26 Ekim 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

26 Ekim 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

pi ani mma a İİ nl 3 — VAKIT 26 B. teşrin 1933 SARETLER a kıp giden su de- Sil, 1.700.000 , Sterlindir Bir toz i i mi SİS külçe halinde 40 trdar, ii Se halinde biraz işlendikten Biz fiatı 60 isterlindir. İMA kğ ta, “Ar dükkânlarımıza soka - İşler, $ İŞ satışını allah bilir. 150 ton bakır kullanıl- re bizim buna verdiğimiz Bu Amerikadan | *rı gümrükten 80 ku -| Dükkân isimleri türkçe Bazı gençlerin yabancı isim taşıyan dükkânlara mektupları Bunların tehdit mahiyeti var mı, yok mu ? Tetkik ediliyor Mühendis mektebinden (bazı İ genç talebe ecnebi isimler kulla - bunu memnuniyetle telâkki etmiş- ler ve hatta Tokatlıyan müessesesi X 40 isterlin değildir. nan bazı müesseselere müracaat | camındaki (restoran) kelimesini isterlindir. Galiba | ederek birer mektup bırakmış'ar - sildirmiştir. Fakat üç mağaza da ik fiz t bir milyon 750 bin is- Va Kimin? lir life yolunuz düştü mü, bi- leşi 7 Orasmı her halde son l TA © İrmnğ Bir * duymuşsunuzdur. ğ ag, sin â ytü, Ben Erganinin yakının - | teldiğ MİYe denen kasabaya tib; Zaman gözlerim faltaşı ğe. > Ün, my hayrette hayrete düş- ki Uray nkü bu kasabada bir hay- ir 1, > Yel tersine çevrilmiş kap Aravanaya benziyordu. Fa - BA Yesilimsi şeylerdi. Taşa j İiyg, Yorlardı. Bunlar düpedüz Ç e bakır dösenmiş bir ka - baz İm, Ayak'arım taşa de - di A iğ 4 basıyordu. Ben bu bay « —* etrafın mor, yeşil, sari di den yy Pe “ak fa kasında yarın kurula - tp, Yikânın hayaline dalmıştım Yeni ve devrinde işlenilmiş olan ki teni itibariyle. Eti - Mağ, den daha ileri o'mıyan Mhtakasını şöyle bir ta - ler halinde uzayan ma- $'a De z Kömürün getirecek lökomo- ME gi Ç yağ işletmek için ne mü- N acak, diye de kendi saplar yapıyordum. « Ağaç yok, buraya ma | Yü ül yme ) gönderilen deve “ e kervanları, Tokada Kii “ervana eşekle karışmak gi- & gönderilen maden'eri J ir yapıyordu. i yen böyle düşünürken Erga - dık. Bir tepeden aşağı Pğg, ün bulanık derenin kena- nakladık, Vay Gi dere çok tuhaftı, o - b anık halinde ve yanındaki İ Yemyeşil hatlar insana : Bal yordu. ği Tituk, nik derenin kenarında bir d Kİ üyeinde bir küçük zincir, ha- üstünde beş kuruşa satar 'an bir tane, bunu suya ordu, ey tuhaf oyun, dedim, ya - Aştım, çocuk zinciri su - rdı, W sapsarıydı. Çocuk gü - “ suratıma baktı: — tin. Amca dedi, senin de zinci- içenin Sarartayım, ver... “ » a, dâkika geçmeden anah - la dt i © Öğerndik ki, bu bulanık hd baka hazinesidir. Ve su- “ay dan, dinlenmeden bakır Gi Hü m bir Alman dere- N kana bir tel ağ germiş, NO İman balık yaşamıyan bu Nt balıktan, daha kıymetli Vw) N 1$, ben gördüğüm za- " devlet istikrazı dolayısi - | benim de yolum bura- | MR zincir yoktu, | te, U vardı. Onu suya sal - i dır. İ Bu mektupta genler ecnebi i - | simlerin ve Türk gramerine uy - mıyan adların cümhuriyet bayra - İ mına kadar kaldırılması ve bun - İlarm yerine türkçeleri konması ri- | ca edilmektedir. Birçok