air emen eme menim — VAKIT 20 B. teşrin 1Y3 “sue Tin Edebi Tefrikası : 5 YANMA Bırakın gençler K ISKAN Ç söylesinler (Baş tarafı $ Ünel sayıfada) Km Nakleden : Selâmi Izzet Bütün hayat bu iki mücadele - yi nin şiddetiyle geçer. Mücadele, li yok, Ban mantosu yok, rımda, vücudunun hararetini hisse yeninin iye eskinin insanların vuh- Pei e Siyeri, larına işlediği nisbette hafif veya | dağını i işrap eden şey -| Bir gün, bir konferans veriyor - dum. Dinliyenlerden birine gö « züm takıldı. Ne kadar Ali Ferdiye benziyordu!... O anda karşımda Behire hayallendi... Sözümü şaşır- dım, duraladım... Cümlelerimi to - parlıyamıyorum... Eğer “tifik mus afiyetler,, hakkında söz söylerken, aklımdan geçenler şekillenecek ol sa, dinliyenlerin ağzı bir karış açık | kalırdı. Başka bir gün, muayenehanem- de, biraz Behireyi andıran, fakat saçlarını tıpkı onun gibi tarayan bir kadını muayene ediyordum... Fakat öyle dalgındım, ki bir türlü teşhisimi koyamıyordum. Gözle « rim hep saçlarına takılıp kalıyor - du. Kadın halimi farketti, Sıkıldı. Kendini dışarı dar attı ve bir da « ha gelmedi. Çok defa düşüncelerim birbiri - ne karışıyor ve nihayet hiç bir sey düşünemez oluyor, beyinsiz yaşı « yordum. lerde inkrlâpların öldürücü ve ya- yi hi Yanımd. a Atı Mu Akigelarin se ratıcı kudreti çıkar. a * bir deniz kızı gibi otu- İnkrlâplarm öldürücü kudreti inkârdır, Mazinin hükmetmek is - tiyen kültürünü inkâr onun şiarı - dır. İnkılbın yaratıcı kudreti mazi- aktı, Ziyindi, yüzüklerini tak ve Nesini sürdü. Behire Ferdi ia bu yüzükleri başkası tuvaleti üstünden) hi , #yıracak... Belkide hiç gm bir entari giyecek.. mn tanıyalı, ilk defa, May gi tırnaklı bir pençe - e duydum, elini avuçlarımın içi - ğurmasıdır. Eğer maziyi inkâr €- denler olmasaydı yeni © görüşlere, yeni kıymetlere sahip olan bir â“ lem doğmıyacaktı. ».*$ ime kg, Mane an. İşte giyindin bi geçiyor. yay Çaba ye ama, güzel ge lâba düşman ve inkılâbın zıddı 0- lan kıymetlere hürmet et, hem de inkılâpçı ol demek tenakusa düş - mek demektir. İnkılâpçının, inkılâbı sevenin vazifesi inkılâbın geçeceği yolu temizlemektir. Bunun için, gençle- rin çıkardıkları omecmualarda (*) yeniden eskiye hücumlar gö - rüyorsak bunu seciyesizliğin alâ - meti addetmemeliyiz, seciyesizliği inkılâp düşmanlarma her ne su « retle olursa olsun avans veren lerde aramâk lâzımdır.. Bırakınız ar, rg na *eni beklediğim zaman işemiyecek... tiye İ düşünürsün, gene güzel öy vir daha ne vakit © gelecek» Be Ni ne demek?. Gün “öyle, b yeman, gelecek ay ge - . » * Bir gün, saat on bir buçukta te- lefon etmek istedim. Ne kötü gün dü o!.. Benim için en fena saatti. Tam poliklinik saati!.. Ondan son ra da muayenehanemde bulunmak Kaz Alay mecburiyetindeydim. gençler devirlerinin * heyecanımı Nia etme Behire... Söyle, şa| © Ama telefon ettim. bağıra bağıra söylesinler,.. biz a- Süeğe baş değil mi?.. Her seferinde bir başka ses ce -| sıl gençliğin yenilik davasında v harem ne vap verdi. sustuğu zaman korkalım, çünkü o Mameğiye bü görüşecek mi| Bir şey söylemeden telefonu kas ar gençlik irticai elinde de - in. padım. « « i mektir. , ün değil nalk, bir ay da | © Üçüncü gün, nihayet sesini duy Sadri Etem nee bir ay sensiz | dum. iin Bi ii (*) Varlık ve Geçit. — Bonjur!.. Nasılsınız? — İyiyim!... Daha doğrusu fena değilim. Yalnız mısınız! rai gönül eğ «| zin Gi #eyler söyleme Behire, e YAKIT karilerinden Bakırkö öy pazarından > Bak eceksin? — Evet... o gürültü mü?.. Hiz » im Belki bu ay içinde metçi elektrik süpürgesile halıları şikâyet haz Yük on v ri süpürüyor. Bakırköy karilerimizden aldı- ün erden biri, Rİ İl 8) ğımız mektuplarda Bakırköyü - dl 2 Sa uz Tİ Evet... Siz neye pek iyi değik | nün en güzel ve en işlek yeri olan yg âvg te Çı et,osas| siniz, in pe Yenimahalle ile istasyon arasında ç Biri Mah 5 Kafama bir ay, düştü, ki büyük meydanda son günlerde vee Ge VAS kal — Ne düştü. “| her gün pazar kurulmaktadır. dım, gidiyorum..