“Umumi memesi NANEEE ESERSE EESANBE EE 2022222 200308502831110 025 02021831223253299 —— Harpte Alman Casusluğu i N zerezraraşdaana sna REMRARANA Kezer ma eramas amme npmamr meyen ii Artık mukavele yap- mak zamanı geldi Bavulum, aletlerim, bütün teçhizatım, hulâsa işe yarıyâcak her şeyim yanımda idi pe Bu işi uzun uzadıya düşünme - dim. Söylediğim gibi Avrupayı görmemiştim. Orasını da bir kere görmek hoş olacaktır, diyordum. Onun için çantamı alarak hemen yola çıktım. Londraya ayak bastığım zaman bana parayı gönderen adamı gi - dip buldum. Vapur simsarı olan | bu adam bana hemen (Southam - Pton) a gitmemi söyledi. Oradan (Hamburg) a yolladı - lar. Üç gün (Hamburg) ta kal - dım. Sonra (Kiel) e gönderildim. Burada beni bir vapura bindirdi - ler, Emin olunuz, bu vapura bin- meden evvel rıhtımdan onu iyice tetkik ettim, Bindiğim sefine sağlam, güzel bir dalgıç vapuru idi. Ancak bu - nu anladıktan sonra vapura ayak basmıştım. Vapurdakiler beni bek liyorlarmış gibi görünüyorlardı. Kaptan geldi, elini uzattı ve nazik bir lisanla artık yola çıkabiliriz, dedi. Tabii, bavulum, âletlerim, teç - hizatım, velhasıl işime yarıyabile- | tell) ya gittik. (Cürtney) onunla Memleket Haberleri | gülmekte olduğunu farkettim. Ka maranın kapısını açınca içeride i - ki kişinin iskambil oynamakta ol - duklarını gördüm. Adamlar bana baktılar, ben adamlara baktım, ni | hayet kendimi takdim ederek (Nor folk) lu (Widefield) olduğumu söyledim. Bunu söyleyince adamlar iskam billeri bıraktılar. Birisi: “Ben (Sydney) li (Costello) yum!,, ve ikincisi de gülerek: “Ben de Nev - yorklu (Courtney) in,, dedi. On- ! dan sonra üçümüz birden güldük. Beynelmilel şöhreti olan her dal gıç (Costello) ile (Courtney) 1 ta- nır, Nasıl ki onlar da beni tanırlar, Bu suretle anladık ki dünyanın en meşhur dalgıçları bir vapurun ka- marasında buluşmuş oluyorlardı. Ertesi günü Norveç sahiline gel- miştik, İkinci günü gene (Kiel) e dönmüş bulunuyorduk. Bu oyuna evvelâ ben kızdım. Gidip (Court - ney) i buldum. ikimiz dertleşme - ğe başladık. Sonra beraberce (Cos Ezine (Hususi) hile bağlanmıştır. konuştu. (Courtney) mükemmel | emekle kabil Çanakkaleden Balıkesire.. Yol yapıldıktan sonra.. - Beynelmilel harp tarihinin sayfalarını şereflen diren tarihi Ganakkale şebri gün- den güne güzelleşmektedir. Dünya harbinde ateş sellerinin süpürdüğü viraneliklerde yeni binalar yükselmektedir, Boğazdan geçen gemiler me * deniyet ışığı ile nurlanan parlak Çanakkaleyi görüyor. Çok zengin bir hinterlanda ma- lik olan Çanakkale, iç Anadoluya Çanakkale — Balıkesir büyük yo- bugün Enson fenni tekâmülâta göre yapılan Çanak - kale — Balikesir şosasından aza - mi istifade etmemiz lâzımdır. Bugün ilk yapılacak iş, bu çok mühim şosayı işlek vaziyete getir- mektir, bu yoldan daimi münaka leyi temin etmek ve iki vilâyetin müşterek ihtiyaçlarını bu yoldan yapmak için hükümetimizin yük - sek himmetlerini dileriz. Bu himmet, derhal Balıkesir — Çanakkale kara postasını ihdas olacaktır, Posta İzmirde İzmirde Ürküplü Mehmet is - minde