4 | h Vakıt'ın Edebi Tefrikası — Minimini Kız Ve Aşk Yazan: Selâmi İzzet tüne dava açarsa N0.17 | m TE MEKTUPLAR Bir borçlu dava üs- — Çocuk istemiyordun . Ali, | munistirler onlar. Yastığı oyar- |Alacaklı matlüdunu ne vakıt çocuğum olmadı. İstedin, Gülse ren doğdu. — Bana ondan bahsetme, o, benim. — Ben ıstırap çektim. Acıdı: — Sahi, ıstırap çektin. Hatırladı: — Sonra kabul ettin... — Paranı mı? Ali Bey kalktı, iskemlesini itti, balona çıktı, Marmarayı seyre başladı. Karısı, divanın yaştıklarını dü- zeltti; — Kabul ettim, çünkü bir gün düşüp kafanı kıracağını biliyor dum. Ali Bey baktı; — Düşüp kafamı kırdım. Sen ne olacaksın? — Senin yanında yaşıyacağım, — Bizim yanımızda yaşıyacak. — Benim lekeli ismimi mi taşı | yacak... Çünkü... Marmara gecesi içinde güldü: — Namusum mahvoldu. Yarın bütün gazeteler, benim rezxletimi dünyaya haber verecekler. Artık bitti. Düşüp kafamı kırdım. Karısı inledi: — Biliyordum. — Sen namusun mahvolması ne demektir bilir misin?.. Bunun benim gibi bir adam için ne de- mek olduğunu bilir misin kadın? > Yalvardı, ona söyliyecek tam o oeözü buldu: — Biçare erkeğim! — Sıkılma, aldırma... Ve aklından geçen şey... Birdenbire bir kahkaha attı: — Zavallı Nuri!,, Ah sersem ahi, —18— Gülderen yatağına bakıyor- du, Artık sevmiyordu. Bir zaman- lar bu yatakta ne rahat ederdi. Gençleşmeden ve bunaklaşmadan evvel en rahat yer yataktır. İnsan yatakta meleklere kavuşur. Onla- ra elini uzatır, onlar ellerini uza- tırlar. Sarı saçları büklüm büklüm, yataktan korkuyordu. Öteki var, öteki gelecek diye. Bu da onun factasıydı. Herke- sin bir faciası vardır ve en acıklı facia odur. Başkalarının faciasile iar, yorganı hafifleştirirler. Bu ya” takta yalnız yatılabilse... tahsil edebilir? Seksen bin liraya karip bir o matlü- Uyku güzeldir. Uyuyan erkek |bumun tediye edilmemesi hasebile icraen le kadınlar bu güzelliği mezler. Yatıp uyurlar. Marmzra melekleri, sahillerde ney çalıyorlar. Gülderen indeli: — Ne talihsizim! Yastık yanıyordu. Yorganı a- ğardı. Öteki fırsat gözlüyordu. Gelecekti. a Ötekini kovmak için haykırdı: — Baba! Aile facinsı, gönül faciasmı defeder. Daha az acıdır. İnsan düşünür: “Ne olursa olsun ben benim!,, Fakat gönül faciasında insan benliğinden çıkar. Ve Gülderen böyle bir facizya razıydı. Yastık yanıyordu. Melekler ney çalıyordu. Minimini bir kız kadınlaşmıştı. Bu kadın henüz erkek nedir bil- miyordu, mini mini bir kızdı. Neyler!,. — Yarabbi! Sen bana yardım | et! Elimden geleni yaptım ben... Kendimi müdafsa ettim. Başıma nasıl geldi bilmiyorum. Evlenmek istiyorum ben... Gecelerin uzleti müthiştir. Ço- İ cukların yoldaşı meleklerdir, ih- tiyarlarm yoldaşı ölümdür. Fakat kanın sevda istediği demlerde, gecelerin uzleti müthiştir. — Yarabbi, yalnız kalmak iste- eriyorum! - Ve korkuyordu. elek ç pm Ve Ali daha yalnızdı. O, Meleklerin neyini duymu- yordu. Ölüm kanmda değildi, ak- Imdaydı. Her düşüncesinin sonu ölüme varıyordu. Nuri ile gönder- diği mektuplar onu siyanet ede- miyecekti.... Ve aklından hep ö- lüm geçiyordu. Hep o müthiş ne- ticeye varıyordu: Neye yarar? Neye yarar?... Niçin?.. Ne ola- cak sınki?.. Değer mi?. Ve bu suallerin sonu hep ölüme çıkar. i (Devam var) Nİ Matbaamıza gelen eserler: : merk ME Hukuk gazetesi sayısı çıkmıştır. Bu sayıda Cevat Hak-| daka sonra meşgul olunur. pa Fuat Şükrü Beylerle üniversite pro-| Gülderen yatağının önündeydi. Marmâranm nurları camı ok şuyordu. — Benim günahlarımm CEZA sm ver Allahım, amma babamı | koru! a | denize doğru çevrildi: — Sen bizi ai Yarabbi! Anlamadığı ne çok #eyler var. dı, Facia etrafında döneşiyordu. İhtiyar arkadaşı Nuri Bey gitmiş- ti, Babası sinirliydi: Facia karşı. sındaydı: bu yatak artık bakir de. ğildi. Ve gökler susuyordu. Marmaranın göze görünmiyen melekleri, sahilisrde ney çalıyor- du. — Yarahbi... Başmı szlladı ve baska bir şey söylemedi. Iktivatla, yavaş yavaş yorganı kaldırdı... Bir levanta çiçeği ko- kusu... Gülderen yattı. Uyku ilâheleri ..kşadılar. Ne fetörlerinden “Saim Ali, Mehmet Alİ) ,Ayni, Örer Celâl Beylerin ve ecnebi! ” Profesörlerinin istifadeli makale ve etüte| leri vardır. i Hukukçulara tavsiye ederiz. Kur'ana göre Hazreti İsa'nın babası Geşen sene “İslâm dininde © etlerin tezkiyesi,, adlı pek mühim bir eser nef” reden dokter Milâslı İsmail Hakkı Bey bu defa “Kur'ana göre (Hazreti İsanın miştir. Gayet açık bir ifade ile yazılmış mesi, müteaddit Kitabın naşiri İkbal kütüphanesidir. o—— tal edilmiştir. 25 davada hükü- metimizden 890.000 lira tazminat isteniyordu. farkede: |vuku bulan ve bana ipotek edilen fab- ile makinelerinin paraya çevrilk mesi talebine mütedair olup takip tale- bim üzerine berçlu İtiraz etti. İtirazı ic- ra hakimliğince de reddolundu. Bunun üzerine borçlu tarafıdan bir borçtan kurtulma davası & ikame edildi. Bu dava tam iki sene sürdü ve nihayet borçlunun haksız olduğuna mahlcemece karar verildi. Mahkemenin (bu kararımı borçlu temyiz etmişse de temyiz netice sinde de borçlunun haksız olduğu tebey- yün eyledi. leye devam etmek icap ediyordu. Bu ke- re de borçlu icra muamelesini (durdur. mak için bir taraftan birinci hukuk mah- kemesinde ipotek rmeamelesinin ipoteğin ipteli için bir dava ve bir ta- de güya makinelerin başkasına satıldığı hakkında istihkak iddiasına dair diğer bir dava ikame etti ve ettirdi. Ve birinci hukuk mahkemesinden bi- Evelki dava bitmişken yeni açılan her dava dahi benim matlâbumun İstifasma mani olacak ise borçlunun bir dava bitin- €€ hemen diğer bir dava açacağına ve şu ortalıkta emniyet olur, emniyet olma» dikça itiher üzerine iş inkişafı busüle gelir mi? VAKIT — Bu hususta Adliye Vekâletinin tedbir alması muva- fık olur. Türk Hanımları Esirgeme derneği balosu Türk Hanımları Esirgeme (o Derneği riyasetinden: Türk Hanımları Esirgeme © Derneği menfaatine martın (15) İnci © perşembe günü akşamı Tokatlıyan salonlarımla ve- rilecek “Balo,, mevsimin çok samimi ve neşeli balosu olacaktır. rr Talebe birliğinin tertip ettiği seyahatler Cevat Hakkı Bey tarafından neşredil- yl Mili Birliği U. mekte olan Hukuk gazetesinin 3 ürailikler Talebe Birliği U. kâtinli. Kurban İzmir, Bursa, Zonguldağa ellişer kişi lik üç kafile halinde seyahat tertip edil. miştir. Yapılacak bu seyahatlerin kayıt müddeti kadardır, uh Yi Emniyet sandığı müdürlüğün- babası,, namiyle bir kitap daha © neşret.