Pertev Refi uzun, sık sık tin: gönderi ui, Yavruya gönderdiği kartlara, mektuplara, ayrıca, kendi eliyle resimler de çiziyordu. | Fikriye de hemen her gün ko- | casındın mektup alıyordu. Yavru sordu: -— Pertev sara neler yazıyor? Neler anlatıyor?, Fikriye gülüyordu: — Uslu akıllı şeyler yazıyor... Pertev Boncuk kadar uslu akıl hı c'du.. Fikriye, Ankara kedisine Bon- cuk derdi.. Boncuk, aşka doyamadan eve girmişti, etrafı miyavlamaları ile velveleye veriyordu.. Finonun fena halde canı sıkılı- yor, Ki ekiyerda, Boncuğu üzen indisi değildi, Kedini, i kâyete hakkı yoktu a e y İzmirden uzun p yazıyor, kar- ki Boncuğu teselli edip sustura- | mazdı da.. Bunun için, miyavlamalardan | wwnan fino da havlıyordu... Ba- zan da gözlerini açıp havlamsz, yattığı yerden, kımıldamadan hırlardr. Yavru sordu: — Bizde İzmire gidecek mi- | yiz anne?., — Tabit gideceğiz. Pertevin | yazdığını görmedin mi?., — Görmedim. —AÂl oku. Çocuk mektubu aldı, Fikriye — Orası değil, dedi, o sayıfayı okuma.. Baş tarâfinı oku.. Şura- sını. Pertev diyordu ki: “Srcak olmasi için sıcak, fakat ben çok beğeniyorum. İzmire ba- | Yılıyorum.. Karşıyakada dı mü- | kemmel bir ev buldum. Döşeli dayalı.. Bir senede tamamiyle de- ğişiklik olsun; yazı İzmirde geçi“ a Ben buraya geldim gele- leş | Fikriye mektubu çekip aldı: — Ver., — Neden okutmuyorsun?, — Oraları sanı ait değil, hana yazıyor. İ yn * Öğle oldu. Ağır ve dolgun bir gündü. Mutfak tarafından Ankara ke. disi gene miyavlama £ konserine başlıyordu. Fikriye Yavruya dedi ki: — Berenle çantanı odana br rak.. Ben de kalkıyorum. Yavru gitti. Biraz sonra, kapısını usul usul araladı. Parmaklırmın ucuna ba- sarak çiktr. Yürüdü. Annesinin kapısma kulak verdi. | VAKIT.. Wi Edebi Tefrikası :7 YA Z A NM: rnein) SELAMI IZZET, DE İc 3 emi AEMA Fikriye tuvalet odasındaydı. Yavru yatık odasına girdi, ya İ lağın üzerinde duran Pertevin | mektubunu aldı, cebine soktu. Çocuk, bir aydanberi, evde ko nuşulanlarm tek kelimesini kaçır- mıyor, kapılardan dinliyordu. Beş günden beridir de (Pertev gideli beş gün olmustu) yolladığı | her mektubu gizlice okuyordu. Bu merikı onda anası uyandır mış: “Mektupların her birini okuya” mazsın!,, demişti, İşte bu sözden sonra, Yavru mektüplerm her birini okumak arzusuna kapılmış ve okumuştu. Yavrunun merakı bu Okadarlı da kalmıyordu. Artık köşe bucak karıştırıyor, dolap çekmece arıyordu. Gizli bir şeyler bulmıya çalışıyordu. Halbuki Yayrunun böyle fen: huyu yoktu. Heleki bey.. Hiç bey den evvel, ölürdü de, kendine ait olmıyan bir şeye el sürmez, el at- mazdı. Şimdi gönlünde müthiş bir tecessüs kabarıyordu. Pertev “Güzeller güzeli,, ne â- şıktı. Ona emniyeti vardı. Sanki yer yüzünde Hakkı Bey... Hiç bey! yok olmuş gibi içi rahattı. | Şüphelenmiyordu. Fikriyeyi eski- si gibi seviyordu. Hakkı Bey. Hiç bey!.. yok ol- İ muş muydu?.. Yavru, işaret parmağını gözü- nü götürüp, alt kapağmı