müessese ve mağazalar İlde az aperln s Hediye tayyareler | Dün gece 7 kişilik bir İ ziyafet verildi İ Dostumuz Sovyet Rusya tara - fından ordumuza hediye edilmiş o İlan dört tayyare, Yeşilköye nak! !dilmiştir. | Tayyarelerin bir iki güne kadar tecrübeleri yapı'acak - tır. Tayyareleri şehirmize getir - miş olan jeneral İliyenin reisliği / altında bulunan Rus heyeti şerefi- i ne dün akşam kumandan Şükrü Naili paşa tarafından Perapalasta bir ziyafet verilmiştir. Ziyafette kolordu erkânıharbiyesi ile Rus konsoloshanesi erkânı hazır bü - lunmuş'ardır. $ Sovyet o hükümeti tarafın dan hediye edilen tayyareleri tes- | ime memur heyet şerefine dün ge ce Perapalas ote'inde tayyare ce- miyeti tarafından yetmiş o kişilik ' büyük bir ziyafet verilmişti Adalar kimin malı Kadastro heyetleri Büyük Ada - nın kadastrosunu yaparken bura - daki çamlıkları ve mahlül emlâki defterdarlık namına tesçil etmiş - ti. Evkaf idaresi Marmaradaki Bü yük Ada, Heybeli, Burgaz ve Kına lı Adaların kendisine ait olduğunu İ duğunu ileri sürerek Maliye Vekâ- leti aleyhine dördüncü hukuk mah kemesine bir dava açmıştı. Dava son safhasına girmiştir. Hazine a- vukatları burasının gayri sahih va kıf olduğunu ve bu gibi evkafın da hazineye ait bulunduğunu ileri sür müşler ve evkafın Adalarla hiç bir alâkası bulunmadığını, eğer ada » ların sahih vakıf olduğu anlaşılsa bile evkafın buralara tasarruf et - mesine kanunun müsait olmadığı- nr, ancak evkafın bir icare alabile ceğini söylemişlerdir. e Mahkeme / her iki tarafın vesikalarını tetkik ettikten sonra kararını verecektir. man tel ağ halâ derenin üstünde idi, ağın gözlerinde temurcuk to - | i murcuk bakır toplanmıştı. Tren süphesiz pek yakın bir zamanda Erganiye varacak, şimdiye kadar gizli olarak toprak altında kalan madenler meydana çıkacak. Fakat Erganinin bulanık deresi şimdi - ! ye kadar kaç yüz elli ton bakırı bir su gibi Dicleye attı?. k Sadri Eetm i ve Beyazıdın sahih evkafından ol! ———— | bu müracaatı tehdit mahiyetinde görmüş'er, zabıtaya, adliyeye, vi - İlâyete müracaatla isimlerinin de - İ Şiştirilmediği halde camlarının çerçevelerinin ve sairelerinin kı - rılacağından tehdit edildiklerin - i den bahsetmişlerdir. Bunun üzerine tahkikata başlı « | cektir. i Katil simitçi | Bir hiç yüzünden kavga bir cana mal oldu | cinayet işlenmiş, bir adam, hiç | denecek bir sebep yüzünden, di- İ ğer bir adamı bıçaklıyarak öldür müştür. o Simitçi Hasan. o akşam simitçi tablasını yol kenarına yer- | leştirmiş, satıyormuş. Bir aralık | inekçi Cemil isminde biri neklerile ile oradan geçmiş, Bu sırada hay - vanlardan biri nasılsa (o Hasanın simit tablasına çarpmış ve devir - i miş, tabii olarak simitçi tablasmı devirdiği için ineğe- 'değil, ineğin sahibı Cemile kızmış, küfretmiş, | Cemil, bu işte kendisini kabahatli olmadığını ileri sürerek sinirlenen simitçiyi yatıştırmak istemiş, Ha - Hasan büsbütün azıtmış, iki ada - min ârasında evevl bir dil kavgası başlamış, bu çok geçmeden dövü- şe dönmüş. En sonundada, bu hiçten çıkan kavga, Hasanın bı- çağını cekmesi ve Cemili vurmasıy le bitmiş. Zavallı inekçi Gureba bastanesine (kaldırılırken yolda ölmüştür. 