am IŞARETLER 1 A Balkan medeniyeti. nasıl doğacak? | Balkan Misakı Balkan milletlerinin! sula, “dostluk ve anlaşma yolunda epi tıkları güzel eserdir. N Dünya bir tarafında içteniçe parçala” birken Avrupanın bir köşesinde. birler, imelere doğru ilerliyor. Bugün Balkân| misakı siyasi Bir vesikadır. Bu siyasi ve- sikanın manasi; bizlere meler aslattı-! ğine anlamak için: Balkan, Balkanların ta eski zamandanberi akıp giden mu kaddaratını tanımak lâzımdır. Balkan. lar uzum asırlar biribirini ancak Barpte| Nisaiye profesörü ilk açılış dersini Tıp fakültesinin İstanbula nak-! o Profesörün dersini linden sonra hastahaneler yanımda | dx,entlerinden (doktor tanıyan komşulardı. Balkanlarda — birl amfi şeklinde birer dershane ya- | Remzi Bey Türkçeye çevirmiştir. kahkahanın altında bir kesilmiş kelle s-. pılması kararlaşmiş, dershaneler- | o M. Lipman üniversitenin nisaiye tıtrdı. Esen rüzkürda yanan bir çatının! den biri bir müddet evvel Cerrah- | amlisini açmakla ve ilk dersi ver- enzi yakan kokusu ve taze barut duma: | i yanında yapılmış | mekle büyük bir duyduğunu ne tüseedi. “ Balkan kayaları mairlâren bir) yam e Şerit deiydaği mezbâhanın üstünde kafa kesilen — kanlı! İsa m Bak) nında inşa olunan dersshe açılmış- dikten sonra nüfuslarmı arttırmı- | kanlılar tarlalarını sürerken, toprak el-| tır. ya muhtaç ve taraftar memleket- tınıdan sapana takılan bir kelle, bir ba o Dershaneninaçılışına üniversite | lerde kadın sıhhatinin çok büyük cakln karşılaşırlardı.. Balkanlar ade ö profesörleri, docentleri, hastahne | bir ehemmiyeti haiz olduğunu ilâ- © lülerin mezarlığı idi, | doktorları davet edilmişlerdi. Sas | ve etmistir. | | | et on ikide nisaiye profesörü M.! Profesör nis3iyeciliğin tarihçe- ek 4 ç tarihi sepeti gipman dershanenin e e çıkmış Almanca olarak dershane- | ni safha, safha anlatmış, nisaiye- | İ eki omü br kaslı acer sense izde” Zi ve — rasanı haline koymuştu. Fakat begün,| TN ilk açılış dersini vermiştir. © | ciliğin tekömülünde âmil olan bey- om! M Tevfik | ei agi Dünkü insan dünkü bugünün tarihi bugünün —— — 1. lm Bomba hadisesi | Haliç boşalıyor Şirket müdürü zararın sebeplerini anlatıyor Alâkadar bir makamın statis- tiğine istinaden Haliç şirketinin | zarar ettiğini, bir sene içinde nak- z kı . lolunan yolcu adedinin geçen yıl- ele hüküm Reşit beZ* ra nisbetle pek bariz bir şekilde e peş e düştüğünü yazmıştık. Haliç şirke- ti müdürü bu hususta sorduğumuz ları ölüme değil, yaşamağa, (köne de #il, “ sevgiyey harbe değil, sula sürük- Tüyor. Dün © harp ne kadar tabü de sulh o Kadar zaruridir. | 5 üm bü kl inilen Felat) İstintak hakimliğince bu yüisalı siyasi bir zaruret haline ke-| başlandı e daha esaslı, daha devamlı bir sulha| ee o SE Bye İG ein öiüğler ide hüzün öte | Erel ime Kerim ila bae taptaze bir baldedir. Genç Balkan dev-! ba birakma hâdisesinde suçlu gö- İetlerinin mukadderatını — dünkü teknik) rülerek evvelki akşam Sultanah- © ve günya gidişi bakımından değil, haki-| met