bir katil maznunu yakalan. mıştır. Ürküpte işlediği bir katil suçundan maznun olan Mehmet, cinayeti müteakip Ürküpten kaç- mış ve üç gün evel şehrimize ge- lerek bir köşede gizlenmeğe mu- vaffak olmuştur. Ürküp müddei umumiliği katil maznununun İz « | mirde nerede gizlendiğini öğren- meğe muvaffak olmus ve vaziyeti Kendir yapılacak Kastamonu (Hususi) — Tür - kiye dahilinde yapılacak büyük fabrikalar meyanında : bulunan i kendir ve keten sanayii fabrika « sının dünyanın en birinci kendiri- ni yetiştiren bir muhiti olan Kas- tamonuda yapılmasını temenni et mek üzeredört kişilik bir heyet bir haftadanberi Ankarada bulun Ürküpten kaçan | katil tutuldu telgrafla İzmir müddeiumun ne bildirmiştir. Bü vazıyet v İ rine, İzmir müddeiumumiliği rekete geçmiş ve katil mazi yakalanmıştır. Mehmet Dibef şında Makara sokağında gizi i diği evde tevkif edilmiş ve um hapisaneye nakledilmiştir. K# til maznunu bu günlerde Ür! gönderilecektir. i İ Adanada fabrikası © Cinayet Kastamonuda | Bir ölü, bir yal ralı var ! Adanada br cinayet olmuş, v kişi vücudunun muhtelif yerleri den yaralanmıştır. Sarı Yakup mahallesinde © ran İsmail oğlu şoför Abdülk# dir Mahmut paşa hanında Adi lin kahvesinde oturmakta | ik Yortan mahallesinde ( oturm olan İbrahim oğlu Veli oraya bir adamdır, saçları bol ve siyah, gözleri parlak ve kara, heyeti u - mumiyesi fevkalâde iyi bir arka - | daştır. Bunu ilk nazarda anlamış» tım, İkimiz de (Costello) nun karşı- sında konuşurken en akıllımızın, en akıllı değilse bile ön sakimii- zin (Costello) olduğunu anladım. Binaenaleyh onunla konuşmakta bir mâna vardı. (Courtney) ona dertlerimizi dök meğe başlıyarak aldatılmamıza ta hammül etmememiz lâzım geldi - ğini söyledi ve bunun ne demek kamyonları her gün yolcu ve tüc- car eşyası nakline başlıyacaklar ve ilk senelerde ve belki de ilk ay- larda yapmaları muhtemel zarar» lara mukabil bunlara verilen pos ta nakliye ücreti prim yerine ge çecektir. (Bu suretle Balıkesir, Çanühkela irğemda kimi bir ie” | tibat başlıyacaktır. Bugün mevcut olan Edremit — Ayvalık postast kaldırılarak Ed - remit — Balıkesir yolile, Biga — Lapseki postası kaldırılarak Biga — Çan yolile Balıkesir postasına ilhak ederek Çanakkaleye bağla cek her şey beraberimde idi, O - nun için istasyondan vapura bir sürü sandıksve bavullar nakledil - mişti. Ben de bu müddet zarfında şehri gezmiştim. Akşam üstü vapur hareket etti. 4,Sahilden biraz uzaklaştıktan son- ra kaptana yaklaşarak dedim ki: — “Zannedersem artık mukave le yapmanm zamanı geldi. Sonra, bana nereye gittiğimizi ve ne iş göreceğimizi de bildirirseniz çok memnun olurum.,, liyor ve biraz sonra da rakı iç ğe başlıyorlar, Kafaları adam? kıllı tütsüliyen ve sonradan gel€ bu üç kafadar rakıları bitirdikti sonra dışarıya çıkıyorlar, Şofe Abdülkadir ile bunlar ( aras bir sapka satın alıp verme m me ir er EE, EEE” gesi maktadır. Kastamonu heyetinin alâkadar makamat nezdinde vaki istirhamlarının ehemmiyetle naza rı itibara alındığını ve fabrikanın Kastamonuya yapılacağına. dair kuvvetli