mi yer e — —VAKIT 5 ŞUBAT 1934 Seyirciler, oyuncular ve herkes bilmelidir ki : Sporda yenmek ve yenilmek birdir.. .—— Türkiye İdman Cemiyetleri İtifakı Oğlu Halit Beyin “Türkspor,, saecmua- sında çok dikkate değer kı zısı çıktı. Spor işlerinde € lerimiaden birisini anlatan bu nen alıyoruz: Sporun esası ve her türlü muvaffakı- yetin sır ve etbabı devamlı faaliyet, bir zaptırapt ve nizamnamelere, talimat- namelere tamamen uymaktır. Bizler her şeyden evvel sporda kur- vetli bir disiplinin vücudunu, her za- man, ber yerde, herkese karşı bütün âsı ve zevahiriyle görmek istiyoruz. Spora ait ilimde, malümatta kusur ve eksiklerin ehemmiyeti bence ikinci dere- cedadir, Fakat zaptırapt ve inzıbata sit ufak bir ihmale ve retle müsamaha edilmemelidir. Son günlerde İstanbulda ve memleke- tin bazı manatıkında, sporda arzu edil. miyen ve spor efkârı umumiyesini bi- hakkın rencide eden esefli meydana gelmekte olduğunu görüyoruz. Bilhassa son (Beşiktaş - İstanbulspor) maçında hakemlerimizden ve İstanbul futbol heyeti azasından çok kıymetli bir zata karşı gösterilen itaatsizliğin, taş- kınlığın ve hatta küstahça tecavüzün macas: çok mühimdir. Bu hal, ayni zamanda yalnız hakemin şahsıma âit olmakla kalmayıp, Türk spo- runun hayati kudretini en yüksek mev- kie çıkormağa çalışan o sporcularımızın nurlu heyocanını da söndürmeğe matuf- tur. vak'aların hakkında nizamname ve talimatnamedeki ahkâm: vakit geçirmeden tatbik etmeli, bu işi lar İimlerse derhal spordan tar. Mmtaka da hakemi der- ye müracaat ettirmek sure- yüksek şeref ve haysiye- Bu sayede cezanın isa- olur. Bunda vakit üs edenleri daha Bu noktadan müsebbipleri ir ve daha mütecaviz yapacağı alin iyi bir netice hâsıl et- ne itimat edilmelidir. Efkri w- mar yeye de, böyle hırsı menfaat veya çirkin klüp rekabeti yüzünden sporun gayesini tebdile yeltenenlere, spor teşek- küllerinde yer verilmiyeceği derhal gös- terilin "idir. Sporun şerefi mevcudiyetini azami sü- rette müdafaa etmek mecburiyetkde o- lan teşekküller de; sporcularımızı müte- essir eden bu kabil çirkin hareketlerle 'ürk sporu ve onun terakki ve (o taalisi için açıktan açığa mücadele etmeyi, en halis ve en aziz emel edinmeliğirler, Türk sporcularını bu kabil hallerden tenzih etmek isterim. Hatta bu gibi hale yalnız sporda değil, bütün müddeti ömrünüzde ve hayatı hu- susiyenizde bile kat'iyyen © tenezzül ve tehessül etmemelisiniz. Vazife görmek- ten mütevellit sun'u taksiri olmıyan bir şahsa - tecavüz etmek değil - en küçük!olarak kabul ettiğimiz sporcularımızın ima ve istihfafta bile Mulunmıya kimse- nin baklcr olmadığı bilinmelidir. Eğer haksızlık olmuşsa meseleyi ha- kemden ziyade hakemin merbut bulun-! duğu makamdan aramak lâzımdır. Malümdur ki, klüplerimiz her şeyden direcek şekilde yapılan evvel gençlik ve şeref ocağıdır. Bu ocak mensupları da büyük evsaf ve kabiliyeti haiz kimselerdir. Bunların O içlerinden bu kabil fena düşünceli tek bir sporcu- nun bile çıkmaması hepimiz