2 Hâsan yakalanmıstır, Katil si- | mitçi şimdi adliyede cinayetinin hesabını verecek. Yaya yolcu gençler Bursadan otobüslerle Karaköye gittiler Türk lisesi izcilerinden otuz be- sinin cümhuriyet bayramında Ai karada yapılacak olan geçit resmi yola çıktıklarını dün O yazmıştık. İzciler dün akşam Bursaya © vasıl olmuşlar ve Bursa valisi tarafın- dan karşılanarak misafir edilmiş- temin edilen otobüslerle Karakös. ye hareket (o etmislerdir. Oradan trens binmeleri m'temeldir. İhtisas mahkemesinde Adliyedeki dokuzuncu ihtisas mahkemesi müddejvmumiliğine ta yin edilen Mitat Bey, sine dün başlararttır. | Celâl Sahir Bey Bir müddettenberi Alman has- İ tanesinde tedavi edilmekte bulu-| f© aidat gibi muhtelif meseleler nan Celâl Sahir Bey dün akşamki | dolayısıyle ihtilâf olduğu ve müna Kıy. | kasalar geçtiği için bu seneki inti- metli şair ve mebusumuza acil şi- | habat her zamankinden ehemmi - trenle Viyanaya gitmiştir. falar temenni ederiz . i — Evelki gün Topkapıda yeni bir| İ | | yan müddeiumumilik, birakılan mektupları tetkik etmiş, yazılan- ları takibat yapılmasını icap etti - rir mahiyette görmemiştir. Yalnız, | taahhüt iddiasının doğru olup ol - madığının tahkikine karar vermiş| ve bu tahkikatın yapılmasını poli- i se hava'e etmiştir. Polis, ifadelerini aldıktan sonra, evrakı alâkadarları dinliyerek tekrar müddeiumumiliğe göndere“ üç haydut tutuldu Pendik — Şile faciasının diğer iki failleri Pendik — Şile yolunda seyyar satıcı Akif ve Karakaş efendileri feci bir surette balta ve (o tabanca kullanarak öldürenlerden üçü za- bıtanın şiddetli takibi neticesinde dün yakalanmıştır; Öğrendiğimize göre, cinayeti asıl işliyenler, Adapazarı istika - metine kaçan ve henüz ele geçiri- lemiyen diğer iki kişidir. Dün ya- kalanan üç kişi cinayete iştirak et- mişlerdir. . Hadise Şile adliyesine intikal etmiş bulunmaktadır. Vilâyet jandarma alay kuman - danınn iştirakiyle yapılmakta o - lan ikinci (o takip te bugün yarın müsbet bir şekilde bitecek ve cina yetin bu iki asıl faili mutlak suret- te adaletin pencesine düsecektir. Ne sür'at! İstanbul telgraf idaresi | bir rekor yaptı! Telgrafların yerlerine çok geç gönderildiği bizde ötedenberi bir şikâyet mevzuudur. Bugün o çok yakından bildiğimiz bir hadiseyi anlatacağız: Muharrirlerimizden biri Macar başvekli ve diğer Macar misafirle- riyle birlikte Tekirdağına gelmişti. Arkadaşımız salı günü saat on ye- dide Tekirdağ poslanesine İstan —. buldaki evi için bir telgraf vermiş | ve saat yirmide kalkan Gülcemalle İstanbula dönmüştür. Salı günü verilen telgraf ise, © arkadaşımız İstanbula döndükten sonra, ancak | dün sabah altıda yerine verilmiş - ne iştirak etmek üzere yaya olarak! lerdir. İzciler vali bey tarafmdan ! ii yeni vazife ar. l Üzerindeki kayıtlardan anla - | sıldığına göre telgraf İstanbul pos tahanesinece şalı günü saat 20,4 te alınmış, sahibine