“ « yurdu. © 3i tayine çalışıyorduk. Sefinenin | a O NEYE 22 SALAR REĞMMMASAME ONAR i Umumi Harpte Alman Casusluğu ağ! ER ARAR ARAR EEER AAA Er Sa zir, Sefinenin gö vdesi içinde puyordu .. kıyamet ko — Bu kazayı atlattıktan sonra bir müddet daha bekledik. Nihayet eski yerimize giderek orada demir ledik. Denizin yüzünde çeşit çe- | şit şeyler yüzüyordu. Tahta parça- lar-, yarı parçalanmış bir tahlisi- ye sandalı ve eşya enkazı dalgalar üzerinde raksediyordu, bu da (Hampshire) nin adazcakıllı ber- İmva edilmiş olduğunu ıspat edi - Bu sefer fazla ümit ve arzu ile dolu olduğumuz halde (Costello) metresi olurlur. “e ben hazırlanasak denizin di bine indik. Orada vapurun gövde- sinde büyük bir rehne açılmış ol - duğunu gördük. Kendi kendime sevinmeğe başladım, çünkü artık işin kolaylaştığını ve tehlikelerin atlatıldığını zannediyordum. Fakat iş zannettiğim kadar ko - ley değildi. Çünkü açılan büyük rahnenin önünde bir taraftan öbür | tarafa bir sürü gemi makaraları | sallanıyordu. Bunların her an bi - | zim hava borusuna ve diğer halat | larımıza takılmaları ihtimali var - dı, Fakat biz bu tehlikeyi göze al- dırarak vapurun içine girdik. Ta - bii beraberimize projektörler de almıştık. Şimdi top bataryalarından biri « sinin güvertesinde bulunuyorduk. Son tarafımda büyük toplardan biris başımı denizin sathına doğru yükseltmiş olduğu halde duruyor- du. Topun cesim borusu olduğu yerde sarsılıyordu. İhtimal ki to - pun istinat ettiği temel infilâk ne- ticesinde bozulmuştu. Bü top tutu namıyarak üzerime düşse idi, a-| caba ne olurdum! | (Costeilo) ve ben yan yana du - ruyorduk. Müşlereken vaziyetimi- gövdesi içinde kıyamet kopuyor - | du. Arada sırada, infilâk neticesi | olarak, çelik lâvha parçaları yer - | lerinden kopup içeriye doğru dü * | $üyordu. Bir defa bir mermi, bir defa bir torpil yanımızdan geçip gidiyordu. Bir aralık ta bir Piyano nun bana sürtünerek denizin üstü- ne doğru çıkmağa çalıştığını gör « düm, Bulunduğumuz tehlikeli mev ki yarı karanlık bir yeşilliğe bü - rünmüş gibi idi. Aradan on daki - | ka geçtikten sonra sefine hafifçe | sarsıldı, Mutlaka bir tarafında bir infilâk daha olmuştu. Fakat biz ar tık bu gibi şeylere ehemmiyet ver- miyor ve işimize devam ediyor - duk. (Castello) mağruk sefinenin plâ pe iyice ezberlemişti. O önden | gidiyer, ben de onu takip ediyor - | dum, Maksadımış kaptan kamara sını bulmaktı, çünkü altihlerın o'» rada mahfuz olduğunu biliyorduk. Nihayet bir merdiven keşfettik, Bu merdiven henüz sağlamdı. O - nunla yukarı kata çıkıldığından kaptan kamarasına gidiyor demek ti. Evvelâ (Costello) çıktı, Fakat merdivenin yarısma çıkmışken ü. zerine bir sürü seyler hücum etti, Bunların içinde top mermileri de vardı. Arkadaşım bir an için ha - yat ile ölüm arasında çalkandı. Ben onun kurtulacağından ümidi» mi kesmiştim, Çünkü üzerine yük- lenen şeyler dalgıç cihazını sıkıştı rıyor ve hava borusunu da eziyor- du. Fakat tali bu sefer de yard: atti. Arkadaşım o ağır parçalarm arasından sıyrılarak suyun içinde çabalıya çabalıya benim bulundu: ğum yere avdet etti. İkimizde bi - raz daha geriye giderek başka bir yol aradık. Sanki etrafımızı