için şayanı araflur, Çünkü hakeme © tecavüz eden her kim ise bilmelidir ki yaptığı hareket'olduklarma bilhassa sporcularımızın na- hakemden ziyade teşkilâtı şeref ve ma- nevi şahsiyetini haleldar eder. Zira hake- mi oraya sevkeden bizzat teşkilâtın ken- disidir. Hele bu hal kasten ihtiyar edil mişse taşkınlığın en aşırı haddi olur. İtikadımca spor terbiyesinin de, terbi. ei insaniyenin de birinci kademesi bu gibi hallerde çekinmektir. Her sporcu- nun, hakeme karşı hürmeti esas olarak kabul etmesi lizrmdir. Evet, hakem de insandır. Lüyuhti ola- maz. Herkes hata ve nisyan edebilir. Bu beşeri bir haldir. Ve şüphesiz hakemin bağlı olduğu teşkilât da hakemden sadır «lan kusur ve kabahatleri seviyesina, ka» hiliyetine göre takdir ve muhakeme ede- > kararımı verir. Bu her yerde böyle. ir. Bundan başka barı kere maçı seyre- lâkaydiye hiçbir su-| İdenlerin de tribünlerden zaman zaman! İhakemin icrâatınm müdahale | edecek) yaygaralar yaptıkları görülmekte, işitik ktedir. Bu taşkınlığı bazan; sahaya) k, oyunesların huzur ve emniyetle oyun oynamalarını müteessir edecek de- recede ileri götürmektedirler. Asla doğ- ru olmıyan bu halin önüne sureti kat'iye-| sr. i ei kı!de geçilmelidir. Sabasm'emniyet ve inzı- batını temin ile mükellef olan ali lara oyunun cereyanını ihlâl edecek İreketlere meydan bırakmamaları için cid- e kat'i emirler verilmelidir. Çok mü- m hadiselere sebebiyet verebilecek ©- lan bu hususun daha evvelden ehemmi- yetle nazarı dikkate alınmasını bilhassa| tasrih ediyorum. Z Hakem sahada bazan bir hatayı göre- miyebilir veya başka türlü görür. Kabul etmek lâzımdır ki, hakemin yalnız iki gö- zü vardır. Seyredenlerse binlerce göz-| dür. Hangi cihetten bakılırsa bakılsm fera- gatli hakemlerimiz himaye ve sahabete muahtaçtırlar. Ve, bunca zamandır güç şartlar altın-| da sahalarda senelerdenberi uğraşmış! çok çekmiş, çok yorulmuş, bedenden ol- duğu kadar şeref ve izzeti nefisleri de taarruzdan masun kalmış hiçbir hakemi- miz yoktur. Hal böyleyken hakemin ma-| neviyatını İsracak şekilde oyunculardan ve hariçten müdahaleye artık sureti kat- iyede nihayet vermek zamanı gelmiş ve hatta geçmiştir. Hakem için memnu olan bu haller bit- tabi oyuncular için de caridir. Onlar da oyun esnasında serbestii harekâtı tah- dit eden hariç müdahaleden mutlak ma» sun bulundurulmalıdırlar. | Mmtakalar bu husus İciddi tertibat almalıdırlar, Oyuncularım oyunlarını ve hareketle rini seyretmek sporcular ve herkes için bir zevktir. Yalnız seyirciler, oyuncular ve herkes bilmelidir ki, sporda yenmek ve yenilmek müsavidir. Elverir ki, spor- İcularımızı; yarın için göğsümüzü kabar- tacak şekil ve surette hazırlanmış göre- lim. | İ Bugünkü spor neslinin spor inkişafına! temel atan bahtiyarlar olduğu cümlece malümdur. Senelerdenberi bin bir müş- külâtla mücadele eden, bu yüzden mu- tazarrır ve spor aşkı uğrunda vazife ve memuriyetlerinden, maişetlerinden mah-! rum kalan ve hatta bu yüzden vücudu. nun muhtelif uzvu sakat olan sporcular gözlerimizin önündedirler. Bu yüksek ruhlu, asil arkadaşlar her türlü tevkire lâyıktırlar, Bir bu âli dü.