Vakıt'ın Edebi Tefrikası Minimini Kız Ve Aşk > Hehey! > Ondan nefret ediyorum, kimseye de bir şey söyliyemiyo- Fum.. İlk defa sana bahsettim. ari Bey, piposunun külünü dili, > Defolup gider. Sen işine bak, hayat güzel şeydir. > Ben hayattan korkuyorum, ama bışımıza bu felâket geldi di- | Ve değil. — Gözlerinden korktuğun an- aşılıyor Gülderen, sahiden kor- tUyor musun?.. Neden korkuyor- *in?.. — Ondan. — 0O.. Ondan sonra onlar ge lir.. Sen de bana neler söyletiyor- #un?. Baban dört ayak üstü dü- ter.. Sen rumba, fokstrot öğrenir- tin. Nişinlanırsın. Sana varımı yoğumu hediye ( ederim., Zaten vasiyetnameme yazdım. — Amca, ben seninle evlenmek | İstiyorum. (ç Sana itimad:m var. Sen onu kovarsın. Ben artık ken- dimde değilim. Ne olduğumu bil- miyorum, Meselâ geçen gece.. — Sus. — Bana olanları (geçen gece herkes gördü. Ben eve koşarken hizmetçiler, sa-tmazel, annem 8*- viniyorlardı. Ben, o gecedenberi yalnız yaşamıyorum. — B:na söylediklerini anlıyor musun?. — Ben artık hiçbir şey arlamı- yorum, Güneşi seviyorum. —4— Ve güneş bu mini mini kızı se- | yiyordu. Erkeklerin gururuna uç bu- |” cak yoktur. Ağaçların odüşündü- güne, güneşin hulyalar kurduğu- na inarmazlar.. Ben iddia ediyo- rum: Ağaçlar düşünür, güneş hul- | yalar kurar. Aksini ispat edin. Nuri Bey sordu: — Sahiden güneşi seviyor mu- sun?. — Seviyorum! Diye cevap verdi. Ve sustu. Nuri bey, kollarıni havaya kal dırdr, bir elinde piposu vardı. — Çapkın kız, sen aşkı seviyor sun. Fena şeydir bu. İnsan inanır sonra birdenbire inanmaz. an, ibi klarım olsun istiyorum. & slim — Kırmak için mi?, Ve ışıkta Nuri beyin kollariyle, çamın dalları... > Periye İnanır msm amca?. — İnsan inanmadan yaşıyabilir mi?. € ! — Ben kendim için tehlikeli eldum, başkaları için değil.. Ba. İtimet telkin eder.. Ben eskiden | başka şeyler telkin ederdim. O! Yazan : Seliâmi Izzet yakaladı mı tutar, Beni yakaladı- lar mı bırakmuızlardı. | — Ben.. | — Sen daha on beş yaşında değilsin. Ah bu kadınlar! Ve çam ağacı, güneşe uzanan dallar,. Gülderen sorar gibi yaptı: -—— Ben daha kadın değilim am- ca! Tereddüt etti: — Kadın sayılmam.. Nuri Bey yeleğini çözdü: — Bir zamanlar kadınları çok sevdim. Şimdi artık güneşi, Mar- mzrayı ve seni. seviyorum çocu- gum, şişman, anne gibi göbekli, ihtiyar bir adamım artık.. Haydi artık git minimini!.. Hayalı gör- düm. Gülderen yerde yuvarlandı: — Ne fena adamsın! | Saps:rışındı ve felâketin ehem | miyeti yoktu. ! — Fena mıyım?.. Fenayım ha? | Dile kolay bu. Zayıfken bana fe | nasın derlerdi. Bunu arlarım.. O saman o arzulanabilirdim.. Neler İ söyleniyorsun bina minimini.. — Arzulanırdınız ha?. — Zayıftım, gözlerimin altı çü- vüktü.. Alev alev yanardı gözle- rim, Pantalonunun kemer düğmesi ni çözdü ve inledi: — Hehey!.. Gür güzeldi, Marmara nefisti. Güneş lâtifti, Nuri bey tekrar etti: — Amca, içimde sıkıntı var. İhtiyar dostu gene yolu şaşırdı: — Baban dört ayak üstüne dü- şer.. Bana baksanı, ben