Liseler on iki sınıf olmamalı... “Liseleri 12 sene yapmakla Ü-! niyersiteye daha © sağlam talebe | itirmek mümkünse amenna !.. 11 senelik liseyi ikmal eden bi, | telebe eğer üniversiteye girmek kabiliyetini kazanamıyorsa tabia- tiyle 9 talebe Üniversiteye gire“ mez, girse bile muvaffak olamaz; veba kadar bir tahsili olduğun- dan da memleketin ufak memur | sınıfını teşkil eder ki buna da ih- tiyss vardır, Binaenaleyh liselerin müddeti- gi çoğaltmk ve fazla dersler ilâ- ye suretiyle tahsile sığmak bence hiç doğru değildir; esasen liseden bir gencin iş başına geçtiği enderdir. Uselerin umumi kültü | çü temin eden < müesseseler ve bunların hedefi üniversite oldu- göre 12 sene değil, 11 sene bile çoktur, Vakia ilmin hedefi yoktur, lâ | kin müstakil fa-liyete © geçmek | için aşılması icap eden bir üniver- site olduğunu kabul edersek ve onu da hedef ittihaz edersek ora- daki Faaliyetin daha ziyıde olma- —— sı lâzımdır. Evet bir genç liseyi | bitirdikten sonra üniversitedeki (O gencin seve, seve intihap etti- aliyet göstermesi lâzımdır. İşte şayanı teessüf o nokta burasıdır. İ Gençler üniversitede pek gevşek oluyorlar ve bunun sebebini muh- telif kimseler muhtelif sebeplere atfediyorlar, bu sebeplerden biri- de şu benim aklıma gelen olsa ge- rektir; Memleketi dahilinde demiryol- ları ve şoseleri az olan bir hükü- met her hangi bir huduttaki asa- yişi temin için seferberlik ilân et- | se ve muhtelif mahallerden top- lanıp ta bir.yerde birleşen ordu henüz kuvvetli ve sağlamdır. Fa- kat hududa gitmek için (o dağlar, tepeler, dereler aşaraka h“ftalar- ca yol yürürse elbette hu- duda vasıl olunca elinde silâhinı tutacak bir kuvveti kalmaz. İşte Kselerimiz de (böyledir; misaldeki dağlır, dereler, tepeler | lerde yüklü dersler senelerce uğraşan bir (o talebe el- bette üniversitede biraz değil, #- i dam akıllı gevşeyecektir. ği mesleğidir.) fevkalâde bir fa- | Evet vaziyet meydanda... Lise- olduğu gibi ayni zamandı her dersin mualli- mi talebesini, meselâ fizik mual- mi bir O fizikçi ( derecesinde görmek istiyor. o Tarih muallimi bir tarihçi görmek istiyor; talebe ise hiç birinin suinazarını kazan mamak için her birine istedikleri gibi çılışmıya gayret ediyor. Halbuki yarin üniversiteye gi- rince ancak yorulan dimağımı din lendirebiliyor!. Liseler 9 zuncu sınıftan itiba- ren şubelere ayrılalı, orta tah- silde azçok umumi bir kültür sahi- bi olan talebe merak ve heves et- ve hiç bir tesir altında kalmaksı - uzun âdeta serbest çalışır ve bu su retle çalışmıyı da ancak bu 3 se- nelik müdet te fazla bile gelir.,, de liselerimizdeki derslerdir ve kuvvettir. O Bu yüklü derslerle Darüşşafakadan Saraceddin Gençlik Hareketleri; İeci gurubu reisi Adnan, Temsil gutubu reisi Nnset Sala, Fotoğraf gurubu reisi Lâti, Spor gurubu reisi Retik Sezai, Ko- Talebe Teşkilâtı operatif gurubu teisi Fak, Muaşeret Kurubu reisi Refet, Neşriyat gurubu reisi Tarık Niyazi Beyler Bütün mekteplerimizde spor, | gecelerinin programma dahil o- | Talebe kırtasiye ihtiyacını ucuzca kooperatif, temsil gibi talebe fan- | lur. Ekseri haft-lar bizzat talebe | oradan temin eder. Kooperatif pyetlerinin arttığını ve bu sekil faaliyetin talebe için çok iyi neti- celer verdiğini memnuniyetle gö- rüyoruz. Böyle ders zamanından hariç zamanları fikir, spor, tem- sil ve saire gibi hayati seylerle meşgul olan gençlik teşekkülleri- ni tanıtmayı bir borç bildik. Her hafta diğer gençlik teşekkülleri- nin faaliyetlerinden muntazaman bahsedeceğiz. İstiklâl lisesinde talebe teşkilâ- tı (İstiklâl akademisi) namiyle toplanmıştır. o Akademi dokuz gruptan müteşekkildir. Temsil, Spor, Neşriyat, Kütüphane, Ko0” peratif, Sıhhat ve