| şünceli sporcuların yüksek mefkürelerine bakınız, bir de spora kastetmek istiyen insanların çirkin bareketlerini mukayese ediniz. Aradaki fark, ikincilerin aleyhine yüz karartacak şekildedir. İ Stadyumda vukua gelen hâdise dolayı") sile bu yazıları bu haftaki yazıma tercihe; lüzum gördüm, hulâsa olarak tekrar ede- yim: Biz memleket için zinde kuvvet için evvelden her şeyden evvel inzibat ve intizam hisle- İrile yetişmiş olduklarının efkârt umumi- İyeye gösterilmesini istiyoruz. | Emeli saf, maksadı sadece hizmet olan lidarecilerimizin de halkı spordan iğren- dedikodularla ciddi surette mücadele etmeleri lâzrm-| dır. Sporun faaliyetile yakından ve ciddi alâkadar olan (o büyüklerimizin sporda böyle nahoş hareketler duydukları za- man son derece müteessir ve müteçilim! zarı dikkatlerini celbederiz. Teşekküller- den ve klüpler rüesasından da, vaziyete İhâkim olarak bu gibi mü vakaların! tekerrür etmemesi için ciddi alâkadar ol- malarını isteriz. | İ Ümit ederiz ki, kısa bir zamanda Spor| !teşekküllerimizde bu haller bir daha du- İyulmıyacak ve bir fikri esasi etrafında inkişaf ederek yeni nesli, milletimizin kudretini, şeref ve haysiyetini yüktelte-| İcek surette yetiştirmiş olacaklardır. Bu intizam ve inzıbat hislerile yetişen sporcularımız âyni zamanda vâtan için izinde bir kuvvettir. Böyle zinde ve mefis-| lerine itimat e sporculara memleke-| tin ali menfaati için çok ihtiyacımız var- der, Bayraktar oğlu Halit MEML Bartında aa Peştemallı kadınlar Zabıtaca yakalanıp cezalandınlacak Kadınlırın peştemal ve deste- mal gibi iptidai ve gülünç örtüle- ri kullanmaları, Bartında beledi- | ye karariyle 10 yıldanberi yasak- tır. Kendini bilenler, bilhassa ye- ni yetişen genç kızlar, peştemala değil, çarşafa bile rağbet göster- miyorlar. Yalnız, aradan seneler geçtikten sonra, yasağın gevşedi- i zanneden bazı mahalle ka- dılarının, son bir iki senedenberi mahalle aralarında gizlice, eski- den kalma peştemalları kullandık- ları görülüyordu. Çarşıda bile tek tük görünen peştemallılardan bir ikisinin ni hayet resmi dairelere de girdikle- ri görülerek, keyfiyet nazarı dik- kati celbetmiş ve bu gibilere hiç müsamaha edilmiyerek ceza tat- iki için emir verilmiştir. Gerek mahallelerde, çarşıda peştemal ve destemal gibi belediye karariyle örtüleri kullananlar zabıtıca kip ve tespit edilerek cezalandı- rılacaktır. — Odun parası yüzünden gerekse Malatyada Dernek mahallesin- | de Ağa isminde bir adam komşu» | su Yusuf oğlu Osmana araba ile | odun taşıtmış ve 13 gümüş meci- diye borçlanmıştır. Ailesini ara- ba ile odun taşıyarak geçindiren | Osman alacağı isteyince (o Ağı kızmış ve bir kürekle Osmanın ka- fasına vurarak yaralamıştır. Os- man hastanede ölmüştür. Ağa fi- rar etmiştir. ——— Bartında okuma işleri Bartında hzlkım neşriyatı be- dava takip edebilmesi