Vakıt'ın Edebi Tefrikası Mg ag Minimini Kız Ve Aşk Nuri Bey gene heyecanlandı: kız. Bu, birçok tecrübesi olan tabi- atın cevabı, vaadi, yalanı idi. — Sen mes'ut oldun mu amca? Çekirgenin suali. — Bu sana ait değil. Bu ' da tabiatin cevabı; kimse- nin canma | için, snr vermiyen tabiatin cevabı, > ölmek istiyorum. Her şey beni eziyor. — Aldırma böyle şeye.. Sıyrı- kaç. Gülderen gözlerini yumdu. U- zun kirpikleri oynuyordu. Ve bir- denbire, değişik bir sesle: — Sen sıyrılıp kaçmışsın, öğ- retsene bana, Nuri bey fena bir açmaza düş tö. Böyle çıkmaza hiç girmemiş- gi Ona hilkat bir şey öğretmemiş- | ti, o bir şey öğrenmemişti, bunu miniminiye izah edecek miydi?. Hayır. — Bunü annene sor. -— O babama tâbi. Hem bu gün felâket var. Onlarm hepsi, mat- mazel bile, evde angın gibi telâşta., : ai — Sen de bayıldın. — Ben felâket var diye bayıl- madım. Öteki geliyordu da.. Kork tum. Masa döndü, düştüm.. Kirpikler kımıldıdı artik, pem- be yüz sarardı. — İşte gene düşüyorum.. Ne güzel.. irge ötmüyordu artık, Işığa ri imi, şarkı ay miyordu, akşam rüzgâr: kesilmiş» |... — ti. Güneş durmuştu. Nuri Bey içinden söylendi: “Güzeldir. Ve insan, benliğin- den sıyrılamazsa, | ihtiyarlımış demektir.,, Minimini kızın elleri titredi. Bir okşayışı özlüyordu., Mini mi- ni vücudu, bir kadın vücudu gibi kıvrandı. Hayat durmuştu, gün fazla kararmıyordu: Bir âşık do- ğuyordu. İhtiyar Nuri beyle, ihtiyar çam, bu güzel, genç, körpe vücuda ba- kıyordu. İlâhi Marmara, bu inki- şafı seyrediyordu. Öteki, benliği, vücudu, yüzü, eli olmıyan âşık, hulyalardaki âşık, avmı sıkı sıkı yakalımıştı. Ve göze görünmiyenin okşay1$ larmı duyduğu halde, mini mini N — Ölmek istiyorum! 7 olmaz; bu bir âdettir. Minimini başını salladı. Beni kucağını al, yatağıma Yatır, üstüme çiçekler ört. Bir meleğe | — Melek olmak istiyorum ben,. ra ARRAY TEŞEKKÜR Ailemizin büyük reisi babamız | Ben meleklerle konuşuyorum, Ve birden tashih etti: — Konuşurdum, artık dinlemi. yorlar. Ben de onları dinlemi rum. — Günah işliyorsun. işliyorum. EE — Öyle değiştik ki Gülderen, sa Felâketten beri mi?.. - Bu felâket mi?. | kisi gibi değilim. Ama kimseye — Mes'ut olacaksın mini mini | söyleme. Sana bir sir açtım. | — Benimle evlenmek istedin. I —Şakaettim. Mo? MAHKEMELERDE Staviski Resimden çıkan dava, beraetle neticelendi | Fransadaki mzli rezalette baş- lıca rol oynadığı mevzuu bahso- Marmara gene sustu. Kızıl gü: | lan Staviskinin kendisini öldür- neşi, ta ufkun ucunda ince bir kas | Müş vaziyette bir ( resmini meşre- ra bulut ikiye bölmüştü. derek matbuat kanunundaki bir — Ne düşünüyorum biliyor mu- | maddeye muhalif (o hareket ettiği sun Gülderen?. i kaydiyle aleyhine (dava açılan — Bırakacağımız, ayrılacağ- | “Akşım,, gazetesinin muhakeme- İ mız şeyleri, si, İstanbul birinci ceza M Hayır. Eğer on beş yaşmda mesinde dün sabah neticelenmi$” bir kızım olsaydı, kayguya, tasa: | Ör. ya düşecektim. Bu davada, Staviskinin kendi" — Düşmezdin, çünkü, benim | sini öldürmeyip öldürüldüğü yo” sana söylediklerimi söylemezdi. | lunda akseden bir haber ve g12€“ Eğer ihtiyar bir dostları, macera | tede çıkan resmin altına öldürül lar geçirne bir amcaları olmaz. | düğü yazılacakken intihar ettiği Yazan : Selâmi İzzet S5 —VAKIT 25 ŞU3AT 1934 sm. UMUMI HARPTE€ Teşkilâtı Mahsusa ALAKA A CN VAKIT'ın yeni Tefrikası: 113 Yazan: A. MIL Çete reisleri Istanbul- danhareketederlerken.. Çeteler bu suretle faaliyete | mişti. Meselâ Nevrekopta (Fili- geçtikten sonra Bulgarların da mü | pof) ve Ustrumcada (Spuşef) tereddit vaziyetlerini o bırakarak | bulunuyordu. kl BE koli Çete reisleri İstanbuldan hare- di air er yim Sof | ket ederlerken £ miktarları on ile komitecilerinden (Todor Alekecn | 9» bet arasında tehalif eden ge drof) la ceneral (Protogerof) u tecileri beraberlerine almışlardı. öreceksşiniz. “Lüx” olan eslâka | MEFK93İ (Fistana) olan Nevre- veee öte önli rikzdeimni kopta Halil ve İrfan efendilerin sa, genç kızlar sır vermezler. — İhtiyar ha. — Genç kızlar dertli oldukları zaman sır verirler. Benim derdim var. Felâketten dolayı, öteki fe- lâketten dolayı mahzunum.. Ça- | vesiz.. — Evet, çaresizliğe boyun iği- lir. — Ama ben boyun eğmek iste- miyorum. Ben anne değilim. An- nem gibi olmak istemem. — Onun gibi, benim gibi ola» caksm. — Amca, beni kızın, gibi ku- cağına al,. Ben artık minimini kı- zim, — Benim için artık mini mini bir kız değilsin, seni kucağıma. alamım. Bu akşam, kadınlık ha yazıldığı, bu yanlışlığın ertesi gün hemen bir tashih konulmak sur&- tiyle düzeltildiği, müdafaa olarak ileri sürülmüştü. Müddeiumumilik, ceza iste- miş, muhakeme karar için kalmiış- tr. Dün karar bildirilmiştir. Müdı- fan, varit (görülmüş, gazetenin neşriyat müdürü Enis Tahsin Be- yin beraetine karar verilmiştir. Bir sene hapsedilecek Japon sefaretine ait bir otomo- bilin manyetosunu ve (o Vasıf Bey isminde bir zatm evinden eşyası" nr çalmaktan suçlu Bilâl, İstanbul üçüncü ceza mahkemesinde mu mahküm olmuştur. yalina başladın. Ömrün oldukça Sarı ihsanın muhakemesi yalnızsın artık. — Uut., der ve onlar unutur. Dolandırıcılıktan O suçlu Sarı İs İşte görüyorsun - ya, . kadın | tanbul üçüncü ceza mahkemesin- oldun. Kadınların hepsi unut, | de devam edilmiştir. Dünkü muhakemede bazı şahit- İ — Ben artık mini mini bir kız | ler dinlenilmiş, muhakeme, tah- değil miyim?.. kikatın tamamlanması için kal» — Onlar unturlar, Onlar, ka: | mıştır. dınlar, her saat başka bir mah-| Hâmit Bey, temyiz âzası lökturlar.. Bazın melektirler, bas zan şeytan.. Ah Gülderen, kadın oldun.. — Senden nefret ediyorum. — Bravo), — Eve girelim artık, iy bravo!, rma, » Kesili bekl, ra susuyor. Kesilen bir — Yalnız kalmak istiyorum. — Gülderen, Gülderen, ben'ha» Yatta oldukça.. İstanbul ikinci ceza mahkeme- sen de si reisi Hâmit Bey, terfian temyiz mahkemesi âzılığına tayin olun- muştur. İkinci ©0za reisliğine kimin tayin olunacağı henüz belli değildir. Ceza işleri müdürü Adliye Vekâleti