sıkilyor mıyım?. — Sen her zaman böylesin. — Ama sen her zaman başka oluyorsun... Değişiyorsun, ismine Gü'deren“ “demek - istemediğim Gülseren., — Gülseren ben miyim?. — Sen olacaksın. O seni bıra" kıp g'decek, onlar gelecek. Bu arzudın © vazgeçeceksin. Başka arzulara kapılacaksm.. Bana ne- ler söyleniyorsun minimini kız, i neler söylen'yorsun?.. — Söyle amca, ben roman oku- dum. — Romanı; sana anlattığım ro- mant, kendi romznmı okumadın. -— Seninle evlenmek istiyorum amca, Ve minimini kız, güneş, Marma va ve ta ötelerde, uzakta, felâket. — Sen sardete inanmıyorsun amca?. — Eskiden dostumdu,'aramız açıldı. Var olduğunu biliyorum, ama hayır geleceğini sanmıyo- ; İrum,. Belki misafir gelir diye bek- liyorum. —“Sana geldiğini ben haber | vereceğim. — Sen yam*n bir kızsın. Ve Nüri Bey, suya düşmüş kö: | pek gibi silkelendi. i (Devamı var) KORKU Sadri Etemin küçük Hikâyeleri Kitap balinde basılıyor, yakında çıkacaktır. Şehir meclisinde Evleri su basarsa... Etfaiye vasıtasile boşaltma ilşin nekadar ücret alınacak? Tramvay ücretlerinden ve şirketten şikâyet — Mafes- ler kaldırılmalı İstanbul şehir meclisi dün bi- rinci reis vekili (Sadettin Ferit Beyin reisliği altında topalnmış- mıştır. Veremle mücadele demi- yetine ve spor cemiyetlerine yar- dım faslından tahsisat verilmesi hakkındak; hesap işleri müdürlü- ğünün tezkeresi bütçe ensümeni- ne havale edilmiştir. Buz bayiile belediye arasında” daki bir hesap ilişiğinin halli hakkında itilâfa dair tez kere iktisat ve kayınin encümen” İsrine gönderilmiştir. Büyükdere fidan'ığında yetiştirilen fidanla- rın halka nasıl verileceğine dai yapılan ve mülkiye encümenince tetkik edilen talimatnamenin bir kere de iktısat ve kavanin encü- menlerinde tetkik © olunması Nazmi Nuri Beyin teklifi üzerine kabul olunmuştur. Beşiktaştaki (o Spor caddesinin istikamet haritasınm tasdik edil- diğine dair mülkiye encümenince hazırlınmış olan m-zbata okun- muş, kabul edilmiştir. Mülkiye encümeni bu mazbata- sında haritanın tasdikinden evvel yerinde faaliyete geçildiğini ve bu hareketin © doğru olmadığımı söylüyor, bir daha tekerrür etme- mesinin makamdan temenni olun- masını istiyordu. Bu temenni de kabul edilmiştir. Heybeliadadaki yangın yeri- nin istikamet haritasınm tasdiki- ne dair olan (omülkiye encümeni mxzbatası da okunmuş muvafık görülmüştür. Su altında kalan dükkân, ev ve saire gibi hususi yerlerdeki bu kabil suların itfaiye © vasıtasiyle boşaltılması mukabili olsrak alı nıcak ücret hakkımdaki talimat- name mülkiye encümenince tet- kik edilmiş, umumi heyete getiril mişti, okundu, kabul edildi. Bu talimatnameye göre bina dışında- ve sokakta bulunan bir su mecra- sının patlaması dolayısiyle veya yığmur, kar ve sair bir afet tesi- riyle husule gelecek su istilâların- da itfaiye, suyu boşaltmak için gö“ receği hizmet karşılığı olarak hiç bir ücret almıyacaktır. Bina içindeki su Mecrası terti- batı her hargi bir sebep ve suret- le