Keti, KA kaya topludur. uydurm, Ni böyle, » Gözlüğü, bıyık | a olsun, fakat kendi -| k ipkuru bir adami haline | NN ii adi Ya,, dedim,»sen de o -| ig m e düştün. z sbiz “0 ği i Be ve mu, değil mi?, iL *öphe içinde, maamafih bizim Ony e karşısında olmamıza m. : : in al vermiyeceğinden e - laz LOK HOLMES'e Bedi © bizi görmüş, tanımış, ta , Iğını anlamış., Neyse bun | RŞI LÜPEN! Numara: 2 | Ki i | dikten sonra piposunu yaktı ve | söze başladı: — Bugün gene Beyoğlunun en | | izbe yerlerinden İstanbul tarafı - nın İoş sokakalarıma, kahvelerine, meyhanelerine kadar bir çok yer- leri dolaştıktan sonra akşam üstü Köprüye geldim, Kadıköy iskele - | sinde durdum. Vapur bekliyen - | ler, vapura binenler ve (o çıkanlar , — VAKIT 10 2.nci teşrin 1933-— > (© ÜNYA H YıLankavı BE VOL otonosil LERİ ©) Otomobil ile gök- lere çıkılacak ! Pariste üç*sene içinde 700 metre irtifada büyük bir kule yapıl- masına karar verildi Amerikanm en yüksek binasile Pariste Eyfel kulesi üstüste geti « rilse bile bu irtifaa varamaz. Ku- imi ki takip olun taa duğu Mater orda önek kabil değildir. ki“ Uğunu a ol halde İstanbul polisinde smuz ıkıncı şube âmırının failleri yakalanmamış mü - diğ, , *zlik fiilleri hakkında ver- larını takipte devam e - Sa Birinden biri mutlaka Ar “pene ait çıkacaktır. N ei7 Fakat Lüpenin iki seneden- k b, Anbulda oturmasının baş - Vaz, sebebi yok mudur, sanır - Dy, Vak Pariste çaldığı kont dy,, Adorun vasiyetnamesi onu Yi kon 2. Lüpen bu vasiyetname e AĞ Yeğeninin hâlâ 200 bin atacağını sanarak şantaj Ba in bizi buraya, va - Müz, Yi bulmiya (gönderen te sifa Kontun yeğeni böyle De kendisine ne bıraka - m olmıyan vasiyetna - dp bin frank verecek adam mak Ancak Lüpen bunu an - iz “emediği için burada Pa - diz, Belecek parayı beklemekte - bir ta afih Lüpen İstanbulda fan bu parayı bekler ve kı, eda kö, en bi, : sede ne bulursa çarpar endişe taraftan da kendisini eğ - Peki, ek bir iş bulmuş olsa ge- e ibi işe. Kiri gnd, bir aile işi gibi... Mi suş bah maf günlerde otelden sâ- Meş “ençıkan o Şerlok Hol Vatagı, seve yarısı © geliyordu. Bang mu ya otelin ga- beki — “Yahut” birahânede arada bir sokağa, kar at kendi salâhi - Salyar gele tetkiklere çıkarak a ertesi akşam ve bir n Vatson, Holmesin ağ- Yord ği tey alamadı. Anlaşılı- i İngiliz bir çok yorulu- t bir sey bulamıyordu. ir gün Serlok Holmes iyarak ve yüzü güle- Mek in lokantasında ye- sti, Va n iki kadeh de şarap alacağından, emindi. kliyordu. F Pa ” be akat ol p Holmes yemeğini bitir- ol Hiç tanımadığım, karşı karşıya otursak aslâ nazarı dikkatimi cel- | İ betmiyecek bir sima.. | — O mu? — Hayır, hiç münasebeti yok. | Tıknaz, kara denecek kadar €s -| İ mer ve kısa boylu... Yani asla © | | değil.. Fakat bu adamın bakışı ve gayri ihtiyari başını çevirmesi bir- denbire gözlerimi açtı. Tabii he- i men ben de arkamı çevirdim. Baş ka tarafı veya başkalarını tetkike dalmış gibi yaptım. O vapura gir di, Ben vapurun içini şöyle | bir araştırıyor gibi yaparak ( çıktım, hemen iskelenin üstündeki ema - netçiye