| den: Eb. 2. Velit Bey 3 eylül 932 ta- olan bu kitap Hazreti Meyremin evlen| rihinde sandığımıza bıraktığı pa- iz ağn ae Hee .| Ta için verilen 17146 numaralı bo» yeti İsann babası olup olmaması ve ik) Noyu kaybettiğini — söylemiştir. insanın Kur'ana göre yaradılma tarzı ve) noyu kaybettiğini (o söylemiştir. Melek ve Cebrail ve ruhlar o hakkında| Yenisi verileceğinden imi lâyik bahisleri ihtiva etmekte-| hükmü olmıyacağı ilân olunur. kisinin (10728) $ Arabacılar cemiyetinden aldı- Türk-Yunan mahkemesinde! ğım 2167 numaralı ehliyetnamemi Türk — Yunan muhtelit hakem | zayi ettim. Yenisini alacağımdan mahkemesinde yeniden 25 dava ip ! eskisinin hükmü olmadığı. ; Bağbaşı sokağı “e yumarad z N a *İ köprüyü müdafaaya memur olan 5 —VAKIT 7 MART 1934 —— UMUMİ HARPTE i eşkilâtıMahsusa 1 KA ACA VAKIT'ın yeni Tefrikası: 123 Yazan: A. MiL Zürk çetelerinin hücumu başladığı zaman .. Ibrahim Beyin kumandasında bulunan çeteler, beraberlerinde İs- tanbuldan gelen zabitler, Yusuf ihtimale karşı son dakikada arttır. mışlardı. Bu müşkülâta bir de Bulgar çe- Ziya, Nuri ve Rıdvan Beyler, be-! telerin tavır ve hareketleri inzi- raber olduğu belde tayin edilen | saatlerde Ustrumcadan hareketle hududa gelmişler, huduttaki Sırp nöbetçilerini baskın vermek sure - tile bertaraf etmişler ve ondan son ra yollarma devamla tayin olunan hedeflerine doğru karanlıkta ilerle meğe başlamışlardı. Hududun ö- İ bür tarafında çeteleri karşılıyan kılavuzlar çetelerin takip edeceği yolu gösteriyorlardı. Ani bir hücum Çeteler ertesi gün sabaha karşı tesbit edilen saatte hedeflerine vâ- sıl olmuşlardı. Daha şafak sökme- den evvel Sırp müfrezelerile mü- sademeye tutuşmuşlardı. Sırpların topçu mevkii beş dakika devem €- den bir çarpışmadan sonra zapte- dilmişti. Sırplar Türk çetelerinin bu eni hücumları karşısında her şeylerini bırakarak firar etmeğe başlamışlardı. Türk çetelerinin hücumları baş- ladığı zaman Vardar üzerindeki Sırp kuvvetlerinin bir kısım zabit- leri (Valandovo) da bulunuyorlar dı. Bu zabitlerden birisi binbaşı olmak üzere üç dört tanesi hem hafız Recep Efendinin çetesine mukavemet etmek imkânmı gör- mediklerinden, hemde Vardar köprüsünün müdafaası için lâzım gelen tertibatı almak üzere müsa- deme mahallinde hazır bulunmak istemediklerinden Valandovadan hareketle (Kaliso) ya doğru kaç- mağa başlamışlardı. Fakat yarı .l yolda Doyranlı İsmzil onbaşınm kurduğu pusuya düşmüslerdi. Bu - rada kısa bir müsademeden sonra bu zabitlerin cümlesi imha (edi mişti, Pusuya düşerek ölen binba- şının üniforması çıkarılarak İstan- bulda askeri müzeye nakledil- mişti, Valandovadaki Sırp kuvvet- lerine gelince bunların adedi tah- min edildiğinden ve haber verildi- inden çok fazla çıkmıştı. Buna rağmen hafız Recep Efendinin 90 kişilik çetesi oradaki Sırp kuvveti- ni mağlüp ederek Udovoyu zaptet- mişti. İşler ilk müsademe saatle- rinde çek iyi