ihtimaller mevcut bulun duğühü haber aldık? Hali bâzırda senevi Bi? milyon kilo kendir ve bir buçuk milyon kilo urgan ve muytabiye ihracatı yapan ve senevi üç milyon kiloya yakın kendir istihsal eden Kasta» i monuda kendir fabrikası yapıldı- ği takdirde Kastamonunun iktısa« dir de dışarı çıkıyor ve bu üç kaf) darla karşılaşarak dil münakaşf başlıyor. Bu sırada (o İshak a Mahmut bıçağını çekerek Abö' kadire sallıyor ve göğsüne si yor. Abdülkadir bıçağı oy İhtiyar kaptan koluma girdi, mez yere düşüyor. Ve Mahmud” kabinesine götürdü ve dedi ki: — “Belki Amerikada işitmişsi - nizdir, son zamanlarda eski sefine ler araştırılmağa başlandı. Bunlar ekseriyetle umumi harp esnasında batan gemilerdir. Biz şimdi Fin - landiya sahillerine gidiyoruz, Orada harp esnasında bir çok Alman tahtelbahirleri (batmıştı. Onları çıkaracağız. Çıkaracağı - mız her bir Utahtelbahir için Al- man hükümeti bize büyük bir mü kâfat verecektir. Bunun üzerine kaptan benimle bir mukavele yaptı,ne istedimse hepsini kabul etti, Emin olunuz, az bir şey istememiştim, Dalgıç vapuru İngiliz bayragını hâmil idi. Onun için Alman tahtel bahirlerini aramağa | gittiğimize pek inanmamıştım. Böyle bir işi | becermek için benim gibi bir ada - mı Amerikanın (Norfolk) şehrin - den kaldırıp, Londraya, oradan (Southampton)a, oradan (Ham - burg) a (Kiel) e göndermek mi lâ zımdı? Fakat bu işlerde benim tec rübem vardır. Batan gemileri çı - karmak işi gariptir ve her yerde türlü türlü usuller tatbik edilir. Bir vapuru denizin dibinden çı- karmağa giden adamın riayet ede ceği en birinci kaide, kendisinden evvel başkasınm o işe tevessül et- memesi için ağzını tutmaktır. Kaptan ile işim bitiği zaman o beni bizzat kamaraya kadar ge - tirdi. Orada kapının önünde ken- disinden ayrılırken bıyık altmdan olduğunu ondan sordu. (Costello) ikimizi de yukardan aşağı bir süz- dükten sonra dedi ki: — “Biliyorsunuz ki siz her biri- niz mesleğimizden neler biliyorsa nız ben de onu biliyorum. Doğru mu?,, — “Evet, doğrudur.,, — “O halde size söylüyorum, ben her şeyi biliyorum, işler yolun dadır. Fakat bu hususta fazla söz söyliyemem.,, (Courtney) cevap verdi: “Öyle ise her şey yolunda de mektir. Fazla gezevelik etmeğe lüzum yok!,, Bu mükâlemeden sonra bir müd det geminin içinde dolaştık. Bir - den bire şimal denizinde bulundu ğumuzu anladık. Sonra şimale doğ ru döndük, Deniz artmağa başla - dı. Nihayet (Orkney) adalarile karşılaştık, Pek berbat bir vaziyet te idik, Kaptan ve muavinile dostluk Peyda ettiğim için uykuda olma - dıkça kaptan gemisinde bulunu - yordum, Her ne kadar vapurumuz | gok sağlam ise de Atlas Okyanu - sunda tutunacak vaziyette değildi Gemi mükemmel surette danset - meğe başlamıştı. Fazla olarak bir de el ile tutulacak kadar kesif bir sis ortalığı kaplamıştı. İhtiyar kaptan muavinine dedi ki; — “Bu işe başlamanın mevsimi olmadığını her vakit söylemiyor sir, Balye ve Biga gurur, Ticari temaslar ulaşır. Bu şekilde hem bilirler. fazla duyduğumuz dikkate alınmasını rız. miştir, fırtmalıdır.,, Gelenler, Gidenle: | | lm İspanyanın İstanbul ikinci kon solosluğuna tayin edilmiş olan M. Vicente Aparicio şehrimize gel « nır. Bu bağlanış Edremit, Balıke- ile Çanakkale arasında daimi bir münasebeti do- artar ve bu su- retle Balıkesir ve civarı bütün ih» racat malları için Çanakkale gibi çok müsait bir transit merkezine Çanakkale li - | yan Çanakkaleden hiç vakit zayi etmiyerek ucuz ve çabuk mal ala- Dişa mal satmak ihtiyacını en bu yıllarda bu işin süratle ve ehemmiyetle nazarı Başvekil İsmet Paşa Hazretlerile İktisat ve Nafia Vekili Beyefendilerden rica ede - mu idim?. Burası bu mevsimde (Devamı var) di, smai ve zirai sahada inkişafa mazhar olacağını şüphesiz gören halk bilhassa zürra sevinç içinde- dir. Eskişehirde Kaplangı su- yu şehire akıtılacak Eskişehir belediye reisi Kâmil Bey şehirin su ihtiyacını halle mu- | i idanlir le temin 6 | vaffak olmuştur. Yapılan tetkik- manından azami dilir, hem de Balıkesir ve Çanak- kale vilâyetinin çok zengin mah- sullerinin dış piyasalara sevki u- cuzlaşır ve kolaylaşır. Bütün Avrupa memleketlerine gidip gelen, Karadenize işliyen ec- nebi vapurları yolları üzerine ras- lerden ve keşiflerden sonra sertlik derecesi 2 olan Kaplıca suyunun şehire akıtılması kararlaştırılmış - tır. Suyun akıtılması ve istikşafı da ihale edilmiştir. Bu teşebbüs Gazı Hazretlerinin irade ve işaretlerile vücut bulduğu salladığı ikinci bıçak ta tam Ab" dülkadirin yanında bulunmak” olan Velinin sağ memesi üzeri!” derin bir surette saplanıyor. ve de can acısiyle bıçağını çeke! Abdülkadiri arkasından ve üç rinden yaralıyor. Hadise yerine yetişen mahal” bekçisi yaralıları karakola ve dan da memleket hastanesine türülüyor ve Veli hiç bir ifade meden hastanede ölüyor, A! kadirin yaraları hafif olduğunâ?” sarılarak hastaneden karakola de edilmiş ve Mahmutla Abdü | zak yakalanmış ve müddei um | mi baş muavini Halit ve adli a | sım reisi birinci (o komiser Şül ya — Gazi Suyu — ismi ve- rilmiştir. Tesisata ve akıtılma a- meliyesine * ilk baharda başlana- caktır, ApksdemaamzazaanamMlenen e aarsaaaaaaanınınısaimmesnaz Yurttaş., # Bugün ve bu gecemiz Malat- ya kayisisi ve Ayıntap fıstığı ğ gün ve gecemiz olsun. Bugün ve ç bu gece bunları evlerimizde go İlk ve çocuğumuzla yiyelim. # Her ahpabımıza bunu tavsiye edelim. Sevgili yurdumuzun bu ği güzel yemişleri bundan sonra fi iğziyafetlerimizin ikramı olsun. Bu günkü cumamızın şen saatlerini bu yemişlerle geçişti- relim, : M.N ve T.C, g Sean Karlar rana oan AAEEEM SERER | miştir. “| Hopanım büyük bir ihtiyacını Beyler meseleye vazıyet ederek tahkikata başlamışlardır. pe Velinin lâzım gelen muay€ N yapılıp raporu alındıktan (o #9 gömülmesine izin verilmiştir. 9“ i lular cümhuriyet müddeivmu ğ İ ğine teslim edilmişlerdir. z Bir otobüs hendeğe devrildi Bursadan 23 yolcu ile harek eden şoför İsmail Efendinin resindeki otobüs Yalova civar”. bir hendeğe yuvarlanmıştır. culardan ekserisi yaralanmışt!" Hopada orta mekteP . Hopada orta mektep açılmı? yüz on talebe mektebe kayde! Ls” Orta mektebin aç" , mani etmiştir.