aşağı i doğru çekiyordu: — Pışılu Daha dün gelmişti.. | Yavru, mektebe gideceği esnı- ida ,kalbini yerinden koparan şu sözleri duymuştu: — Dul kaldım.. Ya öğle yeme- ğine... Ya öğle yemeğine, yahut ğine... Yahut da gece Mecmuna gelsenize,. Görüşürdük.. — Emredersiniz.. — Ne zaman gelirsiniz?.. — Ne zamn isterseniz... — Öylevse beşte buluşalım. — Hay hay.. Sersem!.. Sersem!.. Ama sersem kimdi?, Bunu hızlı sesle söyledi; sonra kapmın önünde duran bastonu kaptı ,Boncuğa vurdu. Karşısına çıkın Peymanı, babasının tavsi- yesi veçhile, bacağından çimdir- di. dilenen ear) Akay idaresinin Fenerbahçe klübüne yardımı Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti ve diğer alâkadar vekâletler mü- fettişlerinden mürekkep kcmis- yon, Dimitri ismindeki bir ihracat tacirin'n takas suretiyle yaptığı ihracatı tetkike başlamıştır. Duy- duğumuza göre; tahkikatın tekem- mülü iğin bazı kimselerin de ma- lümatını müracaat edilmiştir. Öğrendiğimize göre Akay ida resi Fenerbahçe klübüns 2000 İi- ralık bir yardımda bulunmağa ka- râr vermiştir. Paranın yarısı dün klüp idaresine teslim edilmiştir. Aksy idaresinin (bu yardımiyle Fenerbahçe — stadında (yeniden tribünler yapılacak ve bu suretle maçlara çok daha kalabalık bir se- yirci kütlesi toplamağa imkân ha- 9) Tekirdağaa Talebe himaye heyetleri nasıl çalışıyor ? Tekirdağ, (Hu- * susi) — Her se- ne olduğu gi- bi ilk mektep «- lerde Oo himaye heyetleri teşek - kül ederek işe başlamışlardır . Mekteplerdeki fakir ve kimse- siz tlebeye her gün muntaza - man sıcak öğ | le yemeği verilmekte ve bu yav- rular senede bir, bazan iki defa da giydirilmektedirler. Bu maksatla bir kac gün evvel Hacı İlbey mektebinde velilere mahsus bir müsamere verilmiş ve | veliler arasmdan seçilen heyet işe başlamıştır. Cümhuriyet mekte - i binde şubat başmdanberi 20 ço- İcuğa yemek verilmektedir. Di- ' ğer mekteplerin de bu hafta için- de hazırlıklarını bitirerek faali- yete geçecekleri anlaşılmıştır , SÜLEYMAN EF. Bu sene ilk defa işe başlıyan Marifet mektebi himaye heyeti olmuştur. Heyet reisliğine seçi - len kereste tacirlerinden Süley- man Efendi ile arkadaşları mek- tepteki fakir talekeyle çok ya- kmdın alâkadar olmakta ve bu teşekkülün azami fayda temin et- mesine çalışmaktadırlar. Şimdi - lik 17 talebeye bir buçuk aydan beri yemek verilmektedir. Süleyman Efendi bizzat, bu 17 gotuğa ayrıca “elbise, ayakkabı, kep ve bere almış, hepsini baştan ayağa giydirmiştir. Bu iyi kalpli ve temiz vicdanlı vatandaşım fa- kir yavrul-ra karşı gösterdiği sa- mimi alâka ve yaptığı kıymetli yardım takdir ve teşekküre değer. Alpullu şeker fabrikası da bu talehe için bir miktar şeker gön dermek suretiyle yardımlarda bu- | İlunmuştur. m mam Pariâmentoiar biriiğinde İki senedenberi parlâmentolar birliğine hükümetimizin de işti- | rak ettiği malümdur. Birliğin bu seneki konferansı eylül içinde İs- tanbulda olacaktır. Madritte