ceza işleri mü- dürü Hasan Beye, Gülhane hasta- hanesinde bir ameliyat yapılmış - tır. o Hasan Beyin #'hhi vaziyeti, — Ömrün oldukça yalnız kala | iYidir. <aksm dedin. Nazmiye Hanımın çantası — İnsan bir şey | söylerken | Nazmiye Hanım isminde biri- pek ehemmiyet vermez. Ben de | sinin para çantasını yankesicilk — Bunu herkes ister; kimse ra- felâketten sonra şaşırdım, Baban | suretiyle çalmaktan suçlu olarak | fena haberler aldı, bize kara ha- | muhakeme edilen İsmail isminde | berler verdi. Ben de gelip ihtiyar | birisi, bir müddet evvel İstanbul din dn öleyim amca, | SATIR altma sığındım. Geldin, | birinci ceza mahkemesinde dokuz matmazeli #sxvdın, buraya uyan-|ay hapse mahküm dın, heyecana, derdini kattım... | Temyiz mahkemesi bu kararı bir Ben de muvazeneyi kaybettim... | noktadan bozduğundın, İsmail olmuştu. Hayır, kötülük etmedim ama, mu | dün yeniden muhakeme edilmiş - vazeneyi kaybettim. (Devamı var) Yelkenci zade Şükrü Beyin başı» İYo- | mızdan ebediyen ayrılmasından mütevellit keder ve teessürlerimi- tir. Bozamaya uyulmuş ve İsmailin cezası, dokuz aydan yedi aya in- dirilmiştir. istanbulun plânı Şehrin müstakbel plânmı yap- > ze gerek şifahen ve gerek tahriren | irmak üzere açılacak müsabaka» — Hem de büyük bir günah iştirsk eden ve cenaze merasimin- | ya iştirak eden mütehassısların ve de hazır bulunarak elemlerimi. rapor ve projeleri dilimize çevril- Sin tahaffüfüne yardım eden bil. miş ve basılmıştı. cümle zevatı (Okiramaen derin minnet ve şükranlarımızm takdi- Bunlar juri heyeti | tarafından a izin ta, | etüt edilmeğe başlanılmıştır. Minimini k'zm yanakları gene | yaştutunu rica ederiz. kızarmıştı. — Sahiden değiştim. Artık e:-İ Oğlu: Lütfi, Damadı: Yelkenci ailesi namma: Hâkem komisyonu mart başın» da tekrar toplanarak (o tetkikata Hilmi | başlayacaktır. N verilecektir. ) | maiyetinde otuz kişi bulunuyor- : vi i du. Bu mmtakada çalışınlardan Teşkilâtı mahsusanın reisi olan İrfan <fendi çabuk İstanbula dön Süleyman Askeri beyden bu ta- limatı alan zevat erkânıharp yüz- başılarından Mehmet Ali bey, İs- mail Hakkı bey, Halil (efendi, Yahya kaptan, İrfan bey, Hafız Recep ve daha bazı kimselerdi. Bunlar kendilerine lâzım olan çe- te efradını gene Makedonyalılar arasından intihap ettikten sonra Istanbuldan Sofyaya hareket et- mişlerdi. Sofyadan kendilerine lâzım ge- len yardımı yapacak olan Bulgar komitecilere reisleri (Aleksand- bakamı5 “dilsiz. bir bee hapse | rof) ile ceneral (Protogerof) hü- kümete taraftar olan komitelerin başında bulunuyorlardı. Makedonya meselesinde başka bir noktai nazar takip ettiklerin- den dolayı Bulgar hükümetine a- Make- isti- cilerden (Sandanski) ile (Pani- çe) idiler. İstanbula hareke eden heyet Sofyaya vâsıl olduktan sonra gi“ dip “Makedonya oteli,, nde (A- leksandrof) la jeneral (Protoge- rof) a mülâki olmuşlardı. O otel de maruf Bulgar çeteleri kaptan- larından (Peter Çavlef) in hazır bulunduğu halde Türk ve Bulgar, çetecileri