fik iş: Futbolu teşki- | Maslak kazasına Şişlide harıl harıl işliyel emeli zehir fabrikası (Baş tarafı Linci sayıfada) - lâttan ayırmalıyız! (Baş tarafı 1 inci sayıafda) | vardır. Fakat meselâ © Futbolda! muallim Hikmet Emin Bey, müd- | kendi baline bırakmalı. Çünkü| mağlübiyetimizin sebebi bu değil. ' deiumuiliğe müracaat ederek, bu Bu kısım para da istemez. Seyir-| dir, atletizmde bundan doyalı ge- , hususta bazı malümatı olduğunu cisi onun tabii varidatını teşkil €- der, ; Kalır bir milli takım meselesi. | Bu takımlar her milletin karakte- | rine göre bir takım şekillerde yetiş tirilirler. Biz de de sayısı kırktan az olmamak şartiyle bir takım fut- bolcular seçmeli, bunların istikbal lerini temin ederek bir arada çalış tırmalıdır. Harici temayüller üze- rinden müessir olmak üzere bu| kendi kendine bırakılacak şubeye | bir hükümet komiseri terfik oluna- bilir, Teşkilât meselesi İ Ben kendi hesabıma, teşkilâta' herhangi âli kuvetlerin müdahale si taraftarı değilim. Spor bir kere zevk ve refah meselesidir. Bunun için cebirle olmaz. Cebir edersek bir kısmı çalışmayı bırakır, kendi! eğlencesi için oynar, yüzer, güre“ şir ve müsabakaya girmez. O za- © man da kontrolün haricine çıkar. Spor işleri himaye edilebilir. fakat terakki etmesi için zorlanma malrdır. Meselâ bir fidan tasav-| vur ediniz, bunu sulayabilirsiniz| fakat uzasın diye çekemezsiniz. Çünkü kökünden çıkar... Bence bugün hali taassubunda bu- lunan futbol, hafif atletik, denizci- lik, tenis gibi sporları Avrupa fe- derasyonları gibi müstakbel fede- rasyonlara bırakmalıdır. Hüküme tin ve efkârı umumiyenin spordan istediği harici temaslardaki muvaf fakıyeti temin için bu federasyon- lara beynelmilel temas imkânını vermelidir. Atletlerimizin Rusyada 160 mil yon içinde kazanmalarının sebebi Ruslardan daha fazlaca yani dört beş defa beynelmilel temaslar yap- mış olmalarıdır. Görenler anlatı- yor; bizimkilerle yarışan Ruslar yarışa başlamazdan evel tir tir tit- riyorlarmış. Bu titremenin sebebi asabiyet ve şüphedir. Halbuki ay ni Rus şampiyonu kendi dahili mü. sabakalarında bu hale katiyen uğ- ramaz çünkü yanında koşanların | iktidarını bilir, derecesini bilir ve | rahat rahat koşar. Bizim elimizde unsur yok değil, Meselâ Balkanlarda derece yapa - mıyan Veysi bir buçuk (senedir Frantadadır ve şimdi Fransız eki- | bine disk atma rekordmeni olarak alınmış bulunuyor. Çünkü çocuk orada yaptığı temaslarla kalitesini birdenbire arttırmıştır. Hükümet bence sporla olan 3-| SUNK VE spora vereceği milli is- kameti daha ziyade kendi elinde bulunan orduya ve maarife telkin ederse çok iyi netice alabilir. Ora dan yelişip bize gelenler hüküme tin arzu ettiği şekilde edindikleri maddi ve manevi kıymetlerle mü- cehhez olurlar. Beden terbiyesi meselesi Şimdi kalır beden terbiyesi me- selesi. Ben spor teşkilâtının bu- nunla alâkadar olmasına taraftar değilim. Bunlar bütün bütün ayrı şeylerdir. Beden terbiyesi, fikir terbiyesi hıfzıssıhha gibi bütün ef- radı milletin yaşamak için almıya mecbur oldukları bir terbiyedir. Fa kat spor öyle değildir. Spor, tok| adamların asrın kavgacı ruhuna uygunbir zevk olarak yaptıkları bedeni harekettir. geli yaka yiz mamenin birçok aksı . yerleri A eği İ zurlarından bahsetti. | ki fikirlerini de şöyle hulâsa ede- I yor. ! sekilde hafiflerse o ilerleme de du- İ pr ihsas etti, şöyle d