bir takım ha - yaller kaplamıştı! Şekillerini, bi - çimlerini tayin edemediğimiz bir sürü eşya hiç bir ses çıkarmadan gelip geçiyordu. Uzun müddet ara dıktan sonra bir kapı bulduk. Bu- radan daha ileriye gidilebileceği - ne kanaat getirdik. Fakat kapı ki - bitli idi. Onu elimdeki âletlerle aç- mağa muvaffak oldum. Bu kapıyı açtıörmız zaman gör- düğümüz şeyleri Kç bir zaman u - nutamıyacağım, Projektörleri tu - tunca geniş bir meydan karşısında olduğumuzu görmüştük.. Bu ma - hallin neresi olduğunu bilemiyo - rum, çünkü bunu düşünmek kat'iy yen hatırıma gelmedi. Yalnız, ka - pıyı açınca deniz dibinde bir su ce reyanı hâsrl oldu, İçeriden dışarı- ya su çıkmağa başladı. Biraz son- ra kapıdan bir asker cesedi yavaş yavaş önümüzden geçip gitti, O gün için yaptığımız ve gördü- gümüz şeyler kâfi idi. Sefinenin gövdesini terkederek kendimizi yukarıya çektirdik. Bunu takip eden yedi gün zar - fmda yirmi altı defa ayni suretle denizin dibine indik, Bazan (Cour tney) ide beraberimize aldık, Her defasında hayatımızı büyük tehli- kelere maruz bırakarak yirmi altı defa da kaptan kamarasının yolu- nu takip ettik. O mahal ile hariç a rasına ipler gererek altın sandık - larına giden yolu tayin ettik, Her defasında top ve makine enkazile dolu olan o geniş mahalden geç - tik. Buradan geçen yol bizim için en tehlikeli bir yol idi. Çünkü o enkaz her an üzerimize yıkılarak bizi derhal öldürebilirdi. (Devam vap) # ? d Mersinde Bir pottakalcılık şirketi kuruluyor Mersinde ehemmiyetli miktarda portakal mahsulü (elde edlidiği halde şimdiye kadar portakal üzerine muamele © yapan bir iki tüccar aralarında bir anlaşma ya- parak portakalları ucuz fiata al - makta, bu yüzden portakal müs - tahsilleri mallarmın değer fiatla- rını el de edememekte idiler. Müstahsiller aralarında şirket kurmıya ve Ankara, İzmir, İstan- bulda da birer şube açmıya karar İ vermişlerdir. Mersinde portakalcılığın da in- kişafını temin edecek olan bu şir- ketin bir an evvel faaliyete geç - mesi bekleniyor. Kızı kıskandılar Aydının Köşk nahiyesine bağlı Koçak köyünde terzilik eden Fe- ride isimli güzel bir kıza köy deli kanlılarından bir çoğu (talip ol muş, kız bunların hiç biriyle ev- lenmemiş ve Erzurumdan gelip Koçakta yerleşen bir çobanla ni- şanlanmıştır. Bunun üzerine köy delikanlıları kızmışlar, içlerinden Fehmi isminde biri, Ferideye so- kakta rastgelmiş ve kendisini bı- çaklamıştır. Feridenin yaraları ağırdır, dü gün geri kalmıştır. Fehmi tutulup adliyeye verilmiştir. LEKET Haberieri “Çorlu'da | Ipsala halkı ne istiyor ? Tasarruf Haftası nasıl geçti ? Çorluda Yerli mallar sergisi ve tezahürat Çorlu, (Hususi) — Çorluda ta - sarruf baftası çok iyi karşılanmış kaza dahilinde çay ve kahve sa - tılmamış, yerli yemişler kullanıl - mıştır. Köylerde muallimler tarafın - dan birer konferans verilmiştir . Merkezde, kahvelerde ve meydan larda ve sinemada”genemuallim - ler tarafmdan tasarrufa © ait bir çok konferanslar verilmiştir. Tasarruf haftası münasebetiyle kaza kaymakamı Tevfik Beyin himmeti ile bir yerli mallar sergisi açılmıştır. Bu sergiyi köylüler de dahil olduğu halde iki günde 2800 kişi gezmiştir. Çorluda