birinci ceza mahkemesine gön ki menfastler bakımından tetkik edecek olursanız bundan sonra dünyanın enaz övüşecek sahası Balkanlar olacaktır. / | İ zaya la” z i | larında tevkif kararı verilmişti. | Dosya, mahkemece müddei u- | | | Düne bakıp bana: ! İ , i ! — Söylediğin hayaldir. Diyebilirsi. mumiliğe. gönderilmiş, müddeiu- | suale şöyle cevap vermektedir: li g ii mumilik te dün tahkikatın derin-| o — Şirketin zarar ettiği muhak- ii benin getiğe değil Mbiye ŞVEL| İsli İlmesini belmet İli ii . per my İma ge Limni hr age hâki fini Bı zararın sebepleri de “ai - Güme, ceyap ve- - e < İh darı m ven ben değilim “LAK Ez) “m 1 — Otobüslerin rekabeti Yarınım zârareli, dünya gidişinin zaru-| © Bu hâdiseden dolayı suçlu ola- Er e ii Tu vi düzeni bunu böyle yazıyor. İ rak haklarda tahkikat yapılan | 7 — Halicin vaziyeti. tütün taciri Bafralı İbrahim, kâti- | Haliç günden güne tenhalaşı- Balkanlar burün ne haldedir? Buna! hi Cevat, ticarethanesinde çalışan | Yor. Halk daha ziyade şehrin di- Miz cevap emin güzel yönlerini! Manayrili Mehmet ve inşaat müte- | ğer semtlerine çekiliyor. Halicin Balkanlar bugün © Dançik, Triyeste| ahhidi Hafız Mehmet Ragıp efen- b eski sakinleriyle şimdikiler arasın- hattının şarkında kalış, garptaki atel; dilerin istintak hâkimliğince sor-| da keymiyet itibariyle | deheştli ye dünyasinin hâlâ haraç veren, verdi.) guya çekilmelerine başlanmıştır. | fark vardır. ğinden fazla mal alan memleketleridir. | * Samayilesen Avrupanm yanımda bir Yabancı diller mektebinde! talebe sayısı İ zirant memleketi olarak göze çarpıyor- < Edebiyat fakültesine bağlı ER bancı diller mektebine yazılı tale- be miktarı (2600) e baliğ olmuş- tar. Bunlardan ekserisi A kursu. | kisine nazaran pek Azalan yolcu- başa bir kurtuluş günü gözlemektedirler:| 25 devam etmektedirler. 2 kursun» | lardan çoğunu otobüsler taşıyor. Bu kurtuluş günü iç politikasında (bile da olan bir çok talebeler de B kur- Şirket vapurlarına bir sey kalmı yer tutan imtiyazlı yabaner sermayeye) suna inmek istemektedirler. yer. kargı istiklâldir. Bunu bir bir | seesmameenasananinsskkesinassasa1a1 sanssnez tabur asker, yahut bir siyasi | frkanın sanayileşmeleri ile mümkün olur. Bak! O Zararın miktarı hakkında he- müz bir şey söylenemez. Zararm muhittir. Herkes, sehrin yeni mın takalarına rağbet ediyor, Otobüslerin rekabeti de zararı Sanayileşen Avrupanın yanında ziraat memleketi o ne demektir. Bunun manasını gayet iyi anlarsınız. Malını w- cuz satan, pabalı alan bir memleket de- mektir. Bu yüzden Balkanlar baştan halletmez. Bunu Balkan kanlar muhakkak (bir gün bu davayı! lıların başbaşa vererek geniş — Br plân hakikatleştireceklerdir. Bu hakikat yep Haseki hastanesi salonunda ilk ders Haliç artık demoda olmuş bir verdi ve sözlerini Türkçe olarak Aptülhak Hâmidin bir cümlesile bitirdi üniversite | nelmilel profesörlerin isimlerini zikretmiş ve sözünü Türkçe ola - i rak Abdülhak Hâmidin “bir mil letin nüsvanı, derecei tekâmülü- nün