| o — Ay ay, bir ay. ilkan , boyalarımı bo-| — Ha!.. Bu pazar köylüler pazarı oldu- 77 ğu için bütün köylüler beygirleri, hayvan'arı ve arabaları ile gele - rek bu meydanda sabahtan akşa - Kahkahası çınladı: — Bu acı nasıl tedavi edilir? army, bi, yokmuş... # vi — Gel! Yk Gi SE Me vakit? ma kadar bulunmaktadır. hep, Geçen günü düşü .| — Gelecek hafta. Akşamları ise belediye burala- ka — Gelemem. rını iyiden iyide temizletmediği i- MR gem e ve gözlerimin ö-| — Daha öbür hafta, çin o civar halkı pis bir koku tesiri deyin var, — Peki. altında kalmaktadırlar. Bilhassa A gelen Be i — Ne günü? evlerde gürültüden patırtıdan sar- iin giden ny ” | — Perşembe. fınazar pis kokulardan oturulma - — Kaçta maktadır. akin n ne sovdalıydı, ne| z b > ii seiiyerdü. | a saatte. Sıhhi noktai nazardan çok za- rarlı olan bu pazarın Bakırköyün en güzel yerinden daha başka bir yere nekli rica edilmektedir. ———.. Zaroağa geziyor ! Türkiyenin ve belki de dünya » i nın en ibtiyar adamı olan Zaro A- ğa İngiltereden getirdiği şık bas - tonile dün adliye civarında bir ge- zinti yapmıştır. Zaro Ağa, etrafm da toplanan kalabalığa hep hasta- lığından, yalnızlığından şikâyet et miş, baş ve diz ağrılarına hiç bir doktorun çare bulamadığını söyle- miştir. Dünkü gezinti, ihtiyar Zaronun hastalığından sonra ilk uzun do - laşmı ıdır. fer, mü i — Teşekkür ederim Behire... Al ez m Buluşmayı ilaha ısmarladık Behire... | ildü. i vim İğ ie e Gene gü emi kapadı km Penceremin önündeyim. Alnım ia era TAİ d cama dayalı. Gözüm sokakta. On Şak Acaba iri ii E dakika, on beş dakika... Odanın izgi AYAİE | icinde dolaşmıya başladım. Ken - e bir ZÜme meler... | dizi gülünç buluyorum. Bundan mi kızdı? Birlâ| . . ie ici Sy da2... yirmi sene evvel de, gelip geçici him sevdaların kahramanlarını böyle ir Bi işlerimin ara- bekledim... Yirmi seneden beri ri ai meşhur bir doktor oldum. Eeserle- rim, derslerim, talebelerim ve has- talarım var.Herkes hürmetle elimi sıkıyor, bense, dört dıvar arasın da, gözüm pencerede, gelmiyen bir kadını bekliyorum. ÜMMİYE burnu. - a e a Ne > *— bi gg Se E itenin e » gönlümde da hU görüyorum... efesi ve var... Avuçla şiddetli olur. Bu şiddetli döğüşme- LİL DA Holivuda | mı yalnız... — Ses'i ve sözlü film, sessiz Fil -| min bazı yıldızlarını söndürdü. Çoğu, hiç değilse sönükleştiler, Lil Dagovere ise, yeni vaziyetin men- siz filmden sonra tiyatroda muvaf | fak olduğu gibi, sesli ve sözlü filmde de ayni muvaffakıyet de - recesini muhafaza etti. Kendisi - nin sade sessiz film yıldızı o'ma - sesli ve sözlü filmde vaziyetini! aksatmamakta mühim bir rol oy - nadığı, hakiki vaziyete uygun bir' mülâhazadır. Devamlı faaliyet eserleri “Va Bank,, “Eski şarkı,, “Miralay re - dl,, “Seni hiç unutmıyan bir kadın var,, ve 1931 - 32 sinema mevsi - minin en muvaffak filmlerinden sayılan “Kongre eğleniyor, v. s. Derken film ve tiyatro sahasında | çalışan yıldız, Amerikalılar tara - fından Holivuda davet edildi. rada “Monte Karlodaki kadın,, i- simli ingilizce filmi çevirdi. Bu filmi çevirmek için Amerikaya git tiği zaman nasil coşkunlukla kar- şılandığını ve filmin gösterilmesi, bu coşkunluğu nasıl arttırdığını, geçen cuma günü çıkan sinema sa- yıfasında anlatmıştık. Lil Dagover, bundan sonra, AL manyada film çevirmekle ve sah- ne eserleri oynamakla meşgul ol - du. Bu iki cepheli faaliyeti, bugün de eskisi gibi devam ediyor. Ve da ha hayli devam edeceğinden şüp - he eden yoktur. Bilâkis! Lil Dago verin Almanyada son zamanlarda çevirdiği filmlerden “Ateş gecesi,, filmi fevkalâde hararetle karşı - lanmıştır. Kendisi, bu (filmde Hans Stüve ile birlikte o oynuyor. “Baştan başa şiir dolup taşan bir film,, diye anlatılan bu filmden,' çevrildiği zaman, sinema sayıfa - sında etraflıca bahsetmiştik. Bu ' filmde tabiat, bilhassa gece mari - ' zaralarının, Lil Dagover, Dita Par “le ve Villi Friç taraflarından oy - "nanan, burada gösterilen ve çek beğenilen “Macar Rapsodisi,, fil - mindeki tabiat ve gece manzara - larından daha mükemmel bir tarz- da filme alındığına, filmin bir hu- susiyeti olarak film münekkitlerin ce işaret edilmiştir. “Ateş gecesi filminin bu sinema mevsiminde İstanbula da getirilmesi, kuvvetle muhtemeldir. Bu ihtimalin kat'i - yet şeklini alması, temenniye de - ğer bir şey! Lil Dagover, bundan sonra ge- ne Almanyada mu film çevirecek, yoksa Amerikaya gitmeyi mi ter - cih edecek?, Bu husus, şimdi araş- tırılan bir cihet teşkil ediyor. Çünkü, Amerikada gerek kendisi. nin, gerek filminin çok hararetle karşılanması üzerine, Amerika film şirketleri, Lil Dagoverin bun- | dan sonraki film faaliyetini Holi - vuda hasrettirmek yolunda ciddi teşebbüslere baş vurmuşlardır. İ Lil Dagover, kandırıcı birçok — İeklife rağmen, henüz müspet bir Almanyanın En Güzel Yıldızı GOVER IN HAYATI:5 Davet! “Monte Karlodaki Kadin. "— » — Almanyaya dönüşten sonra — Almanyada mı kalacak, yoksa Amerikaya gidecek ? — Lilyan Harvey gibi vefasız değil, Bir keşif ve bir ikaz! cevap vermemiştir. Almanlar, o - nun Lilyan Harvey gibi vefasızlık etmiyeceğini, tiyatro sahasındaki faaliyetiyle beraber, film sahasım- ye benzemiyen yeni bir hayat do -! fi bir tesiri olmadı. Bilâkis, o, ses-! daki faaliyetinin en büyük kısmı” nı ötedenberi olduğu gibi Alman film şirketlerine ve Almanyaya hasredeceğini umuyorlar. Yıldız » - larının olsa olsa arada birkaç film | çevirmek i için Holivuda giderek o- Bu bakımdan artık hem inkı -| yıp, sahne artisti de olmasının | rada kısa bir müddet kaldıktan sonra Almanyaya döneceğini, sa - | natının yeni muvaffakıyetlerle tac lanması için Almanyada ça'ışma sahasının kâfi derecede müsait bu lunduğunu yazıyorlar. “Amerikadaki studyo mütehas sısları, yeni bir Lil Dagover keş» | | fettiler. Biz, mükemmel teknikle - rile ortaya koydukları yeni Lil i Dagoverden ve onun yeni göze çarpan san'at hususiyetinden de, istifade etmek istiyoruz. Ameri - , kalılâr, onun daha araştırılması ve meydana çıkarı'ması lâzım san'at hususiyetleri o bulunduğunu bize zesdirdiler, Onların, tabit istemi « yerek ikazlarından biz bol bol is- tifade etmesini bileceğiz.,, İşte, Almanların şimdi Lil Da- goverden bahsediş tarzlarını onun karşısındaki vaziyetlerini > göste - rir bir mütalea! Lil Dagoverin hayatını geniş sahadaki san'at faaliyetini şöyle kısaca bir gözden geçiriş mahiye » tinde olan bu yazıyı, burada biti « riyoruz. Almanyanın en güzel ve müs - tesna yıldızının hususiyetleri, ha « yat safhaları, bundan evel ve bun dan sonra sanat faaliyeti, sırası j geldikçe gerek sinema sayıfasın- da, gerek sayıfa haricinde — dilecektir. SON 50 yaşındaki sarhoş i Evelki gece saat 20,5 ta Tokatli | yan oteli önünde çukurda yatan bir sarhoş bulunmuştur. Hüviyeti | tesbit edilemiyen ve 50 yaşlarında tahmin edilen bu sarhoş if 4 remiyecek bir halde Ce hastanesine kaldırılmıştır. Malay 2 Fransız meclisi hariciye komisyonunda i PARİS, 19 (A. 14.) > Haya 3 jJansından: Meclis hariciye komisyonu ha « rici siyaset ve bilhassa Almanya - nın çekilmesi üzerine doğan, yet hakkında noktai nazar ne başlamıştır. Kısa bir müzakereden sonra komisyon, Almanyanın yaptığı ha reket dolayısile dörtler misakının artik kabili tatbik olmıyacağına karar vermiştir. a Komiserlerden birisi Almanla- rın metaliplerinin merkez noktası olarak telâkki ettikleri Sarre me * selesine nazarı dikkati celbetti. M. 4 çe nutkundan çıkan Mr.