tam on saat son ra teslim edilmiştir. Nisbeten yakın olan mesafe'er- telgrafla muhabere etmektense mektup yazmak veya bizzat kal - kıp gitmek daha doğru olacağı am laşılıyor. | Posta ve telgraf idaresinin gös-! terdiği sürate havranız, — Etıbba odâsı Bu gün saat ikide ha'kevi salo- nunda yapılacaktır. Oda azası a- rasında; idare heyetinin maaş ve hakkı huzurları, müteaddit vazi- yetli olacağı muhakkaktır, İ fini, le çerçeve'emez, ve İstanbul üstlerinde epeyier Halkın dili Halkın dili, en güzel dildir. Ağzında kusur olmıyan bir Ana - dolu uşağınm, ukalâlık etmiyen bir halk kadınının, bir yeri tari- bir derdi dökmesini, bir ha- diseyi anlatmasını dinlemek doyul maz bir zevktir. Onun duygusu girintisiz ve çıkınlısızdır. Teşbih- lerini aramaz, hislerini kelimeler gördüğünü söy- ler ve duygusunu olduğu gibi düm- düz anlatır. Cümhuriyetin onuncu yılı için, en güzel şiirler, halk destanları dır dersem, bana mist nız? Ben bunu inanarak rum. Meselâ tu Maraşlı destanına bakınız: inanmaz söylüyo: Esadın. Gördüm yokken hiç günahım “ t m çünki Bu hain bir padişaht Pürüzsüz, gıllıgışsız bir duy- gunun, makiyajsız meydana çıki- şı değil mi? Âşık Hasanın destanı da, aynı saf dille yazılmış. İçini dökerken kelime aramamış, “Benim içim dı şım dir,, deyip, duyduklarını dö- küvermiş. Belli, ki samimi... Gücüm. yetse keşke yazsam bir deslan ete dek nobaş ku- manden Methini söylerim kıyametedek Okunsa istekle nih: nizda her gü Ön yılda SN ) Şu sekiz satırda, on yılın her zaferi var. On yıllık edebiyat bi- ze işte böyle âşıklar (o yetiştirdi. Kim ne derse desin. Ben diyorum ki: Yazılarımızda halkın dilinden ayrılmıyalım. Selâmi Izzet Ekmek fiyatı İstanbul belediyesinden: Teşri nievelin yirmi beşinci (o çarşamba gününden itibaren ekmek altı ku - ruş otuz para francala on bir ku » ruştar, mk Fahreddin Kerim Bey Beşinci milli tıp kongresine İş - tirak eden Fahrettin Kerim - Bey dün Ankaradan şehrimize dönmüş tür, Fahrettin Kerim Bey bu sene ki kongreden alman neticenin ge- çen sene'erden çok fazla memnu- niyet verici olduğunu söylemekte- AY AE 26 Birinci teşrin 1918 — “Sul müzakeresine dair,, hükümet vazi- yeti tetkik ederek teşebbüsler lerasına başlar m4, bu teşebbilder kısmen bitaraf bir mer leket payltahtında osreyan etmistir, Banolar takarrür ettirildikten sonra, telerrunt konu » salarak mütarekenameyi iman ötü ürer murahahslar iatihap oditmis ve yola çakar » Danştar, — Dün şehrimize gelen düşman tayyarde. ri, yalnız Boğuzdan geçen sefalni harbiye ve hakkında tarassudatta bulunnınk ie temisterdir, Beyoğlu, Uskidar, o Haydarpaşa dolaştıktan sonra iki kısma ayrılarak gitmişlerdir. Müda faa toplarımızdan allam mermilerden © birl Haydarpaşayn düşmüş ve bir kişinin meeeri » hiyetine sebep olumaştur. — Avusturyanın İnfisaha doğru yürümeğe başladığını gören Avusturya Almanları, bir taraftan Avus*-yanın birliğini kurtarmak için elden ezleni yapmağa, bir taraftan da Almanyaya iltiahakı düyünmeğe haşlamştarı | der,

Bu sayıdan diğer sayfalar: