1 <a kayığı, | | İ ; : / i Li ie m er , | BİK şırınga yaptı k içi seldim, 9, İL ei va kalyor, a sonra bir şeyim sonpa zi yap, — Peki, Yanın Yanma kavuçuk bandı ea çuk bandı, ürdiyodu hazırladım. Lâbora - e Seçtim. Ara kapıyı açık bı - jim, Ampulleri aradım. EN homurdanıyordu: ş . e berbat hava!,. Yağmur Ağa da kurtulsak, w izl e bir iğne aldım. Su- Y: um. Hava daha kararıyor- »£ şimşek çaktı, uzun uzun Sürledi, erdi konuşuyordu: “> Yağmur başl liba, F t şlıyor galiba. Fır madan korkmaz mısın? Dişleri»: dim; işlerimi sıkarak cevap ver - men şırıngayı gök — Köş Yoruyor, BB. > Beni sinirlendiriyor. Hele | limle saçlarına dokunun: | re; E tmlar çıkıyor, evap vermedim. Ee ye ilâve etti: ahi söylü i “etol. ylüyorum. Daha bir k Elektrik ocağını yaktım. Göz - i ısınmıya başlıyan sudan a-| Virman Hağımı çeri h Ya gayret ediyorum. Sağ m ucuyla yere vuruyorum. Bi, aff nefes alıyorum. Eğer mi Ke a devam ederse kendi - ni Amiyacağım; bereket versin #örmüyor. rdu: ie Kaynıyor mu?. — Hayır, henüz başlamadı. old, ven berbat hava. Adeta gece “Bizde Adaya gideceğiz. tiz, Neyse erkenden yatağa gire ine, Ada. Behire.. in, zlerimin kanlandığını hisset- ik a gene terlemeye başla- dam, isa cümlelerle konuşuyor- hangı oğazımdan çıkan sesimin a nden korkuyordum. ne sordu: ynadı mı?. vü Üzere... te old Ben divana uzanıyorum. İş- f Vini W. Kolum hazır... Elektrik asnı da yaktım... Kisa bir sessizlikten sonra: bir şey soracağım... A- A tme,. Ürtikerin erkek - > rinde aksi tesiri yok mu- — a geldiği tarafa başımı çe- > Neyleş. l Dalya, Anlamıyor musun yahu!... tikeç;, 7orulduğum zamanlar ür - bah, ie tutuyor... Dün gece, bu sa- Siki, avanın tesiri olacak.. iin mii güldü: © Bene ürü Dasün öğleden sonra... ny dum. Bir havlu ıslattım, al ma Di im, sonra havluyu ağzı - | Kulak 5 yoksa haykıracaktım. rm çınlıyor, şakaklarım rdu. devam etti; imal versin her zaman ağ- or, dey, dağında bir ses var: “Eğer Da geberteceğim.... neye düşünüyorum de - er neyse... kaynıyor mu? la bir “tçık,, dedim. i — m Bil miz kmam, ama beni bu hava | ın Edebi Tefrikası : 28 YNNMNNNNNNMNNIN ““ KISKANÇ mM Nakleden : Selâmi Izzet türdiyodu sürüyorum. Sana sadece | iğneyi batırmak kaldı.. Görüyor - isun ya, nasıl usta bir hasta oldum. ' Benim gibi hastaların var mı?.. | Dinle, fırtına başlıyor. Bir türlü odaya giremiyordum. | iFerdi de şirıngayı hazırlıyorum | sanıyor. Islık çalmıya başladı. — Ama uzadı. Bereket versin | divanın rahat. Biraz güldü. İ uzanmıştır!... Büyük lokanta'arda bir yemek vardır: Kanapede bıldır | İçım!,.. Eh, bunun bizde de şöyle bir İtabiri vardır: Çantada keklik... | | Bir kere buraya girmesinler... Ha! | Yahu bugün hiç konuşmuyorsun. | Bir daha sefere.. Gerındığını, esnediğmi duy - dum: — .. Behireyi getireceğim. Behire!... Elimdeki şırıngayı öy | le bir sıkış sıktım, ki nasıl kırıl - | İ madığina hayretteyim. Behire!... Boğuluyorum. Bura- | ya girecek... | Bütün vücudum buz kesildi. Ağ | zım