ri kaldığımız gibi... Futbolu bugünkü mevcut teşki- lâttan tamamten ayırmalıyız, de- miştim. Yunanistanda da vaziyet | böyledir. Biziri de yapacağımız ilk iş bu olmalıdır. Çünkü sporu | kurtarmak için evvelâ hasta bünye yi vücutten ayırmalıdır. Futbolcu- lar çalışmamışlar, geri kalmışlar - dır. Diğer kısımlar ise teşvike muh- | taç oldukları için onları toplıyan federasyonlara yarı istiklâl verme- li, bun'arın reisi veya mümessille- rinin iştirak edeceği bir spor milli komitesi kurmalıdır. Bu kemite u- mumi merkez yerin kaim olur, fa- kat sporun büyük işlerile meşgul ol ması şartiyle... Ban herhalde spora vesaitin'n ih- zari ve tatbikinin kolaylaştırılması şeklinde müdahaleyi iyi o buluyo-| İtalyada takip edilen usul Burhan Beyle İtalyada takip e- dilen usul üzerinde de konuştum. Taraftar olmadığını işaretle mah- Bu hususta» bileceğim sanıyorum: “İtalyanın yaptığı şekilde ha- zırlanan takımlar profesyoneldir- ler, Böyle olduktan sonra bunu açıkça profesyonel olarak yetiştir- mek daha hayırlı olmaz mı? İngil- tere de profesyoneldir ama milli takım yetiştirmek için profesyonel değildirler. Serbest olan İngiliz sporu bugün gene ön safta bulunu Ben şuradan buradan, hatta ce- nubi Amerikadan oyuncu getiren İtalyan sporunu fazla pistonlaşmış ve bu şeraitle ilerlemiş buluyorum ve bu tazyik devresi herhangi bir rur zannediyorum.,, — Ya mektep talebesi bahsi? “— Eğer futbolu teskilâttan ayı- rırsak diğer ferdi sporlar için tale- benin ve askerlerin sivil klüplerle temasını ihzar edeceğimize ka- niim.,, Burhanettin Beye, fahri ve mu- vazzaf idareciler fikri etrafında da düşüncesini sordum. Gülümsedi ve buna da pek tarafi Imadığı- yordu: “Pek taraftar değilim. Çünkü.. Amatör sporcuların para ile çalı - şan bir şefe karşı edinecekleri dü- şünceyi, alacakları tavrı düşünüyo rum da.. Hürmet ve disiplinin eski kuvvetini muhafaza edemiyeceği aklıma geliyor. Fakat başların maiyetinde çalışacak, meselâ bir baş kâtip ücretli olabilir, o vakit te mesele değişir. Bir federasyon reisinin, diğer | işleri arasında bu işle uğraşmada | güçlük çektiği veya çekeceği bah- sine gelince bu da yalnız bizde te. | sadüf edilen garip şeydir. Çünkü! bizde her işi federasyon reisi ya -| par, ! Halbuki Avrupada bir federas- yonun hiç değilse yirmi otuz azası | vardır. Ve işler bu azalar arasın»; da taksim olunmuştur. Herkes! kendine verilen işi yapar, Bütün bu işlerin bir araya gelerek umumi karara bağlanması için de ayda bir yapılacak bir toplanma kifayet e- der. Bu o kadar büyütülecek bir iş değildir.,, A. Sırrı bildirmiş ve derhal ifadesi alın- mıştır. Hikmet Emin Bey, klişesi Alâettin Beyi otomobil içinde yanında bir kadın bulundu- halde Zencirlikuyu istikametin e e RA A İnma, elinde bir paketle uzun boylu | de Şişliden geçerken gördüğünü söylemiştir. Bu ihbara göre, şimdi bu kadı” nın kim olduğu, kaza sırasında direksiyona geçmiş bulunup bulun madığı cihetlerinin tesbiti kalıyor. Şahit, kadının kim olduğuna dair malümat verememiştir. Ancak, bu kadının, otomobil Şişliden geçer- ken direksiyon yerinde oturmadı” ğını anlatmıştır. Yeni vaziyet itibariyle, şimdi bir de bu kadının kaza yerine var- madan önce otomobilden inip in- mediği, indiyse kazadan sonra evine nasıl gittiği cihetleri vardır. Dün de işaret ettiğimiz gibi, Alâ- ettin Beyi kazadan sonra yol üze- rinden alarak Şişliye