paltomu, şapkamı bırak - | tim. Onun yerine gazete kâğıt - İlarile sarılı bir paketi koltuğuma aldım. o Kasket ve ceketim, siyah kenarlı gözlüğüm hiç olmazsa u - zaktan manzaramı değiştirdi. Va - pura atladım. Yan kamaralardan İ birine yerleştim. Elimdeki paket İ bir nevale yığınına benziyordu. | — Herif nerede? — Her halde ikinci mevkide o - lacak, Bilmiyorum, fakat muhak - kak ki eğer bu onun adamların - dan biriyse takip (edilmediğine | emindi. Haydarpaşa iskelesinde son derece rahat ve müsterih çık - tı, yalnız trene binerken, vago - müddet O za-| nun basamaklarında bir durdu. Arkasına baktı. man elimdeki paket duştu ve eğil- İdim. Kalabalıkta ona hiç görün- | İ medim ve hemen birinci vagona İ girdim.” İstasyonlarda onun indiğini görmemek korkusile boş bir kom- partmanın bir penceresinden öte- kine koşuyor, tren durur durmaz her tarafı iyice kolluyordum. Kı - zıltoprak, Fener, Göztepe, derken | Erenköyünde indi. Kendisile be - raber inenleri iyice tetkik etti. | Hattâ durarak tetkik etti. O za - İman bu adamın takipden korkan birisi olduğuna, beni tanıdığına hiç şüphem kalmadı. — Sen neredeydin o sırada üs -İ tadım? — Henüz vagonda ve camın ke- narında... Hattâ tren kalktığı hal- İde ben vagondaydım. İlk hare- keti müteakip vagonun diğer tara- i mızdayken aksi istikamette açıl -| | dım, | (Devamı var) İ İdem boyunda çelikten 1700 Metrelik kulenin alacağı şekil ve bugünkü Eyfel Pariste 1937 senesinde açılacak | olan Cihan sergisi için büyük <1 gayet yüksek bir kule inşa edile -! Bir tayyareci kulesile nisbeti ceği yazılmıştı. Projesini neşret - tiğimiz bu kule 700 metre yüksek « liğinde olacaktır. “Roket ! Seçelim, | içinde âşına bir yüz aradım. Bir i On z | iki, üç vapur geldi, kalktı. Dör - lenin temeli muazzam bir garaj o » beş günlük e kei lağ i iv ara bugün bir kâ araştırmadan | düncüsü gelince köprü üstünde lacaktır. Kulenin etrafında inşa 9 Aren Yl ii varsa 9 toplanan oOve vapura akın e edilecek olan helezoni bir yol oto « a İstanbula E ” ” senedenbeği i den ahali arasında bir adam göz - | mobilcilerin otomobillerile kolay - ni n bir 20 duğunu, kendisi leri gözlerime döner dönmez, ba - | lıkla kulenin en yüksek tepesine ttağumı, ğe kibarı gibi | şmı çevirdi, bir şey düşürmüş gi - | çıkmalarını temin edeceklir. U - ündüğünü hülle | İ bi yere eğildi. Üstü başı perişan, | zun müddet, en üst katta kalmak —Birg İlel e hattâ elinde küçük bir çuval taşı - | istiyen, otomobilini 400 araba as Murdağunu Kadıköy tarafında! yan bir adam... Belliki bir ma - labilecek hacimde olan garaja bı- va Hayır, rangoz, yahut bir taşçı o ustası... rakabilecektir. Geceyi yedi yüz metre irtifada geçirmek istiyenler oradaki otelde bir oda tutabilecekleri gibi lokan « tasmda da mükemmel surette ye- meklerini yiyeceklerdir. Kulenin tepesinde yanacak o « lan fenerin ziyası Belçika ve İn - giltere sahillerine kadar görülebi - lecektir. Kulenin en yüksek nok - İtası rasathaneye tahsis edilmiştir. Kuleyi inşa edecek olan mü - hendisin ismi (Freyssinet) dir, »le uçtu! JülVern'in rüyalarından birisi daha tahakkuk etmiş sayılabilir Baltık denizindeki Rugen ada - sında ilk defa olarak fevkalâde mühim bir tecrübe yapılmış bulu- nuyor, : Son derece sıkı bir ketumiyet da | iresinde yapılan bu tecrübenin he | defi, Roketle (o hareket eden bir| tayyare ile insan taşımaktı. 