——ö — VAKIT © 30 MARTIS34 Hikâye MAMATUR Bundan tam beş sene evveldi. | Ava merak sardım. Bir çifte, bir torba alârm. Koyu yeşil kadife bir avcı elbisesi diktirdim. Çizmeleri giydim, ava çıktım. Ne bulsam avlıyacaktım. İster dört ayaklı, ister iki ayaklı olsun, karşıma çıkacak avı vuracaktım. Üç saat yol yürüdüm. Birden bire bir ağacın önünde duraladım. Dallardan birinde bir hayvan vardı. Tilki ile horoz ara- sı bir hayvan... Tasavvur edersi- niz O zamanlar, dedim ya, acemi avcı idim, Daha henüz avları ta- nmeyordum. E, yirmi beş sene, toptan sabun ticareti yapan bir tüccarın yanında muhasiplik eden bir adam, avdan anlamaz elbette... Mahaza, dalda gördüğüm hay- | van, bir adet çifteye lâyrktr. Tüfeği omuzladım. Nişan al-| dım, tetiği çektim. Hayvan düştü . Fakat siz aksiliğe bakmız, ki srk çalılıklarm arasma düştü. A- radrm, taradım. “Nafile... Bulma - nun işikânı yoktu. Bulamadım . Akşam eve geldim. Misafirler vardı. Meseleyi anlattım. Hacı Veli Bey güldü: — Anladım, dedi, bir mamatur yurmuşsun. Sordum: — Mamatur nedir? Hacı Veli Bey omuz silkti: — Amma yaptın ha?... — Neden? — Mamatur nedir bilmiyor mu- sun? — Bilmiyorum. — Yok canım... Mamaturu bil- miyen yoktur. Sofra başında herkes haykırdı: — Mamaturu bilmiyen yoktur! Hacı Veli Bey ilâve etti: — Mükemmel bir (hayvandır. Eti bal gibi tatlıdır.. Yazık, ki bu- lamamışsın. Kırk senedir, her cuma, her bayram, ,her tatil muhakkak ava gider. Vurmadığı hiç bir av kal - mamıştır, Önünde tavşan seke - mez, keklik uçamaz, geyik kaça - maz. Av maceralarmı anlattığı | zaman, herkes kulak kesilip din- ler... Maalesef artık avlanamıyor.. Romtizması var. İki deynekle ge- ziyor... Neyse, ben bir mamatur vur - muş ve bulamamıştım. Fena müteessir oldum. Ve o ge- ceden sonra, yalnız ve sadece ma- matur avlamıya ahtettim, Elime geçen fransızca, türkçe, almanca, ingilizce, italyanca, çin- ce, japonca lüğatlara baktım, Ma- matur diye bir kelime yoktu. Dülumun hayvanat kitabını aç- trm. Mamatura tesadüf edemedim. Her halde bu, yalnız avcıların bil. dikleri bir hayvan olacaktı. Ava çıkardım, silâhım omu - zumda dolaşır, mamatur arardım. Rasgeldiğim köylülere sorardım: — Buralarda mamatur var mı- dır?. -— Buralarda av boldur, iş avcı olmakta.. Bazıları da omuz silkerdi: — Mamatur mu?... Goliba ge - çen hafta, Ali dayı bir tane vur - de. YAZAN : İzzetoğlu Etrafımda bıldırcınlar, keklik- İ İer uçuşuyor, tavşanlar kaçışırdı.. | İ Ben, tüfeğime bile dokunmazdım. Benim gözüm mamaturda idi.., Öyle âdi avları vurup ne yapack- tım?, Vurunca mamatur vurmalıy- dım... Küçücük bile olsa, bir ma- matur vurmam lâzımdı.. İster inanım, ister inanmayın... Tam beş sene mamatur peşinde koştum... Fakat bir tek olsun vu- ramadım. Bugün — Hak rahmet eylesin — Hacı Veli Bey öldü. Acaba benim le alay mı ettiydi?... Fakat onun gibi, saç sakal ağartmış, hacı ol-| muş bir adamın, benim gibi biri- le alay etmesine imkân yoktu. Ha- yır, buna ihtimal vermiyorum... Bumun için ümidim kırılmadı. Arıyorum. Elbette bir gün bir mamatur vuracağım... Ve pişirip yiyece- ğim. Doldurup masamm üstüne koyacağım... Burnova cinayeti nasıl ölmüş ? İzmirde Burnovada genç bir a- damın sokak ortasında bıçak dar beleri