mizanıdır,, sözüyle bitrimişir. Profesörün dersi çok olkışlan- ve üniversitenin günden güne te- | mış, kendisi dersten sonra tebrik Dün'de Haseki hastahanesi ya- ! kâmüle doğru yürüdüğünü söyle » İ edilmiştir. Haseki yanındı dershane amfi şeklindedir. Binanın yanında (lâboratuvar, mesai odaları, ameliyat odası var- dır., Tıp fakültesi nisaiye talebele- ri şimdiye kadar Hilâliakhmer has- kürsüsüne | sin, terakki ve tekâmül hamleleri: | tabakıcı mektebinde ders görüyor» lardı. Bundan sonra yeni dersha- i nede göreceklerdir. Musahipzade ziyafeti veriliyor İ “Müsahip zade Celâl Beyin “İs- | tanbul Efendisi, isimli . musikili komedisinin İstanbul şehir tiyat - | roşunda temsiline (evvelki gece | başlanılmıştır. “İstanbul Efendi- i si, Celâl Beyin yirmi beş sene ev- vel yazdığı bir piyestir.( Şimdiye ! kadar muhtelif operet kumpanya- İları tarafmdan iki yüz doksan do- i kuz defa oynanmıştı. İstanbul Şe- ihir tiyatrosundaki temsil piyesin İ üç yüzüncü oynanışıdır. “İstanbul Efendisi,, eskiden be- lediye reislerine verilen isimdir. ! Bu eserde eski çırşı pazar hayatı, | ve diğer bir çok eski an'ane ve iti- | yatlar karikatürize edilerek göste- irilmekte ve bu arada bir aşk | vak'ası anlatılmaktadır. Piyesin bu defaki temsiline re- fakat eden beste, o eserdeki eski | sarkıların Ferdi Fon Ştatser Bey tarafından artnonize edilmesi su- retiyle vücude getirilmiştir. Rad- İ yo şirketi, Şehir tiyatrosu temsile intaç eden sebeplerden biridir, Eş- | Yini abonelerine dinletmek üzere | | tesisat yapmış olduğu için dün ak- i şam ilk olarak “İstanbul Efendi- İ si, radyoda Binletilmiştir. i Bueserin sahnemizde üçyüz i defa oyannması mühim bir san'at | hâdisesi sayıldığı için şehir tiyat- 3 VAKIT 1 MARTI9M4 A emil Okuyucu arımızdan £ Hi i MEKTUPLAR i arsam aaseasama sera sanaamasaaan : mii 8 Se iskân işleri Dahiliye vekâleti; 8-3-933 tarih © ve 4595/2254 numaralı bir tebliğ ile — şirm- diye kadar sürüncemede kalan — mağ- dar bir kısım mübadil, harikzede ve mül- İtecilerin iskân muamelelerini intaç ve ikmal ettirmek istemişti. Şürayı devlet kararma istinat bu umumi tebliğin ahkâmma göre; 1771 numaralı kanunun heşrinden ©- vel herhangi bir mübadil, harikzede ve mülteci tarafından işgal edilmiş olan ha- ne ve diğer emlâk ve arazinin, . hakika- ten 28 mart 1930 tarihinde mer'iyete ko- İnulan tasfiye kanununun neşrine takad- düm eden zamanların işgal edildiği (o ta- İhakkuk eylediği / takdirde — işbu hane lerin veya emlâk ve arazinin tahsis kara- # bulunamamış ve vesikaları gösteril eden memiş © olsa bile — işgal (keyfiyetinin (fili tahsis) mahiyetinde o telâkki © dilerek bu emvalin işgal edenler namına temlik ve tescili ve adi iskân (hakkını tecavüz eden emvalin borçlanma konunu ahkmınca taksitlere bağlanarak (yirmi senede ödetlirilmesi) icap edeceği mu- hakkaktı. Manisa iskân memurluğu bu emir hükümlerine göre birer defter tan- zim edilmesini alâkadarlara bildirdi. Filhakçika bir kısım mübadillerin Lo- zan shitnamesi