MM mi Y) Asis kardeşim: © Uzun senelerden sonra aldığım © mektubun beni hem sevindirdi. “hem de kalbimi hançerledi. Sevin: ; çodirdi, çünkü senin o kayıtsız, o şak ği — cak, kaygusuz tavırların o gözleri — min önünde canlandı. Seni canlan k - sefdirmanın mektep hayatını canlan- © Du durmak demek olduğunu söyleme- — dinğe bilmem ki lüzum var mı?. ? sek Sevgili Nejat: bet Evet ne yazık ki mektubun se Zemin de hissedemiyeceğin, sebebini : iyacağın bir hançerle kal- ye Niçin?.. o Neden? leriDem Yeme. Sen sormasan da ben bu ni iy sinlerin, nedenlerin cevabını vere ye ceğim. Senelerin içime döktüğü, doldurduğu elemleri boşaltmak, 5 harice dökmek bugün bende bir ih j © pin tiyaç haline geldi. Artık bü zehir : evli birikintiler toplana toplana bu: daşlundukları kaptan harice taşıyor Jar.lâr, fışkırıyorlar.. Deşilen bir yara © mun cerahatlerinden başka bir şey an bu dert taşkınlığını seyrel Beri eski bir arkadaşa nasip oldu unBu yaraların içimde nasıl yer etti- — nasıl büyüdüğünü, sonra da ni nasıl yaşıyan bir ölü şekline anlatmak —belki— sa da bir ibret dersi olur da ikinci lağ mektubunda o, kalbim; gizli bir kiyghtsinçerle di i v | ra vi #eviyorum.,, , “sevişiyoruz.., ke “ or nelerin; “ne seviyorum ne de s€ li ği, "S'vişiyoruz.,, şeklinde yazarsın. İ i. o Osra *.“ MAR Nejat v a sin — Biliyosun değil mi? Lisenin son ; ir ına geçmiştin. Hepimizin ne e 1 baglebüyük hayalleri vardı. Diğer arka yet 'daşları bilmiyorum, Fakat sen ha- ey kurduğun kâşaneyi haki ” bir resssam olabildin. en du parlak hayaller mektebin i 1edi0n senelerine kadar devam edebil ii e senenin sıralarında bütün z renkli hayallar hepsi hepsi sön ü, bir ihtiras uğruna feda oldu in temeli demek olan hayalleri, ümitleri söndüren y ek bu ihtiras neydi?. » deriere 1 , Gene biliyorsun: Evimizin yolü tüne tesadüf > “ doktorun ME yar çılgınca seviyor lum. Onun- sl nı hama başlıyan bu aşk macera bütün arkadaşlar, hate m bile İşitmişler, miydi? severili, Ö, ne kalender, ne yi hayatı Yaşıyordu . Mi: Hepimiz onun bu kali - #öşar, bu hayatı tereih otmöstay irlü türlü sebepler sayaşdık. Fi. hig birimizin hatırına gelmez: 0, kadından iefret etmiş bip ıl, if. He unutmam: bp ü mn Bedlâ içiy | epfer #iirin gezinerek taş « > yekpatesiihini yapmakla meşguldüm. a gr, birnoslon hocamı bip gölge gibi yanı, “çe ayrle da buldum. Şiiri görmüştü. Oku. | lar arfU Yak istediğin söyledi. Ondan mı ak aktım? Tereddüt eimeder Okudu... Folat *0 acı da da kurdan çelis #'uri hat bugünkü gibi gözlerimi ölün fir. Sakin sakin beni tetkik edi ; düruşu, tavırları birden değişi- i, En müşkül, heyecatli Yazan: M. Cevdet | vak'aları bile büyük bir soğuk kan lılıkla hasşılıyan ruuallimime bir den böyle ne olmustu? Omuzuma bir arkadaş gibi vur- du: — Kerim, çocuğum bu aşktan vaz geç. Şaşalamış bu kelimelerin altin- da saklı olan mânayı birden anlı" yamamıştım. O bunu hissetti: — Evet vazgeç.. Ve ondan kaç. Aksi halde son ds benim gibi bir münzevi olurmun. Sana da kalen- der derler, Başını çevirdi, yüzüme bakma: dan geldiği gibi ayni sakin, sessiz adımlarla çekilip gitti. Bir kelime söyliyememiş, ayrılırken çehresi - inin aldığı son şekli de görememiş tim. Fakat sesinin titrey'şinden, bir âmâ gibi sendeleyişinden öyle hissettim ki muallimim gözlerile değilse de kalbile muhakak ağlı - yordu. s5» | Nejat Şefik Beyin benim üzerimde ne büyük bit nüfuzu vardı. Söylediği | bir işi yapmamam, herhangi fikrini kabul etmemem imkân ha: ticinde idi. Fakat bu defa öyle ol- madı, Onun “kaç!,, demesiyle hiç | te kaçmadım. Bilâkis daha 6 aşk kanattığını söylediğim | selinin içerlerine doğru kendimi | TAKVİ | Pazar Pazartesi 31 Külevel 1 Kâsani 13 Ramüzan (14 Ramatan Gün doğusu 0 “ae Öşleni İlani arazı , umuz bati namaz i, İsak Yalıs göyes vünleli © balap kalan | A | yet! Ah nihayet kıskançlığı iha - | het takip etti, İhanet!,. İD Aşisin bir yaşatıcı, iki öldürü- cü mikrobu varmış: Saadet, kıskançlık, ihanet.. Birincisi pek az, ikincisi daha fazla, üçüncüsü ki en öldürücü ©* lanını hâlâ taşiyorum, Bu mikrop hâlâ vücudumda yaşayor ve ben yayaş yavaş bu mokrobun toksinle tile hayatan uzaklaşıyorum. i Nejat: | Evet aldatılmıştım. Hem de ne ! kahbecesine.. Sen tanımazsın. Fa- kat mektepte sana küçüklük arka İ daşım diye Feritten dalma bahse» derdim. İşte Bedia ile evlendiğimi in üçüncü senesi idi. Yani his çıktığı sene. Beş senedenberi gö - rüşmediğim Ferit bir gün apansiz İ beş, on günlük bir misafirlik için bir! çıkıp gelmişti, İlk defa sevindim; | sonra da şüphe ile kıskançlığın il: i bam ettiği fikirlerle günlerce isti tap çektim, Her gün Feridin: — Artik Kerim gideceğim... katçlığın en yüksek mertebeye | i bulunuyordum. Halepte süvari olarak 21 KEÇECİ M0 1s BEER nci — 75 — / Mağaraların önünde karanlık birdenbire bastığı için ihtiyatlı Cebimde üç tane revolver em | rme amade idi. Tam geçitten ge- gerken beş tane iriyarı herif bir den arabamın etrafını aldılar. Bu ani baskına karşı tedbirsiz ve ihtiyatsız bulunsaydık, herifler beni kimbilir nasıl parçalıyacalı- lardı, Fakat bereket versin cebtin | deki revolverime.. Çatir çatır işletmeye başlayın- | ta hep çil yavrusu gibi dağıldılar. Ortalık kârarmış olduğundan ni- | #ari almak mümkün olamadı. Maamafih içlerinden biri ya- talanmış olacak ki ertesi gün era- dan geçerken kanlı izleri gören | İer gelip bana haber verdiler. Bu iki tecrübeden sohra eN bin eh güzel hanimi artık hakkım- da beslediği âşıkane hislerden sarfınazar etmişti, Küçük yaşımdanbeti askerli- ğe fazla muhabbetim vardı, Haya tımın gençlik devresinde bu me- takımı o. dereceye vardırmıştım ki dünyada benim için yegâne ar | izzet Fuat Paşanın HATIRALARI “temiz olarak gezemezlerdi. Bu yapabildin. Yani istediğin gibi | attım. Hatta onun “kaç,, diye ih- tar etmesine biraz da için için gül ! medim değil.. Maamafih haksız ! da değildim. Aşkımın nüfuzu Şe - i fik Beyin nüfuzundan çok daha i fazlaydı. Onun istediğini yapmak | tüm. Halbuki kararan gözlerimle dün - yada seçtiğim, beğendiğim şeyler rasında bâna en mukaddes, ön ul vi görünen aşkımdı. Onu nasıl zu okuduğum eserleri mensup ol- Demesini bekliyordum. Fakat | duğum orduda tatbik etmekten herede? On beş değil ayı o geçtiği | ibaret olmuştu. halde onun gitmeğe niyeti yoktu, Nihayet bir gün vücudumu kavu « tan şüphenin sizilatı hakikat oldu. Aldatıldığımı gözlerimle görmüş“ | için evvelâ aşkımı parçalamam, 0* | © Ne hale geldiğimi tasavur ede na galip gelmem icap ediyordu. | bilirsin, Orada, bulunduğum şehir de durmadım, kaçtım, kaçtım. Bir &inayst işlemekten korkarak onla: tın gelmesi ihtimali olmıyan bu Sırp ve 93 seferlerinden sonra müiralay bulunduğum sıralarda i « di. Birsene kadar küşük bir süva ti kıt'asına kumanda ginriştim. Frahsâda süvari mektebinde ve bir hayli müddet İl