yapılan geen konfe- ransta demografi meseleleri mev- zuu bahsedilmiş ve bu 3rada mü- rabhasımız Fazıl Ahmet Bey ta- rafından bazı itirazlarda bulunul- birliği müte- muştu. O Parlâmcntolar demografi meselelerinin yonda tekrar müzakeresine karar vermiştir. Konferans icra kemi- tesi tarafndan seçilen mütehassıs komisyonda mürahhasımız Fozıl Ahmet Bey de bulunmaktadır. Komitece hususi surette davet olunan Fazıl Ahmet Bey ekspres- le hareket etmiştir. Fazıl Ahmet Bey buradaki işini bitirdikten son- ra Peştede toplanacık elan “İçti- mai siyaset,, komisyonuna da İş- tirak edecektir. gi iki köy birleştiriliyor Şile kazasının Alacalı nahiyesi- ne bağlı Avcıkoru köyünün bu na- hiyeden ayrılarak kaza merkezine bağlı Hiciz köyü ile birleştirilmesi Dahiliye Vekâletinden £ vilâyete İ bildirilmiştir. sanlı eta bu senede! hassıslardan mürekkep bir komis- ! 5—VAKIT 7 ŞU'AT 1974 —— | 7 M UMI #Teşkilâtı Doktor Bahaettin Şakir Bey teş- kilâtı mahsusa kumandını Beyin bu fikirlerini çek beğeni- i yor ve onu takdir ediyordu. Fakat ordu ile teşkilâtı mahsusa büsbü- İ tün ayrı şeyler olduğundan ve teş- kilâtı mahsusa her ns kadar or- dunun emrips tbi olsa da gene, yukarıda Baha Beyin Halit Beye tavsiye ettiği veçbile, her emrini dinlemeğe kendisini mecbur gör- yerine getirmek kabil olamıyordu. Meselâ ordu kumandanlığı za- bit ayrılarak | teşkilât mahsusa emrine verilmesine razı olmıyor- du. Dotor Bahaettin Şakir Bey Hı- lit Beye Okarşıolan hissiyatını yordu kiz na merbut olanların (o gösterdiği hamiyet ve fedakârlık büyük- tür. Hüda âlem sana olan muhab- betim o kadar büyüktür ki bunu anlamak için kalbime girmelisin ki göresin. Rusların tazyiki gittikçe artarken .. Erzurumda öğrendim ki, burada kâfi miktarda silâh ve cephane ve bilhassa eski martinler Ben onları sizlere göndertmek i- çin çare bulacağım. Siz de Şav- şet ve Ardanuçta yeniden teşk'lât yaparak efrat Ohazılayınız. Bu İ telgrafımı aldığınız zaman onla- rı kafileler halinde kendi silâh ve cepbenelerini alm-k üzere Yusu- | feline doğru gönderiniz. | Ali efendiyi de silâh ve cepha- | ne almak üzere yüz hayvanla Er- zuruma gönderiniz. Fakat yollar- da hastalık olduğu için Erzuruma gelirken konak yeri olmıyan 1s- sz köylerde kalarak gelsinler. Mademki tekmil kıtaatı bu mmtâkaya almıyı muvaffak ol- duk, Ahmet beyi de buraya mm- taka kumandanı tayin etmek mu- vafıksa tayinini icraet ve her hslde Sabit bey çetesini bir kere teftiş ettir.,, Bu esnada Artvin civarmdaki islâm ahali çok büyük bir merak ve endişe icinde (bulunuyordu. Çünkü Rusların tazyikı gittikçe artıyordu, Onun için civar köy- lerden Artvine feryatlar, istida ve arzuh-ller yağmıya (başlamıştı. Bu arzuhallerin hepsi birçok im- zalar: ihtiva ediyor ve içinde ken- dilerinin düşmana ( terkolunma. | maları rica ediliyordu. Sabit bey çetesinin muhafazı ettiği cephe | gerisinde bulunan köylerden Art- vine gelen