için bir o- kuma odası açılması kararlaştırıl. mıştır. Kaymakam Nazım B. bu hususta teşebbüslere geçmiştir. emi Alpullu tabrikasına giden yollar Alpullu fabrikası civarındaki imar işleri (devam etmektedir. Pancar arabalarının çamurlu yol- larda büyük bir müşkülâtla fabri- | kaya gelmeleri, Kırklareli vilâye- tnin nazarı dikkatini celbetmiştir. Vilâyet hususi idaresi fabrikaya giden bu gibi mühim yolların ta- | mirine başlamıştır. Diğer taraftan Alpullu fabrika- sr da bu yolların yapılmasına yar- dım edecektir. Bundan başka fab- rika civarında 4 bin metre mu- vabbar araziye parke döşenecek- tir, bu suretle fabrika civarında- ki çamurlu meydan yerine, temiz parke bir meydan yapılacaktır. —me İşinden ayrılan amele Balyada kurşun, gümüş, altın ve bakır maden ocaklarında çalı- şan 450 yi mütecaviz amele hep birden işlerini bırakmışlardır. Bu- | na sebep olarak amele yevmiyele- rinin azlığını iddia etmektedirler. İşlerinden ayrılan amele res- men kaymakımlığa müracaat & derek, yevmiyelerinin arttırılma- smı ve ancak bundan sonra çalı şabileceklerini söylemişlerdir. men edilmiş | ta- | E Bir gece yarısı çıkan kavga ölümle neticelendi Gönenin iki kilometre cenubun- da yeni bağlık mevkiinde bir fa- hişe aramak yüzünden kanlı bir vaka olmuş ve bir kişinin ölümü ile neticelenmiştir. Katil ile mak- tul arasında iki sene evvel bir dar- gınlık olduğu anlaşılmaktadır. Pilevne mahallesinden arıbacı Ömer oğlu Memiş, Yahya oğlu Hakkı, Muhacir kara Hüseyin, A- lişan oğlu Ali, Ahmet oğlu Abdül, bozacı Mustafanın Ali, (Memiş oğlu Ahmet, Şaban oğlu Niyazi ile Reşadiye mahallesinden Celil oğ- lu Recep, berber Mustafa ve ter- zi Mustafa nam kimseler arasın- da çıkan kavga neticesinde Şaban oğlu Niyazi üzerinde taşımıkta olduğu bir tabanca ile Celil oğlu Recebi öldürmüştür. Bu duyulur duyulmaz müddeiumumi doktor, | jandarma kumandanı ve jandar- ma müfrezesi giderek (hâdiseyi | tespit etmiş, failleri yakalamak içni de jandarma kumandanı ta- rafından tedbir ittihaz (o edilmiş, hepsi yakalanmış ve adliyece tev- kif edilmiştir. Bir anne Bir yıl dört ay hapse mahküm oldu İki buçuk sene kadar Safranboluya tabi Eflâni nahiye- evvel, sinin Yalacık köyünde bir. facia olmuş, Emine isminde . duygusuz bir ana, yeni doğan iki çocuğu” nun ölümüne sebep olmuştu. Zaim oğlu Hasanın karısı olan bu kadın bir günah işlemiş ve gay ri meşru iki çocuk dünyaya getir- miştir.. Günahkâr kadm, kabahatini örtmek için cinayetten çekinme- miş ve zavallı ikiz yavruları, Tev- fik isminde birisinin kapısı önüne gizlice bırakmıştır. Çocuklar o gece soğuktan ölmüşlerdir. Cinsyet haber alınınca kadın yakalanmış ve mahkemeye #ev- İ kedilmiştir. Bartın ağırceza mah- kemesinde görülmekte olan (bu muhakeme bu hafta neticelenmiş, duygusuz ana, bir yıl dört ay hap- se mahküm edilmiştir. A İzmir fırınları İzmirde fırmların asri le konması ve ekmeklerin iyi bir şekilde çıkarılması için belediye tarafından yapılan tetkikat bugün lerde bitecektir. Bu