altında can o verdiğini yaz- | mıştık. İ Hadise hakkında şu malümat | gelmiştir: Hasan oğlu Etem, henüz yeni askerden dönmüş ve Burnovada Patersonun bahçesinde çalışmıya başlamıştır. Hasan oğlu Etem, Cuma (günü gene akşama ka- dar. çalışmıştır. “Genç - bahçıvan akşam işini bitirdikten sonra evine gitmek üzere yola çıkmıştır. | Etem Efendi Burnovadaki tele- | fon santralmin önüne gelince, Ha- İ sip oğlu Mehmede tesadüf etmiş hadiss orada cereyan etmiş- tir, Hasip oğlu Mehmet o bıça- ör çektiği gibi Hasan oğlu o Etemi dört yerinden yaralamıştır. | Yaralı eczahaneye getirilmiş; | fakat o anda, ifade veremeden öl- müştür, Cinayetin sebebi tamamen meçhuldür. Beynelmilel İzmir panayırı! İzmirde açılacak 9 eylül bey- nelmilel panayır komitesi vali Kâ- ztm Paşanın riyasetinde toplana- | rak panayırda teşhir edilecek ec nebi eşya ve mamulâtı hakkm. iktisat, gümrük ve inhisarlar ve- kâletinden bazı noktaların sorul- masına karar vermiştir. | Bu iki vekâletten sorulacak nok- talar şunlardır: 1 — Memleketimize o panayır | münasebetiyle getirilecek ecnebi İ emtiasından hangilerinin satışına İ müsaade edilecektir, I 2 — Memleketimizle ticaret mu- kavelesi veya klering itilâfı yap mamış olan ecnebi memleketler- İ den gelecek mallar o hakkında ne | gibi muamele yapılacaktır. i 3— Panayir sahasının panayır rın devamı (o müddetince* ecnebi malları için transit deposu halin- | de kabulüne müsaade istenilmiş” tir. N Alınacak cevaplara “göre ko- mite vaziyeti yeniden mütalca ve tetkik eyliyecektir. | Bu içtimada panayırın açılış; ve kapanış tarihleri değiştirilmiş- tir, “Eylül panayırı o 26 ağustos zafer bayramında merasimle açı İ Benim fena halde canım sıkılı | Jacak ve on beş eylül akşamı ka- yor, sinirleniyordum. - z £ Ağ Bl 9 iü ğ panacaktır. VE Fransada ag Da tarntı 3 üncü sayılada) hakkmda deveran eden rivayetler- den doğan endişelerini izhar eyle" mişlerdir. Sağ ve sol cenaha men- sup fırkaların gizli teslihat hava» | disini © tekzip etmiş olmalarına rağmen, bu fırkalara mensup ce- miyet ve teşekküllerin hararetle si- lâhlandıkları sabit olmaktadır. Ve bunu da adliye nezareti, neşret- tiği tebliğ ile teyit etmektedir. Bu tebliğe göre Parisin muhtelif semt- lerinde taharriyat © yapılmış, bir muallimenin evinde ve daha bazı yerlerde bir çok silâh ve omühim- mat müsadere edilmiştir. Bundan birkaç gün evel mebus- luktan istifa eden M, Berjeri : na mında bir zat müfrit milliyetper- ver teşekküllerin teslihatı hakkm- da çok şayanı dikkat ifşaatta bu- lunmuştur. Bu zata göre kraliyet taraftarları, “Ateş salip,, , “Fran-| sist,, ve £ “Fransiz tesanüdü,, gi- bi faşist teşekkülleri, daha doğ- rusu bunlara mensup dört yüz bin “Mavi gömlekli,, tamamen silâk- lanmıştır. M. Berjeri diyor ki: “Eğer hü- | kümet bunlarm silâhlarını topla- mak huşusunu ihmal edecek olursa bir hükümet darbesinden ictinap i kabil olamıyacaktır.., Pariste sağa ve sola mensup te- şekküller arasmda henüz bir çalış- ma vuku (bulmamışsada Paris mülhakatında ve dahilde bazi kan- Ik müsademeler vuku bulmuştur. Son günlerde Pariste Fran ma- sonlara karşı çok şiddetli bir pro- paganda yapılmaktadır. “Echo- de Paris, gazetesi (o başmuharriri Henry de Kerilisin riyaseti