inci şasör alayında bulundum. Gerek Fran- tada ve gerekse Almanyada bir gok askeri manevralar gördüm. Halepte de ferik rütbesi ile bulu- © İcik, Fakat benim ilk senelerde kur - | parçalar, nasıl rü kalbi ezilerek, gözleri içten gelen: “——Kâçlı, fırlatır, atardım. Bahusus onun zevkile çalkalandık tan şarabile sarhoş olduktan son Alışimdi.. Lânet ediyorum, o| zevke da, o öldürücü şaraba da İd- netl. Niçin, niçin muallimimin | dianın gelip beni arıyacağını tasav yaşararak Haykırışma İtaat etrhemiş, hiçin memlekete kadar,. Garip, garip ol duğu kadar da acı değilmi? İki sevdiğim vücüt hayatımı boğmuş lar, saadetimi aralarında paylaş: l mışlardı. Gene öyle iken senelerce ümit - İer böslemiş, hayaller kurmuş, Bes | vur etmiştim. Fakat senelerden i sora İşltmiştim ki ben burada saf ve lekesiz aşkımın istırabını çeker ken onlar evlenmişler.. nuyordum. Yani bir jeneraldim. ZADE alayın birkaç bölüğü vardı - Hayır... Hiçbiri değildir. O $ devirde bütün bele o havelide bir ret mahsuldar çiftlikti. Zabitanın "3 eline beşer lira sıkıştıran asker, Si çarşıda esnzfiijoria devam edebi- b İirdi. Fakat banlar üstleri başlar takdirde mutlaka tazarı dikkati > celbeder 6 halleriyle mağazada ye surdda butada çalişarmazlardı. — Bundan Tüaada neferleri srlâda el &'bi gösterip tayininden istifade z edenler de pek çoktu. Asker bu L suretle perakendeliğe alıştırılmış b tabur ve bölük safları boşalmıştı. Yalnız bir meselede askerin ,, toplu bulunması matluplü. Oda zel aşairi tenkil maksadıyle gönderi- lecekleri zaman. ör O devrin paşaları, alay Zabit“ lo İeri buna can atarlardı. Çünkü Zi çölde askerin iaşesi için tahsis e- oi dilen para askere sarfolunmaz a- ralarında taksim olunurdu. Di Askeri ahali beslemeye mec y, burdu. İki üç ay devam eden bu a çöl seyahatinden avdette ayrica ,, dağarcığını dolduran, hatta bera- 1, berinde âlâdan âlâya arap tayt ;, getirenler bulunurdu. R Askerin kıyafetini bir gün için- y, de düzelttim. Ambarları açtırarak , ne var, ne yok askerin sırtına giy- dirdim. Bilhassa mektepli zabitan ,, benden çok memnündular, b her sabah karanlıkta tatbikata p; çıkmıya alışkın olmuıyantar, bihas sa çiftliğin artık mahsul vermiye- ,, ceğini görenler gizlice aleyhimde ifsadata başladılar. Bunların kur- ,, muş oldukları plânları birer birer 3, yazaca olsam sayıfaları döldür- tnak iktiza eder. Ki Ben burada yalnız bir tanesini ” Öyleyken orduda o güne kadar ar | izah edeceğim: suma muvafık bir askeri talim Bir gün garip bir vak'a oldu. yaptırmak bile kabil olamamıştı. Süvari kumandanı tayin olundu- Halebe muvasalatımın üçüncü ayı | gum tarihten itibaren yedi ay idi, Bir gün Halep ve civarında he kadar süvari varsa kâffesine umum kümandan tayin olunduğü- ima dair bir telgrafname . aldım. Ne yalan söyliyeyim, o zaman bel | ki ilk defa olarak Abdülhamide karşı beslediğim gayzi unuttum. “Kerim, den “Kereme,, | hotasi Şefik Bey beni se) Hâlâ onun bu gülüsü, tuba | kaçmamştım, Oah!., kaçmak, bü- tün küvvetimle bu aşk selinden ü- zaklaşmak, sönra da derisiz ve e - lemsiz yaşamak.