24 ka- yapılma bir Roketten ibaret olan » tayyare geçen Pazar günü hareket etmiş, | altı mil mesafeyi geçmiş, ğ ! uğramadan | sonra hiç bir zarara yere inmiştir, Bu Roketin muhterii, Her Bru nu Hişer'dir. Muhteriin kardeşi o- lan Her Otto Hişer hayatını tehli keye koyarak Rokete binmiş ve pi- j lotluk yapmıştır. Bu senenin ilkbaharında buna benzer bir tecrübe yapıldığı sıra - da Roket kazaya uğramış ve pilot maktul düşmüştü. Onun için o bu Paris — Dünyanm en çok ev - lenen, çok evlenmek vadisinde re kor kıran kadımı da nihayet bu - Tundu. Bu kadın Pariste ikamet eden| bir İngiliz kadınıdır. | Fransada merkezi evlenme da-! 9 akşam yeni bir ha- | fından yere atladım. Tren ara -| iresinin yaptığı tahkikat netice -| inde bu keyfiyet anlaşılmış bulu nuyor. Bu kadın son günlerde yeni bir seferki tecrübe gizli yapılmış bu - İunuyor. Almanya Harbiye Ne - zareti tecrübe için lâzım olan her şeyi hazırlamıştı. Adanın halkı biç bir şeyden haberdar olmadıktan sonra mat - buat mümessilleri de davet olun - mamışlardı. Roket, çok sıkı bir . ketumiyet dairesinde adaya taşınmış ve ge - çen günü tecrübe yapılmıştır. Tec daha | rübeye ancak bir kaç memur şa -| fu. hit oldular. Seyirciler iki yüz yardalık uzak ikta durduktan sonra ve pilot bir düğmeye dokunarak harekete ge - İçirdi. Roket kulakları sağırlaştıran infilâklar içinde ilerledi te o uçtu Roket altı millik bir mesafe katet. tikten sonra inmeğe başladı. İner- ken otomatik bir paraşut açıldı ve yavaş yavaş yere indi. Roket yere konduğu zaman, tayyareci için - koca bulmuş ve evlenmek üzere evrakını takdim etmiştir. Bu kadın şimdiye kadar tam 15 kere evlenmiş bulunuyor. Fakat asıl tuhaf cihet, bu ka - dının evli olduğu halde kocalarını yenilemesidir. Bunun için vardığı kocaları bi- rer birer bırakarak bir sehirden bir şehire gitmekte ve orada yeni- den evlenmektedir. den çıktı, Bu seyahat 10 dakika 26 saniye devam etmiş bulunuyor. | Tayyareci ihtisasatını şu şekil - , de anlatmıştır: | o “Roket hareket ettikten sonra | çıkardığı gürültü kulaklarımı ğı ak gib Zü gibi idim. Kendime geldiğim iman 32.000 kadem yükselmiştim, i Daha fazla gitmeğe lüzum yok- İnmiye başladım ve indim. İhti- yaç hasıl olsaydı, paraşütten isti- fade edecektim, Fakat zum görmedim.,, buna lü »* » Bu tecrübe de Jul Vern'in ruya- larından birini tahakkuk ettirmiş bulunuyor. Jul Vern, seksen yıl evvel, in- san'arı Kamere götürmek için böy le bir roket tasavvur etmişti, İsmi henüz ifşa olunmıyan bu kadın İngilterede 6 kere (O Avus » tralyada dokuz kere evlenmiştir, hayattadır. Kendisi son defa evlenmek üzere iken müteaddit kocalı olmak töh- meti'e yakalanmış ve tevkif edil « miştir. Kocalarınm hepsi Yakında muhakeme edilecek » tir. SAS ooo © os dd Mdiül ZE