yy yyl ime a maalesef, daha borcunu | mizlemek. Lütfen şöyle buyurun, | rarlı olduğundan bahsederek ver -|f 4. ir ve Teşe ür! i.. İki yüz elli liradan faz- | beyefendi! “İdiği nasihatler ona vız yüzen ki genç şair, Babıâli kaldırı- za Şadan Beyin babası, hiç istifini Rakıyı evde içmek âdeti olduğun» mında karşılaşmışlardı. e Sanate abilir., Borç, ödenmek i | bozmadı: dan, hemen her akşam bir şişe ra- min dem vuruyorlardı: ünün birinde elbette öde-| — a anladınız, İzzet Bey! kı cebinde olarak kapıdan içeriye amanda £ şiir yazmak, ve im bura aya gelmekten mak- | B: ız da sözümü tamamlaya- | adım atardı. takdirle getirin Taği . Benim buraya ve Kocasma söz kâr: etmediğini Öteki, bu mülâhazaya iştirak â, Sid İLe e gözleri parla- mâksidim, oğluma © olduğu gibi | senelerdenberi görmesine rağmen, | etmemekle beraber, bir teselli a Beyin muhterem babası» | bana da veresiye elbise dikip di- | takaza etmekten kendini alamıyan | noktası buldu: a şöyle kesti: kemiyeceğinizi öğrenmek. Kefile | karısı, bir akşam'şöyle çıkıştı: — Fakat, mecmualar, nı tay İÇ şüphesiz oğlunuzun bor- | mutlaka lüzum varsa, oğlum bana | | — Bu zıkkımı midene indiriyor- | lunmıyan şiirleri teşekkürle iade tan ödeyip © hesabını tes | kefil olur!” sun, bi kalkıyor. Fakat ev gis! ediyorlar! 9—VAKIT 12 NISAN 1934 —— ZUSAR i günün birinde ii kei göremezsen, ne yaparsın?.. Doğrusunu söyl ; — Sen bu ve ne de yaparsan, ben ciciml!.. — Pa Vefasızl.. Beşi zamdan? -Kabahat | Napolyon Bonapart! ansada şehirden şehre, köy- den çe dolaşan bir seyyah, bir gecesini de vardığı m rden bi- . rinin han odasında i, Basık tavanlı, Be ayes si Kırık vaları ölkükmlş bir oda. kük eşya... Pis dememek için pek öyle temiz olmıyan. diyelim, > yatak.. Hulâsa, barmacak am altı berberde göze uyku gir- ği sabahlanan oda lardan bis Tüv Sabahleyin, han sahibi eğe > kahvaltısını getiren : hi: i ım arkası oda; ir u ben Ri kim — Ben!... Bu odada AR — see epin Ponapart yi e yale suratı asık bir tavırla mırıldandı: mparator, bir geceden faz- la izale pek haklı imiş! TE ğızda Olunca .. za ari erir bir dişçinin Mas giz yaptırdığı büyük apartma n önünden geçerken bir an ii dr binaya hayran hayran bak- e biri erdi sordu: — Aci .. yu kadar parayı ne- reden bul > Öteki, mini ndi: — Herifin eli ağda çıkmı- yor ki, Elbette bulur p Soyuna Çekmiyen.. Büyük harp sırasında ihtikârla zengin olan bir adamın oğluna keman dersi veren muallim, . bir gün bir dostuna şunları söyledi: — Ne kadar olsa ml u lıktan yetişmiş, soyuna .ekmiyen, piçtir. Çok doğru bir söZ- . Oğlan yayı eline almadan, süpürge sapı” na el dokunduruyormuş gibi, ya vuçlarına tükrük çisletip ellerini uğuşturuyor!