ıs 10—VAKIT 15 ŞU?ATI9 34 Sürmeli Kapı yg ng — Mesel sinyor Grassi?.. Reymondun yüzünden gene ka- ra bir bulut geçti. Sonra cevap verdi: — Ben, Mister Vans, bu adamı p:k iyi tanımıyorum. Kendisi Mis'or Arşerin vazo kolleksiyonu ile fevk:lde alikadır görünü. yordu. Fakat bu alâkadarlık, böy le bir cinayeti irtikâp için kâfi se- bep teşk'l e'lemez. — Ha'lısınız! O halde Mis Hilda hakkında ne düşünüyorsu- nuz?. Reymond adeta yerinden sıç- radı ve: — Ne diyorsunız? dedi, Mis Hil'anm böyle kir şey yapması» na imkin yoktur. Bu düşünceniz gok yanlıştır. —Biz bursda ihtimellerden bahsediyoruz. Onun için işin hissi taraflarını bırakınız. Reymond tekrar oturdu. Vans da sordu: — Alışı Lizng bekikmda ne di- yorsunuz?. Reymond hemen cevap verdi: — Ahçı L'ang mı?. O adamın halinde esrarengizlik vardır. Ken disi her halde göründüğünden çok fazla olan bir adamdır. Çün- kü mesleği ahçılık olmadığı hal de -hçıl:k ediyor. Evimin pencere sinden onun saatlerce yazı yazdı- ğrmu gördüm. Bu adamm bende bıraktığı int'ba, casus olduğudur. Sonra bu adım san'atta anlıyor. | Çin s:n'atınm bütün esrarına vâ- kıftır. Birkaç defa onu bu odada Yazoları tetkik ederken, onların üzerindeki imzalsra bakarken gördüm. Halinden, tavrından, hem san'-tı, hem san'atkârı tanr- dığı anlaşılıyordu. Kendisi hiç bir kimseyle samimi görüşmez. Horkese karşı tekl'fli davranır, &- vin içinde sinsi sinsi dolaşır. Ona karşı zerre kadar itimat duyma- dım, Reymöond başmı iğerek biraz düşündükten sonra ilâve etti: — Onun buraya nasıl geldiği ve niçin geldiği anlaşılırsa, zan- neder ki Arşerin katli aydınlanır. Vans esniyerek izah etti: — Bu şarklılar, nedense, esra- rengiz olmakt-n hoşlanırlar, Ba» na kalırsa, bu Çinli ahçı, dün ak- şam burada cereyan eden hadise- lerden haberdardır. Fakat onun katil olduğunu kbul etmek için fazla delii'e ihtiyaç var, yalnız Çinli son derece ketum olduğu İ- g'n bir şey söylemiyor. Vans sandalyeye dayanarak Reçraanda dik dik baktıkt-n son- ra en mühim noktaya vardı: — Mister Reymond, sizin bu cinayeti irtikâp etmiş olmanız le- hinle bir sürü deliller var. Buna ne ders'niz?. Reymond şaşırmadı ve cevap verdi: — Arşer, Mis Hilda ile evlen- meme aleyht-rdı. Kendisi, belki de nüfucunu kullanarak bu izdi- vaza mâni olacaktı. Kendisi Mis Hildayı *azy'k ediyor, ona para hususrnda çok »kıntı çektiriyor- du. Hildanın serbest k-lması için Arşerin ölmesi Yzrmgeliyordu. Onun için ben Arşerı öldürmekle, şok zengin bir hanımla evlenmiş olurdum. Böy'e kir ihtimslin ak- ıma gelmesi mümkündür. Kevmon1 bir kahkaha saldık- tan #»nrs devam etti: — Haklısmız Mister Vans! Ayyy yy Cinayeti YAZAN: S. VAN DİNE Benim Arşeri öldürmeme #3ik o- lacak kâfi sebepler var. Fakat onun kardeşi Brisbeni öldürmeme saik olacak bir şey yok! — Evet.. Bu ikinci mesele işi bozuyor ve karıştırıyor. Bu sefer Reymond sordu: — Affedersiniz! Brisbenin ce- sedini nerede bulduğunuzu sora- bilir miyim?, — Cesedi vest'yerde bulduk. Anlaşılan siz bu sabah orya gir- medin'z?.. — Hayır gi:medim. Fakat az kaldı, girmek üzereydim. Girme» dim, paltomu, şapkamı,. misafir odasınm bir sind:lyesine etıver- dim. Vans başını salladı ve: — Nedense, bugün, bu eve