tetkikatın istihdaf ettiği nokta, bir müddet sonra işe yara- mıyacak olan fırınların faaliyet sahasmdan çıkarılmasıdır. Bütün fırmlar, bundan sonra (o belediye kanununun gösterdiği tarzda ola- cak ve ekmeklerin iyi bir halde çıkması hususu mutlaka temin 0- lunacaktır. değ. Mithat Akif Bey İstanbula gelreek Cerrahpaşa hastanesinde uzunca bir müddet İ tedavi edilen C. H. fırkası Zon- guldak vilâyeti idare heyeti reisi Mithat Akif Bey tamamen iyileş- miş ve Zonguldağa giderek vazi- İ fesine devama başlamıştır. Ereğli şirketi i Mavnalarını | işletebilir mi? İ Kabotaj meselesi ve bir eml Zonguldak, (Hususi) — İstan bul deniz ticaret müdürlüğünder gelen bir emir üzerine liman reis liği tarafından Ereğli şirketinin mavuna ile kömür taşıması yasak edilmiştir. Buna sebep şirketin liman imtiyaznda nakliyat için mavuna kullanabileceği hakkında açık bir kayıt bulunmamış olma- sıdır. Mavunalar Türklere. satıl- | dığı takdirde kabotaj hizmeti ya- ! pabilecekleri şirkete bildirilmiş- tır. Şirketin imtiyazma göre ancak liman hizmetleri için tarak ve ro- mörkör kullanmasına müsaade ©- lunmuştur. Şu kadarki nakliyat esasına göre mavunalarn çalıştı- rılması menedildiğine göre ro- mörkörlerin de mavuna (çekmek gibi kömür naklinde kullanılıp kulanılamıyacağı henüz anlaşıl- mış değildir. Ereğli şirketinin (o limanda 21 mavunası, 5 romörkör ve 2 tarak dubası vardır. Şirket, mavuna lardan sekizini 9400 liraya müte- ahhitdi Mevali oğlu Ali Beye ve ikisini de 1900 liraya Mevali oğlu Mehmet Beye. satmıştır. Sekiz mavuna şirket namma ipotek edil- miştir. Mavunalarm tescili için Uman dairesine oOmüracaat olun- muştur. Liman niz ahhidi namına devrolunan mavu- naların çalışmasına müsaade edi- lip edillemiyeceğini deniz ticaret müdürlüğünden sormuştur. Ereğli şirketi, kömür tahmilâ- tını, Türkiş şirketinin bir mavu- vunası ve üç kayığı ile ve iskele esnaf kayıklariyle o yapmaktadır. Ancak bu kayıklar küçük oldu- ğundan çabuk boşalıp sık sık gi- dip gelme suretiyle zaman kaybet- mekte ve böylelikle limanm tah- milât kabiliyeti düşmektedir. Çünkü işlemelerine müsaade İ edilmiyen mavunalar 50 — 55 İ tondur, halbuki şimdi kullanılan kayıklar 20 — 25 tondan ibaret- tir. muta, MAMAK Ereğli (o şirketi, mavunalarmı gene eskisi gibi çalıştırabileceğini iddia etmektedir. Bunun — için devlet şürasıma müracaat etmiştir. Amelebirliği deniz işleri teşki- lâtı, mMavunalarm çalıştırılmama- sı yüzünden kömür tahmilâtının sekteye uğramaması için icap ©- den tedbirleri almıştır. — — —— Bir firari mahküm olduğu gün yakalandı Malatyada altı ay evel Malatya bapisanesinde (o mahküm olarak bulunan amcası oğluna hile ile ka- ma vererek hapisanedeki hasmını öldürten Pütürgenin Nohutlu kö- yünden Bekir oğlu Hüseyin ağır İ ceza mahkemesince dört buçuk s€- neye mahküm edilmiştir. . Halifi- rarda olan Hüseyinin mahküm ol- duğu gün Malatyaya geldiği ha- ber alınmış ve saklandığı Oyerde yakalanarak © adliyeye teslim ©- lunmuştur,