getiren şoför Bahaettin Efendi, onun yanında başka birisi bulunmadığını söylü- yor. Otobüs şoförü İsmail Efen- dinin kaza yeri civarında içinde bir kadınla bir erkek bulunan bir otomobilden “Dur!,, işareti veril- diği şeklindeki şahitliği ise, erke- İ ğin Alâettin Bey olup olmadığını kestirememesine ve müphem ol- masına rağmen, vaziyette Hikmet İ Emin Beyin dünkü ihbariyle hafif bir irtibat noktası teşkil ediyor. Alâettin Beyin yanmda kaza sı rasında bir kadın bulunduğu ihbarı üzerine yapılan tahkikatla katileş- ti farzedilirse, bu kadm, evine İ yalnız dönmüş, oradan geçen baş ka bir otomobile binmiş olacaktır. Fakat, ortada herhangi bir şoför tarafından “Yolda otomobilime bir kadın bindirildi, yahut “Bindi, şeklinde bir ihbar yoktur. Bütün bu karışık vaziyetin, yakında aydınlanması, müspet, menfi kati bir neticeye bağlanması kuvvetle muhtemeldir, Diğer taraftan Alâettin Bey, ka- za ile alâkasını eskisi gibi inkârda | musırdir. Vaziyet, sorgu, şahit dinlenilmesi ve şahitlerin Alâettin ! Beyle yüzleştirilmesi safhasında- dır. Alâettin Bey, hakkında verilen tevkif kararına dün İstanbul ağıt ceza reisliğine müracaatla itiraz et miş, serbest bırakılmasını istemiş, fakat itirazı erddedilmiştir. ———— Bir köylünün başını ve kalbini parçalıyarak öldürenler Çatalca kazasının Haraçlı kö- yünde oturan Halil İbrahimi öldür mekten suçlu Aziz, Mehmet ve A- rifin muhakemelerine, dün İstan- bul ağır ceza mahkemesinde de- vam olunmuştur. Halil İbrahim, odunla kafası ezilmek, kurşunla kalbi parçalan mak suretiyle öldürülmüştür. Da- vaya göre, suçlular, Halil İbrahi- min kafası ezilmek suretiyle öldü- ğüne kanaat getirmediklerinden, sonra da kalbi üzerine nişan ala- rak kurşun sıkmışlardır. Kendileri inkâr ediyorlar. Mu- hakeme, şahit çağırılması için kal- mıştır, o akşam! (Baş tarafı lınci sayıfada) ğını söylemiş, mutabık kalınmıştır. Bu muhavereden sonra zabıta memurları hemen şerbetçi ve şeker ici dükânına giderek icap eden ter- itibatı almışlardır. Saat üç olmuş, üç buçuğa beş kala şerbetçi dükâ- esmerce bir zat girmiş: — Bir turunç şerbeti verin!. Demiştir. Daha evvel Alber Kaldiron dü- kâna gitmiş, bir masaya oturmuş- tu. Dükânm arka tarafında da sivil memurlar bekliyordu. Uzun boylu adam elindeki pa- i keti Alber Kaldironun masası ü - zerine bıraktıktan sonra kendisine uzatılan şerbeti içmiş, parasını ve- ireceği sırada dükânın arkasından ve dışarıda kitap sergilerini seyr eder gibi görünen sivil memurlar tarafından yakalanmıştır. Uzun boylu, esmerce zatin ismi Hikmet Beydir. Aslen Rizeli olan Hikmet Bey yakalanınca bir şey söyleme - miş, otomobille emniyet müdürlü ğüne götürülmüştür. yarım saat evvel İzzet Beyin, Alber Kaldirona götürülmek üzere ken - disine verdiğini söylemis, memur- lar hemen İzzet Beyin Bebekteki evine koşmuşlardır. İzzet Beyin evinde araştırma ya pılmış, fakat kendisi bulunmadığı gibi eroin namına da bir şeye te- sadüf edilememiştir. Bu vaziyet karşısında zabıta ve gümrük mu- hafaza teşkilâtı İzzet Beyi yakala- İ mak için her tarafta sıkı araştırma meşhut halinde yakalanan Hikmet Bey sorguya çekilmişti. Hikmet Bey, eroinleri İzzet Beyin kendisine verdiğini ve fab- rikanm nerede olduğunu bilmedi- ğini söylemiş, fakat üzerinde çıkan bir elektrik makbuzu, sözlerinin hakikate hiç te uymadığını isbat etmiştir. Çünkü makbuzda Bir e- vin yakamıyacağı