kahvelerde kahve yeri - ne incir ve üzüm verilmektedir. Bu suretle memleket malı daha ziyade satılmıştır. Halkın o yerli mallarma karşı rağbetini arttırmak elindeki; para sını başkalarına (overmemek ve memleket dahilinde bıraktırmak için icap eden nutuklardan halk pek fazlasiyle müstefit olmuşlar - dır. Düzcede fırıncılar grev yaptı Düzcede fırıncılar ekmek çi- karmamışlardır ve çikarmamakta devam etmektedirler. Bu hal kar şısında belediye de un tedarik e- dememiştir. Çünkü varidatı bü gibi ani hadişeleri karşılamıya kâ fi gelmemektedir. Hadisenin se- bebi şudur: Belediye (o ekmeğe beş kuruş narh koymuştur. Piyasa ya çıkarılan ve fırıncılara çuvalı 450 kuruştan verilen unun fiatı da kırılmıştır. Fakat fırmcılar, bu fiat üzerinden kâfi miktar un bu- lamamıya başlamışlar; perşembe günü un fiatı çuval ba- şma 50 kuruş zam görmüştür, Bu vazıyet karşısında (fırıncılar da ekmek yapmamışlardır. Beledi » ye, vaziyeti düzeltmiye uğraşmak tadır. Hadiseye sebebiyet veren- ler hakkında da takibat yapılamk tadır. Mesele adliyeye intikal et miştir, derken, | Mahkeme, hapisane, pancar ekmek için izin, mektep, eczane İpsala, (Hususi) — (İpsala) ka zası Yunan hududu üzerinde ge * niş ve bereketli toprakları olan bir yerdir. Bütün nüfusu (14000) dir.(İbriktepe)adında bir nihaiye si ve (23) köyü vardır. Kaza mer- kezinde (500) ev ve (2000) ahali bulunmaktadır. Çok eski zaman - lardan kalma iki harap hamam - dan da anlaşılıyor ki burası vakti- le mamur bir yermiş! Çarşısı şöyle böyledir. (4) frrm, (4) kahveha - ne, (2) süt imalâthanesi, bir mey - hane, 2 kasap, bir fenni mezbaha ve bir de güzel dispanser, bakkal ve manifatura dükkânları (varsa da eczahane yoktur. Merkezde bir ve köylerde 17 mektep açılmıştır. Suyu havası çok iyidir, Sıtma vesa ir hastalığın olmadığını söyledi - ler. Su basması ve sazlıklar Buranın topraklari çok verimli olduğundan her çeşitten mahsulât yetişmektedir. Yalnız, Meriç ve Er gene nehirlerinin taşmasile arazi- yi su bastığından dolayı ziraat e - dilememekte ve her tarafta müt - hiş bir saz ve kamış ormanları pey da olmaktadır. Bu sazlardan ha - sırlar yapıldığından civar memle - ketlere ziyade miktarda kesilip gö türülmekte ve bir taraftan da kö - künü kaldırmak için haftalarca a- teş verilerek yakılmakta ise de ge ne başa çıkılamamaktadır. Sazlar dört metre yüksekliğinde ve bir buçuk santim kalınlığında oldu - ğundan içinde sürülerle valişi Kay vanlar barınmaktadırlar. Bu arazi nin şeker kamışı ve pancar zeriya tı için çok elverişli olduğunu anlat maktadırlar. Kazanın zenginliği İpsalanın topraklarında her cins ten hububat ve susam hâsıl olur. En meşhur olarak gayet nefis bal ve yağ yetişir. Burası bilhassa ko - yun ve sığır hayvanatımın çokluğu ile şöhret almıştır. Bunlar külliyet li miktarda Yunanistana ihraç o - lunmaktadırlar, İstanbul cihetinde de krema, kaşar peyniri, tavuk, yu murta, kaz, hindi ve tenekelerle yağlar mütemadiyen sevkolunmak tadır. Kasaba, Merice bir saat mesa - fededir, Herköye telefonlar yapıl- mış, (İbriktepe) ye kadar tesviyei türabiye ikmal olunmuş ve Keşa - na doğru yapılmakta olan yolun yarısı bitmiştir. Burada