4 Tm Vakit'ın edebi tefrikası Kamelyalı Kadın Alxendre Dumas fils yım Selâmi İzzet Bilirsiniz, insan kat'i (kararı: o Azdaha Prüdansin dina gecilticir. Evimde otura - ! sarılacaktım. Yotdüm, Margörite gidemiyor «! o Bir çeyrek sonra evime dön - dun, Ona yakınlaşmağa teşebbüs , düm, Margörite yazdım: im. Eğer muvaffak olursam, | (“Dün yazdığı mektuba pişman Madüfe bağlanarak, izzeti nef - | olan biri, eğer affederseniz ya- timi kurtarıcaktım, ğin dokuzdu. Prudansa gitt « ver, gırtlağına S Ni “s1 ç; | soruyor. A bab vr ği | kağ ms nemde yalnız bulabili - ! 5r? Malümya, itiraflar şahit huzu runda yapılmaz..,, ö Zraretimin sebebini açıkça x dim. asi miş. ei Zarfı derhal Jozefe verdim. O bükirdm yer bilmek çin erken | götürüp bizzat Margörite. verdi.. den sokağa çıktığımı söyledim. Margörit sonra cevabımı vereceği» Dedi ki: İ ni söyledi. , “ Böyle güzel bir havada Pa- Yemek yemek üzere birâz dı- ji İ VAKIT'ın yeni Tefrikası Suyun üzerinde köprü olmadı - ğından sahilden sahile gene o ka - yıklar vasıtasile geçilebiliyordu. Kâmil ve Nail Beyin müfrezele ri Çoruh nehrini geçebilmek için bu kayıklardan iki tanesini birbi - rine bağlıyarak bir nevi sal vücu - de getirmeğe ve bu sallarla ağırlık larını karşı tarafa geçirmeğe mu - vaffak olmuşlardı, Kayıkları kul - ğ VAKIL 20 İnci kânun 1933 sem | batacağını seyretmeye hazırlanı « yordu. | Fakat Rıza beyle maiyetinin | | ve (Hopa) ahalisinin o günkü se vinçleri boşa çıkmıştı. Çünkü bü- | İ tün gün beklendiği Ohalde Rus| i gambotu görünmemişti. Bu hal er | İ tesi günü de devam etmişti. Bu - | İ hun üzerine herkes Rusların tor- pil döküldüğünü haber aldıkları- şarı çıktım. Saat on birde henüz en çıktığınız için talihlisiniz. cevap alamamıştım. lanmak kolay değildi. Onları ida- | na, gece gelip onları topladıkları- re edebilmek için (Çoruh) suyu - | na zahip olmuştu. Bazı kimseler . Pe ediyor diye yüzü- Guyet ciddiydi. Gene ciddi ciddi sordu: re veda edecek mi - >— Hayır. . — iyi ediyorsun. — Acaba? — Tabii. Hademki onunla mü- betinizi kestiniz, neden gide- “eksiniz? — Demek biliyorsunuz? —Mektubünuzu gösterdi. —Ne dedi? — Dedi ki: “Azizim Prüdans, himaye ettiğin değil; böyle mektuplar akıl- ço geçirilir, fakat yazılmaz.,, “Bünü nasıl söyledi? —<“Gnlerek; Ve ilâve etti: inde iki defa yemek yedi, ziyarete bile gelmedi... İşte mektubumun ve kıskançlı - m yaptığı tesir. Aşkımm guru- İN beni fena halde mahcup etti .. >—Dün gece ne yaptı?. — Operaya gitti. — Biliyorum, sonra?. — Eve geldi yemek yedi.. >— Yalnız mı?. >— Galiba kont ..... G ile. “enim çekilip gitmem, Margö - in hiç bir şeyini değiştirmemiş.. İşte bunun çin bazıları: 0” Sizi sevmeyen kadını hiç dü- memeliydiniz, derler. ebri bir gülümseyişle: Mi) Âlâ, dedim, ben gittim diye Argöritin müleessir olmadığma Memaun oldum. u Hakkı da var, Siz, yapılma” « Sâzie geleni yaplınız. â “E. iade « ei #eviyurdu. hep sizden bahse - *Yordu. Sizin uğrunuza