Şimdi o aşk seline i garkolduktan sora buhlar betiim için ne tatlı bir hayal, İşte; bu kaç haykifışma itaat ot- memiş va Bedlayı da sevmekte de: vam etmiştim, Mayor yalan söylü. İ yorum, Badlayı değil önün gözleri Nejat: yat sunan o gözler, sonra beni öl dürdü, bir canavar kesildi. haya - umu parsaladı O gözler ki, karşım da dör sena durduğu halde, ne renkte tim. Fazla bakâmezdımi ki. Öyle #annediyörum ki Bed'anım beys” çöhres'nde iki küvratli ataş gibi tuhaf bir parıltı ile parliyan bu | #öz'er sönse, mahvolsa ben'm aş yörüm, beplerden kiskanı yor, edemiyordum. râştin; az iii zehirlendişi. Niha: | İşte o vakit ihanet bütün çıplak lığı ile karşımda sitıttr. Hâlâ da #r titiyor. Mezara kadar da sırıtmak ta devâm edecek. “. Anladın değil mi? Mektep sira" larında meşe dağitan Kerimin aş * Min selinde nastl boğulduğunu b'r gift gözle öhun ölün çukuruna na i ni... Ne yâzık ki askın ilk çilgin | sel düştüğünü. Ben de dana Şefik demlerinde beni yaşatan, bona ha. Beyin sözlerini aynen tekrar edi » ejat kardeşim; vaz geç. Kendini heniz onun se- İline kaptırmadan geri kaçı. — Aksi çunu tep'n edememiş | halde sen de ben'i gibi bie mün - evi ölürsün, Evet kardeşim kaç. Bütün kuv vetinle, arkana bile bakmadan bu ölüm girdabından uzaklaş. Bak benim alıımdaki, yüzüm - kim da sönseci, mahvolacak,, O . deki kırışıklar vakitsiz peyda ol 1 jen küçük va umulmıyasak şa. | dıt, Saçlarım vakitsiz ağardı. Yan"! ey 0 gözlerin ben ölmeden hayatımı ve hayatın | Si e kimseye bakmasına taham: | 1k firsatı ded'kderi gençliğimi kay Hal Kukahclığın bettim. Hepsi bepsi bütün yaşatte( aanbı sarsan, Almatımı darma da. | duygular, emeller, ümitler, hayal ğınık eden mikroplarla as mrufi -| ler mahvalder.. Bütün bunlara mukabil ya # Askerliği, bahusus süvar'liği o kadar severdini ki, süvari kuman- danı sfatiyle orduya hizmet e dobilmek saadeti, beni kendin den geçirmişti. Ateşli bir genç gi“ bi dethal süvari kışlas'na koştum. Halepte süvati olarak yirmi birinci alayın perakende birkaç bölüğü vardı. Askerlerin gıplak ayakla beygire binip şehirde yar | ve ağyara karşı dolaştığını gör“ dükçe kan ağlardım. Neferletde itaat ve terbiyci | bu aşktan / âskeriye kalmamıştı. Hele kıyafet İtibariyle öyel bir hâle gelmişler- di ki... Size burüda he kadâr ar- İatsam tarife muvaffak olamam. | Acaba alay deposunda yeli öikleri giydirecek eşya mı yoktu? | | Yoksa efradın böyle perişan bir | halde gezdirilmösinde #abltanın Mayıttızlığı mı vol oynuyordu. Kâsan 107. Vücülümü ağrüar biğekarken, göğsümü hekimler yubcruklar « ken bu öwa'e sevap veriyordum ve diyordum ki: “— Katandığım koca bir hiçtir, “Kerim,, | diği kimseleri fenerin yiğı saye geçmişti. Bir gün akşama doğru seferiye tatbikatından fazlada yo- rulduğum için erkene köşke av- det edip yatmıştım. Gece yarisı derin uykumun içinde yatak odamın kapısının güm güm vurulduğunu işitüm. Hizmetçi kule haricinde bir te- İksm adamların seslendiğini ve bes ni görmek istediklerini söylüyar- du. — Hayırdır inşallah. Deyip yatağımda değruldum. Vakıâ sesleri ben de işidiyordum. Kulenin diğer eihetina nazır bir pencereye yaklaştım. Hizmetei kadının (bie takım adamlar) de- 7 w—r «nde teşhise muvaffak oldum. — Nizamiye kabeddin paşa; benim gibi sür- gün olan aziz arkadaşlarımdan İerik Abit paşa ve maiyetlerinde kânun neferleri, çavuşları ellerin- de fener bir sürü seker, Bu Kafile nin beni tevkif için geleceklerini leyin edebilmek keramete Muhtaç bir şeydi. Bunu hatırıma bile ge- tirmiyordum. Fakat acâbâ he var d1?, Meselâ birdenbire İstanbulda mühim vukuat baş göslerebilirdi. Yeni bir ermeni kiyamı, yahut bü yücek bir ç-av. Daha ilersine giderek olur a, tebdili #nltanat diye düşünüyordum.. (aran var) A