gitmişti, Bütün mev- kiler işgal olunmuş, Sırp zabitleri öldürülmüş, Sırpların top mevkile- ri zapt ve orada iki topları cepha- nesile beraber iğtinam edilmişti. Vardar köprüsü ve Bulgarlar Şimdi köprünün de ele geçiril mesi ve oraya yerleştirilecek dina” mitlerle berhava edilmesi lâzım geliyordu. Halbuki Sırplar köprü- yü şiddetle müdafaa ediyorlar ve oradan bir adım bile ayrılmıyor lardı. Köprüyü muhafaza eden kuvvetlerin tahmin ( edildiğinden çok fazla çıkması işlerin süratle ilerlemesine mâni oluyordu. Her- halde Türklere karşı dostluk eseri göstermiyen Bulgarlar Vardar köp rüsüne yapılacak taarruzu evvelin- den haber vermiş olacaklardı ki Sırplar oradaki kuvvetlerini her LİMA mam ediyordu. İbrahim Bey çete » lerile beraber hududu geçen ve Vardar köprüsüne kadar beraber gelen Bulgar çeteleri tek bir silâh atmamışlar ve müsademelere işti rak etmemişlerdi. Onlar müsade » melere bir müddet seyirci kaldık» tan sonra gene geldikleri yere çe-" kilip gitmişlerdi, Yalnız bu ric'at esnasında Bulgar çetelerinin reisi | (Çobanof) arkasından yaralan» mıştı, 4 Bu vaziyet karşımda müsade» meye devam etmeğe artık imkân kalmamıştı. “Sırplar imizle müsademeye tutuştukları zaman en yakın mıntakalara haber göm rinden arada geçen müddet zar fmda bu kuvvetlerin de geleceğine şüphe yoktur. Filhakika biraz #0n- ra köprülü istikametinden görü nen bir trenin askerle dolu olduğu halde Vardar köprüsüne doğru yaklaştığı görülmüştü. Bunun üze rine Sırplardan iğtinam edilmiş a topların ikisi de faaliyete getirile- rek o tren müessir bir top ateşi als tma alınmıştır. Atılan mermilere | © den birisinin tam isabet etmesi i zerine bu tren derhal durdurulm ve makinesi geriye hareket ed treni itip geldiği istikamete gölürr | müştü. Bu suretle tehlikenin 3 atlatılmış o Fakat aradan çok geçmeden bir tren de Üsküp istikametinden gelmişti. Bunda hiç olmazsa iki ta» bur asker ve miktarı kâfi top varr dr. Tren kumandanı tehlikeyi gö- rerek katarı uzaklarda ai : ve onun için bu İkinci treni ie ateşi altma almak mümkün olama» mıştı, İki tabur Sırp askeri ile be- raber yeni gelen Sırp toplarda trenden çıkarılarak Vardar köp: rüsünü şiddetle müdafaa etmekte olan Sırp kuvvetlerine iltihak et tirilmişti, İbrahim Bey bu vaziyet karşı sında Vardar köprüsünü zaptede miyeceğini anlamıştır. Bunu Yap- mak için mevcut kuvvetleri kâfi | gelemezdi. Bulgarlar çekilip git tikleri için onlardan da bir yardım. beklemek beyhude idi. Köprü zaptedilmedikçe uzaktan berhava edilemiyeceği ise aşikârdı. Onun için çeteleri geri çekmekten başka bir çare kalmamıştı. Fakat bu çar reye baş vurmadan evvel Sırp ara- zisi dahilinde bulunan Türk ahali yi kayırmak lâzım geliyordu. Türk © ler Bulgar toprağından Sıp topra» ğına geçen ve bütün bir gün harp eden Türk çetelerine çok yardım. etmişlerdi. | 9 Sk 0 (Devamı vaz) i Bir vapur battı Bükreş, 6 (A.A) — İsti dan gelmekte olan Sanioni ins deki İtalyan petrol gemisi Kösten- ce açıklarında karaya oturmuş ve iki parça olmuştur. On iki kişi ölmüş ve on beş kişide yaralan« mıştır. Yaraları ağırdır. vi iğ