muaşeret, İZCİ, Fotoğraf.. Her grüpun bir reisi ve yedi i- dare azası vardır. Yalnız temsil grupunun o 7 kişilik heyeti ida-| resinden başka bütün arkadaşlara şamil (Temsil kadrosu) vardır. Temsil grupu her çarşamba | gecesi (Talebe geceleri) namiyle müsamereler verir. Bu müsamere. de bütün talebe ve muallimler bu | lunur. Bazı defa musiki grupunun | konserleri dinlenir. Bazı zamın. | lar memleketin tanınmış zevat | konferans verirler, Talebe, şiir ve monolog okur. Ve temsil grupu piyesler temsil eder. Hulâsa hu grupun vazifesi arkadaşlara bir haftalık yorgunluğu gidermeğe aktır. Bazı defalar istifade. li filmler gösterilir. Senenin beğe. ailmiş filmleri de arasıra talebe | unu da kooperatif teşkil eder.! arkadaşlarla bir muhtelif mevzularda konferans- lar verirler, Bundan gaye talebeyi bir cemiyet karşısında söz söyle- meye alıştırmaktır. Spor grupu mektepte voleybol, basketbol, futbol gibi maçlar ter- tip eder, Diğer mekteplerle te- maslarda bulunur. Bu suretle de iki mektep, gençliği bu vesile ile biribiriyle tanışmış olur. Bütün temaslar gayet dürüst ve samimi olmaktadır. Bu grupun vazifesi sPora karşı bir alâka uyandır maktır, N Neşriyat grupu: Mektebin sene- ik faaliyetini hulâsa eden (İstik- âl postası) nı çıkarır. Mecmua nın resimlerinden tab'ma kadar bütün işlerini bu grup hazırlar. Her sene çıkan . (İstiklâl postası) nın mükemmelliği talebenin bu i- $i ne derece bir muvaffakıyetle başırdıklarına bir delildir. , Kütüphane grupu: Bir ismi de bilgi grupudur. Oldukça zengin bir kütüphanesi vardır. Talebe teneffüs zamanlarında bu kütüp- hanede okuma ihtiyacını tatmin eder. Kütüphanenin kitıpları git- tikçe çoğalmaktadır. İstifadeli e- serlerin yekünu mühim bir adede baliğ olmaktadır. Bu grupun bir kurulduğu gündenberi mühim iş- ler görmüş, mektebe iyi bir mat- baa almış, müteaddit muharrirle- rin eserlerini neşretmiştir. Bu se- | neki heyeti idarede büyük bir gayretle çalışmaktadır. Sıhhat, muaşeret: Bu grupun çok büyük bir vazi- fesi vardır. Bilhassa temizliğe karşı çok hassastır. Küçük talebe- nin futbol oynamasma, sigara iç- mesine, uygunsuz hallerine mâni olur. Talebe gecelerinde salonun intizamını ve hayalındırılmasını temin eder, Mektebin müteaddit İ yerlerine astığı levhalarla arka- daşları, sıhhi bilgileri tatbika da- vet eder. Musiki: Bu grup talebe © gecelerinde konserler verir, Sesi müsait arka- daşalara şan yaptırır. Musikiye is- tidadr olan arkadaşları çalştırır . Geçen seneki grubun çok güzel bir cazı vardı. Bu O seneki grup daha ziyade klâsik eserlere ehem- miyet vermektedir. Ve mektep korosu bir kaç hafta evvel radyo- da bir konser vermiştir. İzci: Her mektepte olduğu gibi İstik- lâl lisesinde de iyi bir izci teşkilâ- vazifesi de (Okumayı) yayma-| tı vardır. Bu sene cümhuriyet bay- dır. Ve ayri zamında (İstiklâl | ramına (100) izci ile iştirik edil- postasma) girecek yazıları bu | miş, en ziyade beğenilen oymak- grun temin eder. lardan biri de İstiklâl oymağı ol Kooperatif: Akademinin bir ko | muştur. Bu grup pek yakında izci seyahate çıka- tiği şubeye girince sevse sevse! | Gençlerle Başbaşa ev işleri görür, borçluları Şevkiye H. Şehir tiyatrosunun - bahçesin- deyiz. Hava soğuk, fakat buna rağmen güneş te var. Güneşin çok olduğu ciheteki kanapelerin birinde oturduk, Konuşmağa baş- ladık. — Bu hayata nasıl başladınız? — Annem madam Mari Ferha ile babam (Komik Şevki) (Bey ilk gözümü tiyatroda < açtığımı söylerler. Hatta annem, dedi- ğine göre ekseri zamanlar kunda- ğımı tiyatroda yaparmış. Kendimi anladığım bir çağda sahneye çık- mağa başladım. Bana sahne ha- yatını ilk aşılıyan İrma dududur. İlk defa Cemal Sahir (Beyin trw- bunda