bozulur ve bu yüzden binayı su bas-rsa itfaiye suyu boşaltmak için göreceği hizmet karşılığı ola- | rak ilk yarım sastlik iş mukabili —idip gelme masrafı dahil— on lira ve ilk yürım saatten $on- raki yırmışar saatlik fazliyetler için beşer lira alacak ve küsurlar | duğu, halkın zarara sokulduğu söy | Hattâ bu yüzrden Türkiye ile Bul- leniyor, bu vaziyetlerin tetkik e- / garistanın arası açılmak üzere bu- Ruznamedeki meseleler bu su- | dilmesi, önüne geçilmesi” istenili- | lunuyordu. yarım saat sayralesktir. retle konuşulup bitirildikten son- i ra âza tarsfından verilen takrir. | ler okunmuştur. ! Lâtife Bekir, Safiye Hüseyin, Ayşe Remzi Hanımlarla doktor Hikmet, doktor İhsn Arif, dok-| tor Hulüsi Ertuğrul Beyler tara- fından verilen ( takrirde bazı ev- | lenilerek © noksanlarınn ikmali | Gidip telefonu açtığım zaman bir lerde hâlâ muhafaza edilen ve zi | için bu milesseseye paraca yardım ses: yanın girmesine mani olan kafesle rin umumi kaygusiyle kaldırılması isteni yordu. | sika gE | — Zi ww UMUM! HARPIE fTeskilku Mahsusa ANAK il VAKIT'ın yeni Tetrikası. 11 Makedonya ve Trakya cephesinde “Ben Enver.. Şimdi banbiye nezaretine lâftan anlar bir muharrir gönderiniz. Bazı şeyler söyliyeceğim,, Dört sens mütemadiyen omuz omuza harbsttiğimiz Almanlar | bu suretle silâh arkadaşlığının ne | ni tefrikamızın başında yazmış- demek olduğunu ve bizi niçin harbe soktuklarını bilfisl ispat ey- lemişlerdi. 1918 senesi mayısın sonlarma doğru cenubi Rusyada bulunan ve alman ordusuna men- sup olan 3000 kişilik bir alay Bavyer3 askeri Türk ordusundan i evvel Beküya yetişerek (orasını | na karşı hareket ediliyordu. O es- zaptetmek ve bizi emri vaki kar- Şısında bulundurmak istemişti. Fakat Enver paşanın biraderi o- lan Nuri paşının © kumandası | altındaki Türk askerleri daha ev- vel yetişerek (Baküdaki) petrol madenlerinin elden gideceğini an lıyan İngi'izlerin Irak cephesin- den İran tarikiyle alelâicele (Bı- küya) gönderdiği İngiliz cenerali (Dunsterville) in 1500 kişi ik bir müfrezesini mağlüp ettikten son- ra şehre girmeye o muvaffak ol- muşlardı. Bunnu üzerine ceneral (Dunsterville) (o bakyetüssüyufile gene Hazer denizi tarikiyle geri giltiği gibi Almanlar dı Baküya girmeye cesaret edemiyerek şima- li Kafkasyaya çekilmeye mecbur olr. uşlardı. Umumi harpte ordu- muzda yüksek mevkiler işgal et- miş olan ceneral (Vou Kress) o zamn (Sevastapol) dan vapura bindirilerek (Poti) limanma çike» rılan ve (Bakü) ya doğru yürü- yen bu Bavyera alayına kumanda ediyordu. Bu hadise de ispzt ediyordu ki şayet harbi kazanmış bile olsay- dık, Kafkasyanın Türkiyeye ilha- kma, umumi harpte bize düşman olan devletlerden evvel Almanya müm-naat edecekti. O zaman En- ver paşanın Alman yardımiyle korumak istediği muazzam Os-| çistan bizden daha ziyade teenni manlı devleti gayesinin gene Al | man yardımiyle suya düştüğü ve o gaye için akıtılan. yüz binlerce Türk kanının dı Alman menafii için akıtıldığı