delijikler Yebabiğiedi.. beni seviyor. Ne - a hata ettiğini zan kendileri- han ine müsaade e- Ee Fakst zzetinefislerinin ke Müsmay razı olamazlar. Bir ka - metresi olduğu bir adamm, ber , Ne sebeple olursa dün huri olsun, iki e N kendisini bırakmasını ez tmefsine yedirmez. Ben Mar « i tarım, ölür de size cevap Tİ Öyleyse ben ne yapayım?, n Hiç. Sizi unutur, siz de onu iz y rumuz. Biribirinize darılma» : mlnız olmaz, dile Peki, ya telcar yazarda af Teem?, >— Sakm ha, cünkü affeder. zat hiç nazik bir a | Margörit olacağına ihtimal vermi» Ondan | aba makul davrandınız. Çünkü | Artık fazla muztarip olmamağa ve erteşi günü hareket etmeğe ka- İ rar verdim. i Bu kararımdan sonra uyuyamı” yacağımı anladım, sandıklarımı | yerleştirmeğe başladım. kire Bir saatten beri, Jozefle bera- ber eşyalarımı yerleştiriyorduk, ki i hızlı hızlı kapı çalındı. Jozef sordu: — Açayım mı?. İ — Açınız, dedim. Bu saatte kim gelebilirdi?, | yordum. li dozef:. ——— — Iki kadın geldi, dedi Prüdansın sesini tanıdım —Biziz Arman. Odadan çıktım. | Prüdans âyakta, salonun eşya - | larına bakıyordu. Margörit bir ka- napeye oturmuş düşünüyordu. İ Girdim,ona doğru yürüdüm, | önünde diz çöktüm, iki elini tut - I tum: Pardon! dedim.. Alnımdan öptü: — Sizi bu o üçüncü affedişim, dedi, — Yarın gidecektim.. — Benim buraya gelmem, ka - rarmızı neden değiştirtti? Buraya Paristen gitmeyesiniz diye gelme- dim. Geldim, çünkü bütün gün si- İ ze cevap verecek vakit bulama - dım ve sizin de dargın olduğumu Zannetmenizi istemedim. Prüdans da geldiğimi istemiyordu. Sizi belki rahatsız edeceğimi söylüyor- du. — Siz mi beni rahatsız edecek- | siniz!, Benj nasıl rahatsız edebi - lirsiniz?. (Devam: var) İm Gümrük tarifesi kanu- nunda tadil projesi Gümrük tarifesi kanununda yapılacak tadilât projesini hazırla mak üzere Sanayi birliğinde top- lanan komiteler işlerini bitirerek hazırladıkları raporları © birliğe i tevdi etmektedirler, Bu cümleden olan demir sana- | yii grupu da gümrük tarifesinde | kendi şubelerinin himayesi için | istedikleri tadilât projesini hazırlı | yarak birliğe vermişlerdir. Demir sanayicilerinin tadilinı arzu ettık- leri maddeler 16 yı geçmektedir Diğer gruplarm raporları alındık- | tan sonra kânunusani sonunda u- mumi tadil projesi sit olduğu ma | nun (Hopn) önüne geldiği zaman | ! kamlara takdim edilecektir. | nun süratini ve nehrin kıvrıntıları- nı bilmek lâzım geliyordu. Onun için kayıkların idaresini mutlaka yerli kayrkçılar becerebiliyorlar - dı. Maradidinin zaptı pek kolay ola- mamıştı. Ruslar burada epeyce mukavemet gösterdikten sonra ge ri çekilmişlerdi. Hatta epeyce za yiat ta vermişlerdi, Rus ordusu ö - lülerini defnetmiyor, fakat mey - danda da bırakmıyordu. Ölüler toplanıyor ve kıtaat ile beraber gi den bir nevi fırın içine konularak yakılıyordu. Bundan dolayı düş - manın verdiği zayiat belli olamı - yordu. Maradidinin zaptından sonra Rı- P Bey karargâhı Borçkada