altında bulunan milliyetperverler propa- ganda teşkilâtı bütün Fransada s0- kaklara beyannanteler asmıştır. Bu beyannamelerde Fran masonlara gayet şiddetli bir surette (o hücum edilmektedir. Cenubi Fransada “Cannes,, şeh- ! rinde mason İocasmmn yanmda bir bomba patlamıştır. Bu bombanm milliyetperverler tarafından ke- nulduğu anlaşılmıştır. Arabistanda harp b a (Baş tarafı 1 inci sayfada) bulunuyordu. o Verilen son malö- mata göre İmam Yahyanın asker- leri bu arazinin tahliye edilme - sinden istifade ve Tihameyi işgal etmişlerdir. ilân ederek oğlunu huduttaki kuv- vetlere karşı kumandan tayin et- miştir, Suudi Arabistanın Londra mü- messili, Yemen hükümetinin teca- vüz fikri üzerinde israr ettiğini, Tihameyi işgal Oilebunu gör terdiğini, kendisine (o teslim olmıyanları imha ederek tecavüz- kârlığı son dereceye götürdüğünü, i bunun iğin İki taraf arasında mü- nasebetlerin kesildiğini ilân et- | miştir. al a Belediye zabıtası nizamnamesi Belediye zabıtasına ait yeni ni- zamnameyi hazırlamak için çalı- şan komisyon vazifesini bitirmiş- miştir. Nizamna şehir meclisinin teşrinisani devresinde (müzakere edilecektir. —— Kurban satışları Kurban satışları eski senelere nisbeten “5 40 nisbetinde azalmış- tir. Son ay içerisinde şehrimize 10 bin kurbanlık koyu getirilmiş ve bunların ancak 5,500 ü satılabil- çı memuru Ali efendi ve ar geekiotis miştir. Bunun üzerine Kral | İbnissuut ta Yemene karşı harp | Umumi Tayyarecilik üç arkadaş Bu hâdiseden iki gün sonra Fritz Lözrer hatıratında aşağıdaki notları kaydetmişti: “Cehennemi bir gün geçirdik. Veliahtin zevcesi Stenaya geldi. Onun bizi ziyaret etmesi pek bü- yük bir tehlikeye sebep oldu. Zi- yaret edeceğini düşmanlar haber almışlar. Burası casuslarla dolu. Fransızların ve belki İngilizlerin de iştirakile karargâhımıza bom- ba tayyareleri tarafından sekiz hücum yapıldı. Burasmın cehennemden farkı yoktu. Havada tek bir Alman tay- yaresi bile görülmüyordu. Zemin- likten dışarı çıkmak cinnet, tayya- re ile havalanmak delilikti, Bru- no ile Göringi alıkoymak kabil değildi. Onlar önlerideki taze bomba çukurlarma atıldılar. Ben de arkalarından koşmak istedim,, ». Bruno Lörzer zeminlikten dışa- rı çıktığı zaman Wangeroogda ge- çirdiği bir mezuniyet gününün tat- lr hatası gözünün önünden bir an için gelip geçti. Ondan sonra Bomba tufanı onu bir tarafa fır- latmıştı. Biraz sonra toprak, toz ve gaz ortalıktan zail olunca ya- nında kafası toprağım içine gömül- müş ve iki büklüm olmuş kır renk- te bohçamsı bir şey görmüştü. — Aman Yarabbi, Herman! Bohça yerinden oynuyordu bir az osnra toprak yığınlarının içinde bir kafa meydana çıkmıştı. — Çok şükür Herman.. Çok şü- kür. İnsan cümlesini tamamlamağa imkân göremiyordu. Ağız ve be- ğez toz, toprakla doluydu. Yalnız ! san söyliyeceğini şaşırıyordu. — Çok şükür Herman, sana bir şey olmadı! — Tabii bir şey olmadı, sapa | sağlamım, yukarıda güruha berha- yat olduğumu şimdi anlatacağım. — Delilik etme Herman... Yok- “ Müflis banker BE” im taşi o i .ye motörpom;. Deniz *kararlaştırılmıştır.'nsul- lün karağınlarının örtme peş. diği Miotis lerini kaldırarak me- | tet- MİŞ, ğüi bir şekle sokulması masır belediye meclisine reis Ydiği bir