nisbette elektrik fiatı görülmüştür. Hikmet Bey, bu makbuz karşı- sında ve memurların evine gide - ceğini görünce, itirafta bulunmuş — Evimde fabrika vardır. Gidi- niz!. demiştir. N Bu itiraf üzerine memurlar Hik katta dolapta 20 kilo yeni yapıl - mış eroin bulunduğu gibi, alt kat- taki bodrumda da imalâthanenin kendisi meydana çıkmıştır. Bu imalâthane şimdiye kadar yakalananların en büyüğüdür. E- vin bodrum katı ve arka taraftaki beş oda tamamen eroin imalâtha- nesi haline getirilmiştir. Beş yüzü o'acakların da münakasa gün Komisyoruna imüracaat'arı. Nâzim Beyin dükânmda bulunaca- | Hikmet Bey, dört kilo eroinin | ya başlamış, bir yandan da cürmü | met Beyin Şişlide Bomontide Si-| lâhşor caddesinde 28 numaralı e- | vine gitmişlerdir. Eve girilmiş, üst | 1COCO metre elbiselik kirpas : pazarlıkla münakasa 933 Cumartesi günü saat 14 di Deniz Kuvvetleri ibtiyacı için 20. 8-933 tarihinde K#' zarfla yapılan münakasatında teklif edilen fiyatı Vekâleti lece gâli görülen yukarda mıktarı yazılı kirpasın pazarlıkla nakasası hizasındaki gün ve saatte yapılacağından şartna görmek istiyenlerin her gün ve daha ekven fiyatla itasın# : !caviz dolu asit şişesi, 30 a yak” kova, damacana, tüpler, elekle" çantalar, çuvallar, kazanlar ve İli kiloya yakin mayi halinde m0 fin bas, afyon ve sair bir çok ve edevat bulunmuştur, Bodrum katında arkadaki ir” lâthaneye geçen yolun sağına k9 şuların görmesine mani olmak İ# büyük bir halı gerilmiştir. bir de telefon vardır. Hikmet # burasını altı ay evvel kiralamı#*) İmalâthanenin beş aydan beri lediği anlaşılmıştır. İmalâthane gece yarısına do basılmıştır. Evde bulunan Ti sin Bey isminde bir genç te n ret altına alınmıştır. Tahkikat geceden sabaha devam etmiş, Hikmet ve İf | Beylerin itirafları üzerine sab” leyin iki büyük tüccar da ev' de yakalanmışlardır. Bunlardan biri, karilerimi ismini pek iyi hatırlıyabilecek” i meşhur zenginlerden baklacı “© i Yorgidir. Bu adam, bundan velki iki eroin hadisesinde de kadar göründüğü için yakalan! kefaletle serbest bırakılmıştı. Diğeri de Sotiriyadistir. Di) ayni zamanda bu tüccarların kalardaki kasalarda ve Alber dironun Osmanlı bankası İsti şubesinde kiraladığı kasasınd8 araştırma yapılmış, fakat bir bulunamamıştır. Bugünkü neticeye göre, Se yadis ile baklacı oğlu Yorginin şebekenin sermayedarları oldi Tahakkuk etmiştir. Fikret Be) henüz yakalanmıyan bir Rum | işini deruhte etmişlerdir. Alber Kaldiron ile Izzet Bef şebekenin ihracatçılarıdır. E leri Parise götürenler, yataklı gonlarla gelip giden bir kaç mış sahsiyetlerdir. Eroinleri riste alan Niko isminde bir tü ile Sotiriyadisin kardeşidir. diye kadar bir hayli eroinin K rıldığı muhakkak addedilmek” dir. Bunardan başka Lütfi, Ş ve banker Safra zan altınd Sorgular, dün geç vakte kadar vam etmiştir. İmalâthanedeki yalar kamyonla emniyet müdüf ğüne nakledilmiştir. Tahkikat vam etmektedir. Şark panayırı Bari, 6 (A.A.) — Suriye vi i meti ile Sionistlerin milli mi di olan ve muhtariyeti haiz bul! İ Tel - Aviw şehri de şark pan na iştirak edeceklerini resmi rak bildirmişlerdir. Bulgar ticaret nazırının, rı gezmek için, yakında Barif* # mütecaviz boş asit ve yüzü müte-| mesi beklenmektedir. , Deniz Levazım Satınalma Komisyonundar * : 9 Eyi” gi esiri ai? ve saalinde muvakkat *© ie makbuz'arile birlikte Kasımpaşada Deniz Levazım Satın? (4000) İ