gi- renlerin hepsi de sözleşmiş gibi, veştiyere uğramadan içeri gir“ mişler, dedi. Reymond düşünüyordu. Bu sözlerdeki istihzayı anlamamış gi bi hareket etti. Sonra sordu: — Anlımadığım seylerden biri de şu kapmın sürmeli olması. — Hangi kapınm.. — Arşerin maktul bulunduğu odanm akpısı.. — Onu biz de anlıyamadık. Hâdise başından sonuna kadar karışık, Fakat bu vaziyet, sizin uykunuzu kaçırmasın, Mister Rey mont! Çünkü bu kapıyı #'zin sür- melediğinize kanaat getirdim. Mister Reymond, bir sadmeye uğramış gibi başmı salladı ve: — Teşekkür ederim, efendim, dedi. Bu sırada zabıta memuru His içeri girdi ve Mister Vansa baka- rak; — Müsaade ederseniz evi baş- tan aşağı arıyalım!. Vans, Markama baktı, Mar- kam: — Pek âlâ olur! dedi. Bu işi ne kdar süratle (Yaparsanızo kadar iyi olur, His çıkıp gitti, Vensda Rey- mondla konuşmıya devam etti: — Mister Reymond! Çin vazo- larıyle alâkadar oluyor musunuz? — Çok az. Bu sual Reymondu şaşırtmıştı. Sonra ilâve etti: — Evimde birkaç parça var. Fakat bana bu işte mütehassıs denmez. Vans, masanın birine işaret e- derek sordu: — O halde Ting - Yas parçası hakkındaki fikriniz nedir?, Reymond ayağa kalkarak vazo- ya doğru yürüdü ve gözlerinde şaşkın bir bakışla: — Bu vazo, Ting « Yao değil! Vans da vazoya bakarak: — Ben de zannetmiyorum. Fakat bu değil. — Ting « Yeo vazosunu en son ve zaman gördünüz?. — Pek iyi (hatırlamıyorum. Dün sabah bu odea idim, Fakat dikkat etmedim. B-şka şeylerle! meşguldüm, Reymond Vansa bakzrak sor- du: — Bu vazonun da hâdiseyle a- lâkası var mı?. — Belki.. Arşerin kolleksiyonu Komünist fırka- sında söylenen sözler yap © tarah A (nel sayıfada) saluımak için humalı bir surette çalışmakta ve üssüaskeri vücuda getirmektedir. Japonya, bu üssü- askeriyi vücuda getirmek ve bunu bize saldırmağa elverişli bir hale koymak için memleketin bütün ha- yat kuvvetlerini sarfetmektedir. Japonyanın uzak şarkta müda- faa tertibatı yapmadığını ve bize saldırmak için hazırlandığını biz askerlere şu açıkça göt- termektedir: Birinci olarak: Japonya son yıl- lar içinde Mançukuoda huralı bir enerji ile şimendiferler yapmak'a- dır. Bu havalide 1000 kilometre- den frzla demir yolu yopmuştır ve bütün bu yollar Sovyet hududuna doğrudur. Bu dem'r yollarmdan yalnız yüzde 30 u iktisadi mahi- yettedir; yüzde 70 i askeri mahiyet te olup İsponyanın bize karşı bes- lediği saldırıcı emelleri göstermek- tedir. ; İkinci olarak: Japonya şöseler yapmaktadır. Aynı müddet içinde 2 bin kilometre şöse yapmıştır ve bütün bunlar sınrlatımıza doğru yapılmaktadırlar, Üçüncü olarak: Japonya, Rus- ya smırlarındı 50 aerodrom ve tay yare karargâhı yapmıştır.Bunların çoğu Mukden — Harbin — Tesitsi- kar müsellesi içinde ve şimalde- dir. Japonya harbiye nazırı Hayaki Sovyetlerin Mançırkuo sınırları bo- yunca 100.000 asker ve 300 tay- yare topladığını iddia etmiştir, Bi- zim orada ne kadar askerimiz ol- duğunu söyliyemiyeceğim; halbu- ki Japonya bu smırlara (130.000 asker dökmüştür. Bu da Japonya ordusu askerleri sayısınm üçte bi- ri demektir ki, buna Mançukuo'da- ki 100 bin kişilik ordusunu da kat- mak gerektir. Japonya oradaki nehir su kuvvetlerini 24 harp gemi- si ile