arasında bir müzakere yapılmış ve takip edilecek hattı hareket çizilmişti. “Makedonya oteli,, nde çizi- len program mucibince Makedon- ya ve Trakyada icrayı faaliyet e- decek olan çeteler Bulgar ve Yu- nan hududuna yakın olan nokta- lardan idare edilmek üzere dört cepheden mürekkep olacaktı. Ma- kedonyaya karşı hareket edecek olan çeteler (e Ustrumcadan ve Trakyaya karşı hareket edecek olan çeteler Nevrekop kazasının (Fistana) köyünden idare edile- cekti. Drama ve Serez mtakası Halil ve İrfan efendilere, Doyran mıntakası yüzbaşı Mehmet Ali Beye, Radvişte - Tikveş mıntaka- sı Yahya kaptana ve Cumaibalâ mıntakası Ali bey isminde birisi- ne tevdi edilmişti. Bütün bu harekâtı idare etmek ve daima nezareti altında bulun- ve Trakya liğine edilmişti. Ustrumca idi. Yukarda bahsettiğimiz dört mıntakanm idaresine tayin edilen Türk çete kaptanlarmın refakati- ne birer Bulgar komitecisi veril. beyin merkezi müş ve orada yalnız Halil efendi i kalmıştı. O Ustrumcıda (o yüzbaşı Mehmet Ali beyin maiyetinde Tik veşli Hüseyin kaptan ve Zeki kaptan vardı. Yahya kaptan da Mehmet Ali beye iltihak etmiş ve bu suretle dört çete orada yerleş mişti, z Sofyada (Makedonya) otelin- deki müzakereyi müteakip çetele- re lâzımgelen silâhlar ve cephane | tevzi edildikten sonra onlar tayin i edilen mahallere müteveccihen hareket eylemişlerdi. Ustrumcaya giden Mehmet Ali Beyle Yahya kaptan beraberlerin de bulunan Bulgar kaptanı (Spu- şef) in delâletiyle hemen Bulgar hududunu geçerek Sırp arazisine dahil olmuşlardı, çeteler Sırp toprağmda ikiye ayrılmışlardı. Mehmet Ali Beyin kumandasında “| olan bu kısım Doyran ve havalisi- ne ve Yshya kaptan kumanda» sında olan kısım İştip ve Radoviş taraflarma gitmişlerdi. Çeteler talimatnamesi mucibin- €e artık bu çetelerin dost addedi- len Bulgar toprağı ile alâkası ke- silmişti, Ne kadar sıkışmlarsa sr“ kışsınlar, bir daha geri dönmek yoktu. Çeteler her tarafta kendi başlarmın çaresine bakacaklar ve aldıkları emir mucibince Sırp top- raklarında oOTerreur (yapmakla vakit geçireceklerdi. Çeteler ta- kım takım ayrılmışlardı. Her ta- krma bir takım başı kumanda edi- yordu. 4 4 Hareket ve icraata zamanmda kariyelerin islâm ahalisi takımla» rı beslemeye mecbur tutulacaktı. Fakat bu hususta fakir köylüle- rin rencide edilmemesine dikkat olunacaktı. Çetelerin teşkilâtı ga- yet gizli tutulacaktı. Onun için muhaberatı da gizli yapılacaktı, Bulgar toprağındaki merkezlerle Sırp arazisinde çalışan çeteler a» rasındaki muhabereyi temin et- mek ve icabında silâh ve cephane taşımak için köylerdeki islâmlar- dan gâyet ketum ve şayanı itimat adamlar seçilecekti, Mehmet Ali Beyle Yahya kap- tanın çeteleri yolda bu teşkilât yaparak, köylüler arasında lâzım- gelen postacıları “intihap ederek ve her köyde mutemetlerini ka- rarlaştırarak ilerlemişlerdi. Çate- ler ilerledikçe köylerden kendi- lerine iltihak edenerle mevcutları gittikçe artıyordu. Bu suretle çe tecilerin adedi yüz, yüz yirmiyi