takrir ekseriyetle | Fa #ilmiştir. Temmuz 1934| kap'n itibaren tatbik — edile-| ei rin İ M“diyenin şimdiye kadar mu- 1... lis olamadığı (o memleketin | limiel şekli hatırası da yaptı- ünü ' İderilmiştir. Alden Emette 3 bin o dönüm S'bağ işlenirdi, elliden fazla ! “Sapmağa mahsus fabrika ça» “ta idi. Emet halkı işsiz kal- tı, bağlara ariz olan (filok le ağda fiatının O düşkünlü- len bu sanat gerideka ı halk kendisine yarar umum* ““ ilmak zaruretinde kaldı. Sasamafih “- 5 bundan dolayı değil vahşiyane ve | | ateşli bir sevinçten dolayı de im | . | susta bir malümat olmadığı, ken- W Saşdik edilmek üzere vekâ- | farın dama geldiğine dair müflis bankerin eden tünyanın dört tarafındaki adam” emirlerandan telsizle talimat almakta” “ Harpte ve Casusluk birden tay- yareye yaklaşmışlardı Prusya başvekili umumi harpte başından geçen maceralar ai e Ceneral Göring'in sa tayyarene binip uçmak mı is tiyorsun? O anda gene yukarıdan düşen bir bomba vızıldıyarak yere sap- lanmış, patlamış ve çıkardığı müt- hiş taraka ile beraber (o oralarını i altüst etmişti. Her tarafa alevle beraber bomba parçaları yaıyl- mıştır. Tayyare hangarının gerisinde, bombaların tesirile ikiye ayrılan montaj mahallinin önünde iki tay- yare duruyordu. Bunlar tayrana ' hazırlanan iki marti kuşu gibi sal- lanıyorlar ve titriyorlardı. — “Belki daha.. Albartros. Tah- rip edilmemiştir!,, İki arkadaş içinden topraklar fışkıran tılısımlı ormanın içinde nefesleri tıkanacak kadar büyük bir süratle koşuyorlar, etraflarında uçuşan bombaların çelik parçala» rile sanki yarış ediyorlardı. — “Herman... Biz yükselinciye | kadar... Biz yükselinciye kadar düşmanlar kaçacak...., Arkadaşı uçmak istiyordu, mümkün olmıyan bir şeyi yapmak istiyordu, çarpışmak ya- hut ölmek istiyordu, yahut Allah fi bilir ne yapmak istiyordu... Her- halde muhakkak olan bir şey varsa o da mülâzim Bruno Lörzer arka; daşile beraber hareket edecekti. Yapılacak olan iş üç bin defa Gin net, yahut mânasız bir kahraman- lığın fedailik yolu da olsa Bruno arkadaşı Göring'in yanından ayrıl mıyacaktı. Bu aralık sol taraftan yerde yu- varlanan bir cismin kendilerine doğru gelmekte olduğunu görmüş- lerdi, Bu yuvarlanın cisim bazan çamur sütunları arasında kaybolu- yor, sonra gene meydana çıkarak yerde (o yuvarlana yuvarlana onlara doğru yaklaşıyordu. Sanki müthiş bir fırtıma onu iki arkada- şın bulunduğu tarafa üfürüyordu. — “Bu da kim? Gelen Motton değil mi?,, limanımızda ! banker İnsullü oraya çıkaracaktır.“ Buhususta İnsullün Romanya bükü metinin muvafakatini istihsal etti ğide söylenmektedir. Bununla bes manya konsolosluğundan bu hu dilerinin de Bükreşten malümat is- İ tedikleri cevabı verilmişti Banker İnsull, Miotis vapuru, “ limanımızda durduğu müddet er. nasında kamarasından hiç dışarı B çıkmamıştır. Miotis vapuru, seyâ*. Haati esnasında, nereye gitmesi lâ“ İK olda vapuru dün gece o£& vakti Berga limanımızdan hareket etmemiştir Kınıktan İvrenememmssmasssansannu ema bacıKözm ONGRELER için öld 14 Hilâlahmer İstanbul merkezi kongresi 6 nisan cumı günü sat 14 te cemiyetin o Cağaloğlundak” merkezinde yapılacaktır. yi | (Devami var) raber dün müracaat ettiğimiz Ro- 1S Le PE ZİLE İEİT Fİ İİİ İT EĞİ ata”