ahkömma tevfikan muha- 'ceret ettikleri ve iskân gördükleri halde işgallerine tahsis olunan hane, tarla ve ya bağ, zeytinlik gibi emvalin vesikala- rı ziyaa uğradığına, yahut da bu emva- Celâl Bey şerefine bir çay)lin onlar namına tahsis edildiğini teyit e- der bir kayda rastgelinemediği O cihetle böyleletinin (tescil ve temlik — işleri sürüncemede kalıp gidiyor. Dahiliye ve- kâletinin ba umumi tebliği dertlerine de- va oldu. Ve bu gibi mübadillere ait bir rer defter yapılarak köy muhtar ve ihti- yar heyetlerince tasdik olunduktan son- ra iskân dairesine tevdi ve teslim edildi, Bu dairelerce uzun boylu tetkik edilerek sıhhatlerine kanaat husulünden sonra ta- puya gönderilen bu defterler, oradan da, kayıtlarına işaret konulmak için emiâki milliye dairesine veriliyordu. Ne çare ki; emlâki milliye dairesi bu İtamim hükümlerine ve devlet şürası ka- rarma ittiba etmemekte musırdır. Bü'da: irelerce deniliyor ki? İ o (Devlet şürasmın bu kararı sadece dar avi dairesinden çıkmıştır. Ve yalniz bir imübadile, evet yalnız bir mübadile sit- tir. Umuma teşmiline imkân yoktur. Ve 1771 numaralı kanun iskân ve tahsis iş- lerine nihayet vermiştir. Bu kanundan sonra tahsis muamelesi yapılmasma ah- kâmr kanuniye müsait değildir.) Ve defterler inde ve reddolumuyor. Halbuki; tahsis meselesi mevzuu ba- his değil. Mübadil herhangi © bir hane veya emlâk ve araziyi, bittabi Lozan ahitnamesi ahkâmına istinmden, bin ye di yüz yetmiş bir numaralı kanamun neş- ii evel işgal etmiş.. mesele buna ra- cidır. İ Bu yüzdendir ki; bu macera, bundan bir buçuk ay kadar evel gündelik İzmir gazetelerinden O birinde pek haklı bir İşekilde mevzuu bahsolmuş ve daha büyük İmakamların nazarı dikkatleri (o celbedil- mek istenmişti. Bu neşriyata hakiki bir ehemmiyet at- feden dahiliye vekâletinin vilâyetten vu- dahilinde iş bölümü yaparak, Sanlr bir sulh ve medeniyet devri açacak biribörlerinin |tr. anlaşmaları temin ederek j İrosu san'atkârları, Müsahip zade Sali i â > | ” ku bulan derecesi, beş on gün sonra yapıla” İ Celâl Beyi kutlutamağı ve Vİ esk me İrieiz cevapta haki- i cak olan blânçodan sonra belli o- | ne bir çay ziyafeti vermeği karar- |de henüz müsbet bir cevap alınamadığı Sadri Etem İabilecektir. İ Ltmd, hayatlarında deve. den başka bir $€Y Sörmemiş olan ... Avrupalı: “Bir adam otomobil! li My sayesinde develerle kırk günde ittiği| rika #rapları vaktiyle ida len şeyin neye yaradığını bir Avrupalı. | yere bir günde varabilir, diye cevap) ii ... İçlerinden biri bu otomobil deni- gördükleri zaman 404P | dan sormuş... YETMİŞ | aztırmışlardır. ... Fakat arap bu sözden otomobi-! © Dehri Efendi — Demekki lin Faydasını gene anlıyamamış. Onun için: “Peki amma kırk günlük yere bir günde gidince insan otuz dokuz gün ne yapar?,, demiş! İ (Lotfen sayttayı çeviriniz) — kizgm çöl güneşinin altında ve deve üstünde 6- tuz dökuz ogün sallanp deve çifte hurma ağacınm dibinde yatıp uyumak daha rahat olduğunu bile halırma getir. İ memiş...