ve garip bir ifade ile i yazılan, istidada doktor Bahattin İ Şakir beye diye hitap edileceği yerde doktor yerine ( sazdetlâ B:haettin yerine Bakadır ve bey yerine de paşa tabirleri kullanıl- dığı için deniliyordu ki? 32 bin nüfusu vikaye eden çele “Artvin ordusu kumandanı sa“ | Halit | mediğinden teşkilâta mensup olan İ kumandanların bütün arzu'armı! | gösteren bir telgrafnamesinde di- | “Bu muharebede senin ve sa-! çoktur. | HARPI Ecm Mahsusa * Ek KA EA VAKIT'ın yeni Tefrikası : 95 Istidalardan ve istir- hamlardan çıkan netice.. Yazan: A. MiL İ adetlü Bahadır Şakir hazretlerine arzuhalimizdir. Saadetlü efendim hazretleri, | Memleketimizde bulunan çete | kumandanı Sabit bey, sayenizde sebebi hayatımız olup Ruslırın karşısında kendi çetesiyle bera- | ber merdi merdane bulunup padi- şahımızın nüfuzu berekâtı ile o- | tuz iki bin röfus Ruslardan vika- ye etmektedir. Ricamız bu yoldadır ki, Sabit bey çetesiyle beraber başka bir noktaya alınmak icap ederse memleketçe rica ediyoruz ki bu otuz iki bin nüfus, yani dört bin haneyi beraber alıp selâmete çı- karmasını rica ediyoruz. Bunun için Sabit beye kuvvet verip bu o- tuz iki bin nüfusu padişahı âlem- penah hazretlerine ve sizlere du- acı etmeniz niyazı babında emir ve ferman efendimizindir.,, Bu niyazlardan, istidalardan, ve istirhamlardın çıkan netice Artvin cephesine yukarda yazıl- dığı veçhile bir miktar silâhla cep hane gönderilmesinden ibaret ka- hıyordu. Halbuki bunlar kâfi de. i. Ya fazla zxbit göndererek it mahsusa (o müfrezelerini çoğa'tmak, ve yahut çok miktar» da nizamiye kuvvetleri “göndere mek lâzımdı ki, Artvin kurtarıla- bilsin.. (Devam var) Açıkta satılması yasak yiyecekler Yıkanmadan, pişirilmeden ve kabukları soyulmadan yenen şey- lerin açıkta satılması yasak oldu- ğu bir çok defa belediye reisliğin- | ce şubelere bildirilmişti. Bu emir- | lere rağmen belediye zabıtası me- murlarının bu işle hiç alâkadar ol- | madıkları, bir çok seyyar esnafın işportalar içinde bu gibi yiyecekle | ri serbestçe satmaları ile sabit ol- | maktadır. Dün bütün şubelere bir emir daha gönderilmiş, bu husüs- taki emrin son ve kat'i olduğu bil- dirilmiştir. alime 'Emvali metrükeye ait bina- larda tenviriye resimleri Emvali metrüke müdürlüğüne nit binalardan tanzifat vergisi ve tenvir'ye resminin bu müdürlükten tahsili için belediye | şubelerince bina listeleri hazırlanması tamim İ edildiği gibi emvali metrüke mü- dürlüğüne de tezkere © yazılarak vergilerin verilmesi istenmişti. Emvali metrüke müdürlüğü bes | lediyeye verdiği cevapta, bu gibi emlâk hakkmda müstecirle akto- lunan icar ve isticar mukaveleleri- ne tanzifat ve tenviriye rüsümunun k'racılara ait bulunduğu yazıldığı cihetle bu vergilerin kiracılardan İ alınması lüzumunu (bildirmiştir. Belediyece dün hemen bütün şu be'ere bir tamim gönderilmiş, ba gibi binalar vergilerinin sür'atle toplanmasını bildirmiştir.