kurudu. Etrafıma baktım, Alıp kafasına | atmak için bir şey yoktu... Hiç bir şey yoktu.. Şişe'er.. tübler.. Küçük ! kavanozlar.. Ne yaptığımı bilmeden, tifo! mikorbunun durduğu tübün pamu- ğunu çıkardım, bir miktar mayii sırmgaya çekip aldım. Gözlerim bulutlu, başım hümmalı, odaya girdim. ! Yatıyordu. Kauçukla sarılı ko- lunun damarı dışari fırlamıştı. I şık üstüne vurmuştu. Yüzü maale- -İsef... Yok bereket versin, karan - lıktaydı. Kudurmuş bir dalgaya yakala- nan kinim, bir saniye tereddüt et- ti... Dalgalarda, sahile yaklaşınca biraz duralar, sonra kayalara çar- par. Kurtulabilirdi. Fakat kolunu u- zattı ve değişik bir sesle: “Yavaş,, dedi. Ameliyattan sonra uyanırken de yavaş demıştı. Hem de aynı ses le... İğneyi batırdım, mayii damarı- na boşalttım. Kalktı, gitti. Ben lâboratuvarı- ma girdim... Sersemlemiştim.. A - yaklarım boşluğa basıyordu. Sen- deliyordum. i Oturdum, şırmgaya baktım. Müthiş bir gök gürledi; fırtına patladı. Yağmur bütün hızıyla camları kamçılamıya başladı. Pen- cereler açıldı. Ben bırını, Ferdi ötekini kapa- dı. Ve gürültü arasında veda etti: — Teşekkür ederim, gidiyorum. Gitti. Arkasından ben de çık - tam, Bir otomobile bindim. Sade tahteşşuurum hareket (o ediyordu. Bir hayli dönüp dolaştım. Bir ote- lin önünde durdum. Bir oda iste - dim. Odaya çıktım ve krizden sonra dalan bir felçli gibi uyudum. Şafakla beraber uyandım. Derhal hatırladım ve kalktım. “Öldürdüm!... Öldürdüm! Ben katılım !... Cinayet işledim!...,, Bu kelimelerin benim içın yeni bir mefhumu vardı. Aksiseda, teh- dit ederek tekrarlıyordu.. (Devamı var) niz 5 — VAKIT İl 2Z.nci teşrin 1Y37emmmz ARKAN UMU MI H A RP Teşkilatı Mahsusa T E Gum RM ADAN VAKIT'ın yeni Tefrikası : 10 Yazan: A. MiL Nizamname mucibince hareket edecek olan bu elebaşılar.. Kafkasya İhtilâl cemiyeti ve binaenaleyh Enver paşanın a Merkezi damlarından olmasından da neşet Bütün bu hazırlıklar iyi olmak- ediyordu. la beraber nazariyattan filiyata ge- Bir de Kafkasya ihtilâl cemi umumisi gızlıce Trabzonda bastırıldıktan | dan İstanbula avdet etmesi ve o - bize yardım edecek olan anasırın | zımgeliyordu. Kemal bey Trabzon elebaşıları Trabzona ve Erzuruma | da artık uzun müddet kalmak iste- çağrılarak onlarla müzakere edil- | miyordu. İstanbul hükümetile iyi- | dikten sonra Rusya dahılınde tev- | ce anlaşmadan böyle büyücek bir zi edilmek üzere onlara tevdi edi-| işe son şeklmi verdirmek niyetin- lecekti. Nizamname mucibince ha | de de değıldı. Trabzona muvasa * reket edecek olan bu elebaşıları, |latından beri gördüğü, işittiği ye Rusya dahilinde ihtilâl, taarruz, | ni şeyleri ve arkadaşlarıy!e vaptı- müdafaa, kargaşalık, levazım te - | ğı müzakerelerde hâsıl ettiği ka - dariki, askeri depoların ve saire - | naatleri İstanbuldaki teşkilâtı mah nin berhava edilmesi ve saire gibi | susa merkezine bildirdikten son - icraat ıçın teşkilât yapacaklardı. /ra onları bir şekle © koyuvermek Bundan sonra, Kafkasya ihtilâl | arzusundaydı. Bir de Kafkasya ih | cemiyetinin merkezi Trabzon ol -! tilâl cemiyet: faaliyete geçebilmek | bizim elimiz altında makla beraber merkezi umumi re- için paraya, silâha, iaşeye ve ilba - isinin kım olacağı henüz iyice ta- sa muhtaçtı. Bunlar cemiyetin en karrür edememıştı. Her ne kadar |mübrem ihtiyaçlarından olduğu Rıza bey binbaşılıktan mütekait halde henüz nereden ve ne suret. bir zabit olması dolayısıyle, cenu-'le tedarik olunacakları meselesi bu garbi Kafkasya cephesi, hu - | hal ve tesviye edilmemişti. dut taburları, seyyar jandarma a- İşte Kara Kemal bey gerek bu layı da dahil olduğu halde muba- | meseleleri halletmek, gerekse bazı rebe ilân edıldığı takdirde bilfiil İ anasırın gönderilmesine tavassut bizzarure teşkilâtı mahsusanın ida! raber Trabzona gelen Memduh - resi de mumaileybe tevdi edile-ek- ! Şevket beyi yanına alarak ve ya -1 İse de, Rıza bey halim ve selim, yu- | kın bir zamanda avdet etmeyi va İmuşak ve durgun bir zat oldu - |deyliyerek, Kafkasya teşkilâtına | ğundan kendısının teşkilâtı mahsu ! kat'i bir netice verilmeden, İstan - İ sayı lâyıkile idare edebileceği zan | bula avdet etmıştı. İ nolunmuyordu. Kara Kemal bey - İstanbul kâtibi mes'ullerinden İle Rıza bey bu bususta pek anla - (on gün evvel Trabzona geldiğini şamamışlardı. Belki bu anlaşama- | ve Nail beyle bırlıkte çalışmakta | İmazlık Rıza Beyin, mukaddeme- | olduğunu evvelce yazdığımız Rıza mizde yazdığımız veçhile, İttihat bey Kara Kemal beyle kat'i suret-! ve terakkinin zabıta erkânından | te anlaşamamış ve teşkilâta son! *jşekli verilmemiş olmakla beraber, İ Trabzona geldığı gündenberi epey / ce işler hazırlamıya da muvaffak olmuştu, Mumai'eyh bu işler hak- | — Kimbilir bu divana kimler İ çebilmek için lâzım olan vesait he ! yetınım filiyata geçebilmesi için | kında Erzurumda bulunan doktor inüz mevcut değildi. Nizamname, evvelemirde Kemal beyin Trabzon | Bahattin Şakir ve Hilmi beylere İ yazdığı 16 ağustos 1330 tarihli i sonra Rusya dahilinde bulunan ve rada hazırlıkları tamamlaması lâ- | mektubunda diyor ki: 1 — Gürcistandaki çetelerle irtibat ve münasebet tesis etmek ve Rusyanm ahval ve harekâtı as- keriyesini anlamak için Trabzo - İna muvasalatımla beraber hemen | Batuma bir zabit gönderdim. Bit - tabi bu zabit Gürcü lisanına vâ - kıf ve sahte pafaportu hâmi'di. Beraberinde bir de kadın vardı. Bu kadın esasen Rusyadaki hıris- tiyan Gürcü komitelerinin hemen İ bir şubesmi teşkil eden ve bugün | bulunan beş İ komiteciden bırısının o karısıydı. İ Bunlar Batuma girdiler. Fakat ma alesef arzu derecesinde iş göreme diler. Çünkü Rusya, komitecile - rin ileri gelen'ermi hemen kâmilen denilecek derecede toplayıp içeri taraflara göndermiş ve Batumda İ bulunanların da etrafı sarılmış, kimse ile görüşemiyorlar. Bu ah - lo havaliye kumandan olacak ve İ etmek üzere, kâtibi mes'ullerle be Yal kısmen bizce malomi beğ | duğundan yalnız bunları gönder - mekle iktifa etmıyerek