kur mağa karar vermişti. Onun için maiyetile birlikte hudut taburu - nun katırlarına binerek (Arhavi) den ayrılmıştı, Maiyeti dediğimiz zevat kâtibi mes'ullerden yanında kalan bir tanesi ile Viçe eşrafın * dan Besim Efendi idi. Diğer kâti - bi mes'ullerden Etem Bey (Mur - gul) a ve Ferit Bey ise Borçkaya kaymakam tayin edilmişlerdi. Hopayı topa tutan gambot Arhaviden yola çıkan bu üç ka- tır süvar akşam üstü ancak (Ho- pa) ya vâsıl olabilmişti. (Hopa) kaymakamı burada gördüklerine ve işittiklerine dair Rıza B. le ar- kadaşlarına malümat vermişti. O esnada (Hopa) İrların vaziyeti ga- yet tehlikeli idi. Çünkü (Hopa) Batuma çok yakın olduğundan Ba | tumda bulunan iki bacalı eski bir Rus ganbotu hergün ve her © gece gelip (Hopa) yı topa tutuyordu. Kasaba ahalisi de dağlara kaçma” ğa mecbur oluyordu. Teşkilâtı mahsusanın kendine mahsus bir | teşkilât olduğunu ve herkesin ka - fasıma buyuruk hareket ettiğini is- pat eden atide nakledeceğimiz bir tedbir ile bu bombardımanın önü- ne geçilmek istenmişti; Rus donanması o zamanlarda fırsat buldukça gelip Trabzon ö » nüne torpil döküyordu. Trabzon valisi bu torpilleri toplattırmıştı. Bu suretle elde edilen torpiller iş- ten anlıyan bir gemiciye (!) veri- İ lerek (Hopa) ya gönderilmiş ve orada denize dökülmütşü, Kayma kam bunu Rıza beyle arkadaşla » rına anlatırken seviniyor ve Rus- lara iyi bir oyun oynanacağını söylüyordu. Ertesi sabah kalkıldığı zaman herkes endişe ve telâş içinde de » ğildi. Bilâkis ahali Rus ganbotu - torpillerden birisine nasıl çarpıp İ de rus casuslarının torpil dökül - düğünü Ruslara haber verdikleri- | ne inanmak istiyorlardı. Bâşları denize çıkmış | torpiller İ (Hopa) önünde ufuklara doğ- ru uzanıp giden Karadenizin ka- ra sularına bir kere dikkatle ba- İ kan olsa idi, Rusların neden dola yı iki üç gündenberi o civara yaklaşmadıklarını anlamakta güç lük çekmezdi. O zaman “casus - lar haber verdi!,, gibi dedikodu » un MWUMI HARPIE ire iy Ş Teşkilâtı Mahsusa : AN tai Rİ Yazan: A. MiL i Rus donanması fırsat buldukça © Trabzon önüne torpil döküyordu rın gidecek, saat kaçta önünüzde | diz çöküp af talep edebileceğini | l işi iyice bilmiyen bir kimse tara « fından döküldüğü için, başlarını denizin sathından dışarıya çıkar- mışlar: “— Biz buradayız, sakın ha yanımıza yaklaşmayınız!,, diye feryat edip duruyorlardı. Ruslar bu feryadı işitmeseler bile Batum tepelerine yerleştirmiş olacakları rasıtlarının dürbünleriyle torpil « leri her halde görüyorlardı. Nihayet, üçüncü günü rus gam botu uzaktan görünmüştü. Bunu ilk gören yanmdakine, o da diğer- . lerine haber verdiğinden bir anda herkes geminin nasıl berhava © lacağını seyretmek için gizlene - cek bir yer aramak üzere koşuş * İ maya başlamıştı. Fakat bu faali- yet ancak birkaç dakika kadar de vam edebilmişti, Çünkü arası çok geçmeden bir gambotun arkasım i dan daha üç geminin gelmekte olduğu görülmüş ve bu da (Ho - pa) halkını