kuvvetlendirm'$tir. Tayyarelere gelince: Uzak şark ta 300 tayyaremiz bulunması kabil dir. Fakat lüzum görüldüğü za- man hükümetimiz bu yerler ne ka- dar gerek ise o kadar tayayre gön- dermeği bilecektir. Japonya uzak şarkta 500 tayyare bulunduruyor ki, bu da büyük bir harbe hazır- landığımı gösterir. Ordu hazırlıkları, anbarlar, üş- süaskeriler ve bunların gittikleri istikamet bütün bu (hazırlıkların korunma için değil, saldırma için yapıldıklarını gösterir. Bize harp lâzım değil! Kimse- ye saldırmak isteğinde (değiliz. Harpten ne elde etmiş oluruz? Ye- hi topraklara, neft kaynaklarına, Wömür madenleri damarlarına ihii- yacımız yoktur. Biz smrlarımızı betonarme ve aşılamaz bir çok ye- ni siperlerle kuvvetlendirmiş bulu- nuyoruz. Uzak şarktaki ordumuz öyle güçlü ve kuvvetlidir ki, siz, burada her düşünceden uzak bir yürek sak'nliği içinde işlerinizle uğraşabilirsiniz. Uzak şark ordusu kumandanı si- fat'le ordumuzun herhangi bir düş izinde birle bir sane. bulundur. manın hiç aklına gelmiyen bir 80- ması tuhsfrma gitti. — Evet çok tuhaf, S-km bu va” zo değiştirilmiş olmasın., (Devam var) na katlanmasını icabettirecek bir vuruşla karşı geleceğini, (17 inci komünist kongresine temin ede- rim.,, Kar tipisi ve fırtına ag (Boş taraf 1 inci sayıfada) Rasathane bu müthiş fırtınanın devam edeceği fikrindedir. Tipi ve kar şehir içinde umumi ! caddelerdeki seyrüseferi adama- kıllı güçleştirecek bir şiddet gös- teriyordu. > Yollarda kara sap - lanmış taksilere «rk sik restlanı- yordu. Tramvay seferleri Tramvayların gidiş gelişi inti- zammı eskisinden büsbütün kay- betmişti. o Binecek nakil vasıtası bulamıyan ve dışarı çıkmak za- ruretinde kalan ( bir kısım halk, boğucu tipi arasmda çok sıkıntı çekiyordu. Kar temizleyici makineler sık, | sık tramvay hatlarını temizliyor- | du. o Buna rağmen makaslar bo- zuluyor, hatlar karla kapanıyor ,| bu yüzden tramvaylar iyi işleye- | miyor, bir arabanın o Sirkeciden Aksaraya iki saatte gittiği oluyor- idu. Özcleden sonra fırtına büsbü- tün şiddetlendiği için çift tram- vay arabaları iş'eyememiş, hemen bütün hatlarda tek arsba işletil- miştir. Saat dörde doğrubir saat kadar elektrik (o cereyarıda kesilmiş, “tramvaylar büsbütün ! işleyememiştir. Akşam üstüne doğru halk tram vaylara töhacüm © göstermiştir. | Geç vakit bazı tramvay hatla- rında seferler tatil edilmişti. Tram donmuş yolda düşmüştür.Yusufun düştüğünü yoldan geçenler gör müş, hemen zabıtaya haber verils miş, bir müddet sonra Yusuf im- dadı sıhhi otomobili ile hastahas! nsye kaldırılmıştır. e Yusuf ölüme den kurtulmuştur. Bundan başka Aksarayda Hor- horda Çelebi hamamlar caddesin- de H:mdi Beyin evi önünde bir zat yere düşmüş, hemen eve alın- mıştır. Şükrü Bey isminde bir doktor olan bu zat kar tipisinden tıkanarak nefes alamamış, kalbi de zayif olduğundan biraz sonra ölmüştür. Dün akşam Şirketi hayriyenin | 64 numaralı vapuru Beykoz iske- | lesine yanaşırken bir kaza olmuş, Tarabya iskelesi çrmacısr Yanko denize düşmüştür. Yanko araştır- malara rağmen bulunamamıştır. Öldüğü anlaşılmaktadır. Bakırköy yolu kapandı Dün saat altıya doğru Bakırköy ile İstanbul arasmdaki münakale tamsmen