Refik Kemal Beyle (Mari- ça) operetine çıktım. Bunda mu- vaffak olduğumu söyliyenler çok- tu. Bilhassa Muhlis Sabahattin Bey. takdirkâr sözleri beni tiyat ro hayatına büsbütün bağladı. Bir müddet sonra Muhlis Sabahattin Beyin yardrmiyle Şirya ( opereti- ne girdim. Bundan iki ay sonra da “Bu köy hayatı,, operetindeki partenerim Muammer de bize gel- mişti. Orada da hep onunla oy- namağa başladım... Bu sırada yanı başımıza figü- ranlardan birkaç kişi geldi Şevki- ye hanım sustu yerimizi değiştir- mek icap ediyordu. Karşı kanape- peye gittik. Şevkiye hanım de- vam etti: — Ah ne diyordum.. Bundan sonra yaz mevsimini geçirmek ü- i zere Atinaya bir seyahat yaptım. Ben orada iken (İstanbul sokak- larmda) ismindeki filmi oynu- i yordu. Bu film orada Oo kadar İ tuttu ki tarif o edemem. Orada | Türk filmlerine, Türk artistleri- ne bilhassa Ertuğrul Muhsin Beye karşı çok büyük bir sempati var. At'nada birkaç revü hatene oy- nadım. Beni çok beğendiler ve caktır. Fotoğraf grupu: Fotoğraf kolu (mektepte olan ber türlü faaliyetlerin, £ hariç te- | masların resimlerini alır. Ve bu resimler sene (sonunda İstiklâl postasındı neşrolunur. Bu gruplar İstiklâl akademi teşkil ederler. Ve akademi her on beş günde bir müdür Agâh Sırrı ' Şehir Tiyatrosunda Genç san'atkâr Şevkiye Hanım “Boş zamanlarda kapıdan çeviririm!diyor ayrılmamam için ısrar ettiler. Halbuki ben vatanımda kalmağı ve tiyatro tekniğimi memleketim- de inkişaf ettirmeği istediğimden Istanbula (döndüm, Ve derhal Darülbedayie girdim. Bu temiz muhiten ayrılmak istemiyorum..... — Opereti seviyor musunuz? — Operete delicesine âşıkım. Buna rağmen kendimi yalnız ope- retlere hasretmek © istemiyorum. Piyesleri de oynamak istiyorum. — İdeal rolünüz? — Daima Lübret kalmak, Çün- kü tipim buna müsait.. Bununla beraber muvafak olacağım. Bü- tün eserlerde oynamak istiyorum.. — Şevkiye hanım prima donna olmak ister misiniz? — Aman Melih Bey. Bunları başkalarına bırakalım. Hem ben fena halde üşüyorum. Biraz ço buk olun. Boğazım fena ağrıyor. Bu akşam oyun da var. — Peki, Film sanayii yede nasıldır? — Şüphe yok ki ilerliyor, gitgi- de daha ilerliyecek ve yerli film- deki terakki paramızın harice çık- mamasma yardım edecektir. Yu- karıda söylediğim gibi diğer mem» leketleri bilmiyorum, fakat Yuna- nistanda bizim filmlere fevkalâde rağbet var. — Bir artiste bulunması lâzım olan evsaf nelerdir? — Evvelâ senpati. Sonra iyi bir ses, serbesti ve aldığı rolü iyi- ce kavramak — Eski ve yeni tiyatrolar ara» smdaki farkı nasıl görüyorsunuz? — Kendimi bildiğim zaman eski tiyatronun son devreleri yaşı- yordu. Şimdiise onun yerinde yeller estiğini (o görüyorum. Hiç şüphe yok ki yeni tiyatromuz eski tiyatro ile ölçülemez. — Genç müstait arkadaşlardan kimlerden ümitvarsınız? — Arkadaşlarım hepsi kendi janirlerinde o muvaffak oluyor- lar, Daha fazla inkişaf etmek için sebat etmek lâzımdır. —Bir sual daha: Boş zamanla- rınızda ne yaparsınız? — Annemle evde oturur ev hizmeti görür, borçluları kapıdan çeviririm! Ekseriya bir yere çık- mam. Aynanın karşısına (geçer opereteki şarkılarımı okur ve dans ederim. Annem hasta olduğu için bazan eski (tiyatro hayatımdan bahseder. Oynadığı piyesleri an- latır. Fırsat buldukça da sinema- Türki- ya giderim. Şevkiye hanımı hayli sonra kendisine teşekkür yanından ayrıldım. Melih Nazmi üşüttükten ederek ————ğZğş Beyin riyasetinde toplanır. Yap- tığı işlerden izahat verir. o Yapa- cağı işler hakkında fikir sorar. A- kademi gayet ciddi ve o hümmalı bir faaliyette çılışmaktadır. Bü- yük işler görmektedir. (Bilhassa gençleri şimdiden kendi kendini lıştırmak itibariyle aka» demi çok faydalı neticeler ver. mektedir. Nu -Sa