bir an için büyük bir ların ortaya çıkmasına da hacet kalmazdı. Çünkü (Hopa) açıkla - rında fırsat kollıyan torpiller, o Polis haberleri Cinayet mi, kaza mı? Sarıyer av mücadele memuru Sefer Bey bir kazaya kurban git- miştir. Sarıyer jandarma kuman İ danlığınca yapılan tahkikata göre bir ay evvel bu mıntakaya tayin edilen Sefer Bey geçen cuma günü civar köylülerin iştirakiyle bir sü- rek avı tertip etmiştir. Demirci, Uskumru, Filyos köylülerinin bu- lunduğu bu av çok zevkli ve heye- canlı geçmiş, avcılar Marmaracık deresinde avlanmışlardır. Akşa - ma doğru köylüler dönerlerken a- ralarında mücadele memuru Sefer Beyin bulunmadığını görmüşler , İ etrafı araştırmışlarsa da kendisini bulamamışlardır. i Bunun üzerine köylüler Sarıyer İ jandarma kumandanlığını haber- dar etmişler, ertesi gün de sabalı- tan akşama kadar araştırma ya- pılmış nihayet Sefer Beyin cesedi Marmaracık deresinin bir köşesin- bulunmuştur. Göğsünde üç yara i bulunan Sefer Beyin yanındaki çiftesinde atılmış iki fişek vardı. Sefer Beyin cesedi dün murga kal- dırılmıştır. Sefer Beyle avda bulunanlar sorguya < çekilmektedir. & Sefer Beyin bir cinayete mi, yoksa bir kazaya mı kurban gittiği ehemmi- yetli bir surette tahkik edilmekte. | dir. Sahte bonolar yapmış Üç ay evvel Mahmutpaşada bir dükkân açmış olan bir musevi Sul tan hamamında muhtelif müesse - selerden dört bin liralık (kadar | mal almış, İzmirli bir tüccarın imzasiyle bonolar vermiştir. Sah te bono tanzmi eden yahudi yaka- lanmış, hakkında tahkikata baş - lanmıştır, Alacak yüzünden | Galatada Arap Kadri ile Osman telâşe düşürmek için kâfi gelmiş- ti. (Devamı var) elli my eba mk | Gelenler, Gidenler İki gün evvel Ankaraya gitmiş olan Üniversite emini Neşet Ö - mer Bey dün dönmüştür. aş. Çay ziyafeti İstanbul kız lisesinin on dört se- nedenberi mezun olan talebelerini biribirlerine tanıştırmak için ya - kında bir çay ziyafeti verilecek » tir, ! alacak yüzünden kavga etmişler , Kadri Osmanı bıçakla yaralamış « tır. Yaralı hastahaneye kaldırıl - mıştır. Çarpan yük arabası Fındıklıda manav OoAlinin kızı İ Perihana Ömerin © idaresindeki İ yük arabası çarpmıştır. Ömer ya - kalanmıştır. Zabıtanın muvaffakıyeti Taksimde Misk sokağında otu- ran Vahram Efendinin O tramvay içinde Yankesecilik suretiyle 1000 lirası çalınmıştı. Zabıtanın sıkı ta- | kibi neticesinde yankeseciliği ya « i pan Ali Rıza yakalanmış, 1000 li- İ ra tamamen geri alınmıştır. Bir kalp 10 kuruşluk Edirnekapı — Sirkeci hattında işliyen 130 numaralı tramvay aras basında yolculardan bir hanımın verdiği 10 kuruşluk kalp olduğu gi İ anlaşılmıştır. Hanım, parayı kim den aldığını — hatırlıyamamıştır, Tahkikata başlanmıştır. IHesap meselesinden kavga Sirkecide Trakya birahanesin * de rakı içen manav Hüseyin, Ha» Kil, Hilmi isminde üç arkadaş ara sında hesap meselesinden kavga çıkmış, Halil Hüseyinin cebinden zorla 21 lirasını gaspetmiştir. Har lil yakalanmıştır.