kesilmiş, otomobiller de işleyemez olmuştur. Bunun üzerine Fatih kaymaka- i mı Halük Bey miktarı kâfi oto- | mobi'le yollarda saplanıp kalan | otomobillerin imdadına yetişmiş» tir. Bakırköye (o giden halkın bir kısmı Zeytin burnundaki fabrika» larda misafir o edilmiştir. | Bir kısım halk ta bilhassa kadın ve çocuklar Halâk Beyin götürdüğü vaylar Harbiyeye kadar gidebili- yorlardı. Tünel — Şişli seferi boyuna, bunun için, Tünel — Harbiye se- ferleri ihdas edilmişti. Fırtma yüzünden (otomobiller (o fizla müşteri çıktığı için hemen bütün şoförler taksiyi bırakarak pazar- Irkla müşteri taşımıya başlamış- lardır. Tab'atiyle de eskisine göre üç dört misli parı istenmiştir.. Bazı şoförler dün akşam Sirke- ciden Şişliye gitmek için dört lira | istiyorlardı. Den'zde kazalar Deniz sert olduğundan dün li- manda da tahmil © ve tahliye işi durduğu gibi sevahili mütecavire vapurları da muntazaman işleye- miş'erdir. Banliyo trenlerinin mü- nakalâtı da güçlükle yapılmıştır . Kadıköyünden 13,50: de İstan- bula hareket etmesi icap eden vü- pur ancak saat 17 de yoluna çıka- bilmiştir, Şirketihayriyenin 71 nw maralı vapuru.da saat 11 de köp- rüden hareket etmiş, üç saat son- ra Üsküdara varabilmiştir. Yenimahalle — Taksim, Bakır- köy — Sirkeci (hattında otobüs münskalâtı tamamane durmuştur, Limandaki (bütün küçük vesait Halice çekilmiştir. e Karadenize ve Marmaraya hiç bir vapur ha- reket edemediği gibi evvlki gece hareket eden gemiler de Büyük- derede: demirlemişlerdir. Bir kı- sım gemilerde yoldan (dönerek limana iltica etmişlerdir. Bununla beraber dün akşama kadar limanda bir kaza tesbit €-| dilmemişti. Yalnız telgraf ve te-| İ lefon hatları bozulduğundan bazı | yerle görüşülemiyordu. Kar tipisi | halkın yürümesini de güçleştiri- yordu. — Bir çok kimselerin yol larda düştükleri görülüyordu. iki kişi öldü Bundan başka Nişantaşmda | Merdivenli . sokakta 7 numaralı evde o'turzn 18 yaşmda Yusuf is- minde b'r genç Eyüpteki ağasına giderken Edirnekapı haricinde otomobillerle © İstanbula getirile | mişlerdir. Dört sene evvel alınan beledi- yenin kar makinesi de dün ilk des fa olarak garajdan çıkmış, Bakır. köy yolunu açmıya başlamıştır. Yanan adliye sarayı duvorla- rmdan bir kısmı ,dünkü kar, tipi, rüzgârm şiddetle esmesi tesiriyle birden bire küldür küldür yıkıl- mıştır. Yıkılan duvarlar, tevkifhaneye giden yol üzerindeki köşenin du- | varlarıdır. Bu kısm, adliyenin en son yanan kısmıdır. Yangın bu kısma geçince © itfaiyece bir kaç bomba atıldığından, buradaki du- varlar, diğer taraftakilerden zi- yade s-katlanmıştı. Dünkü duvar yıkılması netice- sinde insanca zayiat yoktur. Yr- kılma hâdisesi © üzerine İstanbul müddeiumumisi (o Yusuf Kenan Beyle alâkadar bazı memurlar | hâdise yerine g'tm'şler, tetk'kattı bulunmuşlardır. e Bu tetkikat ne- ticesinde, yıkılmanın devam et- miyeceği neticesine © varılmıştır. Bununla beraber çihtiyati tedbir o larak civarda polisler nokta bek lemekte, bina yakmındın geçil- memesini temin etmektedirler. —— İrt i Ankara'nın en büyük Kitap, rl a Kırtasiye mağazası EN Tİ TİR TİER Le pe Her. lisanda gazete Tnecmua' ve kitap ara Her türlü Fotoğraf Yar TİM Le) Tree ii Kütahya çinileri