A A m We "— “Gece yarısı üstümü ört- “meden gitmiyen adam? Eskişehirde | Karı koca | Tekirdağında çirkin bir hadise | di 40 Melkara, (Hususi) — Geçen » seferki seyahatimde olduğu gibi © bu defa da fena havaya rastgek © dim. Zaten buranm rakkamı yük- olduğundan başka yerlere nis betle en evel kış burada (başlar. İ :ğ Zehir gibi o birsoğuk, sert bir iğ rüzgâr insanın iliklerini dondu A k Füyor!. Bir taraftan da kar tane- eri düşüyor. Elektrik mühendi- « siyle şöyle bir dolaşmak istedim — ye doktorun kahvesi denilen bir © yeregirdim. Orada beni tanıyan v olduğundan herkes sandalye- — ini benim masama doğru sürerek » gvvelâ tatlı bir muhabbete ve on- oan sonra da sual cevaba başladı Kahve ikram eden, gazoz 1s- ayan, hatır soranlar çoğaldı. onlarla epeyce müddet otur- ve kendilerine faydalı zemin “üzerinde konferansvari müsahabe yaptım. Ve biraz sonrada adelerini istiyerek onlardan ıyrıldım. Mühendisle diğer biri- i beni yatağıma kadar getirdiler, « ködamçok soğuktu. Mühendis VAli efendi veda ederek gittiyse de © “mliğeri bana mangal getirmek için A > ediyordu. Ben hemen soyu- © sup yatağa girsem kendi kendime ' hi smarım dedimse de o zat beni ya- MDR üstümü örtmedikçe gitmek © Sstemedi! Sarhoş mudur? Deli mi 1 ? Nedir bilmediğim bir yaban F i neden benimle bu kadar alâka» “lar oluyordu? Ben adeta şüphe- endim ve korkmağa başladım. b, olabilir ya! Bu (oadam belki birçok para olduğunu zan- bir haltetmeğe kalkışırsa :en ne yaparım diyordum? Dün- © saşrada meler oluyor neler! Beni bir — usuleyecan tuttu ve göğsüm sıkışma- başladı. Sonra bilmem nasıl — pildu da kapıyı açtım ve teşekkür derim, yarım gene görüşürüz di- Ni adamcağızı dişarıya atabil- ir ve genişçe bir nefes alarak j dır, yemen yatağa girdim. İç Sabahleyin kapım vuruluyor- iy. “Kim 0?,, diye ml 'ses bana cevap verdi ve “Kalk : mı beyefendi, dedi. He- Ki fırladım ve kapıyı — açtım. © lira Bir de ne bakayım, akşamki a- il smldam kocaman bir mangalı tepele > masme doldurmuş; elinde de üstü ör- sele ölü bir kahvaltı tepsisi: Kendisi- Yape çok teşekkür ettim © ve fakat "Sen kimsin ve niçin bunları geti ygiyorsun?,, diyemedim., Meğer kesm! iyi kalpli insan O mahallenin ;pmuhtarr Mustafa efendi imiş. Son zadan anladığıma göre Mustafa nletfendi çok misafirperver ve her- kpsesin işlerine koşan (ve iyilikten 1, bi. 10ş Ünan bir vatandaşmış; şu hal- : ayle dün gece benim çektiğim kor lar asu ve heyecan boşuna imiş: ln. Hükümet konağı niş nış ve yıkılmış olduğundan me- mahalle içinde (biçimsiz ahşap hanede vazife görmek- edirler ve bir kısım daireler de Bir, mangal ateş, bir tepsi kahvaltı! — Hükümet xonağını yaptırmalı—Bekâr mualiimler—Hileli gazla, şuraya buraya dağılmışlardır. Bi- naenaleyh kazanın şerefiyle mü- tenasip bir hükümet konağının inşası her şeyden evel düşünüle- cek bir meseledir. Sabık vali Fahri Bey zamanın- da teşkil edilmiş olan yardım san dıklarının paraları (o birikmiş ve öylece bankada (kalmıştır. Hiç olmazsa bu yardım sandığının pa- ralarımda da istifade edilerek in- şaata başlanmak, yeni vali Azmi Beyin himmenite kalmıştır. Maarif Kasabanın şerefli bir mevkiin- de güzel bir mektep vardır. Di- ğer mekteple beraber her ikisinde İngiliz tayyareciler ne umuyorlardı, ne buldular? Londra — Hindistan seyahati- ne çıkan karı koca iki İngiliz tay- yarecisi Eskişehirin Karacaören köyü civarında bir tarlaya inmek mecburiyetinde kalmışlardır. Hu- dutlarımız harcinde iken bu tay- yarecilere Türkiye dahilinde aske ri mıntakaya indikleri zaman ken dilerine esir muamelesi yapılaca” ğı söylenmiş ve Türk Oo ruhunu, Türk misafirperverliğini bilmiyen bu iki tayyareci de ortalık karar- dıktan sonra sivil bir meydan ara mağa koyulmuşlar, bulamayınca bu köy civarına inmişlerdir. Tayyareci karı koca kışın bu en soğuk gününde tayyarelerin- den bile çıkmağa korkmuşlar ve sabahı beklemeğe başlamışlardır. 300 talebe okumakta ve 9 mual- lim tarafmdan idare olunmakta- dır. Bütün kaza içinde 24 mek- tep, 37 muallim ve 1550 talebe mevcuttur. Millet mektepleri de çalışmağa başlamışlardır. Köyler de yeniden iki mektep daha yapıl miştir. Geçen sene bu mektepler den 745 talebe şehadetname al mışlardır. Bekâr muallimler Aklıma gelmişken yazmadan geçemdim. Gerek o darülfünun ve gerekse diğer muallim mektep lernden çıkarak dışarılara gönde- rilen bekâr muallimlerin hayat ve maişetleri cidden nazarı dikkate alınacak kadar nezaket kesbetmiş tir, Bunlar pansiyonlarda ve sıh- hat için lâzım şartları haiz olmr- yan odalarda, sararmış bir lâm- ba şişesinin titrek ziyaları karşr- sında, basık tavanlı ve delik de- şik evlerde hayatın bütün acılık- larını çekerek vazifelerini yapma» ğa uğraşmaktadırlar. Bu muhterem muallimlerimi- zin acaba şu vaziyetten kurtarıl- maları mümkün değil midir? Bas na kalırsa: Maarif Vekâleti veya hususi idareler tarafmdan mek- tep civarlarında münasip pavyon lar inşasiyle tabidot şeklinde ye- mek verdirilmesi ve mektep hade- melerinin de nöbetleşe bu pavyon larda hizmet ettirilmesi en muva- fık bir şekil olur. Her halde ya böyle ve yahut ta daha elverişli bir şekil bularak maarif ordumu- zun şanlı kumandanlarına huzuru kalple çalışabilmek imkânının ve- rilmesi bu günün en mühim mese- lelerinden olmalıdır, Hileli gazlar Benim gezdiğim yerlerde ve e lektrik olmıyan mahallerde yapı" lan gazlar hep hilelidir! Bunlar su veya diğer mayilerle karıştırık- dığından fitili yukarı kaldırdıkça aşağı iniyor ve lâmbalar yan mıyor. Artık bu kadar aşikâr bir 300 bin dönümlük bir sahayı belediyelerinin | *W hileye O mahalli meydan vermemeleri | icap eder. Nasıl ki ekmekler her zaman mu- rakabe ediliyorsa havayici zaruri- | kuraklıktan müteessir olan Tar. gazların da sıkı bir | sus ovası muntazaman sulanabile- yeden olan Tesadüfen oradan geçen bir köy- lümüz bu vaziyeti görmüş ve üç Dünkü gazetelerden vardı. Bu habere nazaran Tekir- dağ orta mektebi beden terbiyesi