vukuat namına hiç bir şey yoktur. Halk çok temizdir.Sar hoşluk, kumar ve fuhşiyata “asla tesadüf olünamamaktadır. Ahali si halis muhlis Türktür. Köylerde Serez ve Drama muha cirlerj iskân olunmuştur, Burada bir de gümrük teşkilâtı yapılmıştır. Ali Bey namında gay- yur bir müdürle & muhafız mev - cuttur. Edeköyden (Enez) e ka - | dar olan mıntakanın muhafazası uygunsuzluk kat'iyyen yoktur.Sey fi Paşa müdür Hasan Bey burala - | ra gelerek teşkilâtı gözden geçir - mişlerdir, Ha'kın dilekleri Buraya şimdiye kadar bir gaze teci uğramadığından ahali beni görünce etrafımı aldılar ve hak - kımda çok büyük sevgi ve samimi- ! mayei etfal cemiyeti bunlara verilmiştir. Kaçakçılık ve | yet gösterdiler. Ben onlarla bir b ba oğul gibi konuştum. Onlar ber den bazı şeyler yazmaklığımı ri ettiler. Kahvenin hasır döşeli p©” kesine oturarak kulağımı onlar? verdim, dinledim: 1 — Burada bir mahkemei asl ye olmadığından davalarımızı göt mek için Keşana kadar gidiyorU” Onun için burada da bir mahke” menin teşkilini rica ediyoruz. 2 — Yol parasından veya başk bir sebepten hapsi lâzım gelenle" gene oraya kadar götürülüyorla”" Onun için bir hapishane de istiy” ii t 3 — Arazimiz pancar zeriyatın? çok müsaittir, Hattâ burada şeker ve ispirto fabrikaları ya” pılmış olsa yalnız bizim pancarİ#” rımız kifayet eder ve başka yerl€” den pancar almağa lüzum kal” maz. Biz fabrika istemiyoruz; f# kat, Alpullu fabrikası diğer kaz#" lar gibi bize de pancar ekmeğe saade etsin!.. Her kaza ve her kö” pancardan zengin oldular, bizle uzaktan bakıyoruz! 4 — Tahsisatı o verilmiş ola” mektebimizin bir an evvel yapil * masını istirham ediyoruz. Kasab” içinde tahsil çağında (500) çocu" ğumuz vardır. Buradaki (6) mu” allim ancak (80) -çocukla uğraş!” yorlar. Mektep dardır. ikinci bi mektebe çok luzum vardır, i düt mektebimiz ise çok femaden. 5 — Eczahanemiz ona dan ilâç almak için diğer kazals" ra koşuyoruz. Bu yüzden gektikle rimizi Allah bilir. Bir hamam ** bir otelimiz de yoktur Bunla kim yapacaktır? Kaymakamımif çok çalışkandır. Onun sayesind" eczahane ile hamam ve otele b” çare bulunabilirse de diğerleri hükümetimizden bekliyoruz. o | 6 — Nefsi İpsalanm (300) pi dönüm arazisini; su basıyor. ve kanallar yapılmadıkça biz » topraklardan istifade edemiyor | Topraklarımız o kadar verimli: ki eğer bir sene su basmazsa el# edilecek mahsulât bir evi beş ser” besler! Ben halkın aşağı yukarı ne 48” mek istediklerini yukarıya yas”, dım. Bunların hepsi de lâzımlı lerdir. Her bir maddenin ait ol” dukları daireler bunları nazarı kate alarak üzerinde (işleri muhterem İpsalalılar ebediy* minnettar olacaklar ve şimdiy€ İ dar hiç bir hükümetin yapmadığ” bu lütuflar karsısında sevinçleri. den düğün ve bayram yapa€ dır. Bas we—mal — ———— e — Fakir çocuk.ara yardı” için bir İhsat o Zevk sahibi zarif insanları» ie tiyacını talmin etmek üzer&r tarafınd!” lüks tebrik ve telgraf kâğrlar” zırlattırılmıştır. Üç, dört her ve resimli olan bu ( kâğrtlar” telgraf merkezinde bulmak ri kündür. Hasılat ear yi ve kimsesiz çocukların b tahsis edilen bu kâğıtlardan ye lanmak bir kaç vatan ger a et hayatını kurtarmak için y” r mek demektir.