diğer vesa- ite de müracaat ettik. Vakıâ el'an asıl komitelerle temas edemedik, fakat diğer kollarla irtibat peyda ettik. Çoruh nebrinin yukarı kı - sımlarında Türkler vardır ki bunlar sözlerine sadık ve cesur insanlardır. Gürcülerden ziyade bunlara ediliyor. mutavattın itimat (Devamı var) Dişçi mektebi müdürü Kâzım de diş hıfzıssıhası fikrini yaymak için hazırlıklar yapmaktadır. Bu - nnu için bir taraftan Üniversite - nin bir şubesi olarak çalışacak o - lan dişçi mektebinin O noksanları ikmal edilir ve memlekete dişçi yetiştirmek için tertibat alınırken diğer taraftan oOmemleketin diş hıfzıssıhası nokai nazarından va - ziyeti tesbit edecek tedbirler alın- maktadır. İşe evvelâ mekteplerden başlanacaktır. e Bu maksatla ilk i hamlede yedi yüz lira kadar bir para toplanmıştır, Vakıa yedi yüz lira çok bir pa- ra değildir. Bununla (o beraber bu para ile bütün bir sene içinde İs - tanbul mektepleri teftiş edilebile - cektir. o Bunun için dişçiler fe - dakârlık yapacak, yalnız tramvay, araba, yahut otobüs masrafı gibi küçük bir ücret ile teftiş vazifesini kabul edeceklerdir. Bu suretle bütün mekteplerdeki talebelerin İ dişleri gözden geçirilecektir. Bu | teftişin umumi neticesi diş noktai Esat Bey bu sene memleketimiz - | nazarından mekteplerin vaziyeti | için a İ hakkında bir fikir verebilecektir . Ondan sonra gelecek senelerde na sıl bir hattı hareket takip edilme - si icap edeceği kararlaştırılabile - | cektir. Kâzım Esat Bey şimdiye kadar yaptığı şahsi müşahedelerden bah- sederek diyor ki: “.— Esefle söylüyorum, bizde diş hıfaıssıhası o he ! muhitlerde hiç İ Kendi gözümle de çocukların nuniyet ifade pek çok sılmamıştır . ini yerler - de n belli başlı Ziya - « bakarım. Ağız arın da lokmayı çiğniyenlere nadir tesadüf (Oederim. Bir çokları ağızlarına aldıkları lokmayı bir iki defa çevirdikten sonra yutar - lar. Bu bal çok defa dizlerin ba kımsızlığından ileri g # -İkette gösterilecektir, Dişlerimiz temizlenmiye, bakılmıya muhtaçtır Bütün talebenin dişleri gözden geçirilecek, konferanslar verilecektir | buki bir vücudun sıhhatte olması gıza alınan gıdaların iyice çiğnemiş olması lâzımdır..,, Dişçi metkebi idaresi Himayei elfal remiyetiyle temas etmiştir. ! Bu temasların neticesinde bu sene çocuk haftatsına bir gün ilâve edi j lerek çocuk bayramı yapılacak- i tır. İ Bugün çocuklar ve aileleri dişçi | mekebine toplanacaktır. o Buiç- İ imada küçük bir çocuk diş hıfzıs- sıhhası hakkında beş on dakikalık bir konferans verilecektir. Sonra -| bu toplantının ve konferansın si nemasi alınacak, bütün memle - İ Bu suretli -/ diş hrfzıssıhası üzerine memleke » I tin her tarafında, her sınıf halkın alâkası <elbolunacaktır. Bilhassa çocuk valdelerine diş hıfzıssıhası ne demek olduğu an- latılacaktır... Tabii diş hıfzıssıh - hasmın esasını ağızların temizliği teşkil ettiğine göre (o yavaş yavaş d emlekette umumi temzilk itiya « or, Hal.) dı da genişletilmiş olacaktır. * j j j / Çi ğ