muallimi ve müdür muavini Salâ- hattin Bey hakkında hükümete a- i ğır bir ithamı ibtiva eden bir ih- İ barda bulunulmuş, bunun üzeri- ne Salâhattin Bey hakkında tah- kikata geçilmiş ve kendisinin tev- kifine de lüzum görülmüştür. Sa- lâhattin Bey şimdi mevkuftur ve tevkifhanede tecrit edilmiştir. Bu genç muallim hakkında ta- kibatta bulunulmasına sebep olan sinden bir kızla alâkadar olmuş, bu alâka haylı ilerlemiş ve genç kızın bir çocuğu dünyaya gelmiş- tir. Salâhattin Bey, bu kıza on saatlik zorlu bir yürüyüşten sonra şehrimize gelerek polis müdüriye- tini keyfiyetten haberdar etmiştir. Polis müdürü bu hali derhal tay- yare garnizon (o kumandanlığına bildirmiş ve kumandaniık ta Ka- racaören köyüne bir sıhhiye oto mobili göndererek tayyarecileri Eskişehire getirtmiş ve Porsuk ote line misafir etmiştir. Tayyareciler hiç ümit etmedik leri bu hal karşısında çok müte- hassis olmuşlar tayyare mektebi kumandanı Salim Beye nasıl te- şekkür edeceklerini (o şaşırmışlar» dır. Tayyareciler harp esiri mua melesi görmekten korktukları için bir tarlaya inmek mecburiyetinde kaldıklarını söylemişlerdir. Tayyareci karı koca henüz Es- kişehirdedirler, havanın açmasını bekliyorlar, Tarsusta su işi ilerliyor Tarsusta en mühim iş olan su meselesi son günlerde havaların gayri müsait gitmesine (orağmen ilerlemekte ve elyevm onuncu ki- lometrede çalışılmaktadır. Eksplatör makinesinin mu- bayaası takarrür Oetmişve bu makinenin on güne kadar sula- ma kanalında çalıştırılmağa başla nacağı haber alınmıştır. Günde iki yüz elli (o amelenin işini gören bu makine çalışma- ğa başlarsa (o önümüzdeki bahar mevsimine kadar çok iş görecek, gerek makinenin, gerek büyük bir heyecan ve alâka ile su yolun- da çalışmakta olan amelenin kuv- veti bu hayati işin bir an evel hi- tamını intaç edecektir. Sularm önümüzdeki o nisan ayı içinde kanala akıtılarak 200 laması için lâzım gelen tertiba- tın alındığı söylenmektedir. Bu sayede ( beş senedenberi sekiz yaşını doldurduğu (Ozaman ihbara göre Salâhattin Bey talebe | Bir muallim ağır bir itham ile tevkif edildi, hakkında tahkikat yapıiiyor birinde 1 Tekirdağından gelmiş bir haber kendisiyle evleneceğine dair no- terlikçe tasdik < edilmiş bir senet vermiştir. Salâhattin Beyin, mektep tale besinden daha başka hanımlara karşıda yakın bir alâka gösterdi- ği ve dokuz kızın ayrı ayrı zaman larda tecavüze uğradığı gene bu tahkikat esnasında mevzuu bal» sedilmiştir. İrfan muhitinin © nezahet ve kudsiyetini bozan bu (hadiseye mütedair olan bu haber, haklı bir nefret uyandırmıştır. Adliye, hiç şüphesiz hakikati en kısa bir za- manda meydana çıkaracak ve mevkufun bu tecavüzlerde bulun- duğu doğru ise kendisinin ya has pisaneye, ya timarhaneye gönde- rilmesinde elbette gecikmiyecek- tir, Mersin — Malatya yolunda Bir tren yoldan çıktı, makinist öldü Fevzipaşadan Malatyaya gel- mekte olan 1010 numaralı katar Kapuderesi ile Doğanşehir arasın- da ve 170 - 408 