anlaşılmış olacak- ti. — İkinci Kısım — Teşkilâtı mahsusanın muhtelif cephelerde kolları olduğunu veher takrirde tramvay ücretlerinin faz- la olduğu, Tramvay şirketinin ihti- Yaçtan az araba işlettiği, bazı hat- $—VAKIT 23 ŞU?AY İi5öcnn, larda birinci 'mevki arabaların ikinci mevki arabalardan fazla ol- yordu. Bu takrirlerin ikisi de evelâ mü- | ristan arasında bu mesele hakkın- talcası alınmak üzere belediye re- | sliği makamına havale edildi. | Kemal Bey tarafından verilen takrirde Bakırköyündeki doğum evin'n hlka faydalı olduğu. söy- | edilmesi isteniliyordu. Bu takrir sıhhatin korunması | de bütçe encümenine havale edil. Harbiye nezaretine İâftan anlar di. ! bir muharrir sönderiniz, bazı şey- önümüzdeki salı günü | on dörtte toplanacaktır. ler söyliyeceğim.” j y ; Yazan: A, MiL çeteler... bir kolun başka maksatlar altında çalışmak üzere vücude getirildiği» tık. Kafkas cephesinde Dr. Ba- hattin Şakirve Riza Beyler çalışır- larken Makedonya ve Trakya cephelerinde teşkil edilen çeteler de Bulgar komitecilerile teşriki mesai ederek bir taraftan Sırbis - tan ve diğer taraftan Yunanista» nada Bulgaristan henüz Umumi harbe iştirak etmemişti. Bulgar hükümetinin alacağı vaziyet te şüpheli idi. İtilâf devletleri tarafı- mı yoksa Almanya » Avusturya ta» rafını mı iltizam edeceği katiyetle bilinemiyordu, Yalnız malüm olan bir şey varsa o da Bulgarlarm Ma kedonyayı unutmamış olmalarıy' dı. Onlar her neye mal olursa, ol- sun Makedonyıyı ve Trakyayı Sırplardan (o geri almak istiyor» lardı. o Gayeye vasıl (oolmak çin bangi tarafa (iltihak et- melerinin muvafık olacağı dü- şünüyorlardı. Onlar için Umumi barp baş- langıcnda vaziyet şu idi: Make- donya ve Trakya Sırbistanla Yu- nan'stanın elinde bulunuyordu. Sırbistan umumi harbe sebep ©- | lan memleket olmak itibariyle iti- lâf devletleri tarafmda bulunuyor- du, Binaenaleyh Bulgaristan da itilâf devletleri tarafma geçecek ve Sırbistanla omuz omuza harp edecek olursa Makedonyanm Sr“ bistanlan alınıp Bulgaristana ve- rilmesine imkân yoktu. Şu halde Sırbistana düşman olan tarafa ilti- hak ederek Sırpların mağlüp edil mesipe çalışmak ve o suretle Ma- kedonyaya malik olmak lâzım ge- liyordu. Bununla beraber Bulga- ile hareket ederek bir müddet da» ha beklemek istiyordu. K Onun maksadı bu intizar dev. resinde vaziyeti epeyce tetkik et- mek ve şayet Almanya tarafı gas lip gelebilecek ise, ondan sonra o nun tarafıma geçmek idi, Bir de o zamanki Sofya hükümeti Alman- ya tarafında harbe iştirak edecek olursa, bu musvenetini oldukça pahalıya satmak istiyordu. Hattâ harbe iştirak etmek için koştuğu şartlar arasında Şarki Trakyadaki Türk arazisinden bazı parçalarm Bulgaristana verilmesi bile vardı. O günlerde, Bâbrâli ile Bulga- da Almanya vasıtasiyle müzske- reler cereyan ediyordu. Ben de “Tanin” gazetesi heyeti tahririye | müdürü idim. Bir gün öğleye doğ- tu matbaada iken telefon çaldı. : — “Ben Enver, dedi. Şimdi (Devamı var)