kilometredeki yar mayı geçerken büyük bir toprak çöküntüsü olmuş ve lokomotifle iki vagon yoldan çıkmıştır. Son günlerde yağan yağmur- lar epeyce yüksek ve © uzun olan yarmanın toprağını gevşetmiş ve katların geçişi esnasında (büyük bir toprak ve taş kitlesi birdenbi- re çöküvermiştir. Çöküntü kata» rın ortasında bulunan ısıtma va- gonunu hurdahaş etmiş ve içinde bulunan makinist Ali Ejder Ef. nin beyni parçalanarak ölmüştür. Isıtma vagonunun arkasında bulu nan yolcu vagonu da kısmen ha- sara uğramıştır, Neye uğradıklarını bilmiyen yolcular büyük bir heyecan içinde kendilerini vagonlardan dışarı at» mışlar ve daha elim neticeler tev- Tt etmesi çok muhtemel bulunan büyük çöküntüden arızasız kur- Erzincan inhisar binası yandı Erzincanda inhisarlar müdüri yet binası kâmilen yanmıştır. Yan gın gece sabaha karşı saat dörtte, gece bekçisinin yaktığı sobadan çıkmıştır. Depoda bulunan on ka dar varil ispirto ile ispirtolu içki ler ve külliyetli miktarda (o cıgara ile dolu sandıklardan ancak bir kısmı kurtarılmış, diğerleri kâmi- len yanmıştır. Bu münasebetle Herkes bir haf talık cıgara ihtiyacını temin için dükkânlardan düzünelerce cıgara paketi tedarikine kalkıştığından şehirde bir cıgara buhranı baş muayeneye tabi tutulması elzem, | cek ve bu feyizli topraklar asgari dir, 3 milyon liralık hasılat yapacak- Ragıp Kemal İtır. gösterm'ştir. Alâkadar makam icap eden te- dabiri vaktinde almış, şimdiden kazalardan cıgara çtütün celb'ne baslamıstır. Yanan bina şehrin tulduklarmı görünce sükünet buk muşlardır. Kasayı hakcı alan Mağanşahin. İstasyonu keyfiyeti her tarafa bil dirmiş ve bunun üzerine Malatya- dan bir imdat treni yola çıkarıl- mıştır. Aynı trenle Akçadağ ad liye ve zabıtasından bir heyet te kaza mahalline giderek tahkikata başlamıştır. İmdat treni, kazaya uğrıyan trenin yolcularını alarak Malat- yaya getirmiş ve bu suretle gidiş gelişte 15 saat kadar bir gecikme olmuştur. Gidiş geliş aktarma su retiyle temin edilmektedir. Demir yolu idaresi kaza sahasının temiz lenme ve tamirine kadar posta ve yolcu münakalâtından başka nak- liyatı durdurmuştur. Çöken toprağın kaldırılması için azami mesai sarfedilmekte- dir, Nihayet bir hafta sonra mü- nakalâtın normal şekle gireceği muhakkak wörilmektedir. m amaaa (6 Kuruş yüzünden cinayet Malatyada Sancaktar mahalle sinde oturan kunduracı Mehmetle | Köşker Mehmet arasında altı ku- | ruşluk bir alacak yüzünden feci bir cinayet (olmuştur. Köşker | Mehmet kunduracı Mehmede alt İ kuruş borçlurlur. Kunduracı Köt | kerden 6 kuruşunu istemiş, o da vermemiş bu yüzden çıkan kavsa da alacaklı Mehmet, borçlu Meh- medi 4 yerinden ağır surette yâ'â» lamış ve O kaçmıştır. Kunduracı Mehmet bilâhara polis memurları tarafından yakalanmış, yaraları ağır olan Körker Mehmet hastane ve nak'elilm'stir. en muazzam ve sağlam binası idi- Depodrki eşya siportalı olup Zâ rar 100 bin fira'an fazla #&hmin edilmektedir. Nüfusça - zayiat yoktur,